Birincisi, merkezi butceden mahalli idarelere ayrilan gelirler hakkinda. Eskiden maliye ne bu amacla toplanan geliri ne de mahalli idarelere yapilan transferi butcede gostermezdi. 2006 yilindan itibaren sistemi degistirdi. Artik alinan gelir butcenin gelir kisminda, verilen para butcenin harcama kisminda gosteriliyor oldu. Ne var ki Maliye Ocak 2006'da geliri topladi ama transferi butceye islemedi. Sebep olarak da dedi ki ben bu ay alinan geliri bir ay sonra gonderiyorum. O yuzden Ocak ayinin gelirini isleyecegim, belediyelere verilecek para ise Subat'da islenecek. E kardesim o zaman Aralik 2005'in harcamasini isle. Yok. Dogru veya yanlis, boyle yapti. Tabii Ocak 2007'de yine ayni seyi yapamazdi. Aralik 2006'in gelirinden yapilan transfer Ocak 2007'de harcama olarak gecti.
VOB nedir? Taksi Şöförü Borsa Tüyoları? Olasılık nedir? Enformasyon Nedir
Demek istedigim, bu yuzden Ocak 2006'in harcamasi olmasi gerekenden 1.2 milyar az gozuktu. Eger son iki yilin Ocak-Subat arasini kiyaslarsaniz, sanki belediyelere yapilan transfer %100 artarak 2.5 milyar olmus gibi gozukur. Nitekim faiz disi harcamada meydana gelen artisin (2.7 milyar) yarisi bundandir (geri kalan personel harcamalarindan bu arada. Sebep ya enflasyon farki odemeleri, ya da personel alimi). Bu kalem, cari transfer olarak gectigi icin, sanki iki ayda cari transferler de cok artmis gibi gozuktu. Boyle degil aslinda. Ne olup bittigini anlamak icin mahalli idarelere yapilan transfer kalemini bir kenara birakin. O zaman reel harcama artisi %14 degil %8'dir. Yani artis var ama o kadar da yuksek degil (henuz?).
Ikincisi Kurumlar vergisi ile ilgili. Gecen vergi orani %20'ye indi. Ama yasanin gecmesi yaz aylarini buldu. O yuzden Subat ve Mayis odemeleri eski tarifeden (%30?) odendi, olmasi gerekenden yuksek gozuktu (3.2 milyar civari). Tasari kanunlasinca, Maliye alinan fazla vergiyi vergi borcuna mahsup etti. Bundan dolayi Agustos 2006 Kurumlar vergisi miktari birden 1.9 milyara dustu. Kasimda ise tekrar 3 milyara cikti. Bu acayiplikten kaynaklanan baz etkisi (bugunun parasi ile) 0.8 milyar civarinda. Bunu hesaba katarsaniz, Dogrudan verginin 2006-2007 arasi reel olarak aslinda %12 arttigini gorursunuz. Ote yandan dolayli vergiler %1 azalmis. Ozellikle KDV'de %32 azalma var. Cok fena.
Ucuncusu, faiz artisinin faiz odemelerine etkisi aylik bazda milyarla olculemeyecek duzeydedir. Ilk iki ay yuksek odeme, tahvillerin vadesinden kaynaklaniyor.
Sonuc olarak, bir sonuca ulasmak icin erken. Hukumetin secim politikasi izleyip izlemedigi ileriki aylarda gorulur. Esasinda sosyal guvenligi erteleyen, ha bire KDV indirimlerini gundeme getiren, enerji ozellestirmelerini askiya alan bir hukumetin populizme kacip kacmadigini anlamak icin butce rakamlarina bakmaya gerek var mi o da baska bir hikaye.
