Merkez Bankası'nın işleri iyi yönettiğini kaydeden [Ulaştırma Bakanı Binali] Yıldırım, "Faiz indirimi dışında Merkez Bankası'ndan memnunuz" şeklinde konuştu.
Aslinda Ulastirma Bakani belki de gelmis gecmis en basarili Ulastirma Bakani.Onun zamaninda kumes gibi havaalanlarindan kurtulduk,millet ucakla tanisti,yollar bir nebze olsun duzeldi.Hos herkes icraatlarini da begenmeyebilir ama ben basarili buluyorum.Ama trajik olan seyin Turkiye gibi 700000km2 alandan neredeyse bilfiil sorumlu ve 70 milyon kisiyi dogrudan etkileyen kararlar veren bir kisinin hic bir iktisad danismani olmaz!Ya da soyle diyeyim mutlaka vardir, da adam gibi biri neden olmaz?Sonucta konularinda basarili olmak feraset ve akil bir noktadan sonra ise yaramiyor sonucta bu baska bir ihtisas. Bari gelip forumu takip etseler gunde 10 dakikalarini alir.:)
Ben vakti zamanında onun iktisat danışmanlığını yapmayı istemiştim, sonra vazgeçtim. Olacak iş değil çünkü tüm hava kara deniz ulaşımı, PTT TCDD Karayolları gibi devasa kurumlar ona bağlı, yani dört bir yanı enteresan insanlarla ve devlet yatırımı, para harcaması vs ile çevrili. Allah yar ve yardımcısı olsun demekten başka şansımız yok.
Yok canım niye öyle diyorsunuz.Devlette her koltuğun sahibi liyakatla o göreve gelmiştir.Mutlaka işinin uzmanı danışmanları vardır.Sorgulamak bize mi düşer.Şikayet edersek sonra birileri rahatsız olur.Bu önemsiz bir konu! Konuşmaya bile değmez!
Ayni haberden: "Yıldırım, "paranın karası olmaz" derken, bu düzenlemenin uluslararası camiada kara paranın aklanması konusundaki mevzuat nedeniyle tepki göreceğinin hatırlatılması üzerine, "Kriz var herkes kendine göre önlem alıyor, böyle bir dönemde buna bakılmaması lazım" diye konuştu. "
Yuh artik! Kelimeleri secerken nereye varacagini biraz daha dusunmeli bir bakan. Masak'ta "kara para"nin ne anlama geldigini layikiyla bilenler kiciyla guluyorlardir herhalde Bakan'a. Bakan, kayit disi gelirler ile suctan elde edilen gelirleri (kara paranin resmi tanimi) birbirine karistiriyor ve bunu yaparken de cok ciddi bir gaf yapiyor. Eee ne de olsa "ne olursan ol, yine gel!" diyen bir felsefenin torunlariyiz biz.
Merkez Bankasi politikalari konusunda, hukumet uyelerinin gunu kurtarmak temelli teessuflerini kaniksadik gayri. Iyi ki 2001'de Merkez Banakasi Yasasi degistirilmis demekten kendimi alamiyorum.
Bunlarla birlikte, Bakan'in ekonomi cahili yorumlarinin onun kendi isi icin liyakatsiz oldugunu gostermeyecegi yorumlarina da katiliyorum. Bu kapsamda bir iki kelam etmek isterim. Bir baskasinin imam hatip okulu mezunu olmasi da onu kamu gorevinde liyakatsiz kilmaz. Neredeyse 75 Milyonluk Turkiye'de Basbakanlik gibi zor bir gorevi, pek cok kusuruna ragmen, bir imam hatip okulu mezununun 6 senedir seleflerinin fevkinde bir performansla yurutuyor olmasi ve en az bir 3 sene daha yurutecek olmasinin mezun oldugu liseyle bir baglantisi yoktur. Netekim kendisi soz konusu okullardan mezun olmasina ragmen, onun hukumetleri doneminde neredeyse isik hiziyla yukselen, en genc bakanin da Cumhuriyet'in ecnebi kolejlerine karsi bir proje okulu olarak tesis ettigi Kolej'den dereceyle mezun oldugunu biliyoruz. Peki bu donemde imam hatip mezunlarina bir ayricalik taninmis olabilir mi? Pekala mumukundur, olmasi da beklenir zaten (Olmasaydi sasirmak gerekirdi). Bundan onceki donemlerde bu okul mezunlarina (ve halen sistematik olarak) karsi bir ayrimcilik yapildiysa, bu sistem icinde bu donemde de soz konusu kisilere 'pozitif ayrimcilik' yapilacaktir. Kaldi ki bu okul mezunlari halen universiteye girmekte ciddi anlamda dezavanatajlarla karsi karsiyalar, kamunun onemli bazi kurum ve kuruluslarina girebilmelerinin imkani yok.
