"Türkiye daha önce yabancı olduğu sosyal güvenlik açığı kavramıyla 1992'de tanıştı. Demirel hükümetinin emeklilik yaşını düşürmesi ve 'sosyal yardım zammı' adı altında emekli aylıklarına prim karşılığı olmayan artışa gitmesi üzerine sosyal güvenlik sistemi sembolik de olsa ilk açığını 1992'de verdi ve izleyen yıllarda giderek büyüyen miktarlarda açık vermeye devam etti. Sosyal güvenlik sisteminin 1994-2006 arasındaki 13 yıllık dönemde gerçekleşen açıklarını kapatmak için bütçeden aktarılan kaynakların aynı dönemdeki Hazine iç borçlanma faiz oranları dikkate alınarak güncellenen değeri 687 milyar YTL."
Evet, Demirel sayesinde emeklilerin basina gokten "cuk" diye bir hak dustu. Bu hakki da "kazandiklari" icin bir daha kaybetmeleri gibi bir olasilik yok, cunku Turkiye'de "kazanilmis haklarin korunumu" ilkesi gecerli. Mesela Fenerbahce Kayseri macinda 1 gol atip one gecerse, galibiyet hakki kazandigi icin sonraki dakikalarda gol yiyip maci kaybetmesi hukuken mumkun degil. Mahkemeye verseler 3 puanlarini geri alabilirler (Fener maci 2-1 kaybetti sonradan yedigi gollerle).
Bu aciklarin devletin butcesine son 15 yildaki maliyeti ise neredeyse 700 milyar YTL imis. Devletin ic ve dis borcunun iki kati bir miktar. Bu parayla neler yapilmaz neler.
Ulkemizde her bir emekliye 2 calisan dusuyormus. Bir emekli ayda ortalama 700 YTL maas alirken, bir calisandan ayda ortalama 300 YTL kesiliyor. Anlayacaginiz calisanlardan toplanan para maaslarin odemesine bile yetmiyor. Bir de emeklilerin saglik harcamalari var ki ne siz sorun ne ben soyleyeyim. Turkiye coktandir "refah devleti" olmus, haberimiz yok.
Hukumet de bu problemi cozmek bir yana, iki yildir sallayip duruyor. Eskiden Sezer'i bahane ediyorlardi, simdi orada da kendi adamlari var, hala ne duruyorlar? Gerci 2 sene once getirdikleri cozum de dandikti, neymis efendim problemi 30-40 sene sonra cozecekmis. Kazanilmis haklar geri alinamazmis!! Bal gibi de alinir. Birileri bir seyler kazaniyorsa birileri de kaybediyordur. Haybeden bir suru kisiyi emekli ettiniz, bu donemde vergi veren vatandaslari magdur ettiniz. Genclerden aldiniz, yaslilara verdiniz. Genclere de yaslilardan alip verirseniz kimse bir sey diyemez.
Ulkemizde yuksek faizden sikayet edenler aslinda sosyal guvenlik politikasindan sikayet ediyorlar. (Kizim sana soyluyorum, Oguz Saticim sen anla) Acik vermeyen, tutucu bir sosyal guvenlik politikasina sahip olsaydik, simdiye ne devletin borcu kalmisti, ne de 2001 krizi cikmis olacakti. Herkese bir ev bir araba sozu veren Demirel aslinda herkesin bir ev ve bir araba almasini cok uzun bir sure erteletmis oldu. Biz 92 yilinda Polonya'dan, Cek Cumhuriyetinde cok daha zengin bir ulke idik. Bulgaristan'dakiler yoksulluktan Turkiye'ye kaciyorlardi. Simdi bu ulkelerin hepsi bizi gecti. Sagolasin Demirel, sagolun erken emekliligi ve erken emeklileri savunanlar!!!
