Abdurrahman Yildirim: Eyvah bankacılık yabancılaşıyor

Abdurrahman Yıldırım üç gündür konuya el atmış durumda. Bu yazıda biraz alıntı yapıp biraz gıcıklık yapacağım. Baştan söyliyeyim darılmaca olmasın. Okumadıysanız, yazılara şu linklerden ulaşabilirsiniz: bir, iki, üç Bizimki biraz serbest okuma olacak, rasgele okuma yapacağız, işimize gelen yerleri alıntılayacağız. Baştan da söylemiş olayım.

"...bir bankanın daha yabancılar tarafından satın alındığı ve bankacılık sektöründe yabancı payı nın halka açık kısım ile birlikte yüzde 42'ye yükseldiği gerçeği var." demiş Yildirim. Bu halka açık kısmı neden dahil edilir bilmem. O hisselerin finansal getiri dışında ne fonksiyonu var? Ben bilmiyorum bilen varsa söylesin. Hani bende de bir miktar Garanti hissesi vardı kaç yıldır ama adamlar hiç genel kurula falan çağırmıyorlar beni. Dava edebilir miyim acaba?

"Bir kere mevduat toplamaya yetkili 33 bankadan üç kamu bankasını hariç tutarsak 19'u yabancı sermayeli, 11'i yerli sermayeli. 10 büyük banka arasında kamu bankalarını hariç tuttuğumuzda yabancı sermayenin bulaşmadığı bir banka kaldı ." Son milli maçta da yediğimiz golleri saymazsak Bosna Hersek'i 2-0 yendik.

"Yerli bankalar yabancı banka alamayıp neden küresel oyuncu olamadılar, sorusuna çeşitli yanıtlar bulunabilir. 1990'larda yapılan hatalar gelip 2001 krizinde patladı. Ekonomik kriz, zayıf bankacılık yapısı, yerlilerin teşvik edilmeyişi, aracılık maliyetlerinin yüksek oluşu, yeterince kaynak yaratamamaları bu nedenler arasında sayılabilir." Abdurrahman Bey, çok önemli bir nedeni atlamadınız mı? Hani, şu anda neden TMSF çalışanı durumunda olduğunuzu hatırlatarak size bir ipucu vereyim. Hadi bir ipucu daha vereyim, Demirel'in yeğeni olmak global dünyada banka sahibi olmaya yetmiyor çünkü.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Aaa yok yanılmışım, bakınız neler olmuş:
"Geçmişte olan1990'ların başında, seçim öncesinde Hazine aracılığıyla gelene banka kurma izni ve halktan para toplama lisansı verdik. 1994 krizi patladığında bu bankalardan dökülen oldu, ama kamu borçlanmasına olanca hızıyla devam etmek için mevduata yüzde 100 devlet güvencesi verdik. Bu güvence ortamını yanlış kullananlar oldu. Hazine bu sektörü gerektiği gibi denetlemedi. Denetlediyse bile gereğini yerine getirmedi. 1999'da bankalara "siz Hazine kağıtlarından çok kazandınız" diyerek geçmişe yönelik vergi koyduk. Yetmedi devlete dört büyük özel bankadan 250'şer milyon dolar özel bir borç ta alındı. Bu aşamadan sonra BDDK kuruldu. Ama bu arada olan da olmuştu. 22 banka arasında kapatılanlardan biri de kamu bankasıydı. İki kamu bankasına da devlet görev zararlarından dolayı 25 milyar dolarlık sermaye desteği koymak durumunda kaldı."

"Bir kere bankaların yanına, aracı kurumları, sigorta ve leasing sektörünü de koyduğumuzda finansal sektörün ağırlıklı biçimde yabancı veya küresel sermayeli hale gelmesi, ekonominin diğer sektörlerine de bulaşır. Hatta finansal sektörle ilişkisi olan her alanı ve herkesi etkiler. Finansal sektörden başlayan yabancılaşma diğer sektörlerde hızlandırıcı etki yapar." İnşalllah!

"Bankalarda reel sektör, şirketler, hane halkı ve kişiler hakkında tam bir bilgi hazinesi var. Bu kuruluşlar kimin ne kadar geliri ve kazancı var, gideri ne kadar, serveti ne kadar, harcama eğilimi nasıl, tam olarak kişilerin ve kurumların finansal varlık rontgenine sahip. Bu bankaları alan küresel sermayeli bankalarda aynı bilgilere sahip olacaklar." Şimdiye kadarki banka sahipleri aynı bilgilere sahip değil miydi?

