Turkiye Cumhuriyeti’nin Savcilarini Goreve Cagiriyorum!

Bugune kadar blog ortaminda fazlaca yer vermesem de, Basbakan’in ozellikle de malum medyanin bilincli ve kasitli tutumu karsisinda, sinirlerine hakim olamayip muvazenesiz tepkiler vermesini kendimce elestirmis, hatta Basbakan’i suclamisimdir.

Amma ve lakin bu sefer benzer bir tepkiyi, hatta daha fazlasini ben verecegim. Zira “Turkiye’nin Gazetesi” olarak nam yapmis olan ‘sey’de tam bir fecaatle karsilastim. Hayir bu ‘sey’i alip okudugumdan felan degil. Cok uzun zamandir bu ‘sey’i temizlik yaparken yere serme amacli bile kullanmiyorum. Sanirim en son evime girdiginde, evimin duvarlarini boyayan ustalar parkelerin uzerine sermisti.

Simdi buradan Cumhuriyet’in bagimsiz savcilarina sesleniyorum.

Asagidaki satirlarin yazari, Turk Ceza Kanunu’nun o meshur 301. maddesine gore suc islemis olmuyor mu?



“ Toplam 36 Padişah çıkarmış Osmanlı hanedanından Fatih Sulan Mehmet'i, hadi kılıçlarının hakkını vermek için Yavuz Sultan Selim ile bir de Kanuni Sultan Süleyman'ı ayırırsanız geriye kalan 33 Padişah'tan hangisini saygıyla, hayranlıkla, ileri görüşlülükle anacaksınız?

Manipülasyon Nedir   Küresel ısınma Karikatürleri  Türk Bilim Adamı  Liderlik Nedir?    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri  Enformasyon Nedir    Slogan Nedir    Enflasyon Nedir    Nükleer Santraller  Devlet Nedir


Kurucu tebaasını yani Türk halkını ezen ve azınlıklara ezdiren başka bir hanedan biliyor musunuz?


Tüm tarihinin üçte birini zilletle geçiren hangi hanedana özlem duyulabilir?


Hadi askeri alandaki yenilgilerini sineye çekmeye çalışalım. Tüm Osmanlı tarihinin medeniyete katkı anlamında ortaya koyduğu -Mimar Sinan'ın hepimizin göğsünü kabartan muhteşem eserleri dışında- ne vardır da biz bilmiyoruz?


Koskoca 600 yılı bir tek Sinan'la açıklayabilir miyiz? ”

Sayin savcilar! Geregini yapin ya da bir izah getirin lutfen.

Tamam biliyorum, yasa degisiklige ugradi. Ama yukaridaki satirlar, Turk Milleti’ni alenen asagilamak kapsamina girmiyor mu? Ama pesinen soyleyeyim; tarifini yapmakta zorlandiginiz ‘Turk Milleti’ kavraminin icinde 600 yillik Osmanli yok da yalnizca 1923 sonrasi, hadi bir de olsa olsa bundan bir kac bin yil onceki Orta Asya cografyasi var ise, soz konusu suc duyurusunu dikkate almamanizi rica edecegim. Fakaaat... o zaman da 1915’de yapilanlari, hem de donemin Osmanli hukumetinin kendi vatandaslarina yaptiklarini elestirmenin nasil oluyor da bu ceza yasasi kapsamina girdigini izah etmeniz gerekecek.

Simdi gelelim yukaridaki zavalli satirlarin yazari zircahil beyefendiye. Bu zatin ayni zamanda, ulkemde kerameti kendinden menkul, Basin Konseyi’nin de baskani sifatini tasidigini ayrica hatirlatmak isterim.

Zannimca fikre fikir ile, tahkire tahkirle mukabele etmek lazimdir.

Bre mendebur adam! Cehalet ve hamakatin hiyanet curetiyle karistirilmis hali. Ne yapmali simdi seni?

Umarim, bir Osmanli Pasasi olarak Osmanli'nin kurumlarinda yetistirilmis olan Mustafa Kemal Ataturk bir gece ruyana girer, o ablak suratina bir Osmanli tokati yerlestiriverir de “koskoca 600 yili” neyle aciklayabiliriz, bir guzel ogretir sana.

29 Yorum Var.:

DaesAgelmar dedi ki...