Butce rakamlarinin son 15 senelik degisiminimerak edenler icin asagiya iki sekil koydum. Ilkinde faiz disi harcamalardaki reel artisi goruyorsunuz. Yuvarlak icindeki donemlere dikkat edin. Bunlar ya secim oncesi seneler, ya koalisyon donemleri ya da 1990'daki ve 2003'deki korfez savasi yillari. AKP'nin en populist zamani 2005 ortasi ile 2006 ortasi arasi (saglk harcamalarinin arttigi bir zamana denk geliyor). Bu grafigi kiyaslamali yapabilmek icin 2006 sonrasi aciklanan merkezi idari butcesini konsolide butce haline getirmeye calistim (en basit anlatimi ile mahalli idarelere yapilan odemeleri, ki bunlar 2006 sonrasi gider olarak yazilmaya baslandi, butce rakamlarindan cikardim).
Ikinci grafikteki vergi gelirleri/faiz disi gider oraninin 1994'e kadar %100'un altinda kalmasi onemli. Demek ki vergi gelirimiz, faiz dis harcamayi bile karsilamaktan uzakmis. Sadece faiz odemek icin degil, diger harcamalar icin bile borclanmisiz. 1994 krizi sonrasi isler biraz duzelmis. Sonra koalisyon donemlerinde yine ayni manzara. 2004'den itibaren ise kendimize biraz ceki duzen vermisiz. Faiz/Vergi geliri orani ekonominin 2001 krizi ile ne hal dustugunu acikca gosteriyor. Vergi gelirlerimin faiz odemelerine bile yetmez hale gelmis. Bugun ise 1994 oncesine ancak geri donmusuz. Son olarak butce acigi/gider oranina bakiyoruz. 1989 sonrasinin en dusuk duzeyi.
Cok uzun yoldan geldik. Cok acilar cektik. Geri donmeyelim.
7 Yorum Var.:
Sayın Tuğrul tebrik ederim doğru bilgilerin kullanıldığı çok güzel bir yazı olmuş
tesekkuler
Bugunku Hurriyet Gazetesinde Sukru Kizilot soyle bir baslik atmis: "Bütçe açığı yüzde 1.113 arttı"
"2006 yılı Ocak-Şubat aylarında 726 milyon YTL olan bütçe açığı, 2007 yılının aynı döneminde, yüzde 1.113’lük artışla, 8 milyar 79 milyon YTL’ye yükseldi" diyor. Yazinin devamini okudugumda da 1.113 rakamini tekrar gordum, yazim hatasi olamayacagina karar verdim. ?????
yani aslinda belediye paylarinin (gelir-gider anlaminda) eklenmesiyle, merkezi yonetim butcesi daha anlamli hale gelmis.
ama uygulamadaki bu bir aylik "gap", tum karsilastirmalari zorlastirdi.
kamu maliyesini kamu borc stokundan takip etmekte kolay degil. butcelestirilmeyen yol yapimi, hastane borclari, emanet hesaplar vs.
bu durumda tugrul'un bu analizlerine giderek daha fazla ihtiyac duyulacak.
birde, son 30 yilin en buyuk butce basarisini buyuk basin toplantilariyla aciklayanlar, 2 aydir neredeler, dogrusu merak ediyorum.
dogru; bu hesaba gore yuzde bin artmis,
nasreddin hocanin "doguran tencere hikayesindeki" gibi, dun bu hesap metodu ile butce acigi nasil dusuk cikiyorsa simdide buyuk gozukuyor.
Ah Şükrü Hoca Ah! Şöyle çarpıcı bir yazı yazayım derken eli ayağı birbirine dolaştı demek. Bu heyecanla bir hata daha yapmış. Yazıda belirtmemiş ama merkezi yönetim bütçesi değil genel bütçe verilerini kullanmış. Oysa merkezi yönetim bütçesi verilerini kullansaydı bütçe açığındaki artışın yüzde 1.572 (aynı hatayı yapsaydı yüzde 1.672) oldugunu görecek ve daha çarpıcı başlığa sahip bir yazı yazabilecekti.
Tolga
Ali Babacan bu gun bir basin toplantisi duzenledi
Yorum Gönder