Son olarak diyecegim su ki; Bu okul mezunlarinin ya da basi ortululerin yahut esi ortululerin haklarini ozellikle bundan on yil once ya da 20-30 sene once yuksek sesle savunmayanlarin simdi ki durumdan yakinmalarina hic mi hic haklari yok. Ayni sekilde kendine musluman ya da kendine demokrat diyebileceklerimizin yarin bir gun bir haksizliga ugradiklarinda aglamalari, insan haklarindan demokrasiden dem vurmalari da hic inandirici olmayacaktir. Su son Basbug, Taraf, Erdogan gerginligine de bence boyle bakmak gerek.
basbug, taraf, erdogan gerginligine imam hatiplilere pozitif ayrimcilik uygulanmasi gibi mi bakmak gerek anlayamadim..
bu donemde imamhatiplilere uygulanan imtiyazlari savunmak, hatta olmamasina sasirirdim demek aslinda toplumsal bir kaniksamayi da gosteriyor.. bu duzeysiz uygulamalara 'pozitif ayrimcilik' demek de guzel bir pazarlama yontemi olsa gerek.. insan haklari ve esitlikten bahsedeceksek imam hatipli genclere uygulanan hak ihlalini dillendirebilirsiniz..ancak bunun karsiligi olarak baska uygulamalar yapilmasi gerektigini soylemek ve bunu hakli bulmak insan haklari ve demokrasiye cok dar bir pencereden bakmak olacaktir..
ancak heyecaninizi anliyorum ve saygi duyuyorum yorumlariniza..
csr kardesim, benim yorumumdan tek kelime anlamamissin. ben yorumumda ne imam hatipi, ne hukumeti, ne iktidar partisini savunuyorum. en son cumlemde ise demek istedigim su ki; basbakani ben insan haklari, demokrasi konusunda samimi bulmuyorum, kendine musluman/demokrat bu adam. kendisi sistem tarafindan madur edilirken demokrasi, ozgurlukler havarisi kesildi adeta. Ancak bu son genelkurmay-taraf gazetesi polemiginde taraf gazetesi haksizliga ve sistem tarafindan tehdide ugrayan taraf olmasına karşın, basbakan apaçık bir sekilde haksizlıga ugrayan tarafin yaninda olmadı, devletin 20 yılı aşkın bir suredir sergiledigi geleneksel tutumdan yana oldu. Onu diyorum işte.
Imam hatip konusunda ise imam hatip mezunlari, sınavlarda hala magdur ediliyor. Devletin pek cok kurumunun kapisindan bile iceri alınmıyorken, kimse kalkip da kamuda kilit pozisyonlara hep imam hatip mezunlari getiriliyor iddiasinda bulunamaz diyorum. Basit istatistik hesabı yapılırsa zaten gercek durum ortaya cıkacaktır. Sagolsun muhtesem Suleyman sayesinde, liseden mezun olmusların onemli bir orani ihl mezunudur. Sosyal hayatta, kamuda da en az bu oranda ihl mezunu gormemiz dogaldir. Gecmiş donemlerde kamu kurumu ve ozellikle belediye yonetimlerinde sırf alevi olmalari nedeniyle (tıpkı bugunku ihl mezunlari gibi) birileri istihdam ediliyordu ve ben bu durumu da 'pozitif ayrımcılık' olarak degerlendiriyorum. Nitekim her donem icin sırf alevi olduklari icin kamuda yukselemeyen insanlar olmustur. Alın size 'aynı' ornek.
Simdi diyorum ki ben, bundan 15 sene kadar once bu ve buna benzer uygulamalara (haksız uygulamalara) sesini cıkarmayanların bugunku uygulamalara da sesini cıkarmaması lazım. Çıkarılan seslerin hic birini samimi bulmuyorum. Hic biri hakkaniyetle bagdasmıyor kanaatimce. Roller aynı, sadece ozneler degisen. 'Kendine muslumanlık' dedigimiz sey yani bu. Ancak suna da inaniyorum ki, kapsayıcılıgı en geniş olan kim ise, hakkaniyete de en yakın o oluyor iste. 80'lerde Ozal-Anap, 2000'lerde de Erdogan-Akp gibi.
Son olarak, ne heyecanindan soz ediyorsun onu da anlayamadım. Ben ne imam hatip mezunuyum ne de basbakanin hayrani ya da yalakasi. Sadece meselelere objektif bakiyorum o kadar. Objektiflige pek alışık olmadıgınız anlaşılıyor. Umarım bu defa anlaşılmıştır meramım.