Kendi geçmişine ve tarihine bu kadar düşman başka bir basın dünyada var mıdır? Nefreti ve kasıtlı eleştiriyi anlamak mümkün değil. Evladın babasını reddetmesi ne kadar mümkün ki? Biz istemesek de, tepki göstersek de dünyanın geri kalanı bizi Osmanlının devamı olarak hatırlayacak. Bu imajı doğru kullanmak ve strateji belirlemek için kafa patlatmak gerekirken aşağılık psikolojisi içine girmek kabulu mümkün olmayan bir davranış.

rdynk dedi ki...

Son söz yine Oğuz Atay'ın olsun:

"İlerici, gerici her türlü akımların tekelini ellerinde tutan bir küçük yarı-aydın çetesi, yıllardır kendini yenileme gereğini duymadığı için bugün artık yerini kaybetmemek için ancak bezirgân oyunlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. (...) Bugün haksız olarak gasp ettikleri yerler gerçek sahiplerini beklemektedir. Halkın evrensel ruhuna inanan; onu derinliğine tanımaya çalışan gerçek bir aydın topluluğu bu kültür gangsterlerinin yerini almazsa toplumun, çağın çok gerisinde kalacaktır..."

Bana göre Ekşi gibiler tarihimizi akıl cebimizden çaldıkları için "tarih gangsterleri" olarak adlandırılmayı hak ediyorlar.

Mustafa Armağan - Oktay Ekşi Osmanlı'dan Ne Anlar?(http://www.haber7.com/haber/20090308/Oktay-Eksi-Osmanlidan-ne-anlar.php)

Kubilay dedi ki...

Yazının konusu, haklılığı, haksızlığı bir yana, 301'den birisinin ceza almasını istemek nahoş zannımca. Hoşumuza gitmese de herkesin ifade hürriyetinin olması lazım.

bliyaal dedi ki...

Osmanlı’yı eleştirmek Osmanlı’dan ya da ecdadından nefret etmek demek değildir. Bizdeki bazı çevreler, özellikle kendilerine muhafazakâr diyenler Osmanlı’yı hiçbir zaman sorgulamazlar. Eleştirenlere de kızarlar. Oysa hamaset edebiyatı yapıp Osmanlı’yı yüceltenler onun neden çöktüğünü bile bilmezler. Belki çöktüğünün farkında dahi değillerdir. Bunların kafalarında Osmanlı sadece bir dogmadan ibarettir.

Ekşi doğru bir yere dikkati çekmiş. Gerçekten de 600 sene boyunca Osmanlı dünya medeniyetine hangi katkıları yapmış? Osmanlı’dan çıkan kaç tane önemli matematikçi ya da fizikçi var? Kaç tane felsefi akım ya da filozof var? Osmanlı döneminde basılan kaç önemli doğa ya da sosyal bilim kapsamına giren yapıt var? Şüphesiz, matbaayı yasaklayan bir imparatorluğu ve onun zihniyetini eleştirmek düşünen insanların hakkıdır.

Osmanlı’yı eleştirdi diye birilerine dava açmak ise maskaralığın – bir Türk “büyüğünün” ifadesini kullanırsak – “daniskasıdır”.

DaesAgelmar dedi ki...

@Bliyaal
Doğu ve batı kültürünün arasındaki farkı basılı eserler ve elle tutulur kültürel öğelerle ölçmeye çalışmak iki kültürel değeri de tam anlamıyla değerlendirememe sonucunu çıkaracağını düşünüyorum. Dünyanın yana yakıla peşinden koştuğu sufizm osmanlıda dallanıp budaklanmadı mı? Eleştirmek ayrı birşey karalamak ve suçlamak ayrı bir şey. Yok dediğimiz etkiler sosyal dokumuzdan silinmek istense de yıpranmaya rağmen halen daha ayakta kalma çabası içindedir

bliyaal dedi ki...

Ben ileri sürdüklerim konusunda ısrarcıyım. Zira bu meseleler üzerinde eser vermek bir düşünme sürecinin sonucudur. Düşünmeyen ya da akletmeyen insanlar zaten herhangi bir eser ortaya koyamazlar. Bu da bence önemli bir kıstastır. Dünyanın sufizmin peşinden koştuğunu düşünmüyorum pek. Daha ziyade batılı bazı kişiler Budizme yanaşıyorlar.

