Siyasi Karikatürler: Bi Kereden Bisey Olmaz

Arsivlerimize bakarsaniz Yilmaz Ozdil elestirdigimiz yazarlarin basinda gelir. Ama bu sefer siyasi karikatürler sinifina girecek kalitede bir yazisini begendim. Tek kotu tarafi "acaba bana biseyler mi oluyor, Yilmaz Ozdil'in yazisini begendiysem bir problem vardir" diye de icim icimi kemiriyor.

Neyse karari siz verin. Hikayesi soyle:

Ormanın birinde...

Aslanlar toplanmış.

"Yahu" demişler, "Hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader... Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak, fazla büyük... Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor; e balık yakalayacak halimiz de yok... N’aapsak?"

Bir tanesi "En iyisi, öküzlere saldıralım" demiş, "iri yarı görünüyorlar ama, ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam dişimize göre!"

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış; öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer... Organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.

Aslanlar aç bilaç.

N’aapsak, n’aapsak?

"Tilkiye danışalım" demişler.

Tilki "kolay" demiş, "beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim..."

Kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, "saygıdeğer öküzler" demiş, "aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar... Ama şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o... Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın!"

Öküz heyeti düşünmüş taşınmış, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığıyla, verivemişler sarı öküzü...

Aslanlar da afiyetle yemiş.

Bir gün, iki gün...

Tilki gene gelmiş.

"Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş ve eklemiş: "Ama şu benekli öküz var ya, benekli öküz, o burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş, canları çekiyor, verin, kurtulun!"

Öküz heyeti düşünmüş, "otlağın selameti için" teslim etmiş benekli öküzü.

Üç gün, dört gün...

Tilki gene gelmiş.

Kuyruğu uzun olanı...

Burnu beyaz olanı...

Tombul olanı...

Tek tek alıp, gitmiş.

Otlak seyrelmiş.

Aslanlar semirmiş.

Bir gün... Tilki gelmemiş!

Gerek kalmamış çünkü.

Direkt aslan gelmiş.

"Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, adamı hasta etmeyin" demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, "keşke sarı öküzü vermeseydik" demiş ama, iş işten geçmiş.

*

İşte böyle çocuklar...

Öküzlük böyle bir şey.

4 Yorum Var.:

şekerim dedi ki...

Hay Allah..!
Başlığı okur okumaz,nedense aklıma ilk önce anayasa geldi.
-...?

Ya..öküzlerle değil de;tilkilerle ilgili hikayelere daha bi ayrı ilgim var..

Yine bi tilki kardeşe sormuşlar;
-Tavuk yermisin ? O da cevap vermiş..
-Gülesim geliyor..

kurmay dedi ki...

Hikaye güzel ve anlamlı aslında da, mevzu üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmanın, Türkiye'yi şeriat devletine götürecek bir adım olduğunu savunmak olunca tipik Baykalcı yaklaşımdan bir farkı kalmıyor, bu durum üzerine anlatıldığında... Korku imparatorluğu yaratıp, yasaklara sarılmak... yeterki mevzilerimiz kaybolmasın... Eminim ki Sn. Özdil Telekom'un ihalesi olduğu günlerde bu hikayeyi biliyor ya da hatırlamış olsaydı, aynen kullanmakta hiçbir beis görmezdi... O zaman da hoşunuza gidermiydi acaba...

tersaci dedi ki...

Bence Yılmaz Özdil hala öküz. Öküz olduğu için de herkesi öküz, tilki ya da aslan şeklinde görüyor.

When the only tool you have is a hammer, everything looks like a nail.

Blog Sahibi dedi ki...

Yorumlar icin sagolun. Yilmaz Ozdil'le aramdaki farki farkettim. Benim karsi cikma nedenim AKP'nin secmeli ozgurluk gerceklestirmeye calismasi, yani kendi felsefesine uyan konularda ozgurluk yapmasi, kendi felsefesine uymayan konularda ozgurlukleri kisitlamasi. Ayni mentaliteye Yilmaz Ozdil de sahip. Tek farki AKP ile zit kutuplarda olmalari.

Ote yandan demokrasi cogunlugun istisnasiz azinliga hukmettigi bir rejim degil. Demokrasinin temel prensipleri (ozgurlukler gibi) toplumun %99'u istese bile kisitlanamamali.