"Bu bilgiler şirket satın almalarda, Türkiye'ye ilişkin strateji belirlemede ve iş yapmada pekala kullanılacak." Şimdiye kadar kullanılmadı mı?

"Yabancı veya küresel sermayeli hale gelmesi bankaların davranışlarını da değiştirebilir. Verdiği hizmetler ve bunun karşılığında aldığı komisyonlar farklı olabilir. Yabancılar bedeva hizmet vermez . " Türk bankalarda herşey beleşti di mi?

"Maliyetlerini hizmetlerine yansıtırlar." Türk bankalar yansıtmıyordu di mi? Hep cebinden (ya da devletten söğüşleyerek) finanse ederlerdi, di mi?

"Hazine kağıtlarına yatırım yerine kredi vermeyi ön plana çıkartabilirler." Aman aman, çok kötü!

"Burada da eş, dost, akraba ilişkisi olmaz." Eyvah, yandık desene!

"Daha risk bazlı bir tavır ortaya koyarlar." Doğru olan, amca-dayı bazlı bir tavırdır.

"Bütün bunları yaparken bankaların müşterilerine yansıyan davranışları da kısmen yabancılaşabilir. " Çok uğraştım bu cümleyi anlayamadım. Keşke yazısının sonundaki özdeyiş bölümüne koysaydı.

"Ana sermayedar yabancı olduğu için bankaların yurtdışı borçlanmaları bundan olumlu etkilenir." Durum gittikçe kötüleşiyor.

"Banka riski veya ratingi yurtdışındaki ana banka ile eşitlenir. Daha ekonomik koşullarda ve büyük ölçekli kaynak bulabilirler. Bunu da yurt içinde kredi olarak kullandırabilirler. " Eyvah Eyvah!

"Sonuçta bireyler ve hane halkının daha fazla borçlanması gündeme gelecek."
En korkutucu yanı da bu. Zorla borçlanacağız! Borçlanmak kanunla falan da mecbur yapılacak mı Abdurrahman Bey!

"Ancak sermaye küresel sermaye olduğu için, Türkiye'den topladıkları fonları yurtdışında da değerlendirme yoluna gidebilirler. Fırsat neredeyse fonları oraya yöneltebilirler." Doğru olan çiftçilere ve tekstilcilere sıfır faizle kredi riski yuksek olmasina ragmen kredi verilmesi sonra geri alınmamasıdır.

"Bunun yerli tasarruf sahibini ilgilendiren yönü ise Türkiye'ye özgü yüksek reel faizin budanması olabilir. Artık mevduat faiz yarışlarını daha az görürüz." Nasi yani, şimdiye kadar yüksek reel faizin nedeni yerli bankalar mıydı?

"Yabancılaşma aynı zamanda ekonomi yönetiminin bankalar üzerindeki etkisini azaltır. Geriye yönelik vergi koyma, 'ihtiyaç var atın 250'şer milyon dolar' ya da "Hazine ihalesinden bono alın" türü yaklaşımlar artık söz konusu olamaz." Geçmişte neler oluyormuş, öğrendiniz.

"Devlet iç borçlanma senetlerinin en büyük müşterisi olan bankalar bu konumdan muhtemelen çıkar. Yerini yabancı yatırımcılar veya banka dışı yerli kesim alır. Yani devlet iç borçlanma senetlerinin alıcı tabanı da değişir." Bu biraz da Hazine'nin borçlanma politikası ile ilgili. Kimse sıfır riskli hazine bonoları varken kredi vereceğim diye uğraşmaz.

"Bankacılıkta ve finansta sermayenin küresel olması, sadece bu sektörde değil genelde ekonomide iş yapma biçimlerini ve kuralları da küresel yapar. " Halbuki bizim geleneksel metodlarımız, kurallarımız, kayırmalarımız daha güzeldi.

"Sermayedeki bu değişim finansal sektörle ilişkisi olan her alana ve herkese bulaşır." Evet, evet, hastalık gibi.

Umarım neler kaybedeceğimizin farkındasınızdır. Herkesi bu farkındalığın farkında olmaya çağırıyorum. Var mısınız hep beraber kredi kartlarımızı çöpe atalım, bir daha kullanmayalım, yabancı bankalardan paralarımızı çekelim?

2 Yorum Var.:

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

size de bikkinlik geldi biliyorum ama alin size bir "lâle" adayi daha:

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6771596.asp?yazarid=39&gid=61

Adsız dedi ki...

Hocam süper!