KS dedi ki...

son 80 yılda kendi tarihini bile avrupanın gözlükleriyle okumaya zorlanıp, hayyam üçgeni olarak bilinmesi gereken şeyi pascal üçgeni olarak öğrenen, amerikadaki bir türk ya da çinli profesörün bulduğu şeyleri amerikanın hanesine yazıp, macar urbanın fatih için bizansı yıkmak üzere döktüğü topları osmanlıya yakıştıramayan bir zihniyete, cahilliğini ve zihnen düzülmüşlüğünü bilmeden böyle alçakça çıkışlar yaptıklarında, ancak lanet olsun sizin gibilere diyebiliyorum...

Mister No dedi ki...

KS,
Hayyam Osmanlı değil.Macar Urbanın olayı bu yazıyı okurken benim de aklıma gelmişti.Ne var ki bu devlet ondan sonraki 450 yıl içinde Bizans gibi geri kalmıştır.Osmanlı konusunda övünülecek bir kaç olay olabilir.Bunlardan birisi de Osmanlı'nın İrlandanın kıtlık zamanlarında İrlanda'ya yardım etmesidir.Ben Osmanlıyı değil,Karamanoğullarını ata olarak görüyorum.Genetik olarak daha mümkün.Genel olarak bu konuda Bliyaal ile benzer yaklaşıma sahibim.

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

600 yillik bir cihan imparatorlugunu telefon rehberi sayar gibi "su su su kitaplari basmis, bu bu bu icatlari yapmistir" seklinde degerlendirmenin ötesinde tartmaktan aciz zircahil dangalaklar oldugu sürece bu tartisma bitmez. Cemil Meric'in cok güzel bir lafi var: "Kronoloji aptallarin tarihi" diye.

Ortalik maalesef bizim salak millî egitimin cikardigi böyle zihinsel ucubelerle dolu. Bir de en ifrit oldugum bu tiplerin yurtdisinda memleketi temsil edenler arasinda da hatiri sayilir bir orana sahip olmalari. Elin ecnebisi hayran hayran bati dünyasini en cok etkilemis iki imparatorluktan birinin incigini cincigini arastirip degerlendirirken bizimkiler tarihin 1923'te basladigini, ondan önce bozkirda at kosturan serserilerden mürekkep bir imparatorlugun sans eseri birkac asir dünya tarihinde öylesine takildigini saniyorlar.

Bu konuda söylenecek cok söz var ama maalesef bu zihniyet iflah olmaz bir jakoben cumhuriyetci milli egitim cocugudur.

Ha bu laflarin üzerine gene ayni salaklikta "ama bak, somut bir sey söyleyemedin!" diyecek olanlara cevap da vereyim.

Osmanli dünyaya ne mi kazandirdi? Yogurdu kazandirdi güzel kardesim, o bildigin yogurdu, sen bunu bil yeter. Ötesine senin kafan basmaz zaten.

Fesuphanallah...

Mister No dedi ki...

@İ.Cüneyt,
Biz milli eğitimden geçtik ,durum dediğiniz gibi değil.Osmanlıyı öven, yücelten hocalar geldi bizim derslere.Sınav sistemi de öyledir. ÖSS'ye hazırlanırken bilemediğimiz tarih sorularında Türklüğü,Osmanlığı ,TC'yi en çok öven seçeneği işaretliyorduk.Çoğunlukla işe yarar.

bliyaal dedi ki...

Mister No, buradaki bazı adamlara laf anlatmaya çalışmana gerek yok. Çünkü bunların beyinleri ecdad masalları ile uyuşmuştur.

Bu düşünce sefili komedyenler topluluğu Osmanlı’yı yüceltir de onun neden çöktüğünü, niye Batı sömürgesi hâline geldiğini bir türlü düşünemez. Osmanlı çoktan çöktü gitti, ama bu zavallılar güruhu hâlâ bunun farkında değil.

Bu abuk sabuk yazıları yazan Osmanlı hayranı idraksizlerin mensubu oldukları muhafazakâr kesimin dünya medeniyetine yaptığı tek katkı da taharet musluğunu icat etmek olmuştur zaten.

Aslında pek de şaşırmamak lazım bunlara, çünkü bunlar beton kafalı adamlardır. Dolayısıyla kafaları bir şey almaz. O yüzden bir elleriyle o çok sevdikleri Osmanlı icadı yoğurtlarını yerken aslında şapa oturduklarını fark etmezler bile. Üstelik onları oraya oturtan da Batı medeniyetidir.

