Sayın Güngör Uras, pek de eğitimli olmadığı anlaşılan bir işadamı grubuna hitaben kaleme aldığı yazılarında Merkez Bankasının faiz indirimlerinden ne beklenmesi gerektiğini açıklığa kavuşturuyordu. Borsa ve döviz elele yükselecek. Ekonomi daha hızlı büyürken diğer taraftan ithalat azalacak, cari işlemler açığı düzelecek vs vs..
Güngör bey çok sevilen ve analizlerine geniş 'halk' kesimlerince önem verilen bir şahsiyet. Eğitimi ve tecrübesi nedir bilmiyorum. Ancak bunun bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Dünyanın hızla değiştiği, bilinenlerin nerdeyse tamamen yenileriyle ikame edilmesi gerektiği günümüz koşullarında hala 'talep edilen' adam olmasını gıptayla izliyorum. Bakın, yüzde doksan dokuzumuz bunu başaramayacak. Geçenlerde ntv'de yayınlanlan bir programda, sunucunun doğru cevabı alacağına gayet emin tarzda yönelttiği 'Hocam piyasalarda ne oluyor ?' sorusu aklıma geliyor. Cevabı dinlemedim ama hocanın eğer varsa bilgi noksanlığını gayet iyi idare ettiğinden en ufak bir hiç şüphem yok. Dinleyenler mutlaka tatmin olmuşlardır. Sonuç: Ne yapıyorsan yap en önemli işin satış !
Neyse konumuza geri dönelim. Varlıkların değerlenmesi, kredi faizlerinin düşmesi, devletin borçlanma maliyetlerinin gerilemesi bir tek şartla yani güçlü TL ile gerçekleşir. Bunlar aynı zamanda ekonomiyi aktive eden unsurladır. Elbette ekonominin aktive olmasıyla tasarruf/yatırım oranının azalmasını yani cari işlemler açığının artmasını bekleriz. Eğer Merkez Bankasının günlük faiz indirimleriyle beklenen yurdışından gelen tasarrufların geri gitmesiyse, buna paralel olarak kredi faizlerinin düşmeyeceğini, insanların iş bulma şansının artmayacağını, yeni işyerleri açılmayacağını bilmeliyiz. Bunları bilebilmek için o hiç beğenmediğimiz Türk eğitim sisteminin ilköğretim aşamasını geçmiş olmak yeterli.
Ahmet Çavuşoğlu
1 Yorum Var.:
Merhaba Ahmet Bey,
Sizin Güngör Uras'tan çektiğinizi ben de Ertuğtrul Özkök'ten çekiyorum. Bereket, sizinkisi köşe yazarı sıfatına sahip oysa benimkisi "genel yayın yönetmeni"...
Yorum Gönder