Tam gaz popülizm

hiçbir şeyden çekmedi dünyada
nasırından çektiği kadar
hatta çirkin yaratıldığından bile
o kadar müteessir değildi
kundurası vurmadığı zamanlarda
anmazdı ama allahın adını
günahkar da sayılmazdı
yazık oldu süleyman efendi'ye


Türkiye ekonomisi popülistlerin elinden çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi desek herhalde abartmış olmayız. Ekonomik anlamda değerlendirelim: 20. yy'ın başında İttihat ve Terakki'nin popülist ve basiretsiz politikaları bir imparatorluğun sonunu getirdi. Sonrasından Cumhuriyet dönemi ile birlikte uygulanan popülist ekonomi politikaları zaten kangren halindeki ekonomide gelişmenin önünü tıkadı. Savaş yıllarında Türkiye "başarılı(!)" bir politika ile savaş dışında kaldı ama yiyecek ekmek bulabilen haline şükrediyordu. (Gerçi kimileri Hitler'in yanında savaşa girme rüyası görüyordu ama Allahtan gerçekleşmedi.)

1950'ler İttihat ve Terakki-CHP evliliğinin yavrusu DP (ÖzCHP de diyebiliriz) eliyle uygulanan popülist politikaların gölgesinde geçti. 1960'lardan sonra Devlet Eliyle Planlı Sürünme Modeli başat görüş olunca DPT sazı eline aldı. Sonra da tüm zamanların en popülistleri Sülü ile Bülü milletin tepesine musallat oldu.

Özal'ın kısmen doğru politikalar uyguladığı ilk dönemi, Abi'si Sülü'ye taş çıkartan popülist uygulamalarıyla ikinci Özal dönemi izledi. 1990'ları anlatmamıza hiç gerek yok.

Yüz yıl boyunca uygulanan bütün popülist politikalar sefalet, yokluk, fakirlik, adaletsizlik ve krizden başka birşey getirmedi. Tabi malum çevreler mütiş bir el çabukluğu ve göz boyama numaraları ile bu krizlerin suçunu "sözümona" liberal politikalara çıkarmaya bayılırlar, bunu da unutmayalım.

2001 krizinden sonra mührü elinde bulunduran bürokratlar iktidarı (Derviş ve ekibi) ve bunu izleyen AKP iktidarı 2005 yılına kadar doğru politikalar uyguladılar. Ancak 2005 yılından itibaren neredeyse tek bir çivi bile çakılmadı. Bu gidiş hayra alamet değil. 2001-2005 arasında uygulanan doğru politikaların neticesinde enflasyon düştü, büyüme hızı yüzde 7.5 seviyesine ulaştı. Gelir dağılımı düzelmeye başladı, ülkede ciddi anlamda yatırımlar yapılmaya başlandı. Bu doğru politikaların etkileri hala devam ediyor.

Ancak 2005 yılından itibaren AKP iktidarı gerçek yüzünü ve sol kimliğini göstermeye başladı. Demek ki daha önceki popülist politikalardan ve bunların yarattığı cehennemden yeteri kadar ders almamışız.

İşte son bir haftada gözümüze takılanlar:

- Başbakan Erdoğan: "MB’nin özerk olmasının kararını veren de parlamentodur."

- Kent hastaneleri kurmak istediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, bu kapsamda Türkiye’nin en büyük hastanesinin İkitelli’de yapılacağını açıkladı.

- AKP'den Diyarbakır için 'Bedava elektrik' atağı

- Süper Lig'de temsilcisi bulunmayan illerin milletvekilleri ve bazı kulüplerin yöneticileri, Futbol Federasyonu'na ligden bir defaya mahsus düşmenin kaldırılmasını, TFF 1.Lig'den katılacak 4 takımla birlikte yola 22 takımla devam edilmesi önerisinde bulundu.

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hedefimiz şu; bu ülkede herhangi bir sosyal güvence kartı elinde olsun olmasın biri doğum mu yapacak, hemen istediği hastaneye gidecek, orada bu çocuk dünyaya gelebilecek. 18 yaşına kadar da Türkiye Cumhuriyeti devleti bakacak. Bunu batılı yapıyor da Türkiye Cumhuriyeti niye yapmasın?" dedi.

- Sosyal güvenlik tasarısının Meclis'teki çalışmalarını yöneten alt komisyon başkanı, AKP'li Zekai Özcan, düzenlemenin memurlarla ilgili hükümlerinin içine sinmediğini söyledi. Başkan Özcan, mevcut sistemde en büyük adaletsizliğin, devredilen Emekli Sandığı'nda olduğunu dile getirdi. Ne çıkmaz reformmuş şu Sosyal Güvenlik Reformu ama!

Yapılan KDV indirimlerini, teşvik uygulamaları altında milletin parasının peşkeş çekilmesini falan artık vak'a-yı adiye'den sayıyoruz. Seçimlerden bu yana kılını kıpıdatmayan hükümet, belediye seçimlerine göz önünde bulundurarak muslukları açmış durumda. Tekrar edelim: Bu gidiş hayra alamet değil.

Bu blogda krize gidiyoruz şeklinde öngörüde bulunan ilk yazar sanırım benim (Krize geri sayım). Ancak medyadaki dandik ekonomi yazarlarının kriz tellalığı ile karıştırılmamasını istiyorum. Büyük ihtimalle 2009'dan sonra yaşayacağımız kriz ABD ya da dünyada yaşanan ekonomik sorunlar nedeni ile değil, tamamen kendi yediğimiz hurmalar yüzünden olacak!

1 Yorum Var.:

haluk dedi ki...

Belediye seçimleri erkene alnmalıki krize yakalanmasın? Hatta belediye seçimleri için biraz daha populizm yapında yaşayacaksak tam , adam gibi bir kriz yaşayalım...