Iscilik Maliyetleri ve Maaş bilgileri

Turkiye'deki yuksek maaşlar ve iscilik maliyetleri ureticileri zor durumda birakmaya basliyor. Hurriyet gazetesi haberi su sekilde vermis:

"Sabancı Holding Lastik, Takviye Malzemeleri ve Otomotiv Grup Başkanı Turgut Uzer, özellikle son üç yılda, lastik üretim merkezlerinin Uzakdoğu, Hindistan ve Orta Avrupa ülkelerine taşındığına dikkat çekerek, "Özellikle Türkiye’nin ana pazarı olan Avrupa’da karşı koyulması çok zor bir rekabet ortamı oluştu. Türk lastik sektörü yol ayrımında" dedi. Turgut Uzer, düşük işçilik maliyetleri ve uygun koşulları nedeniyle çokuluslu lastik şirketleri için çekici bir üretim üssü olan Türkiye’nin, artan işçilik maliyetleri nedeniyle bu çekiciliğini kaybettiğini söyledi. "

Isciler acisindan kotu bir durum, sermaye kazanacagini orada olmazsa burada kazaniyor, oysa isciler icin oyle bir hareket serbestisi soz konusu degil. Iscilerin durumunu asgari ucreti arttirarak duzeltmeye calisan hukumetin asil yapmasi gereken istihdam uzerindeki vergileri azaltmasidir. Yuksek vergiler hem kayitdisini cazip hale getiriyor, kayitdisina kaymak istemeyen ureticileri de baska ulkelere kacmaya tesvik ediyor.

Iscilik maliyetleri yalniz bizim problemimiz degil, Amerika'da bu konuda uzun suredir cok muzdarip. Dusuk seviyedeki islerin gocmenlere gitmesine aldirmayan Amerikalilar, yuksek maas veren islerin Hindistan, Irlanda, vs. gibi offshore mekanlara kaymasina tahammul edemiyor. Cozum olarak neyi oneriyorlar? Surekli egitim ve yeni is alanlari acacak icatlar. Turkiye bu konuda ne yapacak merakla bekliyorum.

Maaş bilgileri ve ucretler konusunda yazilmis en son yazimiza buradan ulasabilirsiniz.

3 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Bahsettiğiniz gibi istihdam vergileri ağır.Yanılmıyorsam Türkiye bu konuda OECD birincisi.Ayrıca asgari ücret uygulaması ve emek sektöründeki esneksizlikler (sendikalar ve çeşitli işgücü yasaları neticesinde) de istihdam oranlarını aşağıya çeken sebeplerden.

İşgücü piyasasının esnekliği ile saat başına ücretler ve istihdam arasında pozitif bir ilişki mevcut.

Esneklik arttıkça, işsizlik azalıyor,ücretler yükseliyor.Örnek olarak, işgücü piyasası esnek olmayan AB ile ona kıyasla daha esnek olan Birleşik Devletler 1997-2004 arasında değerlendirilebilir.

Veysel Aratlioglu dedi ki...

Sayın Özel'e katılıyorum. İstihdamdan hiç vergi alınmamalıdır. Kurumlar vergisi ise her iş kolu için saptanacak kapasite formüllerine göre hesaplanacak "kurulu kapasite" üzerinden götürü esasına göre alınmalıdır. Emek israfı hiç değilse özel sektörde yok. Ancak sermaye israfı (hem kamuda, hem özelde) had safhadadır. Bu teklifim bu sorunu çözer. Enkaz iyice kaldırılmış olur.

Saygılarımla,
Veysel Aratlıoğlu

Blog Sahibi dedi ki...

Ayvaz bey'e ben de katiliyorum. Ancak isveren veya iscilerin verdigi istihdam vergisi arasinda bir fark gormedigimi belirtmeliyim. Sonucta isveren odedigi toplam rakama bakarak kac kisi istihdam edecegini belirliyor. Mesela Asgari ucret 500 ise, isci 150 lira vergi veriyor ise, ve isveren 500 liranin uzerine 250 lira SSK + sigorta + yemek + ulasim oduyor ise bu iscinin isverene maliyeti 750 liradir. Iscinin 350 lira almis olmasi isverenin kac kisi istihdam edecegi gercegini degistirmez.

Eger isverenin SSK primlerinde 50 liralik indirime giderseniz, iscinin maliyeti 700 liraya dusecektir. Bu sebeple isverenler genelde daha fazla isci istihdam etmek isteyecekler, bu talebi arttiracak ve iscilik ucretleri 700 ile 750 arasinda bir noktaya gelecektir. (Bu nokta arz ve talebin esnekigine bagli olarka degisir) Ancak kesin olan su ki, isveren'e yapilan bir vergi indirimi isciye de dolayli olarak fayda saglar (net maaslar 15-20 lira yukari gider).

Ote yandan iscinin odedigi vergilerde indirim yapilmasi da benzer mantikla isverene fayda saglar. Sonucta piyasa dengeye geldigi zaman vergiyi kimin odedigi cok onemli degildir. Onemli olan istihdam uzerindeki vergilerin azaltilmasidir.