6 Yorum Var.:
Aslinda Ulastirma Bakani belki de gelmis gecmis en basarili Ulastirma Bakani.Onun zamaninda kumes gibi havaalanlarindan kurtulduk,millet ucakla tanisti,yollar bir nebze olsun duzeldi.Hos herkes icraatlarini da begenmeyebilir ama ben basarili buluyorum.Ama trajik olan seyin Turkiye gibi 700000km2 alandan neredeyse bilfiil sorumlu ve 70 milyon kisiyi dogrudan etkileyen kararlar veren bir kisinin hic bir iktisad danismani olmaz!Ya da soyle diyeyim mutlaka vardir, da adam gibi biri neden olmaz?Sonucta konularinda basarili olmak feraset ve akil bir noktadan sonra ise yaramiyor sonucta bu baska bir ihtisas.
Bari gelip forumu takip etseler gunde 10 dakikalarini alir.:)
Ben vakti zamanında onun iktisat danışmanlığını yapmayı istemiştim, sonra vazgeçtim. Olacak iş değil çünkü tüm hava kara deniz ulaşımı, PTT TCDD Karayolları gibi devasa kurumlar ona bağlı, yani dört bir yanı enteresan insanlarla ve devlet yatırımı, para harcaması vs ile çevrili. Allah yar ve yardımcısı olsun demekten başka şansımız yok.
Yok canım niye öyle diyorsunuz.Devlette her koltuğun sahibi liyakatla o göreve gelmiştir.Mutlaka işinin uzmanı danışmanları vardır.Sorgulamak bize mi düşer.Şikayet edersek sonra birileri rahatsız olur.Bu önemsiz bir konu! Konuşmaya bile değmez!
Ayni haberden:
"Yıldırım, "paranın karası olmaz" derken, bu düzenlemenin uluslararası camiada kara paranın aklanması konusundaki mevzuat nedeniyle tepki göreceğinin hatırlatılması üzerine, "Kriz var herkes kendine göre önlem alıyor, böyle bir dönemde buna bakılmaması lazım" diye konuştu. "
Yuh artik! Kelimeleri secerken nereye varacagini biraz daha dusunmeli bir bakan. Masak'ta "kara para"nin ne anlama geldigini layikiyla bilenler kiciyla guluyorlardir herhalde Bakan'a.
Bakan, kayit disi gelirler ile suctan elde edilen gelirleri (kara paranin resmi tanimi) birbirine karistiriyor ve bunu yaparken de cok ciddi bir gaf yapiyor. Eee ne de olsa "ne olursan ol, yine gel!" diyen bir felsefenin torunlariyiz biz.
Merkez Bankasi politikalari konusunda, hukumet uyelerinin gunu kurtarmak temelli teessuflerini kaniksadik gayri. Iyi ki 2001'de Merkez Banakasi Yasasi degistirilmis demekten kendimi alamiyorum.
Bunlarla birlikte, Bakan'in ekonomi cahili yorumlarinin onun kendi isi icin liyakatsiz oldugunu gostermeyecegi yorumlarina da katiliyorum.
Bu kapsamda bir iki kelam etmek isterim. Bir baskasinin imam hatip okulu mezunu olmasi da onu kamu gorevinde liyakatsiz kilmaz. Neredeyse 75 Milyonluk Turkiye'de Basbakanlik gibi zor bir gorevi, pek cok kusuruna ragmen, bir imam hatip okulu mezununun 6 senedir seleflerinin fevkinde bir performansla yurutuyor olmasi ve en az bir 3 sene daha yurutecek olmasinin mezun oldugu liseyle bir baglantisi yoktur. Netekim kendisi soz konusu okullardan mezun olmasina ragmen, onun hukumetleri doneminde neredeyse isik hiziyla yukselen, en genc bakanin da Cumhuriyet'in ecnebi kolejlerine karsi bir proje okulu olarak tesis ettigi Kolej'den dereceyle mezun oldugunu biliyoruz.
Peki bu donemde imam hatip mezunlarina bir ayricalik taninmis olabilir mi? Pekala mumukundur, olmasi da beklenir zaten (Olmasaydi sasirmak gerekirdi). Bundan onceki donemlerde bu okul mezunlarina (ve halen sistematik olarak) karsi bir ayrimcilik yapildiysa, bu sistem icinde bu donemde de soz konusu kisilere 'pozitif ayrimcilik' yapilacaktir. Kaldi ki bu okul mezunlari halen universiteye girmekte ciddi anlamda dezavanatajlarla karsi karsiyalar, kamunun onemli bazi kurum ve kuruluslarina girebilmelerinin imkani yok.
