Keşke açığımız olmasa, biz hiç borçlanmasak

"Geldiğimizde bütçe açığı milli gelirin yüzde 11,5 idi. Bugün yüzde 2'nin altındadır. Yüzde 1 ile 2 arasındadır. Biz açıkları azaltmışız. Faizler düşmüş. Faiz yükü düşmüş. Yani biz bunları düşüre düşüre sıcak paraya gerek kalmayacak. Sıcak para, hiç kimse zorla (gel al şu parayı) demiyor. Madem bu kadar karlı. O zaman bizim vatandaşımız niye 100 milyar doları dövizde tutuyor. Madem hazine faizleri bu kadar yüksek o zaman bozsunlar gelsinler hazine faizine... Şu anda Türkiye'de hazine bono ve tahvillerinde yabancıların payı yüzde 12 civarında. Diyorlar ki (yabancılar gelip soyuyor). Türkiye'de hazinenin sattığı tahvil ve bonoların yüzde 88'i Türklerin, Türk firmalarının, Türk vatandaşlarının elindedir. Bizim vatandaşlarımızın, bizim bankalarımızın, bizim şirketlerimizin elindedir. Keşke açığımız olmasa, biz hiç borçlanmasak. Ama sosyal güvenlik sisteminin açığı var ve bunun temelini de 1990'lı yıllarda attılar."
Kim demiş? Hükümetin Yıldıray Baştürk'ü durumundaki Mehmet Şimşek demiş.
Başka ne demiş?

Hazine'nin açık olduğu için borçlandığını ve en büyük açığın da sosyal güvenlik sisteminde bulunduğunu belirten Şimşek, bu açığın da yeni çıkmadığını anlattı. Şimşek, bu yıl sosyal güvenlik sistemine aktarılan paranın 37 katrilyon lira (37 milyar YTL) olduğunu ve bunun toplam yatırım bütçesinin iki katını oluşturduğunu kaydetti. Şimşek, bu paranın emekli vatandaşların çocuklarının eğitimi ile Ar-Ge çalışmalarına ayrılması halinde Türkiye'yi kimsenin tutamayacağını belirtti.

Özelleştirme paralarının nereye harcandığına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta Bakan Şimşek, iktidara geldiklerinde vatandaşlardan zorunlu tasarruf adı altında toplanıp ardından da "çar çur edilen" paralar bulunduğunu ve bunun tutarının 14 katrilyon lira olduğunu söyledi. Bu parayı ödediklerini belirten Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela önümüzdeki bir ay içinde inşallah Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri var. Bunu ta 1980'li-1990'lı yıllarda toplamışlar. Şimdi ortalıkta böyle bir şey de yok. Hesap kitabı bile yapmamışlar. Kimin nereden ne alacağını. Şimdi biz vatandaşlara ödemek üzere onları toparlıyoruz vatandaşlara ödemek üzere. Yani tasfiye halindeki Emlak Bankası çalışıyor. Emlak Gayrimenkul Yatırım ortakları mesela bütün varlıklarına bakarsanız bizim şu anda yapacağımız ödemelerin ufak bir kısmı bile değil. Ne yapıyoruz. Bunları vatandaşlardan daha önce devlet almış toplamış ve uçmuş ve biz bunları ödüyoruz."
Bu bakan bu hükümete fazla. Fatih Terim "Yıldıray gibi bir oyuncuyu yedekte tutamayacağım için kadrodan çıkardım" gibi nadide bir açıklama yapmıştı. Aynı durum Bakan Şimşek'in de başına gelebilir.
Haberin Tamami

2 Yorum Var.:

rdynk dedi ki...

"sosyal güvenlik sistemine aktarılan paranın ... toplam YATIRIM bütçesinin iki katını oluşturduğunu kaydetti"

cok guzel konusmus gercekten, olay cok acik Yatirim yerine TÜKETMEYİ seçmişiz hepsi bu!

herkes, LOST dizisinden bahsedince bari izliyim dedim, guzel bir dizi hosuma gitti :) şimdi soyle dusunelim 2 ada olsun ve her iki adada da 40 kişilik LOST uyeleri bulunsun. her iki ada halkı kendine bir lider secsin. A adasındaki lider 40 yaşin ustundeki tum LOST uyelerini emekli etsin (varsayalım ki 10 kişi 40 yaşin ustunde). B adasınadki liderde 60 yaş ustundekileri emekli ediyor (varsayalım ki 5 kişi)...
1. başlangıç durumu
A adasında 30 kişi çalışır 10 kişi yatar.
B adasında 35 kişi çalışır 5 kişi yatar.
2. A adası 60 br uretir (herkes 2 birim uretsin 1 brmini tuketsin 1 brimini tasarruf etsin), 30 br tasarruf eder
B adası 70 Br uretir, 35 Br tasarruf eder.
3. her 1 emekli 1 br tuketeceginden; A adasında net tasarruf 20 br, B adasında ise 30 Br olarak gercekleşir.
4. 1. yılın sonunda aynı 40 kişi, aynı 1 brimi tuketmis (refah duzeyleri aynı yani), fakat B, A adasına gore 10 br daha fazla tasarruf yapmiştir.
5.tasarruf=yatırım eşitliğinden;
A ADASI....20 YATIRIM
B ADASI....30 YATIRIM

6. bu ne demek A adasındakiler balık avlamak icin sadece zıpkın yaparken, B adasındakilerin ag yapabilmesi yada A adasındakiler sadece bugday yetistirebilirken, B adasındakilerin fırın yapması...

7. şimdi bunu 10 yıl için dusunun, her yatırımın da gelecekte daha yuksek bir tuketime neden oldugunu da yanına koyun...

8. A adasına Turkiye, B adasına ABD deyin...

9. tekrar hayal edin... A dakiler 1970 lerden beri ucagi normal bir arac gibi kullanırken, B dekilerin yeni yeni (o da rekabetle geldi yine) ucaga binebilmeleri, A daki normal bir bireyin evinin bizde lux sayılması, A da herkesin arabası varken bizde 10 senelik kuslara binilmesi, A daki yatmayi tercih etmiş bireylerin degersizliğine karsi B nin bireyinin degeri vesaire vesaire...

Murat AYGEN dedi ki...

Sayın Barış,
Küresel sisteme entegre olmuş ülkelerde fabrikalar borçları ödemek için çalıştırılırlar. Entegre olmamış ülkelerde ise fabrikaları çalıştırmak için borç alınır. "(...), biz hiç borçlanmasak" sözünüzdeki "biz"den kimi kastediyorsunuz? Bir Türk işadamı salt kendi ticari itibarı ile küresel bir bankadan borç bulmuş da, meşruiyet-abidesi Milli Şef paranın TL'ye tahviline engel mi olmuş?
Saygılarımla,
Murat Aygen