SEİL GİTSİN

Bosna Hersek-Türkiye Maçı arkasından bir gazetede Fatih Terim ve Sercan hakkında şöyle bir başlık atılsa Fatih Terim takımın psikolojisini bozmak için Maçın başlarında kendisini Tribunlere attırmak için elinden geleni yaptı. İkinci yarı kaleciyle karşı karşıya kalan Sercan'ın topu Bosna Hersek kalecisini üstüne bilerek nişanladı . Hem Fatih Terim ve Sercan maçtan önce 500 Bin dolar rüşvet aldılar.

Gerçekten Fatih Terim ve Sercan bu maç için maçtan önce bu parayı alsalar bile gazetede çıkan habere kimse inanmayacaktı. Çünkü bu gazetenin haberini okuyan her birey rasyonel inanabilme algısından uzak oldukları için bu haberin çakma haber olduğuna kanaat getireceklerdi. Çünkü milli ruh ve milli degerleri daha baskın çıkacağı için;

Fakat Galatasaray-Kayseri maçı sonrası kaybedilen bir Kayseri maçı sonrası Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ın maçın hakemi hakkında maçı katletti kaybetmemizin en önemli sebebi maçın hakemi dediğinde ve artık Galatasaray Maçlarında bu ilgili hakemi istemiyoruz . 25 milyon Galatasaray taraftarı o maçın hakemi hakkında gerçekçi düşünme ve o hakemi tartma psikolojisi içinde olacağını kim düşünüyor. Çünkü bireyin inanma yetisinden önce tarafgilliği daha ön plandadır.

Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir    Borsa Yorumları    Petrol Fiyatları    Bilgisayar Nedir

Galatasaray-Kayseri Maçinın kaybedilmesinde Galatasaraylı futbolcuların kötü oynaması yüzünden olma olasılığı daha çok iken suçun tümünün Adnan Polat tarafından Hakeme yüklenilmesi Galatasaray taraftarı için daha kabul görecekti. Bu demece inanabilirliği bireyin daha yüksek olacaktı. Aslında Galatasaray Başkanı Adnan Polat hakemi suclayarak aslında siyasi bir karar yüklenmiş olup tarafsız olması beklenen Futbol fedarasyonunu etki altına alarak hakemin bir daha maçlarına çıkmasını önlemesi hayatımızın her alanında aslında hür irade ve düşünce baglamında olmadığımızı ve taraflığımızı kaybettiğimizi ve bu düşünce bakışında olan bizlerin saglıklı bir karar verme mekanizmamızın çöktüğüne ve tarafsızlığımızı yitirdiğimizi unutmaktayız.

Emin Çölaşan bugüne kadar yazmış olduğu her yazıda AKP hükümetini eleştirmesinin inandırıcılığı ne kadar olabilir. Zaman Gazetesi ,Hürriyet yada Vatan gazetesinin tarafsızlığına kim vurgu yapabilir.

Ergenekon davasının inanabilirliği ile 28 Şubat sürecinin inanabilirliği ne şekildedir.

Bireylerin üstünde taşıdığı yaftalar Fenerbahçe taraftarlığı, Galatasaray Taraftarlığı ,AKP sempatizanlığı ve Chp sempatizanlığı gibi tarafsızlığımızı bizlere kaybettiren degerlere cok fazla önem verdiğimiz sürece hiçbirimizin tuttuğumuz takımın yenilmesinde gerçek suclunun futbolcuların ve takımı yönetenlerin olmadığını yada ülke yönetiminin çok kötü yönetilmesinde baştaki hükümet ve muhalefetin suçu olduğunu asla tartamayacağız.

Maçtan sonra hakemlerin çok konuşulması veya doğal afetler sonrası hem hükümet ve muhalefetin birbirlerini suclayıcı tavırlarına çokca tanık olacağız.

Bir Gazete başlığından Merily Linch yatırım kuruluşunun eski çalışanı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten hükümetle -İmf arasında bir anlaşma yapılacağını ögrenmesi ve bunu başlık altında yayınlaması ve gazetede okuyan bizlerin ilgili yatırım kuruluşu ile ilgili ve devlet bakanı Mehmet Şimşek hakkında düşüncelerimiz ne şekilde şekilenir.