Son olarak diyecegim su ki; Bu okul mezunlarinin ya da basi ortululerin yahut esi ortululerin haklarini ozellikle bundan on yil once ya da 20-30 sene once yuksek sesle savunmayanlarin simdi ki durumdan yakinmalarina hic mi hic haklari yok.
Ayni sekilde kendine musluman ya da kendine demokrat diyebileceklerimizin yarin bir gun bir haksizliga ugradiklarinda aglamalari, insan haklarindan demokrasiden dem vurmalari da hic inandirici olmayacaktir. Su son Basbug, Taraf, Erdogan gerginligine de bence boyle bakmak gerek.
basbug, taraf, erdogan gerginligine imam hatiplilere pozitif ayrimcilik uygulanmasi gibi mi bakmak gerek anlayamadim..
bu donemde imamhatiplilere uygulanan imtiyazlari savunmak, hatta olmamasina sasirirdim demek aslinda toplumsal bir kaniksamayi da gosteriyor.. bu duzeysiz uygulamalara 'pozitif ayrimcilik' demek de guzel bir pazarlama yontemi olsa gerek.. insan haklari ve esitlikten bahsedeceksek imam hatipli genclere uygulanan hak ihlalini dillendirebilirsiniz..ancak bunun karsiligi olarak baska uygulamalar yapilmasi gerektigini soylemek ve bunu hakli bulmak insan haklari ve demokrasiye cok dar bir pencereden bakmak olacaktir..
ancak heyecaninizi anliyorum ve saygi duyuyorum yorumlariniza..
csr kardesim, benim yorumumdan tek kelime anlamamissin. ben yorumumda ne imam hatipi, ne hukumeti, ne iktidar partisini savunuyorum.
en son cumlemde ise demek istedigim su ki; basbakani ben insan haklari, demokrasi konusunda samimi bulmuyorum, kendine musluman/demokrat bu adam. kendisi sistem tarafindan madur edilirken demokrasi, ozgurlukler havarisi kesildi adeta. Ancak bu son genelkurmay-taraf gazetesi polemiginde taraf gazetesi haksizliga ve sistem tarafindan tehdide ugrayan taraf olmasına karşın, basbakan apaçık bir sekilde haksizlıga ugrayan tarafin yaninda olmadı, devletin 20 yılı aşkın bir suredir sergiledigi geleneksel tutumdan yana oldu. Onu diyorum işte.
Imam hatip konusunda ise imam hatip mezunlari, sınavlarda hala magdur ediliyor. Devletin pek cok kurumunun kapisindan bile iceri alınmıyorken, kimse kalkip da kamuda kilit pozisyonlara hep imam hatip mezunlari getiriliyor iddiasinda bulunamaz diyorum. Basit istatistik hesabı yapılırsa zaten gercek durum ortaya cıkacaktır. Sagolsun muhtesem Suleyman sayesinde, liseden mezun olmusların onemli bir orani ihl mezunudur. Sosyal hayatta, kamuda da en az bu oranda ihl mezunu gormemiz dogaldir. Gecmiş donemlerde kamu kurumu ve ozellikle belediye yonetimlerinde sırf alevi olmalari nedeniyle (tıpkı bugunku ihl mezunlari gibi) birileri istihdam ediliyordu ve ben bu durumu da 'pozitif ayrımcılık' olarak degerlendiriyorum. Nitekim her donem icin sırf alevi olduklari icin kamuda yukselemeyen insanlar olmustur. Alın size 'aynı' ornek.
Simdi diyorum ki ben, bundan 15 sene kadar once bu ve buna benzer uygulamalara (haksız uygulamalara) sesini cıkarmayanların bugunku uygulamalara da sesini cıkarmaması lazım. Çıkarılan seslerin hic birini samimi bulmuyorum. Hic biri hakkaniyetle bagdasmıyor kanaatimce. Roller aynı, sadece ozneler degisen. 'Kendine muslumanlık' dedigimiz sey yani bu. Ancak suna da inaniyorum ki, kapsayıcılıgı en geniş olan kim ise, hakkaniyete de en yakın o oluyor iste. 80'lerde Ozal-Anap, 2000'lerde de Erdogan-Akp gibi.
Son olarak, ne heyecanindan soz ediyorsun onu da anlayamadım. Ben ne imam hatip mezunuyum ne de basbakanin hayrani ya da yalakasi. Sadece meselelere objektif bakiyorum o kadar. Objektiflige pek alışık olmadıgınız anlaşılıyor. Umarım bu defa anlaşılmıştır meramım.
Yorum Gönder