Üç karpuz parası zam

Dünkü gazetelerden birinde ilginç bir haber vardı. Bağımsız Büro-Sen üyesi memurlar, hükümetin maaşlara teklif ettiği yüzde 2'lik zam tutarı kadar ödeme yaparak aldıkları üç karpuzu Kızılay'da vatandaşlara ikram etmişler. Sendikacılarımız nedense böyle gösterileri çok seviyorlar. Fakat son yıllarda alınan maaş zamlarından mennuniyetsizlik sadece memurlara özgü değil. Yıllarca altı ayda bir yüzde 30-40 zam almaya alışmış herkes son yıllarda aldıkları tek haneli zamlara burun kıvırıyor. Memurlar ve kamu işçileri yine bir yolunu bulup siyasetçileri kafakola alarak seyyanen zamlarla falan durumu kurtarıyor. Özel sektör çalışanları ise burunlarını kıvırdıklarıyla kalıyor.

Maalesef halkımızın emekçi kısmı için kötü bir haberim var. Burun kıvırdıkları bu durum geçici değil kalıcı. Yani enflasyonu bir kez daha patlatıp eski düzeylerine çıkarmazsak demek istiyorum. Enflasyonu yeniden o mutlu mesut yaşadığımız 1990'lı yıllardaki düzeylerine çıkarabilirsek, yüzde 30-40'lık zamlara da geri dönebiliriz tabii. Fakat ben en azından görünür gelecekte o güzel günlere geri dönebileceğimizi pek sanmıyorum.

Neden böyledir derseniz, enflasyon tek haneli iken hiçbir şirket çalışanların tümüne birden altı ayda bir yüzde 30-40 zam yapamaz. Yapar ise de ikinci yılını göremeden topu atar. O zaman aldığınız zammı daha afiyetle yeme fırsatı bulamadan kendinizi kapı önünde bulursunuz.

Eee, peki yeni dönemde gelirimizi nasıl artıracağız derseniz iki yolu var. Birincisi, çok çalışıp bulunduğunuz şirket içinde yükselmeye çalışacaksınız. Yükseldikçe maaşınız da artacak. Haa, alt kadrolardaki çalışanlarını terfi ettirdiği halde zam mam yapmaya yanaşmayan şirketler de yok değildir ha. Çoğu kişi böyle bir durumda en azından rütbem yükseldi diye sesini çıkarmaz. Siz öyle yapmayın. Çünkü terfi etmek demek sorumluluğunuzun da artması demektir. Eee, daha fazla sorumluluk yükleneceksek daha fazla para istemek de hakkımız değil mi? Ne kadar ekmek o kadar köfte... Maaşınız artmayacaksa terfi teklifini bazı bahaneler üretip kibarca geri çevirmeye çalışın. Baktınız olmadı mecburen kabul edeceksiniz tabii. O zaman çareyi ikinci yöntemde aramaya çalışacaksınız.

Yeni dönemde gelirinizi artırmanın ikinci yolu işinizi değiştirmek yani başka bir şirkete transfer olmak olacak. Hele iş hayatına yeni atılmışsanız ilk çalıştığınız şirket ile fazla gönül bağı kurmamaya çok dikkat edin. Çünkü ilk girdiğiniz işe muhtemelen tecrübesiz eleman kontenjanından girmişsinizdir. Tecrübesiz eleman olarak ise ücretiniz genelde asgari ücretliden biraz hallice olur o kadar. Hiç kimse de 1-2 yıl sonra sizi çağırıp "Artık tecrübe kazandın, al sana yüzde 50 zam" demez. Çünkü dışarıda daha düşük ücretle yerinizi almaya hazır bir sürü kişi vardır. Fakat piyasada tecrübeli bir elemana daha yüksek ücret ödemeye hazır şirketler de her zaman bulunur. O zaman yapacağınız iş 1-2 yıl dişinizi sıkıp işi biraz öğrendikten ve de CV'nize de tecrübeli eleman yazdırdıktan sonra gözünüzü dışarı dikmektir. İsterseniz her zam döneminde müdürünüzün kapısını aşındırıp ücretinizi gıdım gıdım artırmaya da çalışabilirsiniz tabii. Fakat hiçbir müdürün genel zam oranının üzerine çok fazla çıkmaya yetkisi olmadığından ve de herkes o yetkiyi kendi lehine kullanmasını beklediğinden bu boşa kürek çekmek olur. Yalnız şirkette çok özel bir iş yapan ve vazgeçilmez eleman haline gelenler bu dediklerimin dışındadır, onu da belirteyim. Tabii onların da bu güçlerini iyi pazarlık konusu yapmayı bilmeleri şart.

Nasıl, zor geldi değil mi? Eee, normal ülkelerde işler böyle yürüyor. Ne güzel eskiden oturduğumuz yerde altı ayda bir yüzde 30-40 zammı alıyorduk. O zamarlar onu da beğenmiyorduk ha, onu da söyleyeyim. Yine de fiyatlar bizim zamma yetişene kadar 2-3 ay kendimizi biraz zenginleşmiş hissediyorduk. Ne güzel günlerdi be!..

Bu arada hükümetin memurlara yüzde 2 zam teklif ederek işi biraz abarttığını söyleyip olası tepkileri de hemen önleyeyim. Fakat muhtemelen bunu bir pazarlık marjı kazanmak için yapmışlardır. Sonunda yine bir seyyanen zam icat edip anlaşırlar merak etmeyin. Nasıl olsa hükümet zammı kendi cebinden değil bizim (vergi mükellefleri) cebimizden veriyor. Ha, bu şekilde yine bütçenin altı çıkmaya başlamış ne gam. Sonunda yine iğneden ipliğe herşeye vergi koyup dengelerler nasıl olsa. Biz üç karpuz parası zam alıyorlar diye acıdıkça memur öyle ya da böyle bizim kesemizden parayı götürmeyi becerir. Kardeşim, madem zammı beğenmiyorsun git başka iş yap. Sana silah zoruyla memurluk yaptıran mı var?

2 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

yine de memur olmak için kuyruk var

arz-talep böyleyse maaş düzeyinden şikayet normal mi?

haluk dedi ki...

Erdoğan baba ne güzel söylemiş. İstemiyorsan çalışma kardeşim dışarda senin yerinde olmak isteyen milyonlarca insan var. Devlet memurlarının sokakta gezen insanlar bir farkı olsa kalifiye bir özelliği olsa anlayacağım.