7 Yorum Var.:
Dün ve evvelsi günkü yazılarınıza bıraktığım ima/sorularıma cevap alamadım ama bugünkü Erdal Sağlam (4.parag.)ve Ercan Kumcu nun (son parag.)yazılarında da tam bir cevap bulamadıysamda galiba benim görüşlerimi sanki teyid ediyorlar gibime geldi.(yahu bende merkez bankacılar gibi konuşmaya başladım galiba)
Aman..canım neyse..Ben yine sn.Ahmet beyin yazısını bi kez daha okuyayım yine.
Bugünkü SSK yazınızada bakıyorum gençlerimiz bayağı yorum bırakmış.Pek duyarlılar bu konuda galiba.Ha..bir ihtimal var unutmuşum.Sanırım BES liyorlar kendilerini..
Aslında ne deve ne kuş şu sosyal güvenlik sistemi.
Zira hem sağlığı hem sosyal güvenliği finanse ediyoruz, yatırılan primlerle, kesintilerle.
Hadisosyal güvenlik primi bir çeşit gelecek garantisidir. ya sağlık? Durmadan sigara içen memurla içmeyen memurun sağlık riski eşit midir kiher ikisinden de kademsine göre eşit kesinti yapılıyor?
Burada kaanılmış bir hak yok aslında. Memurlar ne yapmışlar da bu "hakları" kazanmışlar acaba?
Kazanma bir çaba sonucu hak etme durumudur. Memurlar hangi çaba sonucunda bu hakalrı edinmişlerdir. Bu durum ir hak değil bir "bağştır" ve bağışlar tamamen muvakkat/ geçici menfaatlendirmelerdir.
Üniversite sınavını kazanan öğrenci için üniversite öğrenimi kazanılmış haktır ama memur için mevcut sosyal güvenlik avantası bu yüzden hak sayılamaz, tekrar etmiş olacağız ama..
Bağ-Kur kapsamının genişletilmesi bilhassa zararlı olmuştur, çünkü gelirleri düzneli olmayan serbest meslek erbabını memur gibi sigorta sistemine mecbur etmek,bu konuyu devlet tekelinde tutmakla vergimükelleflerinin sırtına muazzam bir yük yüklenmiştir.
Emekli sandığı nispeten başarılı olabiliyordu o da erken emekliliklerden darnbe yedi. Emekli Sandığı'nın başarısı riski erteleme vesınırlı sayıda çalışandan prim güvencesi avantajlarına dayanıyordu. Yeşil kart gibi sosyal güvenlik garabetinin kanser gibi yayılmasıyla, prim yatırma mecburiyeti dahi olmayan yüzbinlerce insanın sağlıklarına gösterdikleri/ gösterecekleri özensizliğin de maliyeti para yaratnların sırtına bindirildi.
Söyleyecek o kadar çok şey var ki. Evet daha milligelirimiz 10000 dolarolmadan refahı yaşamağa başladık ama çocuklarımızın geleceği pahasına...
Yorumcu Sekerim'den alinti:"Bugünkü SSK yazınızada bakıyorum gençlerimiz bayağı yorum bırakmış.Pek duyarlılar bu konuda galiba.Ha..bir ihtimal var unutmuşum.Sanırım BES liyorlar kendilerini.."
Maalesef gencler bu konuya hayli uzak. Yarin yokmuscasina harcayip, tasarruf sozcugunun anlamini bilmiyor gibi yasiyorlar. BES konusunda da hic umutlu degilim. Kardesim dahil en az 10 kisiye BES yaptirin, bu islerde onemli olan meblagdan cok sure, en ufak odemeyle girin, sonra geliriniz arttikca prim artisi yaparsiniz dediysem de hicbiri kulak vermedi. Haydi BES'e guvenmiyorlar, bari kendileri para biriktirse...
Bu memlekette ne zaman Sosyal Guvenlik Reformu dense, millet sokaga dokulup "mezarda emeklilige hayir" diye bagirdi. Oysa simdi calisma hayatina yeni atilan gencler asla emekli olamayacaklar.
