İktisat ve Teknoloji

Baris'in defacto özelleştirmeye örnek gösterdiği Türk Telekomun %55’inin 6,55 milyar dolara Oger grubuna satıldığını hatırlayacaksınız. Ihtiyacının çok üzerinde personele ve demode donanımlara sahip olan TT için niye bu kadar para ödenmiştir ? GSM lisansına mı ? Hayır. Türk Telekom ve ortağının sahip olduğu şebekenin pazardaki payı çok düşük ve hakim pozisyona geçebilmek için oldukça büyük oranlarda yatırım yapmaları gerekiyor. Bu yatırımlarının karşılığını alıp alamayacakları da meçhul. Üçüncü nesil cep telefonu lisansı ihalesinde Turkcell'den başla teklif verenin çıkmadığını hatırlayacak olursanız işlerin eski tadında olmadığnı görürsünüz. Bu şartlarda daha eski teknolojiye dayanan mevcut şebekelerine bugünden sonra adamakıllı yatırım yapıp riske girmelerini bekleyemeyiz. Türk Telekom için bu alanda çok bir gelecek yok. Oger parayı basarken bunun da farkındaydı herhalde.

Türk Telekomun asıl varlığı nedir ? Cevap size şaşırtıcı gelebilir: Kabloları. Mobil iletişimim icadından sonra kablonun pek bir önemi kalmadı diyebilirsiniz. Bu düşünceniz ses iletimi için doğru olsa bile internet erişimi için yanlıştır. Kaldıki ses iletimi görüntüyü de içerecek şekilde giderek artan oranlarda internet üzerine kaymaktadır. Konuyu açıklığa kavuşturmak için işin teknolojisi hakkında bilgi vermem gerekiyor.

Günümüzde veri (data) iletiminde (ses ve görüntü de sayısallaştırılmış veri'dir) üç ortam kullanılmaktadır: hava, bakır-kablo ve fiber-optik-kablo. Hepsinin birbirleriyle karşılaştırıldığında avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Hava ortamı kullanıcısına en esnek erişimi sağlamakla birlikte fizik kanunları daha yüksek veri hızı için daha yüksek bedeller ödetir. Buna karşılık fiber'le yapılan iletimlerde maliyetler data hızıyla birlikte artmaz. Fiber-optik teknolojisi olağanüstü ölçülerde inceltilmiş esnek cam demetler üzerinden lazer ışınlarını çok uzun mesafelere kayıpsız ulaştırabilmektedir. Günümüzde bütün modern şebekelerin alt yapısını fiber oluşturmaktadır. Ankara’dan İstanbul’daki bir tanıdığınızla cep telefonu üzerinden konuştuğunuzda sesinizin katettiği yolun çok azı hava üzerinden taşınmaktadır. En kısa mesafedeki bir baz istasyonu, sizin konuşmanızı diğer lokal kullanıcılarla birlikte konsantre ederek, Türk Telekomun altyapısı üzerinden diğer tarafa ulaştırır. Aslında bu kadar basit değil ama böyle bir yazı içinde daha fazla detaya inmem imkansız.

Özetle kullanıcıya ulaştırılan her tür hizmet (sabit, mobil telefon, internet ve hatta giderek artan ölçülerde televizyon) için ortak bir şebeke oluşturmak en ‘ekonomik’ çözümmüş gibi duruyor. Ancak öte yandan böyle bir yapı ‘doğal tekel’ tanımlıyormuş gibi de gözüküyor. Böyle bir şebeke kimin mülkiyetinde olacak, servis sağlayıcılarla ilişkileri nasıl tanımlanacak ? Tüketicilerin yararına en doğru cevapları bulmak kolay değil. Ama her durumda teknolojinin gelişimi Türk Telekom’un uzun dönemde kullanabileceği pozisyon avantajına olanak veriyor. Topa en yakın olan o. Yerim el vermediği içine henüz evimize gelen bakır kablolardan söz edemedim. Evlere fiber çekmenin olağanüstü yüksek maliyetleri var. Fiber kablonun kendisinden çok inşaat maliyetleri ürkütücü. Hal böyle olunca bakır kablonun stratejik önemi artıyor. Çoğu zaman olduğu gibi burda da teknolojik gelişim belirleyici oluyor. ADSL’in üst limiti 8 Mbit, fakat artık günümüzde VDSL ile 45Mbite kadar çıkma imkanı var. Bir çift adi bakır kablo üzerinden IPTV hizmeti almak mümkün.

