Cebir Soru ve Cozumleri

Cebir soru ve cozumlerini, yani quizin cevabini sizlerle paylasiyoruz. TÜİK'in açıkladığı istatistiklere göre işsizlik oranları düşüyor, istihdam artıyor gibi algılanıyor. Ama, malum nedenlerle (şimdi açıklattırmayın bana bunları) bu durum aslında feci bir şekilde yanıltıcı. TÜİK'in açıkladığı işsizlik oranları ve istihdam rakamları ekonomideki gelişmeleri yansıtmaktan uzaktır. Daha doğru bir analiz için biraz dört işlem yapmak gerekir.

Öncelikle herkes kabul eder ki işsiz bir insan için en önemli şey borçtur. Eğer işsizseniz, geliriniz yoktur, ve borçlarınızı ödeyemezsiniz. Borçlar faizler nedeniyle şişer, ekonomi resesyona girer. Siz çıkıyor zannedersiniz, tam çıkacakken bir daha girer, görürsünüz....! Ama çalışıyorsanız, hiç olmazsa borçlarınızın faizini öder, borçların aşırı şişmesine engel olursunuz. Zaten çalışırken şişen borçlar balondur. Tıpkı emlak balonu gibi sönüverir günün birinde. Borç bini aştıktan sonra balla kaymak ye der babam. Çok haklı!

Bu nedenle işsizlik oranının düşmesi ya da istihdamın artması borç rakamlarından bağımsız olarak değerlendirilemez. Aksi durum bizi yanılsamaya iter. Neticede milli gelir düşer, faiz hoplar, kur zıplar, kriz gelir. Öcüüüü!

Hisse Yorumları   Küresel ısınma Karikatürleri  Pesimist Nedir?  Fraktal Nedir  Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir

Aşağıdaki iki grafik TÜİK'in açıkladığı işsizlik ve istihdam rakamları ile gerçek, sürdürülebilir, modern, laik, milli gelir yanlısı işsizlik ve istihdam rakamlarının seyrini veriyor. Gördüğünüz üzere, gerçek işsizlik artmakta, istihdam azalmakta.


Grafikte görüldüğü üzere işsizlik oranı aslında yüzde 10'un altıne gerilememiş, yüzde 14'e yükselmiştir. Buradan aslında kişi başına milli gelirin yüzde 14'ünün sanal, yani balon olduğu sonucuna varabiliriz. Yani, kişi başına milli gelir aslında 4500 dolar civarında. Diğer kısmı emlak balonu.

Bu grafikten de görüldüğü üzere aslında istihdam artmıyor, yüzde 6.5 seviyesine geriliyor. Türkiye nüfusunu 73 milyon olarak alırsak, gerçek istihdam sayısı olarak 4 milyon 745 bin kişiye ulaşırız. 22.4 milyon değil. Ufacık hatalar ne kadar büyük farklılıklara yol açıyor, gördünüz mü.

Her iki grafikten de açıkça görüldüğü gibi temel sorunumuz düşük kur, yüksek faiz ve (az daha unutuyordum) cari açıktır.

Bilmiyorum cevap oldu mu, sınavı geçtim mi Ekonomix?

2 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Barış bey,

Açikcasi grafiklerinizden anlam çikarmakta zorlandim. Güngör Uras bile bu kadar hızlı artan borç grafikleri üretememisti bugüne kadar. Burada issizlik rakkamlarini neyle düzelttiginizi tam anlayamadim; yalnizca kamu borçlariyla mi, özel kesimin borçlariyla birlikte mi ? Borç stogundaki artis reel mi, nominal mi ?

Eger yanlis anlamadiysan siz sunu ifade etmek istiyorsunuz: Bir ülkenin/kamunun borcunun reel olarak artmasiyla birlikte issizlik oranlari düsmedigi takdirde geri ödeme kapasitesi azalir.

Izin verirseniz, eger dogru anladiysam, bu argümana iki yönden itiraz edecegim.

