Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi

Kırmızı başlıklı kızın hikayesi herkes tarafından bilinir ama bir de kimsenin bilmediği başka bir kırmızı başlıklı kız hikayesi vardır. Bu kırmızı başlıklı kız bir gün ormanda değil de borsada yatırım yapmaya gidiyormuş. Bütün parasını Vakıfbank isimli bir sepete koymuş ve Genel Müdürlüğe doğru yola çıkmış. Kırmızı başlıklı kız borsada yoluna devam ederken yolda karşısına çıkan bir kurt kendisine nereye gittiğini sormuş, o da Vakıfbank isimli bir bankaya yatırım yapmaya gittiğini söylemiş. Bunun üzerine Işbankasında sıradan bir şube müdürü olan kurt nasıl olmuşsa Vakıfbank Genel Müdürlüğüne kestirmeden giderek Genel Müdürlük koltuğuna oturmuş.

Bir müddet sonra elinde bir sepet parayla Vakıfbank Genel Müdürlüğü’nün kapısıne gelen kırmızı başlıklı kız, tecrübeye sahip, işinin ehli bir genel müdür yerine karşısında Işbankasının Balmumcu Şube Müdürlüğü görevini yürüten Süleyman Kalkan’ı görmüş. Şaşırmış ve eski şube müdürü, yeni sindirella genel müdürle aralarında şu muhabbet geçmiş:

- Büyükanneciğim, senin gözlerin neden bu kadar büyük?
- Acemice borsada işlem gören devlet bankalarından hisse alma cehaletini gösteren saf insanları daha iyi görebilmek için
- Peki burnun neden bu kadar uzun?
- Politik arenada ortaya çıkacak fırsatları daha iyi koklayıp, yarın bir gün Merkez Bankasının ve ekonominin başına geçebilmek için
- Peki pençelerin, pardon ellerin neden bu kadar büyük?
- Senin borsaya yatırdığın paraları daha hızlı hesaba geçirebilmek için
- Son olarak dişlerin ve ağzın neden bu kadar büyük?
- Sıradan bir şube müdürlüğünden milyarlarca dolar piyasa değerine sahip bir bankanın tepesine bir çırpıda geçtiğimde kameralara dişlerimi göstere göstere gülebilmek için tabii ki demiş.

Bu hikayenin sonu mutlu bitmiyor değerli okuyucular. Devletin bankası olmaz, arpalığı olur; istediğiniz kadar reform yapın, politikacıların fütursuzca davranışlarının önüne geçebilecek kapsamda reformu yapamazsınız. Kırmızı başlıklı kızın hikayesi gerçektir, Hürriyet’ten detaylarını okuyabilirsiniz. Borsa nasıl oynanır diye soranlara ise “muz cumhuriyetinde borsada oynanmaz” tavsiyesini veriyoruz.

3 Yorum Var.:

ekodok dedi ki...

Aslında adamın bir bankaya genel müdür olabilecek kadar kariyeri var gibi. Bana o kariyer sonrasında nasıl olup da iş bankasında şube müdürlüğüne verildiği daha ilginç geldi. Bir tenzili rütbe durumu olmuş galiba ama acaba nedeni ne? Ya da iş bankasında balmumcu şubesi stratejik öneme sahip bir şube olabilir mi?

acd dedi ki...

Süleyman Kalkan'ın cv'si aşağıda görüldüğü gibidir.

1956, Kırşehir doğumlu olan Kalkan, üniversite öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlamıştır. 1983 yılındaTürkiye İş Bankası Teftiş Kurulu'nda
Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başlamış, 1993 yılında Bireysel KredilerMüdürlüğü Müdür Yardımcısı,
1995 yılında da I. Krediler Müdürlüğü Bölge Müdürlüğü görevlerine atanmıştır. 1997yılından 2003 yılı sonuna kadar Sorunlu Krediler Müdürlüğü görevini yürütmüştür. Temmuz 2006'ya kadar Levent şubesi Müdürlüğü görevinde bulunan Sn. Kalkan, halen Balmumcu Şubesi Müdürü olarak görevini sürdürmektedir. 1994-2007 yılları arasında çeşitli şirketlerde denetçilik ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuş olup, 28 Mart 2007 tarihinden bu yana Anadolu Hayat Emeklilik’te Yönetim Kurulu
Üyeliği görevini sürdürmektedir. Sn. Kalkan , 25 Mart 2009 tarihinden itibaren TSKB Yönetim Kurulu Üyeliğini yürütmektedir.

Böyle bir cv'ye sahip bir kişinin bu göreve layık olup olmadığını okuyuculara bırakıyorum.

çağatay dedi ki...

gerçekten de ekodok haklı.yeni genel müdürün cv si fazlasıyla yeterli.kamuda tercihler siyaseten kullanıldığından yazı da bu doğrultuda kaleme alınmış ancak bu örnekteki atamada teknik bir hata yok.
Asıl gözden kaçan özel sektörde de görevlendirmelerin genelde ahbap-çavuş ilişkisi ile gerçekleşmesine rağmen bu durumun sorgulanmayıp ''özel sektör en iyisini bilir çünkü yanlış yaparsa batar'' mantığı.
ancak öyle sektöründe lokomotif firmalar var ki çok kötü yönetilebiliyor ancak kurumsal yapıları sayesinde kamuda baskı yaratarak bu handikapı tolore edebiliyorlar.
örnek verecek olursak akaryakıt sektöründeki çok uluslu firmalarda makine mühendisine işletmeye(satın alma-pazarlama gibi) ait yöneticilik elektrik mühendisine terminal müdürlüğü verilebiliyor.yani özel sektörde de herkes her işi yapıyor ama hiç kimse hiçbir işi bilmiyor küçükseniz batıyorsunuz büyükseniz statükoyu kullanarak sömürüyorsunuz