Amerikan piyasalarındaki dalgalanma 700 milyar dolarlık kurtarma operasyonuna rağmen durulmadı, hatta kimilerine göre Avrupa’ya ve gelişmekte olan ülkelere sıçradı. Geçen hafta başında Amerikan Temsilciler Meclisi bu operasyonu yapmak konusunda çok istekli görünmedi ve başlangıçta paketi reddetti. Ancak daha sonra piyasaların ve lobilerin baskısı karşısında paketi onayladılar.
Her ne kadar paket geçmiş olsa da bu piyasaya iki çeşit sinyal gönderdi. Birincisi, Amerikalı politikacı ve liderlerin ülke ekonomisinin içerisinde bulunduğu vahim durumun farkında olmadığını; ikincisi, gelecekte gündeme gelmesi kesin gibi görünen ek kurtarma paketlerine politik desteğin önceden beklendiği kadar kuvvetli olmayacağını gösterdi.
Amerikan piyasaları çok ciddi bir güven bunalımı içerisinde. Son bir yıldır inkâr edilen veya küçümsenen konut krizi artık yatırımcıların çoğunluğu tarafından kabul görüyor. Herkes bankaların defterlerinde tuttuğu konut kredilerinden türetilen enstrümanların değerinin gösterildiğinden daha düşük olduğunu biliyor, bu yüzden de kimse kimseye borç para vermek istemiyor.
TÜRKİYE KRİZDEN ETKİLENİR
Kredi piyasaları kilitlenmiş durumda ve bu sıradan insanların yaşamını da etkilemeye başladı. İnsanların dile getirmediği diğer bir durum ise Amerika dışındaki banka ve kurumların da Amerika’da iflas eden veya iflasın eşiğine gelen şirketlerin yaptığı gibi bahsettiğimiz konut kredilerinden türetilen enstrümanlara yatırım yaptığıdır. Ancak bu şirketler Amerika’daki muhasebe kurallarına tabi olmadıklarından zarar etmelerine rağmen çoğu Amerikan şirketleri gibi zarar açıklamak zorunda kalmadılar ve bu durum şimdiye kadar gündeme gelmedi. Diğer piyasalardaki sert hareketin arkasında yatan nedenlerden bir tanesi de bu.
Artık gerçekler ortaya çıktı. Bu yüzden de Brezilya’dan Japonya’ya tüm dünya piyasaları karıştı. Türk bankaları ve şirketleri Amerika’daki konut kredilerine bulaşmadıkları için bu nedenden dolayı direkt olarak zarar görmeyecekler. Ancak, Türkiye dışarıdan borçlanarak yatırım yapan ve büyüyen bir ülke. Önümüzdeki aylarda dışarıdan borç bulmak eskisi kadar kolay olmayacak ve bu büyüme hızımızı düşürecek. Ayrıca Avrupa’nın resesyona girmesi nedeniyle Türk ihraç ürünlerine olan talep azalacak ve büyümemiz bir darbe de buradan yiyecek. Neticede büyüme oranımız zayıflayacak, hatta biz bile hafif bir resesyona girebiliriz.
Bu gelişmeler ışığında küçük yatırımcılar ne yapmalı peki? Herkes kendi yatırımlarından kendisi sorumludur, ancak ben Türkiye’de yaşayan küçük bir yatırımcı olsaydım şöyle davranırdım. Birincisi, yaşlılığınız ve dar günler için ayırdığınız parayı arttırmanın en garantili yolu tasarruf yapmaktır. Özellikle ekonominin yavaşlayacağı bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde elinizin altındaki likiditeyi arttırmanız çok önemli. ikincisi, ben borsanın bu yıl içerisinde 27.500 seviyesinin altını göreceğini düşünüyorum, o yüzden portföyümdeki hisse senetlerinin oranını yüzde 20’nin altına düşürürdüm. Üçüncüsü, kısa ve orta vadede ihtiyacım olmayacağını bildiğim paramı enflasyona endeksli hazine bonolarına yatırırdım. Böylece enflasyonun yükselmesi durumunda dahi enflasyonun yüzde 10 üzerinde bir geliri garanti altına almış olurum.
KÜÇÜK BİR PORTFÖY ÖNERİSİ
Türkiye’deki küçük yatırımcıların gözde yatırım araçlarından olan altın ve dövizden ise uzak dururdum. Türkiye bütçe açıklarını kapatmak için eskiden olduğu gibi artık para basmıyor (Amerika ve Avrupa para basmak zorunda kalacaklar), o yüzden de Türk lirası doksanlı yıllarda olduğu gibi yabancı para birimlerine karşı tutarlı bir biçimde değer kaybetmiyor. O yüzden dövize para yatırmak spekülasyon yapmaktan öteye gitmiyor. Altının getirisi ise faize kıyasla çok daha düşük ve garantisi yok.
Son olarak portföyümün yüzde 30 kadarını acil durumlara karşı veya piyasada karşıma çıkacak fırsatlardan yararlanabilmek için gecelik faizde tutardım. Bu arada söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama paranızı sağlam ve güvenilir banka ve aracı kurumlarda tutmanızı ve 50 bin YTL sınırını aşmamanızı öneririm.
Bu konu ile diger alakali bir yazi ise Borsa Nasıl Oynanır? En Sağlam Tüyolar baslikli yazimizdir.
4 Yorum Var.:
O silinen yorumu ben gördüm ama... Hmmmm olabilir mi? Neyse...
Dolar beni ilgilendirmiyor. Borsa'ya gelince kısa vadede ne yaptığı umurumda değil. Düştükçe azar azar alıyorum ve almaya devam edeceğim. Sadece hisse senedi mi almalı IMKB 30 A tipi fon mu onu düşünüyorum.
TurkishTime'daki Inan Dogan yazisini okuyunca, ben de benzer bir tahmin yapmistim. Daha dogrusu anlamistim.
bir yerlerde okumuştum japonya uzay araştırmalarında çinden sonra dördüncü ülke olacak diye.yine abd nin izni ile asya da sırf denge olsun diye askeri güçlenmesine izin çıkmış japonya daimi altıncı güç olur mu.japon yeni yuro yada avro nun yerini alabilir mi.uluslararası ilişkiler bitti gibi de sadece paslaşmalar var.pas alamayanın işi zor.
Yorum Gönder