Allah'in Sopasi Yok Ama...

Bagimsiz sosyal bilimciler diye bir grup kesfettim, nedense Turkiye'deki asiri solcular kendilerine "bagimsiz" demeyi cok seviyorlar. Sanki biz bagimsiz degiliz!!! Neyse burada Mustafa Sonmez isimli bir caylak (dereyi gormeden pacalari sivamis o yuzden caylak diyorum) 2005 buyume verileri aciklanmadan Deli Dumrul misali soyle bir yazi yazmis:

"Yakın tarihinin en derin krizini 2001’de yasayan Türkiye, izleyen 3 yılda yüksek büyüme hızları yasadıktan sonra 2005’te tekrar bir düsüse geçti. Bu düsüsün 2006’da sürecegini ve yeni bilinmezlere dogru toplumu sürükleyecegini artık en “pembe gözlüklü” analizciler bile kabul etmis görünüyorlar."

Seni gidi acemi!!! Kimse sana erken oten horoza ne yaptiklarini anlatmadi mi? Bak sen uyaniga, 2005'te dususe gecmis 2006'da da surecekmis. Bu bizim Ingiltere'ye 8-0 yenildigimiz macin ardindan tekrardan 5-0 yenildigimizde "Adamlar nasilda bocaladi, 8 tane atamadilar" dememiz gibi birsey. Uyanik bu yaziyi bir de Aralik 2005'te yazmis.

Simdi bir tavsiyede bulunayim karamsar ekonomistler icin. Birincisi hic bir kosul altinda piyasada ne olacagi ile ilgili tahmin yapmayin, rakam verdiginiz an kendinizi riske atmis olursunuz, foyaniz ortaya cikar. Ikincisi, hic bir kosul altinda yatirim tavsiyesinde veya goruslerinde bulunmayin. Ucuncusu, cumlelerinizde "iscilere yansimiyor", "cari acik tehlikeli boyutlara ulasmis olabilir", "sicak para kacabilir", "sicak para er veya gec kacabilir" gibi yuvarlak, test edilmesi zor veya imkansiz ifadeler kullanin. Ornek istiyorsaniz ayni grubun uyesi Erinc Yeldan'in yazdigi yazilara bakin.
Ben cok baktim ama adamin test edilebilir bir tahminini gormedim. Tek acik verdigi nokta 2005'in baslangicinda soyledigi "cari acik artiyor, tehlikeli boyutlara ulasiyor, sicak para vs. vs." seklindeki sacmalamalari, onu da tutup adamin yuzune vurmak cok zor. Er ya da gec bedel odenecek seklinde cevap verip isin icinden siyrilabilir. Bir sene once adamin yazdiklarindan korkup borsaya girmeyen vatandas da %80'lik getiriden mahrum olur ama kimin umurunda.

2 Yorum Var.:

Tansel dedi ki...

Sayın ekonomix;

Bağımsız Sosyal Bilimciler İktisat Grubu kanımca bu ülkenin en ciddi çalışan iktisatçı gruplarından önde gelenidir. Analizleri mali piyasalarla sınırlı olmamakla birlikte bölgesel ölçeklidir de. Üstelik analiz araçları sizinkinden de çok farklıdır. Neticede başka bir iktisadi düşünceyi temsil ediyorlar. Buna sadece saygı duymanız gerekir.

İkinci olarak oradaki "bağımsız"lık egemen ideolojinin (neoliberalizmin) fetişlerine kendilerini kaptırmamalarıdır. Şimdi daha iyi anladınız sanırım. Eğer anlizlerini anlamak istiyorsanız başka bir gözlük takmanız gerekecektir. Piyasaların yüzde seksen kazandırması onların umurunda bile değildir. Reel üretim ve bunun dağılımı ve geniş kitlelere yayıla(maya)n refahı ölçerler. 2001 krizi öncesinde de hepimiz hatırlarız ki Ego-Diyalog tayfası olsun liberal görüşlü iktisatçılar olsun herşey iyiye gidiyor deyip sabit kuru savunuyorlardı. Bağımsız Sosyal Bilimcilerin sayfasından eski yazılara bakarsanız durumun sürdürülemez olduğunu çok önceden yazdıklarını görürsünüz. Özellikle Erinç hoca ülkemizde çok sayılan değerli bir hocamızdır. Sizin "saçmalama" olarak değerlendirdiğiniz şeyler o zamanlarda yazıldığında hocam aynı şeyleri bağıra söylemiş ve kendiside tahminlerinin tutmasına üzülmüştü.

Son olarak ekonominin ölçüsü mali piyasalardaki getiriler değildir. Kitlelerin refahıdır. Piyasaların nasıl bir süreç işlettiğini yine o sayfadan öğrenebilirsiniz. Siz sürekli ölçü olarak mali piyasalardaki getirileri alıyorsunuz da bunun refahı ölçtüğünü nereden aklınıza getiriyorsunuz onu anlayamadım? Kullandıkları ifadeler hiç de muğlak değil. Test edilebilir şeyler. Hele Erinç hoca hakkında bunu nasıl söylediniz şaşırdım doğrusu. Sondan bir önceki yazısı bayağı rakamlar vermiştir. Herneyse ben anlayamıyorum sizleri. Analayamayacağım da herhalde.

