Öncelikle, büyük şehirlerdeki TOKİ evleri daha satıldıkları anda değerleri artıyor. Özellikle de bazı devlet memurlarına filan yapılan özel konutların. Mesela bir arkadaşım bu konutlarda kurayı kazandığı hafta TOKİ'ye 18,000 YTL ödeyip 34,000 YTL'ye sattı. Düşük bütçeliler için yapılan konutlarda bile parası olanlar olmayan 3-4 akrabalarını kuraya sokuyorlar. Kazanana beş on kuruş verip evi kendi üzerlerine alıyor, sonra da yine satıyorlar. bir iki başarısız proje hariç (örnek: ankara temelli evleri) bütün projelerde bu böyle. Dünya bankası kredisi ve hazine veya belediye arazileri kullanılarak yapılan konutlar ederlerinin altında bir fiyata satılıyorlar. bir de olayın özel sektöre tanınmayan ruhsat vb kolaylıklar kısmı var. Yine de TOKİ'nin başarılı olduğunu ve AKP'ye çok oy kazandırdığını unutmamak lazım. Lakin deniz de bitti. Şehir içindeki hazine arazileri ve orta ve küçük boyutlu kentlerin yeni konut ihtiyacı çok azaldı. Burada o hazine arazilerinin oportunity cost'larından bahsetmek lazım. o arsalar yine bu şekilde imarlandırılıp arazi olarak satılsalardı dahi iyi para ederlerdi. Bir de Erdoğan bir şeyi unutuyor sanırım, yüzbinlerce ev yaptı ve bu kadar insanı TOKİ'ye ve onun arkasında Dünya Bankası'na borçlandırdı. Bu borçlar 9 ila 30 yıl vadeli, ve YTL cinsinden sabit ödemeli değil. Memur maaş artış oranında artıyor. Bunun iki sonucu var:
1. Yüzbinlerce ailenin tüketimi yıllarca baskılanacak. Büyümeye yapılan 4 yıllık ön gazın sonunda yıllar sürecek bir baskılanma bizi bekliyor.
2. Memur maaşlarının artırılmamasını isteyen veya düşük oranda artırılırsa bundan memnuniyet duyacak bir grup oluştu. Sanırım TOKİ'nin dışsal bir faydası bu.
Sonuçta TOKİ'de bir yavaşlama başladı ve sürüyor. Ünlü ve çalışkan başkanına da patronu yeni bir iş vermek üzere. Türkiye'deki konut arzının özellikle büyük şehirlerdeki yetersizliği de ortada. Bankalar kredilendirdikleri eve ipotek yapmayı yeterli görüyorlar mesela hala. kişiye özel faiz uygulamıyorlar. Bu da onların hem ödemede aksaklık beklemediklerini hem de ipotekledikleri evi hemen satabileceklerine inandıklarını gösteriyor. çok ve garantili aylık gelirim olmasına rağmen bana faiz indirimi uygulamadılar mesela. Muhtemel bir krizde işsizlik oranları artar da ödemeler aksar, bir de kıt olan ikincil piyasalar dalgalanırsa ne olur bilemiyorum.
Kişisel not: Son bir yılda bir TOKİ evi aldım ve ödüyorum bir de mortgage ile ev satın aldım, onu da ödüyorum. Türkiye'deki konut sektörüne mikro açıdan bakmak için beni takip edin, beni takip etmek için de bana oy verin diyorum.
11 Yorum Var.:
Ne, iki tane eviniz mi var?
Sevgili okuyucular, ben birakin ev sahibi olmayi, tek basima ev kirami dahi veremiyorum. Bu yuzden bir arkadasimla yasiyorum. Ben sizden biriyim. Oylarinizi bana verin.
"Son bir yılda bir TOKİ evi aldım ve ödüyorum bir de mortgage ile ev satın aldım,"
Dünyada mekan, ahirette iman demişler. Herhalde ilk fırsatta bir de yazlık alırsın.
Ekonomix'in 3 çok önemli tavsiyesine uyan, yani çok çalışan, para biriktiren ve anlamadığı yatırımlarda parasını riske etmeyen birisiyim. Konut piyasasına herkes gibi bakmıyorum. Benim takip edebildiğim ve koklayabildiğim bir piyasa. Her iki case'de de doğru zamanda doğru yerdeydim. Her ikisinden de kar ettiğimi düşünüyorum.
