Makroekonomi Nedir: bilinenler ve efsaneler

Makroekonomi veya makro iktisat nedir? Ekonomi henüz çok genç bir bilim. Öyle ki; bundan yüz yıl önce makroekonomi ve mikroekonomi arasında ayrım bile yoktu. Diğer bilim dallarında görülen "kanun"lara ekonomide pek rastlanmaz. Örneğin yerçekimi kanunu adı üstünde kanundur, istisna kabul etmez. Ekonomide ise böyle kanunlara pek ratlayamazsınız. En güçlü argümanlardan biri olan "talep kanunu"nda, yani "bir malın fiyatı artarsa o mala olan talep azalır" kuralında bile "Giffen good" gibi istisnalar vardır. Bugün gelinen noktada ekonomi biliminde, özellikle de makroekonomide bilinenler çok azdır buna karşılık ortalıkta bir sürü efsane ve hurafe dolaşmaktadır.

Efsanelere örnek verelim: Vergi oranları düşürülürse vergi tahsilatı artar. İthalata sınırlama koymak cari dengeyi ya da dış ticaret dengesini olumlu yönde etkiler. Enflasyonu düşürmek için büyümeden fedakarlık etmek gerekir. Sürekli yatırım yapmak uzun dönemde büyüme ve kalkınma hızını artırır. Vergi indirimlerinden hep zenginler karlı çıkar. Afrika ülkelerinin borçları silinse bu ülkeler açlıktan ve fakirlikten kurtulur.

Buna benzer efsaneler çoğaltılabilir.

Peki Makroekonomide (iktisat nedir) bugün neleri biliyoruz diye sorarsak, sadece bir kaç maddede bildiklerimizi sıralayabiliriz:

1. Uzun dönemde, bir ekonominin mal-hizmet üretme kapasitesi, vatandaşların yaşama standardını belirler. Mal-hizmet üretme kapasitesi ise fiziki sermaye, insan kaynağı ve teknoloji üçlüsü tarafından belirlenir.

2. Kısa dönemde, toplam talep üretim miktarını etkiler. Şoklar ve uygulanan mali/parasal politikalar yıldan yıla dalgalanmalara sebep olur.

3. Uzun dönemde, para arzının büyüme oranı ve her türlü parasal genişleme enflasyon oranını belirler ama işsizlik üzerinde etkisi yoktur. İşsizlik oranı, işgücü piyasasının esnekliği, iş bulma oranı ve işten ayrılma oranı tarafından belirlenir. Enflasyonla işsizlik arasında bir negatif ilişki ya da "tradeoff" yoktur.

4. Kısa dönemde mali ve parasal politikaları kontrol eden politika yapıcıları enflasyon oranlari ve işsizlik arasında bir tercihle karşı karşıya kalabilir.

5. Beklentiler önemlidir.

Bilinenler bu kadar. Bir de henüz tam olarak cevaplanamamış ve tartışmaların devam ettiği konular vardır:

1. Uzun dönem ekonomik büyümeyi sağlamak için uygulanması gereken reçete nedir?

2. Politika yapıcıları ekonomide istikrarı sağlamak için nasıl bir politika izlemelidirler? Aktif mi olmalıdırlar, pasif mi? Yoksa politikalar bir kurala göre mi belirlenmelidir?

Bu soruyu cevaplamadan önce cevaplanması gereken başka bir soru vardır: Politika yapıcıları isteseler bile acaba ekonomide istikrarı sağlayacak politika enstrümanlarına sahipler midir?

3. Bütçe açıkları ne kadar önemli bir problemdir? Bütçe açıkları gerçekten tasarruf miktarını dolayısıyla da yatırımları düşürür mü? Yoksa tasarruf miktarında bir artışa mı neden olurlar? Yoksa bütöe açıklarının hiç bir etkisi yok mudur?

Bu sorulara yenileri eklenebilir. Ama bilinen birşey varsa, o da bildiklerimizin çok az olduğu gerçeğidir.

10 Yorum Var.:

Kansoy dedi ki...

okula boşuna gidiyoruz yani :) istikrar politikası hocamızın(prof.dr) ilk söylediği notu aynen yazıyorum "Ekonomik gelişmeler izlendiğinde hiç bir ekonominin enflasyonsuz ve resesyonsuz büyüme göstermediği görülür"

öte yandan

3.başlıkta yazdığınız "Enflasyonla işsizlik arasında bir negatif ilişki ya da "tradeoff" yoktur."

ile

" 4. Kısa dönemde mali ve parasal politikaları kontrol eden politika yapıcıları enflasyon ve işsizlik arasında bir tercihle karşı karşıya kalabilir. "

arasında çelişki yok mu ?