Ayrıca Mustafa Sönmez'in o yazıda kastettiği o değildir. Yazılarını düzenli takip ederseniz kendisi büyümenin 2006'da yüzde 5 e 4 e düşeceğini ve bu durumun da sürdürülemeyeceğini söylüyor. Benim de genel kanım o. Eğer %5'in altında bir büyüme oranı ile karşılaşır isek işler çok sıkışacak. Neyse bunlar ayrı mevzular. Bu grubu yeni keşfetmeniz beni şaşırttı. Kendileri çok bilinen bir gruptur ve bağımsızdırlar. Bir de Erinç hocanın "Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi" isimli kitabını okumanızı öneririm. Bir de sayfamda işgücü piyasalarındaki son yazısına göz atabilirsiniz. Çok da güzel gösterir rakamlarla işsizliğin azalmasınının zor olduğunu.

Saygılar.
Tansel Güçlü

Blog Sahibi dedi ki...

Tansel Bey,

Siz de bizi cok hafife aliyorsunuz canim. Ekonomiyi bilmek ayri birsey; uygulayabilmek ayri birsey. Surekli karamsar veya surekli iyimser analiz yapanlari cok tutmam mesela. 2001 krizine kadar en sevdigim yorumcu Salih Neftci idi, vay be cok iyi yorum yapiyor derdim. O donemde de Deniz Gokce ile dalga gecerdim. Borcluluk orani hersene artiyor, adamlar harcamalari kismasini ve vergileri toplamasini beceremiyorlardi. Gorunen koy kilavuz istemiyordu. Simdi karamsarlara nasil yukleniyorsam o zamanlar da iyimserlere yukleniyordum.

Ekonomide "structural change" denen bir durum vardir, yani oyunun kurallarinin degismesi. 2001 krizinden sonra o oldu iste, Turkiye'yi krize surukleyen populist politikalar yerini daha saglam politikalara birakti. Buradaki asil mesele benim dedigim gibi bir structural change olup olmadigidir. Erinc Yeldan ve tayfasi "Structural change" olmadigi gorusunde, o yuzden de karamsar analizlerine devam ediyorlar. Belki de adamlar ilelebet karamsarlar sosyalizm bitti diye, bilmiyorum ama farketmez de.

Ote yandan Deniz Gokce ve televole tayfasi pozitif analizlerine kaldiklari yerden devam ediyorlar, o yuzden benim gozumde kredibiliteleri cok fazla degil. Ben tesadufen bu gunku durumu cok iyi analiz ettiklerini dusunuyorum. Yine de, bence durumu kim daha iyi irdeliyorsa Ekonomi Turk'te onu one cikariyorum.

Goruldugu uzere herkes 10 sene once hangi analizi yapiyorsa simdi de ayni analizi yapiyor. O yuzden de tesadufen bazen hakli gorunuyorlar bazen de haksiz. Bu arada Erinc Yeldan'i da sahsen tanirim, ekonomi bilgisine sonsuz saygi duyarim ama gelecegi tahmin etmekte goruslerine basvuracagimi sanmiyorum.

Son olarak ekonominin olcusunun mali piyasalardaki getiriler olmadigini soylemissiniz. Dogru soylemissiniz. ekonominin olcusu milli gelirdir; milli gelirimiz son 4 yildir %33 artti, bu reel artistir. Yani 4 yil once kisi basina 3 kilo et dusuyorsa, bugun kisi basina 4 kilo et dusuyor demektir. Bazi kisilere 60 bazi kisilere 1 kilo et dusse de ortalama olarak tum gelir gruplarinin gelirlerinde reel artis olmustur. Sizin bagimsiz ekonomistler nedense bu gelismeleri es geciyorlar, %5'lik buyumeye burun kiviriyorlar. Dunyada %5 buyuyen kac ulke var ki, kaldiki Turkiye 2005'te %7.4 buyumus.

Peki mali piyasalardaki getirilerden neden bahsediyorum. Mali piyasalardaki getirilerle bir ekonomistin basarisini olcebilirsiniz. Benim simdi de soyledigim, daha once de soyledigim su: en kral ekonomistini getir, ikimiz de 10000 YTL para ile yatirim yapmaya baslayalim, (5 sene veya 10 sene bir zaman verelim). Hepimiz kendi ekonomi yorumumuzun gosterdigi yolda yatirim yapalim, sure bittigi zaman ise karsilastiralim kim daha basarili imis. Gayet basit.

Insanlarin iki tane problemi var, birincisi para kazanmak, ikincisi bu parayi ne sekilde degerlendirmek. Erinc Yeldan ve siz ve digerleri parayi nasil degerlendirmemiz gerektigi konusunda hic bir sey soylemiyorsunuz. Cari acik konusundaki korkutmalariniza uyup 2001 yilindaki krizin etkilerine benzer bir sonucla karsilasacagimizi varsayarak paramizi dolara cevirip o sekilde degerlendirme yoluna gitmis olsaydik hapi yutmustuk diyorum. Siz bana ekonominin olcusu mali piyasalardaki getiriler degildir diyorsunuz. Peki parami ne yapayim? Hepsini simdi harcayayim mi, ev mi alayim, altin mi alayim, borsaya mi yatirayim, yoksa fakir fukaraya mi dagitayim. Ne yapayim? Bundan daha acik nasil sorabilirim? Ne yapayim paramla, o derin akademik bilgilerinizle bana isik tutun. Ama bana "ben sizin utulity function'inizi bilmiyorum o yuzden yardimci olamam" demeyin. Soyluyorum, sasilacak bir sekilde daha cok parayi daha az paraya tercih ediyorum cunku daha cok parayla daha cok tuketim yapabilirim istedigim zaman ve bu da beni mutlu ediyor.

N'olur bana bir yol gosterin, ne yapayim paramla? Isterdim ki Erinc Yeldan veya Deniz Gokce bana bu konuda yardimci olabilseydi, tek yaptiklari muglak ifadelerle ekonomi masali anlatmak.