Böylelerinden adam olmaz, zira bunlar bu memleketin kazuratıdır. Bu kazurattan gübre bile olmaz.

Keynesian006 dedi ki...

@rdynk
Eksi’nin facia yazisindan, benim de Mustafa Armagan’in karsi yazisi vasitasiyla haberim olmustu. Yoksa, enformasyon vermek degil ama tamamiyla dezenformasyon yapma amacina hizmet eden gazeteyi degil takip etmek, web sitesine bile goz atsam akil sagligima bir zarar gelecegi endisesi tasimaktayim.

Armagan’in yazisini halen okumamis olanlara, Rdynk’in verdigi linki kullanmalarini tavsiye ederim.

@denememeler
Senin de belirttigin gibi, -hersey bir yana- 301 konusu apayri bir konu. Yasanan onca gereksiz tartismadan, dahasi aci ve cileden sonra, yasada degisiklik yapildi. Bu halinin de cok adil ve hukuka uygun olduguna sahsen kani olmasam da, yasada eskisine nazaran olumlu revize / duzenlemeler oldu. Misal: “Turkluk” gibi nereye ceksen gelebilecek bir kelimenin yerine “Turk Milleti” ifadesi kondu, acilacak dava Adalet Bakani’nin musadesine baglandi. Benzer yasalar, demokratik, vatandaslarina hukuk ….. ulkede mevcut. Ben acikcasi yasanin bu seklini (ve ayrica eskiden oldugu gibi savcilarin otu boku 301 kilifina sokup dava acmasini) savunmasam da birbirine vatandaslik bagi ile bagli olan kimselerin ortak degerlerine, yine kisilerin kutsallarina baskalarinin elestiri sinirini, kanaat ve ifade ozgurlugunu asacak bicimde alenen tahkirde bulunulmasi eyleminin, ceza yasalarinca mueyyide kapsaminda olmasi taraftariyim.

Denememeler, yanilmiyorsam, daha onceki bir argumanda sen liberallerin hic bir ‘kutsal’i olmadigini, eger varsa da bunun ancak “ozgurlukler ve insan” olabilecegini savunmustun. Senin tanimina gore ben “liberal” tanimina girmiyorum. Zaten kendimi ozgurlukcu (hurriyetci) olarak vasiflandirmakla birlikte, ben liberal degilim. Ne var ki, bu ‘kutsal’i olma konusu cok muhim. Cemil Meric, aydin icin ‘kutsal’i olan kisidir diyor. Kimse kimsenin kutsalina sovemez, sovmemelidir. Elestirmek, analiz etmek baska bir seydir.

Eksi’nin Osmanli hakkindaki olumsuz beyanlarina gelecek olursak, bunlarda ciddi ciddi bir suc unsuru var midir, bilemem. Ona, her adil yargilama usulunde oldugu gibi ancak yargiclar karar verebilir. Yine de suc duyurusunda ve iddiada bulunmak bir haktir. Ben o hakkimi kullaniyorum. Bagimsiz Turk yargisina guvenim sonsuzdur :)

Keynesian006 dedi ki...

Eksigiller gibi dar kafalilarin aklina, Osmanli’nin medeniyete katkisi anlaminda Mimar Sinan’dan baska bir sey gelmemesine cevap yetistirmeye tenezzul bile etmem.

Eski klisedir: “Okumuyorsaniz tartismayalim!” Basit ama cok dogru. Osmanli Tarihi ve Medeniyeti hakkindaki bilgileri ortaogretim seviyesinde olan, o da ancak "Acaba bu konu OSS’de cikar mi?" mesabesinde olan yeniyetmelerle neyi tartisacagim ki!

Medeniyete katki denince, akillarina sadece ve sadece sanat eseri ya da ecnebice ifadesiyle “innovation” denilen sey gelenlere, I.Cuneyt anlamli bir cevap vermis aslinda, “yogurt” diyerek. Ben daha da anlamlisini soyleyecegim: “Kahve!” Evet, kahve guzel kardesim, zoruna mi gitti? Tum medeniyet, bilhassa son 300 yilda insanligin hizmetine sunulan hemen her bulus, kahve icilerek ayakta kalinan uzun calismalarin urunu degil midir? Yogurt yiyorsun uykun geliyor, kahve iciyorsun uykun kaciveriyor. Iste bulus diye ben buna derim. Siz bu kadarini bilin yeter. ("Kahveyi Osmanli bulmadi, Araplar buldu" diyebilecek cuhelaya "matbaayi da Gutenberg bulmadi, Cinliler buldu" cevabim simdiden hazirdir bilesiniz!)

Bir okuyucumuzun aklina da 'taharet muslugu' gelmis. Bravo! Yalniz o buyuk bulusu Osmanli atalarimiz icad etmemislerdir. Frenk dotuyle (alafranga) zicinca, basinin medeniyete erecegini zanneden, ne var ki yine de dotu boktan kurtulmayan Jon Turk ecdadinin, nami diger ‘monchere’lerin akillarina “taharet muslugu” gelivermistir. Bugun Eksigiller bokun ustunde oturuyorsa amma ve lakin dotleri rahata erdiyse, bunda mustagrip ve inovatif birinci kusak (1G) moncherelerin katkisini burada anmak gerek.

Bir diger husus da milli egitim dedigimiz sey ve Osmanli tarihi dilemmasi. Tevhidi tedrisat'in carkindan gecerek, Osmanli tarihini ilk uc yuz yil bol zafer ve toprak fethi, ikinci uc yuz yilda bol maglubiyet ve toprak kaybi zanneden egitimzedelerimiz icin yaziyi basa donup okumalarini, sonra da Osmanli dersine bir daha iyi hazirlanip gelmelerini salik veriyoruz.

Bu konuda yapilan objektif calismalarin sayisinin doyurucu olmakla birlikte, tahrifatlarin yaninda az sayida kaldigini da uzulerek itiraf etmis olalim. Yine de okumaya Mustafa Armagan'in bahsi gecen linkiyle ve sonrasinda "Abdulhamit'in Kurtlarla Dansi" gibi calismalariyla baslayabilirsiniz. Bahse konu kitabin, benim gibi (sosyal) bilimsel calismalarda hamaset ve edebiyattan zevk almayanlarin bile sevebilecegi bir eser oldugunu da ilave edeyim.

bliyaal dedi ki...

Osmanlı’nın dünya medeniyetine “düşünsel anlamda” yaptığı herhangi bir katkı olmayınca, Osmanlı’yı seven tiplerin onu kahve ve yoğurt ile savunması pek bir manidar oluyor. Çünkü ellerinde kayda değer hiçbir şey yok. Bunların yaptıkları, fakir köylünün pireli eşeğini şehirlinin arabasına karşı savunmasına benziyor.

Bu zavallılar bir yandan kahve içip diğer yandan yoğurt yerken, aynı zamanda Batı’nın icadı olan bilgisayarları ve cep telefonlarını kullanırlar, onun icadı olan internete girerler. Ama o uyuşmuş kafalarına bir türlü “Niye bunları Batı buldu da biz bulamadık? Niye bunları onlardan satın alacak derecede geri kaldık?” diye sormak gelmez. Bunlara muhtaç hâle geldiklerinin farkında da değillerdir. Çünkü düşünme yetisine sahip değillerdir.

Dediğim gibi, bu adamlar laftan anlamazlar. Halk arasında böylelerine “ezik” deniliyor. Ezik olmak çok kötü bir şey. Allah düşürmesin.

Mister No dedi ki...

Dostum korkarım ki yogurt ve kahveyi Osmanlıların "icat" ettiğine yönelik bir delil yok elimizde.Osmanlı'nın rolü bunların yayılmasındadır.Keynesyan bey kahveyi asıl sahiplerine iade etmişler. Yoghurtu ise Moğollar da biliyordu.
Osmanlı tarihi deyince Mustafa Erdoğan'dan başka referansı olmayanların bilgisi de ciddi bir şekilde defolu olabilir.
"...katkisi anlaminda Mimar Sinan’dan baska bir sey gelmemesine cevap yetistirmeye tenezzul bile etmem. "
Cevabınız olsa tenezzül ederdiniz.
-"Acaba bu konu OSS’de cikar mi?" mesabesinde olan yeniyetmelerle neyi tartisacagim ki!-
Tartışma o zaman.

