Köşelerin Ustasıyım Forward Email Hastasıyım

Ekşi Sözlük'ten enthus #21003936 entry'siyle ve dimag #21004400 Fatih Altaylı'nın evlere şenlik kopyala-yapıştırıcılığını bulmuşlar. Görelim.

What is Insider Trading Anomaly
Recent Academic Studies on Insider Trading
How to Profit Legally From Illegal Insider Trading
Insider Trading in Germany
Inside Information About the Massive Insider Trading Probe
Insider Trading Returns
Definition of Insider Trading

Fatih Altaylı'nın 28 Kasım 2010 tarihli yazısından alıntı:

Güzel bir yazı
BAZEN çok güzel yazılar çıkıyor karşımıza, mail'lerde, bloglarda.
Bunu da bir okur yollamış.
Nejdet Baykal yazmış. Çok beğendim doğrusu. Paylaşmak istedim.
Nejdet Baykal yazmış. Çok beğendim doğrusu. Paylaşmak istedim.
"Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye, dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay'dan getirmeyi başardı.
Yeterli ineğimiz yok çünkü.
Koyun sayımız iyi. Öküz de getireceklerdi aslında. Şöyle bi baktılar etrafa...
Eee, yeteri kadar var. Var ama, hayvan başka şey, hayvancılık başka şey maalesef. Bu Uruguay'dan ilk önce Lugano gelmişti bize.
Bonservisi 6.5 milyon Euro'ydu, 4 yılda ödenen para 14.5 milyon Euro. Uruguay ineklerinin tanesi 1800 Euro. 8 bin tane gelecek, onlar da 14.5 milyon Euro...
Hadi diyelim, inek yetiştiremiyoruz. Bi tane Lugano yetiştirip Uruguay'a göndermeyi becerebil-seydik, inekler bedavaya gelecekti yani. O nedenle, Lugano'nun kaptanı olduğu Uruguay Milli Takımı, Dünya Kupası'na katılıyor, biz ise Uruguay ineklerinden mangal yapıp kupayı televizyondan seyrediyoruz anca.
Top çevirmeyi bırakıp kıyaslarsak: Türkiye'nin nüfusu 72 milyon. Alt tarafı 10 milyon ineği var. Uruguay alt tarafı 3.5 milyon kişi. 13 milyon ineği var.


Nejdet Baykal'a ait bir blog yok. En azından Google'a kayıtlı değil. "Mail'lerde bloglarda" sözüne de dayanarak Altaylı'nın bu oltaya kendisine iletilmiş bir email'den ötürü yakalandığını tahmin etmek güç değil.

Güya Nejdet Baykal'a ait olan yazı bakın Yılmaz Özdil'in 9 Haziran 2010 tarihli yazısına ne kadar çok benziyor. Sanki hık demiş burnundan düşmüş:

Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye, dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay'dan getirmeyi başardı.

*

Yeterli ineğimiz yok çünkü.
Öküz de getireceklerdi aslında.
Şöyle bi baktılar etrafa...
E yeteri kadar var.

*

Var ama, hayvan başka şey...>
Hayvancılık başka şey maalesef.

*

(Bakın, bu Uruguay'dan ilk önce Lugano gelmişti bize; Başbakan'ın takımı Fenerbahçe'ye... Tosun gibi çocuktur maşallah, bonservisi 6.5 milyon Euro'ydu, 4 yılda ödenen para 14.5 milyon Euro... Uruguay ineklerinin tanesi, 1.800 Euro... 8 bin tane gelecek, onlar da 14.5 milyon Euro... Hadi diyelim, inek yetiştiremiyoruz... Bi tane Lugano yetiştirip Uruguay'a göndermeyi becerebilseydik, inekler bedavaya gelecekti yani... O nedenle, Lugano'nun kaptanı olduğu Uruguay milli takımı Dünya Kupası'na katılıyor... Biz ise Uruguay ineklerinden mangal yapıp, Kupa'yı televizyondan seyredeceğiz anca.)

*

Top çevirmeyi bırakıp, kıyaslarsak...
Türkiye'nin nüfusu 72 milyon.
Alt tarafı 10 milyon ineği var.
Uruguay alt tarafı 3.5 milyon kişi.
13 milyon ineği var.


Köşe yazarı olduğunu iddia eden bir insan gazetelerin köşe yazılarını okumaz mı? Hadi hepsini okumuyor diyelim hem Muhtesip'te hem de forward email'lerde en çok adı geçen Yılmaz Özdil'i de okumazsa kimi okur? Okudu da unuttu desen, Özdil'i üslubundan da mı tanımazsın? Özdil yazıları 100 metre öteden seçilebilen satır boşluklarıyla dünyanın en seçkin yazılarıdır.

Diyelim Yılmaz Özdil'i takip etmiyor, sevmiyor. Peki insan kendisine gelen bir forward email'de yazanları kopyala yapıştır usulü köşesine koyup okuruna satmadan önce onun içinden bir cümleyi de Google'da bir yerde aratıp kontrol etmez mi? Sonra o mesleğin adı köşe yazarlığından köşeciliğe inmez de ne olur?

0 Yorum Var.: