İndirim bindirim

Akşam'ın haberinden:

"Çağlayan, Para Politikası Kurulu'nun son yaptığı faiz indirimini olumlu bulduklarını belirtirken, şunları söyledi:'Keşke geçtiğimiz yıl Merkez Bankası, bu çeyrek puanlık indirimleri bir kaç kez tatbik edebilseydi."

Peki bunu okuyunca ne düşünüyorsunuz? Bu adamları uzaydan mı topluyorlar?

Sayın Çağlayan'ın Merkez Bankası'nın geçen sene ne yaptığından haberi var mı? Ben söyleyeyim. Para Politikası Kurulu 2005'te tam 9 sefer, toplamda da 450bps faiz indirimi yaptı. Yani gecelik faizleri yüzde 18'den yüzde 13.5'e indirdi. Üstelik bu süreçte enflasyon sadece yüzde 9.4'ten yüzde 7.7'ye geriledi. Burada gazetelerdeki ex ante, ex post kavramlarından bihaber bazı cahiller gibi reel faiz hesabı yapmayacağım. Zafer Çağlayan'ı da bir yana bırakıyorum. Cahil olunca napsın adamcağız? Sorun onu oraya getirenlerin sorunu. Türkiye'nin başkentinde sanayi odası başkanı olup da konuşmamak da olmaz. Ne yapsın saçmalıyor işte, bilir bilmez, çaresizlik içinde.

Ama sayın Çağlayan tek değil ki. Bir sürü kerameti kendinden menkul, Fatih Özatay'ın güzel tesbiti ile "komik iktisatçılar" (Iktisat nedir) güruhu (Not: Özatay'ın Radikal gazetesindeki ders niteliğindeki yazılarını herkes okumalı, özellikle de bu reel faizler konusundakileri), sanayi sektörü bilmemnesi, ihracatçıların hödö hödösü yüksek faiz diye şikayet edip duruyor ısrarla. Ellerine kalemi alıp, ya da bir excel sheet açıp, analizden vazgeçtim, birazcık dört işlem yapsalar, Türkiye'nin bundan önce bu seviyelerde faiz oranlarına (hem nominal hem reel) en son ne zaman şahit olduğuna bir baksalar keşke. Kabaca örnekleyelim: 2001'de Derviş geldiğinde ilk ihalede faiz yüzde 190 (yazıyla yüzdoksan) seviyelerinde gerçekleşince sevinmiştik daha yüksek olmadı diye. Yanlış hatırlamıyorsam o zamanlar enflasyon oranı da yüzde 30'lar 40'lar seviyesindeydi. Hazine şimdilerde yüzde 14 civarında faizle borçlanıyor. Nereden nereye...

Ama o zaman kurlar bilmem kaç kat yükselince millet inim inim inlerken ihracatçı hödö hödölerinden nedense hiç bir ses çıkmıyordu. Üstelik artan işsizlik sayesinde daha ucuza, çoğunlukla kayıt dışı, sadece kayıtdışı olsa neyse, bir de kaçak işçi çalıştırdılar. Gelirlerini kaça katladılar bilmiyorum. Yalancı cennetleri ilelebet sürecek sandılar zahir.

Geldik 2006'ya... Bu hafta itibarı ile enflasyon yüzde 8.8'e zıpladı. Merkez Bankası ise geçen hafta faizleri 25bps indirdi. İndirimden önce piyasa faizleri 13.6 civarındaydı, bugun 14.10 civarında. Hadi bakalım, herşeyi Merkez Bankasından bekleyenler bunlara da bir yorum getirsinler. Getiremezler. Görmezler. Görmek istemezler. Madem konuyu açtık, "faizler neden indirildi?" sorusunu kısaca cevaplayalım. Merkez Bankası'nın yayınlarını, raporlarını okuyanlar için sürpriz yok. Faiz indirimleri enflasyondaki düşüş sürecinin ve yapısal reformlardaki sürekliliğin peşinden gelen olağan bir değişiklik olagelmiştir. Ocak'tan Mart'a (PPK toplantısı yapıldığında henüz Nisan enflasyonu açıklanmamıştı) enflasyonda hafif yukarı doğru, öngörülen bir trend vardı. Ama Nisan ayında asıl ne oldu? Sosyal Güvenlik Reformu meclisten geçti. MB da yanıtını faiz indirerek verdi. Nisan'daki enflasyon artışının sonucunu Mayıs toplantısında göreceğiz. Büyük ihtimalle faizler değiştirilmeyecek. MB riskin devam ettiğini görürse yeniden yükseltebilir de. Tüm dünyada faizler yükselirken faiz indirimi kararı almak biraz cesurca. Yine de iyimser senaryoya göre enflasyon Mayıs ayından itibaren yeniden düşüş trendine girecek. En kötü Ağustos ayından sonra hızlı bir iniş gerçekleşir. Bütçede sorun olmazsa, ben Nisan'daki zıplamaya rağmen yılı yüzde 5.5 civarında kapatırız diye düşünüyorum. MB'nın da buna karşılık 75-100puan daha indirim (net) yapmasını bekliyorum. Ama enflasyonun seyrine göre indirimler 2006'ya da kalabilir. Çünkü yıl sonu enflasyon hedefini bir iki ay gecikmeli görebiliriz. Ölmez de sağ kalırsak hep beraber göreceğiz.

