Güngör Uras olayı

Güngör Uras, bugünkü yazısında yine en iyi bildiği şeyi yapmış. Okuyucusuna bilgi verir ayağına yatarak bir hikayenin sadece yarısını anlatıp usul usul uygulanan ekonomi politikalarına saldırmış. Merkez bankalarının uyguladıkları faiz oranları hakkında bilgi verir ayağına yattığı yazısında özetle şunu söylemek istiyor: Dünyada faiz oranları düşükken bizim Merkez Bankası faizi çok yüksek tutuyor. Bu nedenle bankalarımız yurtdışından düşük faizle borçlanıp Merkez Bankası'na yüksek faizle borç verip köşeyi dönüyor. Bunu gören yabancılar da bizim bankalarımızı alıp duruyor.

Bu yazıya teknik açıdan birçok cevap verilebilir. Örneğin "Bu analizde kur riskini nereye koydunuz Güngör Bey" diye bir soru sorulabilir. Fakat bunu yapmayacağım. Çünkü bu tür adamların kötü niyet ve/veya bilgisizlikten kaynaklanan bu tür analizlerini düzeltmeye uğraşmaktan artık bıktım. (Düşünüyorum, acaba böyle iğneyle kuyu kazmaya çalışmak yerine ciddiye almadığımız yazarlar ile değer verdiğimiz yazarların bir listesini versek ve sadece değer verdiğimiz yazarların yazılarını mı mercek altına alsak? Ne dersin Ekonomix?) Türkiye'de faiz oranının ABD'dekinden yüksek olmasının nedeninin bizde enflasyonun da ABD'dekinden yüksek olması olduğu o kadar açık ki. Enflasyon oranları arasındaki fark kapanmadan bizim faizin ABD'deki faize yaklaşmasının mümkün olmadığı, bunun zorlanması halinde 2001 türü bir kriz daha yaşayacagımız da aynı derecede açık. Profesör ünvanını taşıyan Güngör Uras bunu bilmez mi? Bilmiyorsa yuh olsun. Biliyorsa da, hikayenin bu kısmını anlatmayarak ortalama gazete okuyucusunu kandırıp Merkez Bankası'na ve de uygulanan ekonomi politikalarına güvensizlik yaratmakla neyi amaçladığını bize bir anlatsın.

Güngör Uras'ın yazılarını neredeyse 15 senedir takip ederim. Başlarda, artık benim o dönemdeki ekonomi bilgimin yetersizliğinden mi yoksa onun daha düzgün yazılar yazdığından mı bilmem, kendisine karşı bir tepkim yoktu. Fakat son yıllarda Uras'ın yazılarını, o günkü ruh halime göre, bazen gülerek bazen de kızarak okuyorum. Neşeli bir günümdeysem yazdığı saçmalıklara gülüp geçiyorum. Ne olacak bu memleketin hali diye düşünceye daldığım günlerde ise bu saçmalıklarla ne kadar çok insanı yanlış yönelttiğini düşünüp küplere biniyorum. Çünkü Güngör Uras çok okunan bir yazar ve sıradan okuyucu üzerinde de önemli bir etkiye sahip.

Beni bu duygulara sevk eden Güngör Uras'ın iktisattan az buçuk anlayan diğer insanlar üzerindeki etkisini ise merak edip duruyordum. Geçen hafta NTV'de yayınlanan bir programda bu merakımı biraz giderdim. Söz konusu programda global piyasalardaki dalgalanmanın Türkiye'ye etkisi tartışılıyordu. Konuklar arasında Güngör Uras da vardı. Güngör Uras, bir yerde, lafı nasıl o noktaya getirdiyse getirdi, "Türkiye üretmiyor, dış borç alıp ithalat yapıyor ve onu yiyor" diye, o bildiğimiz argümanları ile, atıp tutmaya başladı. Neyse ki konuklar arasında bulunan Mahfi Eğilmez kendisine itiraz edip biraz frene basmasını sağladı. (Zaman zaman bazı yazılarını eleştirsek de Mahfi Eğilmez ekonomiyi Güngör Uras'tan çok daha iyi bilen birisidir) Bu arada çoğunluğu genç olan diğer konukların ise Güngör Uras'ı "Delidir ne yapsa yeridir" ya da "Yaşça büyügümüzdür, bulaşmayalım" edasıyla dinlediğini fark ettim. Zaten daha sonra tartışmanın ilerleyen bölümlerinde onlardan bazıları da, Mahfi Eğilmez'den cesaret aldıklarından olsa gerek, Güngör Uras'ın sözlerine katılmadıklarını belirttiler. Diyeceğim o ki, az buçuk iktisat (Iktisat nedir) bilgisine sahip olanların çoğu da Güngör Uras'a artık benim gibi bakıyor galiba.

Bakalım yazdığı gazetelerin yöneticileri bunu ne zaman fark edip Güngör Uras'ın ekonomi bilgisi kıt vatandaşları zehirlemesine engel olacak? Aslında gazetelerimizin mevcut yayın politikasıyla Güngör Uras'ın yaptıkları birbiriyle epey örtüştüğü için bu konuda bir umudum yok ama yine de bir sorayım dedim.

6 Yorum Var.:

Keşiş dedi ki...

Sayın Ekodok,

Türkiye'nin Amerikadan fazla olan "ülke riski" enflasyonun içine dahil midir, yoksa enflasyon düşse de ülke riski faizleri yüksek tutar mı?

ekodok dedi ki...

Sayın Keşiş,

Ben yazıda işin analiz kısmına girmeden sadece Güngör Uras olayını anlatmaya çalıştım. Türkiye'de faizlerin ABD'den yüksek olmasında enflasyon yanında risk priminin de payı var tabii. Evet, Türkiye'nin riski ABD'ninkinden yüksek. İktisatta ülke riskini enflasyonun içine dahil eden bir yaklaşım var mı bilmiyorum doğrusu. Risk primi, nominal faizden enflasyon düşülerek bulunan reel faizin içinde yer alır. Reel faizin ne kadarının normal reel faizden ne kadarının risk priminden kaynaklandığını tespit etmek de pek kolay değildir. Risk primi çok çeşitli faktörlerden kaynaklanır. Bu faktörlerden birisi de bizatihi enflasyonun yüksek ve de istikrarsız olmasıdır. Enflasyonumuz birgün ABD'nin enflasyonu düzeyine düşer ve de orada istikrar kazanırsa risk priminin yüksek ve istikrarsız enflasyondan kaynaklanan bölümü ortadan kalkar. Yani o zaman risk primi şimdiki kadar yüksek olmaz. Fakat risk priminin diğer faktörlerden (siyasi gerginlikler, kötü bir coğrafyada olmamız vb) kaynaklanan bölümü ortada durdukça bizim ülke riskimiz hep ABD'ninkinden yüksek olacak. O nedenle de, en azından orta vadede, enflasyon oranları eşitlense bile Türkiye'de faizin hep ABD'dekinden yüksek olmasını beklemek lazım.

Alper Akalın dedi ki...

Merhabalar;

Güngör Uras'ın makro analilzerinin tek tarflı olduğunu biliyorum. Ama kendisinin uzmanı olduğu tek konu ise fındık bence, o konuda baya iyi yazıyor...

Enflasyon ve faize de gelince; bu kadar yüksek reel faize sahip olmamız salt amerika ile anflasyon karşılaştırılması ile açıklanmayacak kadar net. Her ne kadar güngör bey bazı yerlerde taraflı da olsa, benzer risklere sahip olan ülkeler de dahil, hiç bir ülke bu kadaryüksek reel faiz ödüyormudur, bunun da incelenmesi gerekir...

Ergun / ADANA dedi ki...

Ergun / ADANA
Aşağıda hemen program sonrası deniz Gökçe'ye yazdığım mail var, değerlendirmeniz ricası ile....

-----------------------------------
Merhaba Hocam, yine ben....
Bende o akşamki TV programında, sizin kulağınızı çok çınlattım, şimdi orda olmalıydı Deniz Hocam diye, mesaj attım "Deniz hocam niye yok, kesinlikle orda olmalıydı " diye ama yayınlanmadı....
Aman hocam boş bırakmayın kafası örümceklenmiş adamlara piyasayı, Bir ara Mahfi hoca ile Ayşe Teyzem tartışacak gibi oldular, sonra sunucu durdurdu, ama aslında tam tersi zıt fikirleri tartıştırmak lazım, yoksa çıkıpta herkes "körler sağırlar birbirini oyalar" hesabı yaparlarsa neye yarar...
Değilmi?
Saygılar hocam...
Ufak bir değerlendirme rica etsem.....
-----------------------------------

T'Pol dedi ki...

27 Agustostan beri sitede tek yeni yazi yok. Oysa yeni bir suru ekeonomiyle ilgili konu var. Mehmet Simsek mesela. Yazarlarimiz ve yoneticimiz uyuyor mu? Izocaaaam! Yasi musait olanlar izocam reklamini hatirlayacaklardir. Kucukken deli gibi o reklamanin oynamasini beklerdim. Simdide blog sitemizde yeni yazi bekliyorum ayni sekilde...

Gime dedi ki...

İçinde bulunduğumuz global ekonomik kriz Güngör Uras Milliyet'deki 1 Ocak 2009 tarihli yazısında birçok yazarın aksine çok olumlu bir tablo ortaya atmış.

Bu konuda ne düşünüyorsunuz?