İşletmeler; belli ölçüde kar elde etmek ve hizmet yaratmak amacıyla
üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli olarak bir araya getirip tüketicilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda mal ve hizmet
üreten veya pazarlayan ekonomik, sosyal ve teknik kuruluşlardır. İşletmeler varolabilmek ve amaçlarına ulaşabilmek için belli bir organizasyon yapısına ihtiyaç duyarlar. İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmeleri için çeşitli sorumlulukları yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu sorumluluklar hiyerarşik bir şekilde paylaşılmalı ve işletme amaçlarına ulaşma belli bir koordinasyon çerçevesinde yapılmalıdır. İşletme içi bu koordinasyonu sağlayan süreç ise yönetim sürecidir.
Yönetim; ortak bir amacı gerçekleştirmek için bireysel ve grupsal çabaların koordinasyonunu sağlama ve amaca yöneltmektir. Yönetim süreci; hazırlık, uygulama ve denetim olmak üzere üç ana evreye ayrılmaktadır. İşletmelerde yönetim süreci hazırlık evresiyle başlar. Öncelikle yapılacak işlerin kaynak kullanımını tespit etmek gerekmektedir. Bir işe başlarken üretim sürecinde gerekli girdilerin belirlenmesi, çalışan personelin seçilmesi...gibi konular ele alınır. İkinci evre uygulama sürecidir. Burada üretim sürecinin gerçekleşmesi, çıktıların elde edilmesi ve dağıtılması...gibi süreçler çerçevesinde iş akışı sağlanır. Son olarak denetim evresinde ise; personelin ve projelerin değerlendirilmesi...gibi organizasyonun kontrol faaliyetleri gerçekleştirilir. Bir organizasyonda yönetim sürecinin gerçekleşmesi dahilinde, halkla ilişkiler ve
imaj meselesi.. gibi yani bir marka yaratarak işletmenin insanlar tarafından benimsenmesi ve tercih edilmesini sağlayan tanımlayıcı faaliyetlerinde gözönüne alınması gerekmektedir.
İşletme organizasyonunun gerçekleşmesinde gerekli olan tüm etmenler(kaynak kullanımı,
iş akışı, kontrol faaliyetleri, tanımlama faaliyetleri) birbirlerini tamamlayıcı biçimde, belli bir uyum içerisinde olmak zorundadırlar. Bu uyumu sağlayacak (Homeostatik faaliyetler) faaliyetlerin uygulanması işletmenin amacına ulaşabilmesi için büyük önem arz etmektedir. Çünkü bütün etmenler bir şekilde birbirine bağlıdır ve tıpkı domino taşlarının dizilişi gibi herhangi birindeki değişiklik bütün sistemi bozacak güce sahiptir.
Bir işletmede homeostatik faaliyetler olmazsa o işletme amacına ulaşamaz ve yok olmaya mahkum olur. Herhangi bir işletmede homeostatik faaliyetlerin kusursuz bir biçimde uygulanabilmesi için
iyi bir yönetim sürecine ihtiyaç vardır. Yönetim süreci organizasyonu sağlamada işletmelerin olmazsa olmazları arasında en tepede yer almaktadır. Bu nedenle işletmeler ile yönetim arasında ayrılmaz bir bağ vardır.
1 Yorum Var.:
iyi bir yazı.
ama işletme amaçları arasında yer alan ''sosyal sorumluluk'' kısmı eksik.gerci bu amac da işletmeler kendi vahşi kar güdülerini gercekleştirmek için hunharca kullanılmak da ama yinede bişeyler yapılıyor.biz vaziyetin genellikle sosyal kısmıyla ilgileniyoruz gerci sorumluları da yapıyor biseyler.yasal düzenleme olarak da gayet iyi aslında ülkemiz.iş adamlarımız okul hastane bakım evi yaptırdıgında bunların %100 ünü vergilerinden düsebilmektedirler.tabi burda vergi ahlakı da devreye giriyor ama onu sorgulamakda benim haddime degil.
sadece işletme okudugmdan ilgimi cekti ve yorumladım gerci nasipse bu temmuzda mezunuz ama simdi geriye bakıyorumda bize ne verdilerse sorgusuz almısız sorgulamaya kalktıgımız da da karsımıza derin fikir ayrılıkları cıkmıs bosuna cabalamısız biseyleri degistirmek için.üniversitemiz bilim yuvası falan degilmiş.herneyse
Yorum Gönder