Vaktiyle köyün birinde namazlar üç vakit kılınıyormuş (Bazı mezheplere göre sürekli cem-i salateyn caizdir, bir gariplik yok). Köy halkı bir gün hocaya gitmişler. Hocam, demişler, şu sabah namazı çok erken, zor oluyor. Bize bir çare. Şu namazı ikiye indirelim. Hoca düşmüş vilayet yoluna, kadıya çıkmış. Durumu anlatmış. Kadı üç vakti duyunca şaşırmış. "Ne üçü", demiş, "beş vakit kılacaksınız. üstelik de bundan sonra köyünüzü teftişe tabi tutacağım." Hoca eli boş köyün yolunu tutmuş. Köy halkı hocanın etrafını sarmış: "Hoca indirdi mi indirdi mi?" Hoca cevap vermiş: "Nah indirdi, bindirdi bindirdi!"

Bizim MB da aynı tepkiyi verirse şaşırmayalım.

3 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Oncelikle reel fazi orani konusunda bir kac not. Yorumu size birakiyorum:

3 aylik hazine bonosu faizlerini kullanarak yaptigim hesaba gore, reel faiz 1995-98 arasi ortalama %23 idi, 2003-2005 arasi ortalama %12 oldu, 2005 yilinda ise %7.

Dolar bazinda faiz ise, sirasiyla, %29, %31 ve %12.

Ikinci nokta, para politikasinin gevsek mi siki mi oldugu. Bu konuda ekonomistlerin "rule of thumbs" olarak baktiklari sey nominal faiz orani ile GSYIH'nin nominal artis orani arasindaki fark.

Yine yukaridaki zaman birimlerini kullanirsak, nominal faizler (yillik ortalama), sirasiyla, %122, %26 ve %15. Nominal GSYIH artis hizi (yillik ortalama) %93, %21, ve %14.
Aradaki fark size para politikasinin ne kadar siki oldugunu verir. 1995-98 arasi %15, 2003-2005 arasi %3.5, 2005 yilinda ise %1.67.

Simdi 2006 yilina bakalim ve Amerika ile karsilastiralim. Amerika'da enflasyon orani %3.4. Turkiye'dekinden 5.4 puan dusuk. Reel GDP artisi Amerika'da %3.5 civarinda, Turkiye'kinden 2 puan dusuk. Turkiye'de nominal faizler %14 civarinda. Bundan enflasyo farki olan %5.4'u ve buyume farki olan %2'yi dusurun, elinizde %6.6 kalir. Yani Turkiye'deki %14 faiz Amerika'daki %6.6'ya denk geliyor (iki ulke arasinda risk primi farki olmadigini varsayarsak). Amerika'daki faiz orani su anda %5.1 civarinda. 6.6 ile 5.1 arasinda 1.5 puanlik fark var.

Yaa iste boyle...

Aciklanan enflasyon rakamlarina gelirsek...

Nisan 2005 yilinda enflasyona katki oranlari soyleydi:
Konut: 2.0%
Ulastirma: 1.8%
Gida: 1.0%
Lokanta-Otel: 0.8%
Giyim: 0.5%
Egitim: 0.4%
Saglik: 0.3%
Tutun-Alkol: 0.2%

Nisan 2006 ise:
Konut: 1.7%
Ulastirma: 0.8%
Gida: 2.9%
Lokanta-Otel: 0.7%
Giyim: -0.1%
Egitim: 0.2%
Saglik: 0.0%
Tutun-Alkol: 1.4%

Tutun-Alkol Agustos 2005'de %17 artmisti (yeni vergiler sayesinde). O artisin Agustos 2006'da rakamlardan cikmasiyla 1 puan kazanacagiz. Diger hersey ayni kalirsa enflasyon 6.5 civarinda olur. Diger kategorilerde ilimli bir dusme egilimi var. Asil mesele gida sektorunde. Giyim'e ise bosuna yukleniyorlar.

Saygilar, t.

tersaci dedi ki...

Tugrul Bey,

Yorumunuz için teşekkürler.

Ama bir yanlışlık mı var gözden mi kaçtı bilmiyorum. şu cümleniz kafamı karıştırdı:

"Reel GDP artisi Amerika'da %3.5 civarinda, Turkiye'kinden 2 puan dusuk."

Hesabi hangi reel GDP oranına göre (Turkiye) yapip farkı 2 puan bulduğunuzu cikaramadim.

Baris

Adsız dedi ki...

Merhaba Baris,

Kastettigim buyume hiziydi. Bu sene Turkiye'de buyumenin %5.5, Amerika'da ise %3.5 olacagini varsaydim. Amacim su anki nominal buyume oranlarini tahmin etmekti. Turkiye icin 5.5+8.8=14.3. Amerika icin 3.5+3.4=6.9. Elbette sene sonu itibari ile bakarsak Turkiye'de enflasyonun 5.8 olacagini soyleyebiliriz. Benim amacim para politikalarini sene sonu bazinda degil Mayis bazinda karsilastirmakti.

t.