Hürriyet'in Deniz fenerini yazması , Deniz Baykal'ın Deniz fenerini karalaması ,Ergenekon davasının avukatıyım demesi, Zaman gazetesinin Ergenekon davasını manşetlere çıkarması ,Genelkurmay'ın birifinglerinde kendine yakın medyayı davet etmesi, karşıtı gördüğü medyaya veto uygulaması veya Emin Çölaşan'ın hükümet aleyhinde yazıları hepsi bir siyasi karardır.

Ekonomitürkte bir okuyucunun Seil bu blogda yazı yazmasın demesi ile Ekonomitürk sahibi Ekonomix blogda yazı yazma özgürlüğümü kısıtlayacak ankete başvurması bile siyasi karardır.

Anket sorusuna Seil tanıdığı tüm insanlara kalkıp evet kalsın diye anketi cevaplayın dediğinde Anketin dogruluğu tartışılabilir. Yada Ekonomitürk sahibi ekonomix anlaşıp ankette evet sayısını daha çok gösterebilirim. Bu benim bireyler karşısında kötü yazar yada iyi yazarlığımı etkilemez ama toplumsal olarak toplumu oluşturan yüzlerce birey olduğunuzda Seil iyi bir yazar ve o yüzden blogda yazmaya devam ediyor mantığı oluşur. Sizler bilmezsiniz belkide ben Ekonomitürk adına 500 ytl TEV bagış yapmış olabilirim.

Ankette çoğunluk Seil gitsin diye oy kullandığında Ben şahsımda beni çekemeyen düşmanlarım beni sabotaj yaptı . Karşıt oy kullandı diye algı içersine girebilirim. Bireylerin algılama ve inanma yetisi kendisine olan inancından dolayıdır.
Türk toplumu kendine inancı olmayan ve sürüklenmesi en kolay toplum figürasyonu içerdiği için bugün sırf 10 yıl önce Sivas-Madımak olayı yaşadık. Münevver Karabulut müslüman bir Türk Kızı Başı kesilerek öldürüldü. Bugün öldüren kişiye baktığımızda Ülkede azınlık kabul edilen bir dine mensup bir genç Cem Garipoğlu işte Medya denilen gücü anlamak burada geçiyor . Bugün Toplapı sarayında İdil Biret'e konser verdirmeyen yada Sivas Madımak otelinin yanmasından dolayı onlarca aydının ölümüne yol açan olaylardan ne eksikliği olabilir.
Medya denilen şey bu olsa gerek Aydın Doğan'ı bile sırf hükümete muhalefet edeceğim sevdasıyla ak kaşık yapabilir. % 40 oy alan bir partiyi toplumun bakış açısı ve hür iradesi olduğunu gösterebilir.

Bugün Japonya ekonomi küçülmesinden ve issizliğin artmasından dolayı hükümet değişmedi siyasi akım değişti. Türkiyede ekonominin yüzde % 14 küçüldüğü bir seçim arefesinde hükümetin oylarının en azından % 14 düşmesi gerekirken düşmemesi bile bizlerin apolet ve üstümüze giydiğimiz yaftandan olsa gerek

Blogda anket yapılırken Seil kalsın yada kalmasın gibi bir sürecte kalkıp benim gibi psikoloji konusunda daha eğitimli bir kişinin iradesi tam oturmamış ve düşüncesinin üstünde apolet ve yafta taşıyan toplum bireylerinin karşısına siyasi bir yazıyla çıkıp benim hakkımda memnuniyeti en yüksek düzeye çıkarmam gerekirken siyaset olarak toplumda irticacı veya laik düşmanı diye iki kesime ayrılmış bir toplumda bana karşı olacak yüzlerce insan çıkacağını bile bile inandırılma yetisi bulunduğu cevre,zumre,maddi veya manevi katlarda değişen bir ülkede bir psikologa yakışmayacak bir donkişotluk olmalı.......