Aklima gelmisken sunu da soyleyeyim: Gecenlerde aklima takildi, acaba kanunen emeklilik suresi gelen vatandas bu hakkini kullanmayip, calismaya ve prim odemeye devam ederse ve makul bir yasta (benim icin 45 degil de 60 mesela) emekli olmaya kalkarsa emekli maasi daha anlamli bir rakam mi oluyor, yoksa 800 YTL degil de 850 YTL gibi birsey mi oluyor? Bilgi Edinme hakkindan yararlanayim da sunu SGK'ya sorayim dedim. Gelen yanit bana Bilgi Edinme kanununda bazi konularda kurumun bilgi vermesinin sozkonusu olmadigini, bunun da o tur bilgilerden oldugunu soyluyordu. Nefis! Adamlar SG sisteminin nasil calistigini bile paylasmak istemiyorlar. Sonradan bir arkadasim, farkin cok ufak oldugunu ve emekli maasi baglatmamaya degmedigini soyledi. Ama tabii yetkili bir agizdan duymadikca bu bilginin de guvenilirligi supheli.
"What Social Security is, is a Ponzi game. People put money into a pot, people take money out of the pot, and the whole thing is dependent on new entrants coming in and feeding that pot. The money is not invested. The money that comes in, the government spends routinely. It does not accumulate any assets. Everybody talks about how the aging population is raising difficulties for Social Security. I haven’t heard anybody ask, why doesn’t it raise difficulties for life insurance companies? It doesn’t because the aging population means that life insurance companies have larger reserves because people bought insurance in their youth."
Milton Friedman
Bu sorunun cozumu bunu mumkun oldugunca insanların kendi tasarruflarina birakmak olmalidir..kendi korumasini saglayamayan kisiler icin ise yesil kart benzeri bir sistem olabilir..sistemi ozel veozerk hale getirmenin faydalari soyle birincisi suan sosyal guvenlik sistemini ya borclanma ile ya da vergilerle destekliyorsunuz...yani maliyeti cok yuksek...ikincisi bu sistem insanlari daha cok calismaya tesvik etmiyor.ben mesela ne kadar calisirsam ne kadar emeklilik maasim olur bunun bilincinde degilim.gelecegim icin ne kadar tasarruf etmeliyim bunu da bilmiyorum.yani bu sistem kisilerin kararlarini verirken rasyonel davranmasını engelliyor..ucuncusu sosyal adalete aykiri sekilde kurulmus..neden memurlarin emekli ayliklari sigortali ya da bagkurludan daha yuksek olsun ki..ustelik cogu memurun aslinda fiili olarak daha az verimli calismasi bir de belirli yastan sonrakilerin bankamatige donustugu dusunulurse...yani bu sistem devlete sirtini dayayanlari tesvik ediyor..simdi ben memurlari suclamiyorum..ama sistemin gonderdigi 'fiyat' sinyallerinin irrasyonel bir toplum yarattigini soyluyorum..
TEPAV'ın yayınladığı Ekim ayı bülteninde Türkiye'nin artık 'ikinci nesil reform' sürecine girmesi gerektiğinden bahsediliyor..http://www.tepav.org.tr/tur/admin/bulten/tepav_bulten_ekim.pdf..burada bu reformların artık etkisinin genel makro reformlara göre asimetrik olacağı belirli grupların özel avantajlarının azaltılacağı noktasına değinilmiş..bundan sonra yapılacak her reform bu egitim, saglık, yargı ve guvenlik ne olursa farketmez birileri menfaatlerini kaybetmek zorunda kalacak..ama bu da toplumun daha ust bir refaha ulasmasinda ve yeni 'innovasyon çağının' yakalanmasında bir zorunluluk diye düşünüyorum..ozellikle Arman Kırım'ın son kitabı 'Türkiye nasıl zenginleşir' (adi buydu sanirim) Türkiye'nin acilen kalkınma stratejisini belirlemesini bu çağı yakalaması gerektiği üzerinde durmus..bos avuntularla harcayacak vaktimiz yok..bu da iradeli ve basiretli yoneticilerin karar vermesiyle olacak tabi ki..
Yorum Gönder