KS dedi ki...

doğal bilimlerin tamamen tekniğin güdümüne girdiği bugünden farklı olarak sadece ilimlerden bir ilim olarak görüldüğü bir devri günümüz anlayışı ile değerlendirmek ancak comte'dan daha pozitivist, hatta aptallık derecesinde pozitivist, kemalistlere uygun bir yaklaşım.

osmanlı devleti dünyanın en kozmopolit bölgesine yüzyıllar boyu süren hakimiyetini elbette sadece kuran ve dini kitaplar okuyarak sürdürmedi. müspet ilimlerden de kendi anlayışı ve ihtiyacı çerçevesinde faydalandı. dünyanın en ileri silahlarını üretti, en görkemli donanmalarını oluşturduğu tersanelere sahip oldu. verimli ticaret yollarını başarıyla yönetti, ticari bloklar oluşturdu.

ayrıca, zamanının hatta bazı yönleriyle şimdinin bile en iyi idari ve hukuki sistemini kurdu ve yürüttü. canlı bir edebi hayatı vardı. ve en zor zamanında martı tüylerini yolup satmayı öneren batılı danışmana hadi ordan diyecek kadar da doğanın sömürüsünden uzaktı.

bunları kendi tarihlerinden utananlar anlayamaz. sadece batının önem verdiği edebiyatçıları önemli sanan, sadece batının önemli gördüğü bilim adamlarını önemli sayan bir güruh var karşımızda. mimar sinanı reddedilemeyecek ya da üstü örtülemeyecek derecede öne çıktığı için kabul etmek zorunda kalan batı kabul ettiği için ksahiplenenler, dünya harikalarından taj mahali de onun öğrencilerinin yaptığını bilmezler.

batı hem islam hem osmanlı tarihini ve kültürünü kendi gözlükleriyle görür. onların öyle görmesi normal de, normal olmayan bize de aynı gözlüklerin empoze edilmesi.

son olarak, bana göre osmanlı devleti yıkılmamıştır, hanedan devrilmiş ve ve devlet başka bir yöne evrilmiştir. yoksa günümüzde pek çok kurum osmanlı bakiyesidir.

hgsahin dedi ki...

Yıllardır yapılan kısır ağız dalaşı. Bir ideolojiyi yüceltmek için öncesini kaka gösterme operasyonu. Batı kendi gelişim sürecinde kendince bir kültür yoğurmuş gelmiş, kendince değerleri var. Doğu daki bir toplumu onun değerleriyle değerlendirmek kolay değil. Aslında Kuzey Avrupa için bile söylenebilir aynı şey. Norveç gibi Finlandiya gibi medeni ülkelerin dünya ya katkıları nelerdir diye sorulsa ne cevap vereceksin.

Japonların günümüz dünyasına pek çok katkısı vardır muhakkak (ah şu manga yok mu?). İyi de say lan dense ne sayacaksın “suşi” mi?

Osmanlı kakaydı diyelim, geriydi diyelim. Mimar Sinan'ın mimarlık bilgilerini Osmanlı daki eğitim kurumlarından, hocalardan öğrendiğini unutalım, bilgileri vahiyle aldı diyelim. Dünyaca pek bilinen Blue Mosque yu da Sinan yaptı diye sayıklayalım (öyleya Osmanlıda başka başarılı mimar yok).

Mozart, Türk marşı nı bestelerken şöyle düşünmüş olmalı “Bu eserin adını böyle koyayım ki Osmanlı denen yobazlara kapak olsun”.

Oktay Ekşi nin pek beğendiği son 80 yıldır DÜNYA ya yapılan katkı nedir? Gerçi Osmanlıdaki Sinan gibi bu zamanın da Orhan Pamuğu var (Nobel den bahsediyorum). Ama hazret Ekşi onu da beğenmez.

Yoğurtla, kahveyle geçiştirilemeyecek kadar geniş mevzular bunlar. Maalesef ülkemizde ne Roma tarihi (dünya tarihini öğrenmek açısından çok önemli) ne Osmanlı tarihi okutulur, bilinir. Bilim tarihi ve felsefesi de okutulmaz, bilinmez. Bu şartlar altında neyi tartışıyoruz.

Pardon Oktay Ekşi kimdi, dünyaca tanınan bir filozof mudur? Korkarım Sibel Kekilli ondan daha çok tanınıyor.
İmaj önemli.

Kısaca söylediğim şudur. Batı medeniyetinin bir parçası değilseniz, geçmişte onun bir parçası olmayan, çok farklı olanı geri yobaz buluyorsanız, Dünya ya (bilim, sanat, edebiyat açısından) bir katkı yapın da öyle konuşalım.

hgsahin dedi ki...