Bugün Ekonomitürk yazarlarından bayan arkadaşımız T'pol takip ederim. Hem çevresel hemde eğitim olarak çekirdek Türk toplumunun üstünde bir egitim düzeyi ve bakış açısı olmasına ragmen günlük kamuoyunda oluşan toplumsal olayları degerlendirirken ne kadar subjektif ve objektif bir bakış açısıyla baktığını merak etmekteyip.

Seçimlerde örneğin hangi partiye oy verirken kafasında o parti ve düşüncesi hakkında ne gibi fikir sahibi yada karşı partiye oy vermemesinin nedenleri ne olabilir.

Bugün kalkıp Deniz Baykal'ı Atatürk ilkelerine baglı demokratik laik bir ülke vatanseveri olduğunu yada Fethullah Gülen'in rejim düşmanı olduğunu gösteren bulguları ve izlenimleri olan blog okuyucuları varmı .

Bugün ben diyorumki Türkiye'de bugün siyasi gerginlikleri yaratan ve bu gerginlikler sonucu faizi körükleyip nakidiyle servetine servet katan aile Koç Ailesidir. Sırf Hazine bonsounda isme yazılı olmamasının nedeni Koç ailesidir dediğimde, İnanabilirlik oranım ne olabilir

Yalova Çınarcık ilcesinde yaşayan bir kamu görevlisiyim. Evimde tüp patlaması olduğu halde medya ertesi günü Yalova Çınarcıkta örgüt üyesi Seil evinde sakladığı el bombaları patladı Sür manşet girdiğinde 25 yıllık devlet memuru 1 günde .......... hayatı değişir.

8 Yorum Var.:

Investor dedi ki...

Kardeşim senin koçla sorunun mu var?

Çalık grubunu neden övüp duruyorsun memur arkadaşım.

Yoksa akp işten mi attırır diye korkuyorsun.

Seil gitsin..çok dogru sırf memur oldugu için ülkenin dinamiklerine gıcık kaptıgını yazıyor bizde okuyoruz..

Hani yazın vardı ya adam gibi devlet adamı sen onu adam gibi devlet memuru naıl olur diye yazsana.

Blogu fazla meşgul etme yazma artık yazıların sıkıcı sıradan analitik düşünme gücünden yoksun.basit..

hostrans dedi ki...

SEIL,eleştirilerin çoğu senin algılamana veya inançlarına değil türkçene kardeşim.Kendini ifade etmeyi becerebilseydin sıra onlara da gelecekti belki.Hala olan bitenin farkında değilsin,üzücü olan bu.

Alper Mizrak dedi ki...

Sevgili SEIL,

Yazilarin bloga degisik bir soluk getirdi. Ben sahsen yazilarini begeniyorum.

Ne var ki yazilarini okumak hic kolay degil. Cumlelerin anlatim bozukluklari ile dolu. Bazilari ise anlatim bozuklugu olamayacak kadar anlatimdan yoksun, bos.

"Blogda anket yapılırken Seil kalsın yada kalmasın gibi bir sürecte kalkıp benim gibi psikoloji konusunda daha eğitimli bir kişinin iradesi tam oturmamış ve düşüncesinin üstünde apolet ve yafta taşıyan toplum bireylerinin karşısına siyasi bir yazıyla çıkıp benim hakkımda memnuniyeti en yüksek düzeye çıkarmam gerekirken siyaset olarak toplumda irticacı veya laik düşmanı diye iki kesime ayrılmış bir toplumda bana karşı olacak yüzlerce insan çıkacağını bile bile inandırılma yetisi bulunduğu cevre,zumre,maddi veya manevi katlarda değişen bir ülkede bir psikologa yakışmayacak bir donkişotluk olmalı......."

Bu paragrafta 81 kelime yazmissin ama ortada bir cumle yok. Bir ana fikir yok. Bir mesaj yok. Belli ki anlatmak istedigin birseyler var ama yazdiklarin bir anlama ulasmiyor.

En sona koydugun noktalari aralara dagitsan belki okuyucu vermek istedigin mesaji kisa cumleler sayesinde algilayabilir?

Tekrar soyleyeyim yazilarin blog da degisik bir ses, ve sahsen ben begeniyorum.

Alper

Hüseyin MEÇO dedi ki...

seil,
diyorsun ki psikoloji konusunda daha eğitimliyim.
iradesi tam oturmamış ve düşüncesinin üstünde apolet ve yafta taşıyan toplum bireyleri...
bunlar hangi kesimdir.
ne olur benim için donkişot olma.
tpol hn.olaylara dosdoğru bakıyor.3 boyutu kullanıyor.zaman ve hızı da göz önüne alıyor.senin beğenmediğin insanlarıda eğitiyor.
yine senin beğenmediğin toplum ile ulusal kurtuluş savası kazanıldı.
bir şeyler yapabilen insanlar asla ben demez.
psikanaliz sigmund freund bile en iyi psikolog benim dememiştir.
günümüzde freud bile tartışılıyor.
fındık kabuğundan küçük,kale kapısından büyük,sokakların üstü daima açıktır.
buda gevezeliktir.sevgili seil.

T'Pol dedi ki...

Merhaba SEIL,

Merakını gidereyim: Ben politik görüşlerimi hiç paylaşmamaya gayret ediyorum. Sahip olduğum bazı değerlere hiç laf ettirmem. O yüzden de bugünlerde cereyan etmekte olan ve kamuoyunu meşgul eden konularla ya da mevcut hükümet veya muhalefetle ilgili yazmıyorum. Tek söyleyebileceğim, bugün benim görüşlerimi ve değerlerimi temsil eden bir tane parti yok. Oy verirken de kerhen veriyorum, vatandaşlık görevimdir diyorum.

Sübjektivite ve objektivite konusuna gelince, birçok konuda oldukça hassas olmam objektif değerlendirmeler yapmamı engelliyor olabilir. Hal böyleyken değerlendirmelerimi ve politik görüşlerimi kendime saklamam da sanırım yerinde bir hareket oluyordur.

Unknown dedi ki...

bu ne ya? şaka gibi...
"google çeviri" türkçesiyle yazılmış bu kelimeler grubunu (yazı diyemiyorum) anlayan varsa beri gelsin.
25 yıllık devlet memuru, yalovalı amca.. sen yalova'da torun sevip denizin tadını çıkarsana. ama ille de internette kültürel faaliyette bulunacağım diyorsan, okumanı tavsiye ederim. Ama sakın yazma. Yazacaksan da blog felan yazma. EkonomiTurk blogu neydi, ne oldu böyle yahu!

serdar dedi ki...

ha haa.ne zaman cıktın nerden peydah oldun bılmıyorum ama sen tamamsın..devam edersen de okunursun.burda yorum yazan senı ya hıc anlamayan ya da ucundan bır yerınden anlayıp ya da anladıgını sanan ve ona yorum yapanı da yapanlarıda bosver.bu ülke insanlarında akıl tutulması var nede olsa.aynı dili konustugunu sanan fakat birbiriniş hic anlamayan insan toplulukları.. neyse 'ya onlar deli ya da tek akıllı benım' sairinde dedigi gibi:)
sen devam et
onlar okumayı bıraksın

haluk dedi ki...

Ekonomiturk te yavaş yavaş kendini Turk burjuvazisi gibi üstün gören aslında olayları derinden inceleyip basit bir dille halka aktarması gereken fakat bunun yerine kendi çalıp kendi oynayan bir okuyucu kitlesinin eline kalmış. SEİL'i aşağılayarak kendi egonuzumu tatmin etmeye çalışıyorsunuz. Yazılarında gayet edebi ince, sessiz sakin göndermeler ve benzetmeler var. Sayın Emrah Bey'e de bir çift sözüm var senin güncel analiz siten ilgisizlikten kapanmış. Destek köstek yorumları yapana kadar biraz daha farklı yorumlar yapda farkı farkedelim. SEİL kardeşim varsa kendi blogun senin yazılarını oradan okuyalım. Herkese eğitim imkanının sunulmadığı bir ülkede, Ailesinden veya bulunduğu ortamdan dolayı bu fırsatı yakalayan insanlar neden kendilerini üstün görür acaba. Bir de adamın türkçesini beğenmezler kendileri sanki çok güzel konuşur bir yazı yazarlar yarısı direk ingilizceden kırma kelimeler onun adıda literatürü geliştirmek olur.