Yurtdisinda Neler Oluyor

Su siralar hic vaktim yok, o yuzden de yurtdisinda neler oluyor sorusuna bir turlu el atamadim. Simdi de cok vaktim yok, hemen sadede gelelim. Olay yeni bir olay degil. Yatirim bankalari Moody's ve S&P gibi kredi derecelendirme sirketleriyle birleserek CDO adi verilen enstrumanlardan piyasaya cokca miktarda surmusler. Olaya konu olan CDO'larda collateral (teminat) olarak mortgage kredileri gosterilmis. Buraya kadar hersey normal. Problem dandik kredi skoruna sahip kisilere verilen mortgage'lardan olusturulan CDO'lara kredi derecelendirme sirketlerinin yuksek kredi notu vermis olmasi. Yani normalde B- kredi skoru verilmesi gereken CDO'ya kredi derecelendirme sirketleri A- gibi iyi bir not vermis. Piyasadaki oyuncular da bu A- notuna guvenerek bu kagitlardan almislar, simdi de bu kagitlar ellerinde patlamis.

Yani problem dusuk krediye sahip insanlarin aldiklari ev kredilerini odeyemiyor olmalari degil. Problem piyasadaki CDO'larin kredi notlarina duyulan guvensizlik. O yuzden de kimse CDO almiyor, millet parasini gidip Amerikan Hazine bonosuna yatiriyor. Bundan iki ay once 10 yillik faizler %5.3 iken bugun bu faizler %4.7 seviyesine dusmus bulunuyor. Yani yatirimcilar su siralar riskten uzak duruyor, kredi almak isteyen sirketler de bundan dolayi kredi alamiyorlar.

Anlayacaginiz kredi derecelendirme sirketleri bir kredi problemi yaratmislar (nedense kimse acik acik bunu soylemiyor gordugum kadariyla). Korkulan bu kredi probleminin daha da buyuyerek ulkeyi resesyona goturmesi.

Benim temennim tek kelimeyle ifade edilebilir: keskeeeeeee. Ancak oyle olacagini zannetmiyorum. New York City civarinda ev fiyatlari cok yuksek, bir turlu dusmek bilmiyor. Kiralar da igrenc bir sekilde yuksek, dusmesini de beklemiyorum. Ulke genelinde de ev fiyatlari ya cok artiyor ya da cok az azaliyor (%-3 ile %3 arasinda bir artis oranina sahip). Bu bizim burada gecen seneden beri yaptigimiz tartismanin bir devami aslinda. Hatirlarsaniz Subat ayi sonunda da dunya piyasalari bu "mortgage" krizinden dolayi gocmustu. S&P500 endeksi 1360 seviyesine gerilemisti. Ben o zamanlar Krugman veya (neydi su diger Hispanik herifin adi) Roubini gibi ekonomistlerin karamsar tahminlerinin aksini iddia etmistim. Bugunku krizin en kotu noktasinda S&P500 endeksi 1430 seviyesine geriledi. Yani hala Mart ayina gore %5 daha yukarida. Kaldi ki bugunku artislarla birlikte S&P 500 endeksi 1475 seviyesine yukselmis durumda.

Firsattan istifade ben de 1450 seviyelerinden buyuk alislar yaptim. Hatirlarsaniz bundan bir kac hafta once S&P endeksi 1535 seviyesindeyken bu sene sonunda endeksin 1500-1600 araliginda bir yerde olacagi tahminini yapmistim. Bu tahminim hala gecerli.

Insanlarin hafizalari cok zayif. 2000 senesindeki dev hisse senedi balonu patladiginda, NASDAQ endeksi degerinin %80'ini kaybettiginde bile ulke sadece ve sadece hafif bir resesyon yasamisti. Ekonomi sahipsiz degil, ortada gercekten ciddi bir risk olsa, Fed duruma el atar zaten.

Neyse, vaktim bu kadar. Simdiye kadar surdurdugum pozisyonumda bir degisiklik yapmiyorum, ilgilenenler arsivlerden eski yazilarimi okusunlar.

Haa, unutmusum. Bizim borsa niye dusuyor (Borsa Yorumları)? Sebebini soylemistim, Abdullah Gul (dususun %5 Amerika kaynakli, %5'i de Abdullah Gul). Hazretler Cumhurbaskanligi adayligini ima ettikten sonra bizim borsa Brezilya'nin %4-5 altinda bir performans gosterdi. Varsin bu isin maliyetini Ali Babacan hesaplasin (Tayyip Erdogan'i isin icine katmasinlar, o matematikten anlamiyor anlasilan!!).

Ben bizim borsada 55000 seviyesinde bir miktar satis yapmistim (hisse senedi portfoyunun %10'u kadar), su ana kadar da alis yapmadim, onu da belirteyim.

Update: Ugur Gurses bugunku yazisinda bizim soyledigimizin tersi bir pozisyon almis, soyle diyor:

"'Mortgage krizi', Amerikan piyasasında mali varlık fiyatlarının 'dur-kalk' biçiminde iniş ve çıkışlarla devam edeceğe benziyor. Bunun durulduğu, geçip gittiği değil, tersine giderek derinleştiğinden bahsedilebilir. ABD'deki kredi piyasası daralıyor. Bizce en önemli gelişme bu. Bunun etkileri, küresel bir kredi daralmasına yol açacak. Bunun da birincil ve ikincil etkileri olacak. Birincil etkileri, gelişmiş ülke ekonomilerinin yavaşlamasıdır. İkincil etki ise bizim gibi, bu likiditeden yararlanan, cari açığını fazlasıyla finanse eden ülkelerin olanaklarının azalması olacaktır."

0 Yorum Var.: