Turkler Neden Tembel

Turkiyeliler veya Turkler neden tembel diye merak ediyorsaniz iste size guzel bir ornek. Erzurum'da valilik alti ay sureyle gecici olarak agac dikmekle gorevli olacak isci ariyormus. Gunluk 25 TL yevmiye verecekmis. Tam hatirlamiyorum ama 1500 issize davetiye gondermisler, bir kismi toplantiya gelmis, verilecek ucreti duyunca cogu salonu terketmis, topu topu 33 kisi is icin basvurmus.

Ulkede issizlik orani yuzde 16'ya dayanmis durumda. Ote taraftan calisma yasindakilerin sadece yarisi isgucu piyasasinda yani calisabilir her 5 kisiden sadece 2 tanesi calisiyor ulkemizde. Nasil oluyor da issizler boyle bir firsata burun kivirabiliyorlar.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Yok, bu sefer AKP'yi suclamayacagim. Gerci onlarda eski sisteme devam ederek icerisinde bulundugumuz carpik duruma katkida bulundular ama bu kulturel bir sorun.

DNA'mizla bir alakasi yok. O yuzden yazinin basligi "Turkler Neden Tembel" degil. Bir ornek vereyim, bundan bir muddet once New York'ta taksicilik yapan bir Turk cocukla is gorusmesi yaptim. Cocuk saygin bir universiteden MBA almis, piyasa kotu oldugundan is bulamamis, maraflarini karsilamak icin taksicilik yapiyor. Gayet normal bir durum, Amerika'da kimse de bu durumda olan kisileri hor gormez, destekler hatta. Turkiye'de ise bu esine az rastlanir bir durumdur. Boyle kisiler hor gorulur, salak muamelesine maruz birakilir.

Diger bir neden ise Turkiye'de tembellerin aileleri ve yakinlari tarafindan kollanmasidir. Issiz birisi Turkiye'de evsiz kalmaz, ac kalmaz. Japonya'da acliktan olen adam duydum ama Turkiye'de duymadim. O yuzden okua yazmayi zor bilen cahillere bile ulkemizde is begendirmekte zorluk cekiyoruz. Diger bir mevzu ise calisan issizlerimiz, yani devlet memurlarimiz ve besikte emekli olan insanlarimizin olusturdugu kotu ornek.

Issizler bu kisilerin calistiklariyla kazandiklarini goz onune aldiginda tabii ki bir parca emek gerektiren bir ise burun kivirir.

Benden simdilik bu kadar, yazinin devamini siz doldurun.

11 Yorum Var.:

Pasha dedi ki...

Halk arasindaki yardimlasma ruhundan ziyade bunun otomatige baglanmasi problem. Babam mahallede herkese yardim ederdi; yardim etmedigi zamanlarda kufur edilirdi. Yani her seferinde yardim edince bir sure sonra bunu gorevin zannediyorlar. Tabi bir de "devlet baba" denecek kadar bir sosyal devletimiz var ki, insanlar artik "dile benden ne dilersen" diyen bir cin var zannediyor. Calismadan da yiyebilirsin gibi bir inanc olustu bile. Bir de 22 yasina kadar babanin bakmasi ve evermesi standart gorev artik.

merlin dedi ki...

acikcasi bu haberi duydugumda biraz sasirdim. ben turkiye de yasayan insanlarin nispeten caliskan oldugunu dusunen bir insanim. (Tamam bir amerika li kadar olmalarini beklemiyorum, akdeniz toplumuyuz sonucta) Bence problemin temel nedeni yetenekli isgucu sinifindaki bireylerin turkiye de calisma hayatiyla gec tanismasi. Insanlar yurt disinda 18 inden sonra kendi borclarini alip kendi sorumluluklarini tasimaya basliyorlar. Bu da insani calisma hayatinda bir adim one goturen sorumluluk duygusunu veriyor. Insanlar genelde cocuklarinin dusuk bir ucrete calismasindansa evde oturmasini ve ev islerinde yardimci olmalarini yegliyor. Ben bu durumu elestiriyor ya da destekliyor degilim, cunku ben bu yetistirme sartindan dogan kulturu seviyorum ama ulkemin isgucune katilan nufusunun azligindan dolayi dusuk uretim yapmasi, kalitesiz hizmet vermesi benim halkimin zenginlesmesini ya da yuksek hayat standardlarini yakalamasini zorlastiriyor. Keske firsatr olsa da universitede okuyan insanlar rahat bir sekilde part time is bulabilse, ya da yazlari yabanci dil bilen butun gencler turistik sehirlerde tur rehberli ya da servis elemani olarak calissa. Ama ne bu rolleri kendilerine yedirebilirler ne de bunun icin uygun zemin var. Devlet sosyal, egitim bedava, isgucu ucuz--> sonuc dusuk uretim ya da yuksek uretimin sadece kucuk bir grubun sirtina binmesi.

siboreta dedi ki...

Bu konuda çok ironik zıtlıklar var. Ne iş olursa yaparımcılar da var ya hani.

Esas mesele kayıt dışı çalışarak kazanılan ücretin tatmini. Özellikle aile kurmamış erkekler, (ki bu haberde de söz konusu iş en azından erkeklere yönelik) sabit maaşla çalışmaktan ziyade, ya kayıt dışı çalışmayı ya da kahvede oturmayı kabul ediyor demektir.

Madalyonun diğer yüzü geyiğine de böylece istemeden girmiş oldum.

Kadir dedi ki...

11 Nisan 2008 de yazmıştım.
http://entelektuel.com/yeniden-dagitimci-devlet-ve-cobanlik/
Olayın çözeti şu, 6 ay süre ile geçici çoban aranıyor 10.000 TL verilecek. Fakat Kaymakam bey çoban bulamıyor. Neden millet tembel.
Bu çiftçiler hep devletten gelsin diyorlar. Çalışma azmi yok. Bize bir gün hafta içi tatil oldu mu çalışan kesim sevine sevine bir kalıyor. Çiftçiler kışın kış uykusu misali paso yatıyorlar. Sonrada ağlıyıp duruyorlar, domatesleri, fındıkları yola döküp ana yolları kapıyorlar.
Merlin türkiye^dekiler çalışkan demiş. Ben buna katılmıyorum.Özellikle 30 yaş üzeri insanların çok çalışkan olduklarını düşünmüyorum. Çalışan kesim, 30 yaş altı, genç diyecegimiz ve kentte ikamet eden insanlar. Tarımsal bölgelerdeki insanların çalıştıgı falan yok.

zgr dedi ki...

Ben hiç şaşırmadım.
Özel bir şirkette çalışıyorum ve gördüklerimi kısacık aktarayım. Askerliğini tamamlayarak gelmiş Meslek lisesi bir çocuğu işe aldık. İşin adı hidrolik montaj vs.. "Ailesi de çevrede bir köyde çiftçi." İlk günlerde bu işlerin Türkiye'de okulu yok iyi öğren altın bilezik dedik. Maaşı da 1,5 asgari ücretti yanılmıyorsam. 1 ay sonra yanıma geldi. Bu işi zor bulduğunu ve güvenlik görevlisi olmak istediğini söyledi. Tabii kabul etmedik. İşten ayrılırken babam bana bakar dedi ve çekti gitti. Dediği doğru babası çocuğa köyde ev yapmış, arabasını almış, evlendirmiş vss. Bu adam neden çalışmak istesin ki, zorun karşısına neden çıksın? Türkiyedeki aile sisteminin %95 i böyle çalışıyor. Türkler kendi kendilerini tembelleştiriyorlar.

Mister No dedi ki...

Vay be.Biz pederden ezile büzüle harçlık istiyoruz, adamlardaki zevke bak. Babası ona bakarmış.Ben babasının yerinde olsam kazık kadar adama bakmazdım ,kendi hobilerime harcardım parayı.

T'Pol dedi ki...

Birisi de dilencilerin sayisi ve yasam standartlari ustune arastirma yapsa fena olmaz. Bugun istisnasiz, kirmizi isikta durdugum her kavsakta cama yapisan cocuklardan vardi.

Yeni meslek genc yasta yarim duzine cocuk yapip bunlari sokaklarda dilendirmek. "Gelin su evin onunu supurun para vereyim" deseniz hicbiri gelmez.

Birkac yil evvel dedemlerin evinin bahcesindeki otlari yoldurmak icin cift yevmiye teklif ettik, adam bulamadik.

rdynk dedi ki...

ben genelde tv izlemiyorum, rasgeldi izledim bu haberi :) :( mı karar veremedim. aslında tam bir arastirma konusu master doktora yapan arkadaslar varsa onlara sesleniyorum. TR de mikro arastirmalar cok kıt, aslında cok da gerekli, bu konularda degerli calısmalar ortaya konabilir.

kaan dedi ki...

tabi ya batılılar acayip çalışkan.çok çalışarak zengin oldular zaten.sömürü, emperyalizm filan bunlar da yalan.en büyük batılı beyaz adam!

Unknown dedi ki...

Ikdisat derslerinde klasik bir hikaye anlatilir , Amerikalilar yerlilerden agaclardan sakiz toplamalarini istemisler ve 1 kova sakiz getirene 5 $ vereceklerini soylemisler akabinde yerliler gidip adam basi 1 kova getirip gunun yarisinda islerini bitirip paralarini alip eve donmusler . Amerikalilar sasirmis neden daha fazla getiren yok deyip 1 kovanin fiyatini 10 $ a cikartmislar , ertesi gun yerliler adam basi yarim kova getirmis ve eve daha erken donmusler .

Bizim insanimizin ucuk kacik para harcama ihtiyaci olmadigindan karni doyup ustu basi temiz evde yatabiliyorsa , ve birde borcu yoksa hikayedeki yerlilerden farki yok aslinda.

Omer Hayyam dedi ki...

Ben Türkiyelilerin çoğunluğunun tembel olduğunu düşünmüyorum (her insan daha az veya zahmetsiz çalışarak daha çok kazanmayı arzular). Ancak bozuk ve istikrarsız düzen içinde insanlar yaşamlarına yön vermeye çalışıyor; zaten tesadüfen yaşıyoruz ülkede.

Öncelikle diğer bir blog'dan bağlantı vereyim:
http://ekonomiofisi.blogspot.com/2009/11/12-yasndaki-bir-mendilciden-hayat.html

1) O geçici görevde SSK yani sosyal güvence yoktu.
2) Batı (özelinde Amerikan) sisteminde insanlar 18 yaş sonrasında kendi yağlarında kavruluyorlar; ancak
a. Lise sonrası eğitim devlet tarafından ucuz, uzun vadeli kredilerle destekleniyor kişinin maddi durumuna çok bakılmaksızın. Türkiye'de bir bankaya anne-babanizin kefil olmayacağını söyleyerek öğrenim kredisi için başvurun; Koç, Sabancı, Bilkent vb. bir üniversitedeki program için puanınızın yeterli olduğunu belirterek 4 senelik eğitim için 100 bin $ kredi talep edin ve sonucu görün.
b) 18 yaşındasınız, hayatınızı kuracaksınız. Bir mortgage (ipotekli ev) kredisine başvurabiliyor muyuz? Yahu, bırak morgıçı 'Bekara Kiralık Ev' veren ev sahibi bulabiliyor musun?
c) Bizim ülkemizde bırakın part-time işi full-time garsonluğu bile kolay bulamayabilirsiniz.
d) Türkiye'de ne eğitimi aldığınız, neyi becerebildiğiniz vs. değil REFERANSınız kimin nesi olduğunuz ciddi derecede önemlidir.

3) Ben Türkiye'nin en seçme devlet okullarını bitirdim. Lisans yetmedi; Amerika'dan doktoralı hocalarımla yüksek lisans çalışması (ve başarımdan dolayı hasbelkader asistanlık da) yaptım. Okuduğum okulların hep ilk %25inde notlarla mezun oldum. İş hayatımda da emeğimi koymaktan kaçınmadım. vs.vs. Torpillilerle uğraşmaktan yoruldum. (Ben fakülte tercihimi yaparken de torpillilerin olacağını; ancak çok çalışarak da bir yerlere gelinebileceğini düşünüyordum, yanılmışım.)

4) Bir arkadaş 30 yaş ayrımı yapmış. O arkadaşa sorum şu: Beyaz yakalı olarak görev yapabileceği bir mesleğin eğitimini fakültede ve fakülte sonrası aldıktan ve çalıştıktan sonra "küresel finans krizi", "kitap attı" krizi vb. nedenlerle 30 yaşından sonra işinden çıkartılan hiç tanıdığın yok değil mi? Haa, madem işveren genç ve ucuz köleleri çalıştırmak istiyor; sen de çok bilgili vs.sin "gir devlete"
diyeceksin. KPSS'de 90lı puanları bile alsan adamlar yaş sınırı koyarak seni kurumun açacağı yazılı/sözlü sınava dahi almıyorlar. Aaa, Amerika ve Avrupa'da sadece din, dil, irk değil cinsiyet ve YAŞ ayrımı da kanunen yasaktı, değil mi? (Equal Oppotunity Employer, en azından kanuna göre!) Biz de o ayrımı en başta devlet yapıyor!!!

Benim torpili, sermayesi ve aileden ticari/sınai tecrübesi olmayan genç arkadaşlara önerim şudur: Torpille önünüze geçilemeyecek, paranızın/hakkınızın gasp edilemeyeceği bir işte çalışın (futbolculuk, klarnetçilik, cerrahlık, aşçılık vb.) veya düşük sermaye ile kendi hesabınıza çalışabileceğiniz emlak komisyonculuğu vb. bir iş yapın. Yok, ben illa bilim, fen, mühendislikle ilgili bir iş yapacağım diyorsanız bilimin ve/ya üretimin olduğu bir diyara göçmeniz hayrınıza olur.