26 Ekim tarihli Sabah gazetesindeki ‘Ekmek çalanla cüzdan boşaltan aynı değil’ başlıklı haberde mahkeme ile yargıtayın suçun büyüklüğüne ilişkin farklı yorumlarını değerlendiren bir haber vardı. Haberden anladığıma göre;
- Sanıklar A.S. ve A.K., silah zoruyla S.I'nın üzerinde bulunan 10 YTL'yi ve cep telefonunu alıp kaçıyorlar.
- Haklarında "yağma" iddiasıyla dava açılan sanıkların, gasp ettikleri eşyanın değeri ile paranın az olması nedeniyle cezalarında indirim yapılıyor.
- Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay mahkemenin kararını bozuyor ve emsal kararında şu görüşleri dile getiriyor: "Yasaya göre çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinmesi kadar(örneğin birkaç meyve veya ekmek, yiyecek, bir iki defter, kalem veya sigara, bira ve benzeri) değer olarak az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak, uygulanabileceği gözetilmeden yakınandan alınan para ve cep telefonunun değeri az olmamasına karşın, suç konusu para ve eşyanın değeri az kabul edilerek indirim yapılması yasaya aykırıdır"
- Yargıtay "malın değerinin azlığı" halinde uygulanacak kriterleri de sıralıyor. Yargıtay'ın kriterlerine göre sanıklar, mağdurların üzerinde değeri az dahi olsa tüm para ve eşyayı alırsa ceza indiriminden yararlanamayacak.
Benim bu haberden çıkardıklarım:
- Bu haberi yazan gazeteci ne de gazetenin editörü yazılan haberi okumamış. Başlık, ilk paragraf ve içerik birbirleriyle çelişkili
- Eğer Yargıtay kararı gazetede doğru olarak alıntılanmışsa, vay o hükme göre yargılanacak adamın haline. Karardan hiçbir şey anlaşılmıyor. O karara dayanıp nasıl hüküm verilir? Bilmiyorum.....
- Demek ki Türk hukukunun adalet anlayışına göre ihtiyacı olduğu için çalan, çok çalana göre daha az suçlu. O yüzden daha az ceza almalı. (O zaman aynı mantıkla, ihtiyaç maksadıyla tecavüz edene, zevk için tecavüz edene göre daha az ceza vermemiz gerekir. Suçlu: ‘Hakim Bey, çok abazaydım. Affedin...’. Hakim: ‘Yaz kızım....Gereği düşünüldü. Sanığın çok ihtiyacı olması nedeniyle suçu işlediğine....Altı ay yatıp çıkmasına......’)
- Mahkeme ve Yargıtay neyin ‘az’ olduğu konusunda anlaşamıyorlar. Mahkemede ‘az’ mutlak, Yargıtay ‘nispi’ olarak değerlendiriyor. Yani birisinin cebindeki 10 YTL’yi çalarsanız mahkeme sizin küçük bir suç işlediğinizi, ama 10 YTL adamın cebindeki son para ise Yargıtay büyük bir suç işlediğinizi düşünüyor. (Bence Yargıtaydaki hakim ‘iktisat’ (iktisat nedir) kökenli. Nispi değerlerin önemini kavramış ve marjinal analizi özümsemiş)Yargıtay’ın bu kararını dikkate alan rasyonel gaspçıların bundan böyle günde 1 kişiyi çevirip tüm parasını almaktansa, 10 kişiyi çevirip üzerlerindeki paranın onda birini alacaklarını düşünebiliriz. Böylece gaspın mağdur üzerindeki yıkıcı etkisi azalacaktır. Dolayısıyla bu kararın sadece yargıda adaletin değil, gaspta da adaletin sağlanacağını düşünmek yanlış olmaz.
1 Yorum Var.:
hukuk sistemimizde carpikliklar var ama sizin elestirdiginiz konu evrensel olarak kabul edilen bir durumdur. iztirar (zaruret) halinde cezada indirime gidilir.
yalnizca ulkemizde olan birey degil bu.
tarihte adaletiyle cok meshur olmus bir yonetici kitlik zamaninda hirsizlik yapanlara normal zamanlarda uygulanan cezayi uygulamamistir.
son olarak,
hukuk mantigi duz mantikla degerlendirildigi vakit yanlislara sebep olabiliyor.
Yorum Gönder