Birincisi, hesaplarimizda nüfus artisini (veya isgücüne katilim) da dikkate almamiz gerekir. Aynı oranda issizlik olanlarina sahip olsalar bile, nüfusu degismeyen bir ülkenin çalisan vatandaslari üstüne yüklenen borç, nüfusu artan bir ülkeden daha fazladir. Çalismayanlari dikkate almiyorum, çünkü onlarin geri ödeme kapasitelerinin sifir oldugunu varsayiyoruz. Sonuç olarak (issizligin degil) istihdamin mutlak artisiyla reel borç artisini karsilastirmamiz daha anlamli sonuçlar verebilir. Ikinci grafikte bunu mu yapiyorsunuz ? Pek anlayamadim.

Fakat bu yeterli olmaz. En tepedeki patron dahil issahiplerinin gelirlerinin artip artmadigina da bakmak gerekir. Şöyle diyelim: Reel borçlar yükseliyor, issizlik orani düsmüyor, nüfus da artmiyor ama çalisanlarin gelirleri artiyor, bu kosullarda da issizlik oranlarinda veya istihdam rakkamlarinda borçlanma düzeltmesi yapmak yaniltici olur.

Benim merak ettigim konu sudur: Eger borçlanma kapasitemizin düsüp düsmedigini merak ediyorsak niye borçlari GSMH ile oraninin artisi ve azalisiyla karsilastirmiyoruz ? GSMH pek çok parametreyi birlikte kapsar ve dünyada genel geçer kriter de budur.

Her durumda bizim gibi ülkeler için kisi basina borçlanmanin yükselisini normal karsilamaliyiz. Çünkü Türkiye'nin nüfusu çok genç, dogal olarak tasarruf oranlari düsük. Ülkeye gelen reel yatirimin da bir çesit 'borç' oldugunu varsayarsak, bunlarin sonuçlarini ölçmeyi on yillara varan skalarla ele almaliyiz.

Fakat benim de ülkenin borçlanmasiyla iliskili kaygilarim var. Ben, ülkeye gelen kisi basi sermayenin, ister reel olsun ister portföy yatirimi seklinde, artmasinda hiçbir sakinca görmüyorum. ANCAK bu sermayeyi nasil kullandigimiz önemli. Benzindeki ve diger dolaylı verginin düsürülmesine karsi çikmamin sebebi budur. Çünkü bu vergileri düsürmek, vatandaslarimizi tüketime tesvik ederek öyle veya böyle ülkenin borçlugunu artiracaktir ama üretkenligini ayni oranda degil.

Bu çok hayati bir nokta ve eger vatandasin gelirinden çok harcama taleplerini politikacilar çanak tutarsa on yil sonra sizin argümanlariniz eksiksiz olarak geçerli hale gelecektir. Borçlar katlanmis ama çalisanlarin gelirinde reel olarak iyilesme olmadan issizlik daha da artmis. Korkarim sonumuz bu olabilir.

Sizin de çok degindiginiz bir konu daha var: Emeklilik yasi. Vatandaslarimizi erken emekli yapmak demek ülkeyi uzun dönemde borca sokmaktan baska bir anlama gelmez. Bakin ben bir kaç yil sonra emekli olabiliyorum. Benim için ne mutlu ! Hayatimin geri kalan 35-40 yilinda (hemen ölmeyi planlamiyorum) devlet bana maas verecek. Benim alacagim paranin bir kismi yatirdigim paralar (faiziyle), ama çok daha büyük bir kismi için siz gençlerin üzerine borç yiktiklarimiz. Bu bizim yaptigimiz caheletmi dir, bencillik midir artik sizler karar verin.

Bu ülkenin kendinden baska kimseyi düsünmeyen sözde 'vatanseverlerine' çok büyük bir öfke duyuyorum. Allah'tan bu konulari sizler ele alip makul bir üslupla elestiriyorsunuz. Benim ise agzimdan/kalemimden öfkeden başka bir sey çikmiyor.

saygilar
ahmet çavuşoğlu

herackles dedi ki...

Saka maka Baris Bey,
Siz "asparagas" konusunda da ciddi anlamda deneyimliymissiniz.Inanin cok eglendim :)