"Dikili'de belediye otobüslerini ücretsiz yapan, otobüse binen öğrencileri evlerinin önüne kadar bıraktıran, Belediyeye ait sağlık merkezinde 1 YTL'ye muayene, 6 YTL'ye röntgen çektiren, parası olmayandan bu ücretleri de almayan, Belediyeye ait ekmek fırınında ekmeği en ucuza satan Belediye Başkanı Osman Özgüven, ayda 10 tona kadar su kullanan tüketiciden de ücret almıyor. Ancak Osman Özgüven'in 'Sosyal belediyecilik' adına yaptığı bu hizmetler, soruşturmaya uğramasına neden oldu. Sayıştay Denetçisi, Başkan Özgüven hakkında 'Suyu halka parasız dağıttığı' gerekçesiyle 'görevini kötüye kullanmaktan' Danıştay'a suç duyurusunda bulundu."
Buradaki kritik soru bu hizmetlerin karsiliginin nasil saglandigidir. Eger bu hizmetler halka saglanirken borclanilmamis ve belediyenin topladigi vergilerden saglanmissa o zaman bu belediye baskaninin elini opmek lazimdir. Yok, borclanarak bu hizmetler verilmek yoluna gidilmisse o zaman isin rengi degisir.
Maalesef Hurriyet muhabiri bu sorunun cevabini yazisinda vermemis. Bu spor muhabirinin Fenerbahce-Galatasaray macinda topa sahip olma, isabetli pas orani, korner atisi, serbest vurus gibi cesitli istatistikleri verip macin skorunu es gecmesi gibi bir sey. Turkiye burasi ama, olur boyle seyler.
5 Yorum Var.:
ekmek, otobus vs'den ziyade, asil mesele anladigim kadariyla su. yani sorusturmanin gerekcesi, baskanin suyu parasiz dagitmasi. bunun neden suc oldugunun aciklamasi raporda vardir muhakkak, ama gazeteci nedense o konuda bilgi vermeye gerek gormemis. verseydi daha saglikli bir degerlendirme yapabilirdik. ama haberde verilen bilgiler cercevesinde, uygulanan su politikasi bana fena gorunmedi. su tuketiminin belirli bir seviyeye kadar ucretsiz olmasi, insanlara o seviyeyi asmamalari icin guclu bir tesvik yaratip su kaynaklarinin daha verimli kullanilmasini saglayabilir. benzer bir sistemin, afrika'da bir yerde su tuketiminde verimliligi arttirdigini, bu konularda calisan bir arkadasimdan duymustum.
Ekmek ve Otobusu es gecmeyelim..
Baskan ekmek ve otobusu ucuzlatarak fırınların ve dolmuscuların tepkisini ustune cektigini soyluyor..
Dogrudur tabiki ceker cunku o kişiler bu işin esnafı ve ekmek paralarını ondan cıkarıyorlar...
Direkt kazandıkları paranın cok azalması demek.Hatta otobusler bedava oldugu için sehir içi tasıma sektorunun bitmesi ve çalışanlarının işsiz kalması demek.
Kendi tecrubemden biliyorum.Kaldıgımız Lojmanların hemen altında bir Kantin vardı ve bu dusuk kar yuzdesiyle calısan kantin sadece Lojman sakinlerine degil gelen herkese acıktı.e guzel ama 1 kilometre yakınında ne market kaldı ne bakkal ...
Belediye baskanı işsizlik için birşey diyor mu peki?Hayır.
Yazıya yuzdeyuz katılıyorum.Eger borclanmadan bu işleri yapıyorsa sapka cıkarılır ama ya borclanıyorsa bir sonraki doneminde (secimden sonra muhtemelen onun için zaten bunlar ;) bayaa zorlanacagı kesin..
http://www.stargazete.com.tr/index.asp?haberID=153699
Bence konuyla direk olmasada ilgisi olan bir konu. Yazı olarak göremediğim için yorum olarak gönderiyorum.
Emre
İshak Alaton Marx'ı istedi, Jack Welch Adam Smith dedi!
Türkcell’in düzenlediği İşTcell Liderler Konferansı için Türkiye’ye gelen General Electric’in efsanevi CEO’su ve dünyanın en etkileyici iş liderlerinden biri olarak gösterilen Jack Welch’in iş dünyası temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Adam Smith-Karl Marx tartışması yaşandı.
Bence Türkiyede yayınlanan bütün haberler devletin içindeki bir dairenin kontrolü ve izni dahilinde yapılıyor. Bunlar gazetelere TV'lere bir plan veriyor. Ona göre bu haberde şu sıfatı kullan şu sıfatı kullanma bunu şu sayfada yayınla; bunu görünmeyen yerlerde. Bunu manşet yap;bunu köşelere bir yere sıkıştır. Şu muhabirin statüsünü yükselt şununkini düşür vs..
http://www.dogader.org/index.php?option=com_content&task=view&id=193&Itemid=1
Başkan 3 Haziran'da hakim karşısına çıkıyor.
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği DOĞADER toplumsal sorumluluğu gereği, doğa, çevre ve ekolojiden taraf olan dostlarıyla birlikte 7–8 Haziran tarihlerinde Dikili’ye Destek gezisi düzenliyor.
Yorum Gönder