Bugday Piyasasinin Bize Ogrettikleri

Gecen sene Ekim ayinda bugday piyasasi hakkinda bir yazi yazmistim. Yazinin ana fikri su idi. Gecen sene dunyanin cesitli bolgelerinde ortaya cikan anormal kurakliktan dolayi rekolte buyuk oranda dusmus ve bugday fiyatlari 2006 senesi icerisinde %57 artis gostererek son 1o yilin en yuksek seviyesine yukselmisti. Ben de bu durumu firsat bilerek baslari her dara dustugunde devlete siginan bugday ureticileriyle "bu sene de fiyatlar yukari cikti, hesapladigimizdan %60 daha fazla satis rakamina ulastik. Biz bu parayi devlete vermek istiyoruz" turunden bir ifade kullanarak dalga gecmis idim.

Tabii ki bugday ureticileri boyle bir ifade kullanmamislardi. Isler beklendiginden iyi gittigi zaman kimse gelip de devlete ekstra para vermiyor. Isler ters gittigi zaman (daha dogrusu ters gitme olasiligi ufukta belirdigi zaman) aglamalar sizlanmalar basliyor. Mesela bugunku Hurriyet'te TZOB Baskani su aciklamayi yapmis:

" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık ve aşırı sıcaklar nedeniyle buğday rekoltesinin yüzde 10-15 oranında düşmesini beklediklerini, pamuk, mısır, ayçiçeği, tütün, narenciye, incir, fındık, domates ve karpuz gibi pek çok ürünün de olumsuz etkilenmekte olduğunu açıkladı."

Bir bakima secimden once hukumete populist politika icin orta yapilmis, hukumette bu ortaya 1 milyar YTL'yi asan populist politika ile cevap vermis oldu. Arada vergi veren vadandasin cani ciksin, onemli degil. Bir Allahin kulu cikip da yahu bugdayin rekoltesi %15 dusse ne yazar, 2006 basindan beri bugday fiyatlari ikiye katlandi demiyor!

Ben de demeyecegim. Bu yazinin amaci gecen sene yazdigim yaziya bakarak ogrendiklerimin bir muhabesesini yapmak. Gecen sene bugday fiyatlari yukseldigi zaman ben okudugum kaynaktan da etkilenerek bunu kurakliga baglamistim. Isin asli o degil aslinda. Bunu gec de olsa farkettim. O yuzden de bir suru karli yatirim potansiyelini goremedim.

Isin asli su. Amerika'da bir ethanol cilginligidir almis basini gidiyor. Adamlar misirdan araba yakiti yapmak gibi bir cilginliga giristiler. Ekonomiden anlayanlar fiyatlarin statik (sabit) olmadigini bilir, hersey birbirine domino taslari gibi baglantilidir. O yuzden de iyi bir yatirimci olabilmek icin olaylari iyi okuyabilmek gereklidir (demek ki benim daha yiyecegim cok firin ekmek var). Misira olan talep birdenbire patladigi zaman, bu misir fiyatlarini ziplatti. Boylece bazi tuketiciler misir yerine bugday, arpa gibi urunleri tuketmeye basladilar. Ote yandan, ciftciler soya fayulsesi veye bugday ureteceklerine misir uretimine gectiler. Boylece misirda meydana gelen talep patlamasi diger urunlere olan talebi de arttirdi ve diger urunlerin arzini azaltti. Bu durumdan cogu tarim urunu olumlu (fiyatlari yukari gitti) etkilendi. Ayrica eskiden ekim yapilmayan bir suru yeni arazi de uretime acildi. Boylece de tarim makinasi ureticileri, gubre ureticisi, tohumcular, vs. de cok para kazandi. Bu sirketlerin fiyati cok artti. Bunlari onceden gorebilmek gerekirdi. Ben nedense bu analizi yapamadim. O zamanlar vaktimi "cari acik cok yuksek, kriz cikacak, dolara saldirin" diyen gerizekalilara cevap yetistirmeye harciyordum, neticede ben de gerizekali gibi gozumun onundeki bu yatirim firsatlarini kacirdim.

Bir daha boyle bir sey olmasini engellemek icin ne yapmam lazim acaba?

Not: Gecen sene yazdigim yazinin sonunda tum Turk vatandaslarina bugday uretimi isine girmelerini onermistim. Girselerdi devletin savurdugu 1 milyar YTL'lik "kuraklik" yardimindan paylarini alirlardi. Bizi kac tane ciftci okuyor, o ayri mesele tabii :-)

0 Yorum Var.: