1. Enflasyonu yükseltin. Her ortamda aslında enflasyonun kötü bir şey olmadığını, azıcık enflasyondan zarar gelmeyeceğini söyleyin. Diğer bir savunmanız da enflasyonu düşürmek için ödenmesi gereken bedelin ağır olduğu, topluma bu bedeli ödetmenin doğru olmadığını iddia etmek olmalıdır.
2. Döviz kurunu sabitleyin. Ama sabitlediğiniz değeri sık sık update ederek kendi paranızın değerlenmesine izin vermeyin. Mümkünse resmi döviz kuru için karaborsa oluşturun. Resmi döviz kuru ile karaborsa kur birbirinden ne kadar farklı olursa o kadar çabuk fakirleşirsiniz. Bu politikayı da ihracatı desteklemek adına yaptığınızı söyleyerek yutturabilirsiniz.
3. Faiz oranlarına (her türlüsüne) kısıtlama getirin. İlk iki maddeyi uyguladıktan sonra negatif faiz oranı fakirleşmek için çok işinize yarayacaktır.
4. Kamu harcamalarını arttırın. Harcamanın en iyi yolu devlet eli ile yapılandır. Devlet nereye ne kadar para harcanacağını hepinizden daha iyi bilir. Her kamu harcamasının içinde bir miktar komisyon ücreti de vardır, bu da işin en zevkli tarafıdır zaten.
5. Ota boka lisans verin. Mümkünse hiç bir iş, hiç bir meslek lisanssız yapılmasın. Çöpçülerin, berberlerin taksicilerin bile lisansı olsun. Boru değil, her işin ayrı bir ciddiyeti var. Bunu da kamu yararına yaptığınızı söyleyerek yutturabilirsiniz.
6. Ota boka vergi koyun. Vergi kurallarınız uzun, karmaşık, ayrıntılı ve anlaşılmaz olsun. Ota boka istisna kurallarınız olsun. Altın kuralı unutmayın: Kalıcı vergi koymanın yolu geçici vergi koymaktır. Vergi kanunlarınız ne kadar kalınsa fakirleşmeniz o kadar hızlı olacaktır.
7. Her alanda imtiyaz grupları oluşturun. Sonra her birinin ağzına birer parmak bal sürerek hepsini memnun edin. Eğer imtiyaz grupları oluşmuyorsa bunun en kolay yolu belirli bir malı ya da hizmeti üretenlere (ya da tüketenlere) vergi ya da negatif vergi (teşvik) koymaktır. Bu vergileri daha sonra dil, din, ırk, bölge bazında çeşitlendirebilirsiniz.
8. Zorunlu eğitim süresini arttırın. Verimlilik fakirliğe ulaşmanızın önünde en önemli engeldir. Bu da eğitimle oluşur. Çocuklarınızın düzgün eğitim almasının, birşeyler öğrenmelerinin denenmiş kanıtlanmış tek bir yolu vardır. Onları hapishane tarzı okullarda zorunlu eğitime mahkum edin. Kafalarına vura vura birşey öğrenmemelerini sağlayın. Zorunlu eğitimi ne kadar uzatır standardizasyonda ne kadar başarılı olursanız, çocuklarınız o kadar aptal üretiminiz de o kadar verimsiz olacaktır.
9. Zengini sürekli kötüleyin, fakirliğin bir erdem olduğunu söyleyin. Para kazanmanın, kar etmek için çalışmanın ne kadar kötü olduğunu, bu sistemin vahşi olduğunu her fırsatta tekrarlayın. Fakirlik ise sadece şanssızlık ya da zenginlerin vahşi kar güdüleri nedeni ile oluşmaktadır. Fakirleri destekleyin, övün, zenginleri hor görün, cezalandırın. Zenginden alıp fakire verin. Fakirliğin sürmesi ve derinleşmesi, ancak sürekli sistem desteği ile mümkündür.
10. Bütün bu kuralları uygularken altın rehberiniz “kamu yararı” olmalıdır. Unutmayın, kamu yararı denen şeyi kimse somut olarak tanımlayamayacağına göre (var olmayan şeyler tanımlanamaz) karşı çıkan herkesi kamunun iyiliğini istememekle suçlayabilir, her türlü politikanıza destek bulabilirsiniz. “Kamu yararı”na ek olarak “eşitlik”, “sosyal adalet”, “sosyal devlet”, “adil dağılım/bölüşüm”, gibi kavramlar da işinize yarayacaktır.
11 Yorum Var.:
Çok güzel bir yazı olmuş gerçekten İçinde ibret alınması gerekecek bir çok şey var. Teşekkürler.
Barış kardeşim,
Fevkalade isabetli yazmışsın, şu da seni tamamlasın. Devlet aynı zamanda fakir ama bilinçli olmamıza da uğraşıyormuş:
Bilinçlendirme Pahalıya patladı
merhabalar
Ben bir yazarı araştırıken tesadüfen bublogu gördüm ve iktisat mezunu biri olarak ilgimi çekti.yazıların tamamaını okuyamamakla birlikte bu yazıyı beğendiğmi söylemeliyim.Dünyada mevcut olan her türlü şeyin kaynağı ekonomik bence;açlık,yoksulluk,dil-din-ırk çatışmaları,hukuk-suzluk-,sözde demokrasi,sözde eğitim,vs.Yani yaşama dair her şey...Biz bize söylenen yalanları onaylamayark onların arkasındaki gerçekleri görmeyi öğrendiğimiz anda kendimizi daha özgür ifade edebilriz.Bu anlamda bu yazının vurgu yaptığı şeyler üzerine iyi düşünmeliyiz.Burdan hareketle sesimiziz daha gür duyurmalıyız diye düşünüyorum.Teşekkürler bu yazı için.
Merhaba,
Yazıyı Salı günü gördüm.Silinen yorum görünce şaşırdım.Bu yazıya yorum yazdığımı hatırlamıyorum.Acaba başka bir yazıya yazılan yorum yanlışlıkla buraya mı geldi?
Bilgilendirirseniz sevinirim.
Başarılar.
orpen,
Yazıyı cumartesi günü yazdım, salı günü (geçen hafta) görmüş olma ihtimaliniz yok. Geriye tek salı kalıyor, o da bugün. Neyse, salı olayını anlamadım.
Yorumu konu ile alakasız gördüğüm için kaldırdım. Hangi yazıya bıraktığınızı bilemiyorum tabi.
Salı diye bugünü kasdetmiştim.Açıklama için teşekkür ederim.
...ve arada siyasi,hukuki krizler çıkartarak toplumsal yönlendirme yapınki ekonominin raydan çıktığı farkedilmesin.
Merhaba. Hepsi tamam da vergi yüksek olursa neden fakirleşiyoruz, açar mısınız? Bildiğim kadarıyla Danimarka en yüksek vergilere sahip ama aynı zamanda bayağı da zenginler.
Katar'da vergiler cok dusuk ve Katar cok zengin!!!
Diyecegim su ki, bu is tek degiskenli denklem degil, cimbizla ulke secerek ve tek bir degiskene bakarak teoriyi ne kanitlayabilirsiniz, ne de curutebilirsiniz.
Ünlemlere cımbızlara gerek yok. Tabii ki Danimarkada vergiler yüksek o yüzden zengin diye bir iddiam yok zaten, ya da "ahah işte çürüttüm iddianızı" da demiyorum. Yüksek verginin ne zararı olduğunu, ne şekilde fakirleşmeye sebep olabileceğini sormaya çalışmıştım.
Yorum Gönder