Neyse çok uzattık burda keseyim. Ilerde merak edenler çıkarsa günümüz haberleşme teknolojilerinin detaylarına girerim. Detaylara indikçe aslında ‘mikro-iktisat’ın (iktisat nedir) alanına da girmiş oluyoruz. Açıkcası ben de bu konuya hakim değilim. Halbuki yaratıcı bir fikir üretebilmek için teknoljiyle iktisadı aynı potada harmanlayabilmek ne güzel olurdu.

İyi bayramlar,
Ahmet Çavuşoğlu

4 Yorum Var.:

Blog Sahibi dedi ki...

WiMax'den bahsederseniz iyi olur, iktisadi bosluklari biz doldururuz siz merak etmeyin.

GİZ dedi ki...

Wimax teknolojisi hakkında bilgi almak isteyenlerin http://www.wimaxturkiye.com/
http://www.mobilkusak.com

adreslerinde ulaşılabilir.

iyi bayramlar.

Okuycular arasında ön bilgi sahibi olmak isteyenler göz atabilirler.

Sn. Ahmet bey'in anlatmak istediği konuya daha iyi bir vakıf olabilirler.

GİZ dedi ki...

Fiber kablo ve Bakır UTP kablolar

Fiber kablo maliyet acısında ve kurulum bakımından dezevantaj yaratabilir. Sinyal verileri açısından en az fire vermesinden dolayı uzun mesafeli ve bakır kablolara göre daha hızlı verri akışı saglar. Bakır UTP kablolarda bu mesafe 100 mt civarıdır.

Fiber kablo bir özelliği elektrik akımı değil ışık aktarımı yapılabilmesi bu yüzden elektrod akımlarının tehlikeli olduğu yerlerde kullanımı sakınca dogurabilir.

Fiberin bir özelliğide casusluk ihtimali bakır kabloya göre daha zordur.

ekşi iktisat dedi ki...

http://query.nytimes.com/gst/fullpage.html?res=9906E1DA1E30F930A35753C1A9619C8B63

bir sure once bu konularla ilgili ny times'ta bir makale cikmisti. yazi, amerika ve japonya'daki internet altyapisini ve hizini karsilastirip bundan sonuclar cikartiyor. linki yukarida.

buna gore, japonya'da fiber optik hatlarla internet erisimi dunyanin geri kalanina gore cok daha yayginmis. makale bunu japon telekomunikasyon sirketlerinin kisa vadede karliligi ikinci plana birakan, uzun vadeli yatirim stratejilerine bagliyor. buna gore japonlar yuz yil sonra kar edeceklerini dusunduklerinde bile, milyar dolarlari bu tip yatirimlara dokebiliyorlarmis. bu strateji amerikalilarin bakis acisindan rasyonel olmasa da japonya'daki internet altyapisinin gelismesine yol acmis.

bir de hizli bilgi aktariminin toplam faktor verimliligine pozitif bir katki sagladigi soyleniyor, ama tabii maliyetlerle karsilastirildiginda bu faydanin yeterince buyuk olup olmadigi soru isareti. makalede populer bir kitap yazarinin amerika'daki dusuk standarttaki baglantinin verimlilik artisini %1 yavaslattigi yonunde bir yorumu da var; ama o hesabi nasil yapmis bilmiyorum dogrusu.