Arz kaynaklı fiyat dalgalanmalarını söndürmek için para politikası kullanılmamalı

Merkez Bankası'nın günlük faizi yarın puan düşürme kararı 'malum' çevrelerce yetersiz bulunurken bu blogdaki arkadaşlar tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. Benim pozisyonum her iki gruptan da farklı. Indirimi normal hatta geç kalmış bir karar olarak görmem, Merkez Bankasının mevcut politikalarını desteklediğim anlamına gelmez.

Vergi ve global tarım fiyatlarının artmasıyla önümüzdeki iki ayın enflasyon rakamlarının yüksek çıkacağı tahmin ediliyor. Öngörüler doğru çıksa bile bu tür arz kaynaklı fiyat artışları faiz enstrümanıyla durdurulabilir mi ? Henüz günlük faizin enflasyon ve büyümeyi etkileyen mekanizmaları açıklığa kavuşturulamadı. Eleştirilerin yegane gerekçesi 'olumsuz beklentiler yaratmak' olmamalı. Eğer 'doğru beklentiler yaratarak' enflasyonu düşürmek mümkün olsaydı, 'uzun dönemde azalacak' söylemiyle faizi düşürmek daha iyi sonuçlar verebilirdi. Ben beklenti yaratmak üzerine inşa edilen para polikalarından sonuç alınabilineceğine inanmıyorum.

Enflasyon parasal bir olgu mudur ? Bu soruya fiyat artışlarını enflasyondan ayırmak kaydıyla evet cevabı verilebilirim. Parasal olmayan ancak fiyat endekslerini etkileyen pek çok parametre sayılabilir. Global ısınmaya bağlı olarak tarım rekoltelerinin düşmesi, petrol fiyatlarında artış, ulusal paranın değer kaybetmesiyle yabancı parayla fiyatlandırılan ürünlerin piyasan çekilmesi vb. Eğer fiyat hareketleri arzdaki daralmalardan kaynaklanıyorsa ekonominin soğumasına da yol açar. Parasal olmayan bir olguya para politikasıyla müdahale etmeye kalkmak yanlıştır.

Fiyat artışlarının enflasyona dönüşebilmesi için 'tekrar tekrar üretilmesine' imkan veren bir mekanizmaya ihtiyaç var. Parasalcılara göre böyle bir mekanizma mevcut: Geçmişe endeksli fiyatlandırma eğilimi. Ekonomi aktörleri gelir kayıplarını önleyecek şekilde fiyatları artırıp, çalışanların maaşlarını yükseltebilirler. Bu mekanizmayla bir kereliğine ortaya çıkan bütün fiyat artışları 'otomatiğe' bağlanır. Bizim deneyimlerimiz böyle bir mekanizmanın pek de beklenildiği gibi çalışmadığını göstermiştir. 2002 yılına girdiğimizde pek çok firma çalışanlarına 'sıfır' oranında zam yaptı ve hatta işten çıkarmalar yoğun bir şekilde yaşandı. Çünkü ürünlere enflasyonu telafi edecek zamlar yapamıyorlardı. Tüketicilerin talebiyle değilde döviz kuruna bağlı fiyat artışları, bütün olumsuz beklentilere rağmen bir süre sonra 'kendiliğinden' sönüp gidiyor.

Arzdaki gelişmeler her zaman fiyatları artırmaz. Mesela eğer bu sene çok verimli bir tarım sezonu geçirmiş olsaydık, bunun genel fiyat indekslerini aşağı çektiğinin farkında olarak paranın gevşetilmesi yanlış olurdu.

Ahmet Çavuşoğlu

0 Yorum Var.: