Dogru demis. Kimse ciftciyi ezdirdiniz diyemez ama ben vergi veren vatandasi hem de tamamini ciftciye ezdirdiniz diyebilirim. Ekonomide bir grubu desteklemek demek diger tum gruplari ezmek demektir. Dusunun, futbol federasyonu diyelim ki Denizlispor'u destekleme karari aldi ve onlarin hanesine 5 puan yazdi. Bu Denizlispor haric diger tum kuluplerin hesabindan 5 puan silmekle esdeger bir uygulamadir. Kimse cikip da diger kuluplere haksizlik yapmadik diyemez bu durumda. Ciftcileri desteklemek icin bu sene verilecek 810 milyon YTL, vergisini veren vatandasin cebinden cikacaktir. Ciftcilere verilen para havadan gelmiyor, Turkiye’de insanlarin anlayamadigi sey bu. Herkes sanki devlet parayi agactan topluyormus gibi dusunuyor ve biz de isteruk biz de isteruk diye feryat ediyorlar.
Merkez bankasi para bastiginda bile o para havadan gelmis olmuyor. Nakit parasi olan herkes paralarinin miktariyla orantili olarak darphanenin bastigi parayi vermis oluyorlar. Hukumet gorevlileri sunu destekliyoruz, bunu destekliyoruz diye aciklama yaptiklari zaman resmen midem bulaniyor. Desteklemeleri azaltsalar vergiler azalacak, vergiler azalirsa zaten herkesi adil bir sekilde desteklemis olacaksiniz. Araya politikacilarin girmesi ve bunu bir rant kapisi olarak suistimal etmeleri hem genel olarak vatandasa ekonomik olarak zarar veriyor, hem de ekonomideki oyuncularin ahlakini bozuyor. Pamugun kilosuna 32 YTL prim vermek demek normalde olmasi gerekenden daha fazla pamuk uretilmesi demektir. Devlet destekledigi icin ciftci normalda maliyeti piyasa fiyatinin uzerinde olan pamugu uretecektir. Uretimden zarar etse bile, devletin verdigi prim bu zarari fazlasiyla karsilayacak ve ciftci kara gececektir. Sonuc vergi veren vatandasin parasinin sokaga atilmasi.
Bu konudaki analizi hocalik yaptigim donemlerde mikroekonomiye giris derslerinde cok anlattim. 18-19 yasindaki cocuklarin anladigi ”deadweight loss” kavramini ne yazik ki uygun egitimi almamis politikacilarimiz kavramaktan acizler.
Erdogan hukumetini genel olarak desteklememin sebebi ekonomi yonetimindeki goreceli basarilaridir. Mevcut siyasi partilerin hicbirisi bundan daha basarili olamazdi diye dusunuyorum. Yine de bu basarinin arkasinda IMF’nin buyuk rolu var, ve ulke borclarini cevirmede rahatliga ulastikca populist politikalari da daha fazla uygulamaya basladi. Onlari frenleyecek bir IMF de yakin bir sure sonra ortaliklarda olmayacak ve bu beni az da olsa tedirgin etmeye basladi.
1 Yorum Var.:
Sayın EKONOMIX,
Köylünün devletten aldığı "haksız kazanç" değil, temettüdür. Kentlerdeki mevcut sermaye terakümünün kaynağı araştırılacak olursa, en önemli faktörün 1950-80 arasında vahşice uygulanan tarımdan-sanayiye-kaynak-aktarma politikası olduğu görülür. Kuruluş aşamasındaki Türk tekstil sanayiini Türk köylüsü kaput bezine yıllar yılı ihraç fiyatının 3-5 mislini ödeyerek ayakta tutmuştur. İç ticaret hadleri dizisini lutfen bulup inceleyin. 1978 yılında kurulan TÜSİAD-icazetli Ecevit hükümeti işbaşına gelir gelmez tarım aleyhine keskin bir kırılma göreceksiniz. Azgelişmişliğin Hernando De Soto'ya göre en önemli sebebi kazanılmış hakların resmen tescil edilmemiş olmasıdır. Türk köylüsünün de şehirlerdeki sermaye stoku üzerinde bir kazanılmış-ancak-tescil-edilmemiş hakkı vardır. Bu sorun idare-i maslahatçılık ile değil, devrim ile çözülür. Yeni bir varlık vergisine ihtiyaç vardır.
Saygılarımla,
Veysel Aratlıoğlu
Yorum Gönder