fisherin makro ekonomi kitabini gecen sene hallac pamugu eden biri olarak ne desem bilmiyorum.

ayrica "ekonomi" dediğiniz zaten bir sosyal bilim değil midir ? sosyal bilimlerde de genel geçer doğrulardan ziyade kuramlar ve teorilerin olması son derece doğal değil mi ? kaldiki einstein`nin "özel ve genel izafiyet teorileri" çıkmadan önce bizim kural ya da kanun dediklerimiz bugün ne kadar doğru ? hal böyle iken sosyal bilimlerde kanun aramak gerek li mi? ya da kanun koymak ?

hakikaten öğrenmek için soruyorum. cünkü bu siralar matematiğin iktisada çok girdiği girmesi gerektigi şeklinde iki zıt görüş arasinda kaldim. bu acidan... çok isabetli olur.

tersaci dedi ki...

Sevgili Fatih,

Okula bosuna gidiyorsun diyemem ama okulda ogrettiklrini sorgulamazsan okulun pek de faydasi olduguna inanmiyorum. Sadece okuldakileri degil bizim yazdiklarimizi da baska yerden okuduklarini da sorgula.

Turkiye'deki hocalarin cogu Keynezyen, dolayisiyla hocanizin soyledigi soze sasirmadim, ama kesinlikle katilmiyorum. Ayni hocanin bir sonraki argumani azicik enflasyondan zarar gelmez olursa yine sasirmam.

Turkiye, enflasyonun baskisi altinda yillardir inim inim inlerken hala ekonomistlerin enflasyon dostu olmalari da bana cok sasirtici geliyor.

3. basligi ve 4. basligi tekrar okursan birinde uzun donem, digerinde kisa donem dedigimi farkedeceksin. Evet, kisa donemde para basarak ya da harcamalari artirarak gunu kurtarabilirsin ama uzun donemde yuksek enflasyon olarak faturayi odersin.

Alkolik olan birisini tedavi ederken azicik alkolden bir zarar gelmez diyerek tedavi edemezsin. Alkolik alkol alamadigi ilk donemlerde goreceli olarak daha cok zorlanacaktir ama uzun vadede daha saglikli olacaktir. Alkolik kisiyi alkolle tedavi etmeye kalkarsan kisa vadede rahatlama saglayabilirsin ama uzun vadede daha saglikli bir insan haline getiremezsin. Eger alkolik kisinin gecmiste neler yaparak alkolik haline geldigini de dusunursen enflasyon konusunda iyi bir beyin jimnastigi olur. Sizin hocaniz "canim gecmisinde herkes hovardalik yapmis azicik alkolik olmustur"un otesine gecip "alkolik olmadan saglikli insan olunmaz" demeye getirmis, umarim hocaniza neden katilmadigimi anlatabilmisimdir.

Son soruna gelirsek, ekonomi sosyal unsurlar barindirir ama ayni zamanda kuvvetli bir matematik altyapi gerektirir. Belirli varsayimlar altinda cesitli degiskenler arasindaki iliskiyi analiz edebilmek sadece sosyal bir bilimin konusu degildir. Burada varsayimlar, degiskenler, iliski ve analiz kelimeleri kilit kelimeler. Tabi bu sorunun cevabi aslinda daha uzun. Eger ciddi bir sekilde arastirmak istiyorsan faydali olduguna inandigim iki tane link vereyim: Friedman ve Blanchard
Diger yandan ekonomi Turkiye'deki bazi idealist hocalarin zannettigi gibi matematigin alt bir dali degildir. Ancak kuvvetli matematik temeli olmadan da ekonomi biliminde fazla mesafe alinamayacagini soyleyebilirim.

tersaci dedi ki...

Bu arada Fischer'in iki tane makro kitabi var benim bildigim, birisi undergrad digeri advanced duzeyde. Sen hangisini kastettin?

ekşi iktisat dedi ki...

ben de bu konuda baris'in yazdiklari birkac ekleme yapmak istiyorum.

makroekonomiyle ilgili bilinmesi gereken en onemli sey bence su: makroekonomik olaylarin temelleri mikroekonomiktir. bir ekonomide bireyler, firmalar vb. iktisadi aktorler iktisadi kararlar alirlar. mesela bireyler tuketimlerine, tasarruflarina, ne kadar calisacaklarina vesaireye; firmalar kullanacaklari girdilerin miktarlarina, uretimlerine, yatirimlarina ve saireye karar verirler. makroekonomik degiskenler bu kucuk aktorlerin binlercesinin yaptiklari secimlerin toplami neticesinde ortaya cikarlar. o yuzden mikroekonomik teoriden kopuk makroekonomi teorisi olmaz. baris'in sozunu ettigi efsanelerin tamami bu tip mikro temelleri zayif teoriler.