Ekşi nin densizliğini haber vermesi açısından değerli bulduğum yazı, savcıları göreve çağırmakla çok abartıya kaçmış sanki.

Mister No dedi ki...

Osmanlı denince akla harem gelir.Padişahların ileri görüşlülüğünü bilemem de,fantezi dünyalarına diyecek laf yok. Padişahlar 301 korumasına girmemişken bunları söylemek lazım.İleride Keynesyan benzeri görüşte olanlar yüksek mevkilere geldiklerinde yasaklarlar. Maalesef şu an Osmanlıyla matrak geçmek serbest ve bunu yapanlara tahammül etmek durumundasınız.Yaşasın demokrasi.

KS dedi ki...

evet mister no, padişahlarla dalga geçebilirsin ama atatürkle dalga geçemezsin..demokrasi mi dedin, pardon duyamadım!?

Mister No dedi ki...

Bu konuda demokrasi bana var,öyle diyeyim.Blog camiasında, kamu açık alanlarda vs Atatürk'le dalga geçmek serbest değil. Bence serbest olmalı.İyi de bunu bana niye sordunuz?Atatürk yasal olarak korunuyor diye padişahlar da korunsun?

Mister No dedi ki...

KS Bey,
Bu konuda yapabileceğim tek şey aslında yapmayacağım şeyi yapmamaya devam etmektir.O da benim hoşuma gitmeyen bir fikir suç teşkil etse bile sağa sola ispiyonlamamaktır.Mesela burada birisi 301'i veya Atatürk'ü Koruma kanunu ihlal etse savcılar göreve demem.Umrumda bile olmaz.Sizinle benim aramdaki demokrasi ,özgürlük eşitsizliği beni aşağıya çekmekle değil,kendi haklarınız genişletmekle olur.Söylemesi kolay biliyorum.Ben çıkıp sizin niye 1000 liranız var,benim niye 100 liram var diyor muyum?Ben burada nasıl daha fazla kazanabilirim diye düşünmeliyim.Siz engel teşkil etmedikçe sizinle bir sorunum olmaz.Nema problema.

Unknown dedi ki...

Ben şunu anlamıyorum. Adam, Osmanlının şahsında düpe düz bizi aşağılamış. TüRk'ün tarihinden Osmanlı'yı çıkardın mı zaten geriye çok az şey kalmıyor mu? Hele ki son yüz yıl, 1908'den bu yana tamamıyla darbeci zihniyetlerin toplumu şekillendirmeye çalışmasının kısa tarihi değil midir? E o zaman haklıdır diyelim bay Ekşi. Peki bu eziklik niye? Örnek olsun diye söylüyorum.. bugün başka bir ülkede mesela bugün Kore'de benzer şekilde, kendi tarihine galiz bir şekilde, ülkenin bir numaralı gazetesindeki köşesinden saldıran basının bir numarası var mıdır acaba? Kore'nin tarihinde bir Osmanlı parlaklığı olmadığı halde adamı topa tutarlar vallaha. Kore'yi örnek olsun diye söyledim, aklınıza başka bir şey gelmesin. Cağdaş Avrupa ülkelerini hiç söylemiyorum bile. Çünkü onların hepsinde 301'den daha katı ceza yasaları vardır. Bilmeyenler araştırsın derim. Yazarın suç duyurusu bence yerine olmuş bu bakımdan.

Ama ben bu konunun başka bir yönüne daha işaret etmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla Amerika'da da "Nefret Suçu" denilen bir şey var. Buna göre toplumda ırk, cinsiyet ve benzer ayrımcılığa sebep olabilecek eylem ve ifadeler bu suç kapsamına giriyor.

Avrupa ülkelerinde (Fransız ihtilali'nin etkisiyle de)ulus-devlet yapılarından kaynaklanan daha çok ulusal değerlere karşı yapılan tecavüzler suç kapsamına giriyor. ABD'de ise yine devlet ve toplumun yapısı gereği (İnsan Hakları Beyannamesi ve ABD Anayasası'nın bir sonucu olarak), ulusal'dan ziyade insani değerlere karşı yapılan ayrımcılık, ırkçılık gibi eylemler suç niteliği taşıyor. Bence kıta Avrupasından daha çok (imparatorluk geçmişi nedeniyle) Anglo-Sakson kültüre daha yakın olan Osmanlı-Türk kültürünün bir sonucu olarak, Türkiye'de de 301 gibi ulusalcı bir ceza yasası yerine ABD'dekine benzer bir uygulama olmalıdır. Keynesian006'nın bu konudaki değerlendirmesini merak ediyorum. Ayrıca ABD'yi iyi bilen Ekonomix'in bu konudaki düşüncesini de öğrenmek isterim. Barış'ın da bu konuda oldukça donanımlı olduğunu biliyorum.