Sayın İzlenimler, işte bir yanlış. Yazlık almak çok da mantıklı değil. Sebeplerini sıralamak gerekirse,
1. Yabancıların ev almak isteyeceği yerlerdeki (Kemer, Alanya) ev fiyatları zaten yüksek. Eğer ileride yıldızı parlayacak bir yer varsa bilemem.
2. Yazlık alsan ne kiraya verilir ne içinde oturulur. anca şimdi yaza gelmeye başlayan ramazan ve kurban bayramlarında aileyle içinde oturulur veya 10 günlük yaz tatilleri orada değerlendirilir.
3. her yaz aynı yerde tatil yapma zorunluluğu hasıl olur. sevmediğiniz de bir komşunuz olursa tam olur hatta.
4. eş dost evi ödünç alırlar, kirletir giderler, hanım tatilinin ilk iki gününü evi temizleyerek ve kalan 8 gününü de kafanızı ütüleyerek geçirir.
Denememeler'den yatırım tavsiyesi: Antalya, Mersin, Hatay, Adana, İzmir gibi yerlere en fazla 1-2 saat uzaklıkta çok güzel yaylalar var. Oradan şimdi bir evlik arsa alın. Gelecek mayıs'ta iki göz bir ev yaptırın. gelecek sene ramazan başlangıcında (ağustosa denk gelecek) muhafazakar olan ama bu sıcakta orucunu tutamayacak olan kişilere bu evinizi satın. 2 sene sonra oruçtan yaşlılar ölmeye başlayınca onların büyük şehirlerde veya yurtdışında yaşayan çocuklarının bu tarz evleri almak isteyeceklerine adım gibi eminim. 1'e 2 kazanmazsanız o zaman konuşalım.
yazlık ev hakkındaki yazdıklarınıza aynen katılıyorum.
fakat,2. evi neden aldınız hem de boçlanarak? anlamadım.
kiracılarla uğraşmak o kadar kolay değil.
1. Annem ve babamın evleri yoktu, onlara aydan aya yardımda bulunmaktansa içinde onlar oturacakları bir ev almak daha mantıklı geldi.
2. evi yapan müteahhit çok güvendiğim birisi. bana olan borcunu peşinata saydık, geri almakta zorlanacağım bir para yerine üste para verip ucuza ev aldım.
Her olayı kendi içinde düşünmek lazım tabi ki yoksa anlaşılmayabilir yatırım kararları.
ev daire yazlık alanlara hayırlısı olsun demek istiyorum.yalnız bir türkiye gerçeğini dile getirmeliyim.ülkemizde üç kuşak asla aynı adreste oturmuyor.yine üç nesilin tasarrufları daire yazlık arabaya gidiyor.gelir getirecek tasarruf yok.üç çocuklu bir aile soyu 35 40 sene sonra çocuklara birer daire yazlık araba tasarruf yok.ülke olarakta sermaye tasarrufu yapamıyoruz.zenginleşmenin yanlış tarafındayız.
Hayatimda sahip oldugum ilk ev 1991'de TOKI Eryaman evlerinden aldigim 1+1 idi. Icinde oturmak kismet olmadi. Kirayi odemeyen sinir bozucu kiraciyi zorlukla tahliye edebilmistim ki, babam vefat etti. Oyle olunca ben de ayri eve cikmaktan vazgecmistim. Zaman icinde bu evi satip yine TOKI Eryaman Evleri kacinci etap bilmem bir projeye dahil oldum. Istanbul'daki evi almaya karar verince, buradaki 105 metrekarelik henuz bitmemis daireyi oldukca iyi bir fiyata satip, evimi borcsuz almis oldum. Yani TOKI'nin bana da faydalari olmustur. Sn. denememeler bence cok akillica yatirim yapmis. Kiraci ile asla ugrasmam ama annemin ihtiyaci olsa ben de ev almayi tercih ederim. ben de arsa yatirimi yapmak istiyorum ama cesaret edemiyorum. Yayla onerisi enteresan ama Istanbul'da calisan biri icin gerceklestirmesi zor bir proje dogrusu...
Denememeler'in gayrimenkul alimlari pek yatirim sayilmaz aslina bakarsaniz. Birinci konut zaten ihtiyactir.
T'pol'un dedigi gibi, gayrimenkule yatirimda en cazip olan arsa/tarla alimi.
Nufus artiyor ve artmaya devam edecegi kesin. Her gecen gun yeni konutlar insa edilse de dunya kuruldugundan bu yana, arsa, toprak miktari hemen hemen ayni. Bundan sonra artmayacagi da kesin. Bu basit ve duz mantik bile, tasarruflarin, ozellikle de 10-20 yil kadar ihtiyaciniz olmayacagini dusundugunuz birikimlerin arsa spekulasyonunda kullanilmasinin rasyonelligini gosteriyor.
Dikkatinizi cekerim 20 yil diyorum. 20 yil sonraki Istanbul'u hayal edince, "neden gayrimenkul?" sorusunun cevabi kendiliginden ortaya cikiyor.
Hadi yer de gostereyim, ucuncu koprunun gececegi tahmin edilen kentin kuzey bolgelerinde halen makul fiyatta arsa, tarlalar var.
20 yil icinde buradan bir otoyol gecmesi kuvvetle muhtemel. En kotu ihtimalle, organik tarim ya da seracilik yaparsiniz.
Tabi isin gercegi su ki; tarla vasfinda aldiginiz bir topragin ne kadar degerlenecegini, prim yapacagini sansa birakmamak elinizde. Konunun geri kalanini sizin basiretinize ve durustlugunuze havale ediyorum.
Cok ilginc uzun sure once Toki nin ne kadar basarili ic cikardigini soyleyince arkadas bana bir takim projelerden insanlarin memnun kalmadigini soyledi. Kanimca konut yatirimi yaparken dikkat edilmesi gereken onemli seylerden birisi kalite. Yatiriminizi yaparken lokasyonin yaninda kullanilan malzeme hakkinda da biraz bilgili olmak lazim. 17 Agustos depreminin etkileri henuz daha silinmedi.
konut arzındaki yetersizliği anlamadım aslında. şu yoğun göçe, taşradaki az yatırıma ve devletin desteklemesine rağmen o kadar boş ev bulunmaktaki. arz yetersizliğinden bahsedilebilir mi bu durumda? (soru soruyorum piyasayı bilmiyorum çünkü).
benim görüşüm türkiye abddekine benzeyecek bir gm krizi yaşayacağı yönünde ki ondan daha şiddetli geçirecek çünkü başka yatırım aracı türü yok piyasada ortalama halk için.
1. ankaranın başkent özelliklerinin bazıları yavaş yavaş istanbula kaydırılmaya başlandı
2. metropol ya da 1 milyondan fazla nüfuslu şehirlerin getirisi yavaş yavaş azalıyor. su, trafik vb.
3. sadece şehirlere özgü teknoloji, iletişim, sağlık, eğitim gibi hizmetler artık taşra dediğimiz yerlerde dahi ortalama olarak verilmeye başlandı.
4. devlet artık sosyal devlet özelliklerinden feragat etmeye çalışıyor.
böyle durumda gm simsarlığı borsa simsarlığının ötesine geçmeyecek durumda. çok riskli ve bütün ekonomiyi toptan imha edecek kadar tehlikeli. dünya bankasının bir sürü evi olacak gibi duruyor yakın zamanda.
Bu arsa mevzusu üzerine bu sene yaşadığım bir şeyi anlatayım. Amcam, Şekerpınar dolaylarında 99 depreminden hemen sonra arsa almıştı. Millet gülüyordu adeta parayı çöpe attı diye. Kendi hissesine verdiği 80 bin mark, bu sene satılınca kendine düşen pay 1milyon Euro. Hala ucuza gitti diye ortaklarına kızıp duruyor, neyse...
İkinci bir nokta kimse kanıksamamış ki üstünde durmamış. Denememeler diyor ki " 2 sene sonra oruçtan yaşlılar ölmeye başlayınca "... Yuh temenni mi bu şimdi. Ah Özal öyle bir kapitalizm belası getirdin ki milletin başına...
Yorum Gönder