mesela birisi bize enflasyonu dusurmek icin buyumeden feragat etmek gerekir dedigi zaman, enflasyonu dusurmek icin izlenecek yolun nasil bir mekanizma yoluyla buyumeyi etkileyecegini sorgulamaliyiz. toplam degiskenlerin temellerinde ekonomik aktorlerin secimleri yattigina gore, eger iddia dogruysa enflasyonu dusurmek icin uygulanan politikalarin ekonomik aktorlerin davranislarini etkilemesi ve bu yolla da buyumeyi dusurmesi gerekir. peki bu aktorlerin davranislari soz konusu politikalardan nasil etkilenir? bu konuda belki yuzlerce teori ortaya atilabilir. bu teorilerden, "a, b, c" sartlari saglanirsa falanca iktisadi mekanizma yoluyla firmalarin uretimlerini arttiracagi ve bunun buyumeye pozitif etkisinin olacagi, ama bunlar saglanmaz ya da bir baska "x" sarti ortaya cikarsa filanca mekanizma yoluyla tersi olacagi gibi sonuclar cikar.

tabii, enflasyonu dusurursek buyume artabilir de azalabilirde gibi bir sonuc kimseyi kesmez. o yuzden elimizdeki teorilerden gecerli olamayacaklari eleyip ise yarar olanlari ortaya cikarmaliyiz. bu da nasil olur? ulkedeki iktisadi aktorlerin davranislarini, sektorlerin yapilarini, piyasa iliskilerini iyi bilir ve anlayabilirsek olur. bunun yolu da daha cok mikro odakli ampirik calisma yapmak ve makroiktisatcilara ekonominin temellerine iliskin modellerini kurarken kullanabilecekleri bilgiler saglamak. mikroekonomik gerceklerle tutarli makroekonomik modeller, makroekonomik sorunlarin cevaplanmasinda daha etkili olacaklardir. ilginc degil mi? iyi makro model kurabilmenin yolu, oncelikle uygulamali mikroekonomicilerin islerini iyi yapmasindan geciyor. tabii onun icin de yeterince ve kaliteli mikro veri olmasi, yani istatistikcilerin isini iyi yapmasi lazim.

ozetle, Lucas kritigi iste. mikro temelleri olmayan, hele hele beklentileri dikkate almayan modeller eninde sonunda cuvallar. ozellikle iktisat politikalarinin uygulanmasinda bunlardan zinhar uzak durmak lazim.

rdynk dedi ki...

(1) Mikro analiz önemlidir. Tüm makro sonuçların altında birey ve firma kararları yatmaktadır.

(2) Beklentiler önemlidir.

(3) Para politikası etkilidir. Para politikası özellikle enflasyon üzerinden reel ekonomiyi etkilemektedir. Bu noktada Merkez Bankası bağımsızlığı, enflasyon hedeflemesi, kredibilite gibi kavramlar önem kazanmaktadır.

(4) Kamu harcamaları altyapı, araştırma geliştirme gibi verimliliği artıran ve sonuçta üretimle yakın ilişki içerisinde olan alanlara kaydırılmalıdır.

(5) Siyasi otoritenin üretimde verimlilik ilkesine aykırı olarak yaptığı popülist harcamalar, uzun dönemli büyüme oranını düşürerek, beklentiler ve üretimi olumsuz etkileyecektir.

Kansoy dedi ki...

Rudiger Dornbusch ile beraber yazdıkları makro ekonomi kitabından bahsediyorum. lisans düzeyindeki kitap.

Açıklamalarınız için çok teşekker ederim.

ekşi iktisat dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
semioticus (shelbyl) dedi ki...

"Enflasyonsuz ve resesyonsuz buyume olmaz" sozu bakis acisina gore gayet de dogru olabilir. Enflasyon ve resesyonsuz bir ekonomi muhtemelen stagnasyona isaret ediyordur, ki para politikasiyla kisa donem mudahale yapamayacak trap'e dustuysen isin istir.

Ama bu demek degil ki "enflasyon varsa buyume var". Keynesciler stagflasyonla coktu zaten, tarihi yok saymak demek olur o.

ahmet dedi ki...

yav alkolün ekonimik zararı varsa yazın bana gönderin okish

ahmet dedi ki...

yav herşeyin ekonomik zararı var,sigaraya kadar yav tek bir şu alkolun mu zararı yok.sabahten beri, ödev verdi hoca"alkolun ekonomik zararları"diye hiçbir Allah'ın kulu herşeyi yazmış ama bir tek şu alkolun ekonomik zararını yazmamış.o kadar aradım ama bulamadım."alkolün ekonimik zararı"eğer bulursanız ahmet_cokun_58@hotmail.com'a e-mail gönderin lütfen rica ediyorum