Hazır Neo-Osmanlıcılık tartışılmaya başlanmışken toplumun ortak değerlerinin neler olduğu, ifade özgürlüğü ile insanlığın, toplumun ve bireylerin değerlerini aşağılamanın sınırının ne olduğu bence tartışılmalıdır. Yani ne bileyim Türk-Kürt (ve diğer), Alevi-Sünni (ve diğer), Batıcı-Doğucu (ve diğer) gibi gibi farklılıklar ve ayrılıklara sahip bir toplumda kırmızı çizgileri nereye çizmemiz gerekiyor?

Mister No dedi ki...

Kuzey Avrupalıların katkıları Danimarka :Andersen masalları,Kimyacı Niels Bohr.Orhun kitabelerini çözen adını hatırlayamadığım kişilik.Rasmussen'in,biz medyaya karışamayız burada özgürlük var demesi.İsveç: Alfred Nobel,Ericson. Demokrasi.Finlandiya: Nokia,demokrasi,özgürlük.Japonya: Elektronik teknoloji,hızlı trenler.
Osmanlı'dan ayrılan Sırbistan: Nikola Tesla.(Bu bonus olsun, Osmanlı'ya mal edebilirsiniz.)TC'nin medeniyete katkıları olarak Orhan Pamuk,Matematikçi Cahit Arf sayılabilir.Ekonomist Daron Acemoğlu var.(ABD'de yetiştiği için sayılmayabilir de,sadece anmak istedim.)TC'nin katkıları daha fazladır demek zor.27 Nisan'daki e-muhtıra da bir inovasyon sayılabilir belki ama siz saymazsınız.

KS dedi ki...

maalesef ultra pozitivist kemalist düşünceden başka bişi görmüyorum osmanlı eleştirilerinde. bu düşünce, aristo mantığı denen düz mantık kadar sakat..osmanlı'yı tartışalım ama osmanlının medeni düşünceye hiçbir katkısı olmadı gibi seviyesiz ve ahlaksız bir başlangıç noktasında patenaj yapanlarla hiçbirşey tartışamayız..

bliyaal dedi ki...

"Ultra pozitivist Kemalist"

Vışş Baboov! Laflara bak. Bir Türk büyüğünün deyişiyle: "Sevsinler seni."

hgsahin dedi ki...

Orhan Pamuk güzel bir örnek, bahsetmiştim zaten. Ekşi 'nin Pamuk dan da nefret ettiğini eklemiştim.

Ama Cahit Arf, şu yeni paralarımızda resmi olan matematikçimiz. İşte en güzel örnek o. Mükemmel örnek.

Doğduğu yer SELANİK. Türkiye değil Osmanlı toprağı (Mustafa Kemal Atatürk'le aynı topraktan). Üniversite FRANSA, Doktora ALMANYA. Evet Liseyi dışarda okumamış. Ama Cumhuriyetin ilanından önce okumuş liseyi de.
Yani kısaca Cahit Arf 'ı ya Dünya vatandaşı olarak değerlendireceğiz, yada Osmanlı olarak.
Bunu Ekşi ye bildirmeli :)

Mister No dedi ki...

Darkman,
O bilgiler iyi de taşıdığı kimliği yazmamışsın.Osmanlı pasaportu taşımadığı kesin. Bir de ODTÜ,İÜ gibi üniversitelerde ve Tübitak gibi kurumlarda çalıştığını yazmamışsın.Tamamlayayayım dedim.

Mister No dedi ki...

Pozitivizm ne bilmiyorum, ortaöğretim düzeyindeki bilgilerim bunu kavramada yeterli değil. Ben sadece kronoloji bilirim.Bunun da iyi tarafı 9. yy da yapılmış olan bir buluşu 14. yy'da kurulmuş olan bir ülkeye mal etmemek oluyor .)
Pozitivizm'e gelince ekonomi, bilim önemli değil,ruh güzelliğini bakın denmek isteniyor olmalı.Recep İvedik şöyle der " Gel gelelim ruhlar aleminde de yaşamıyoruz."