Saf ve Bakir Turk Halki Neden Saf ve Bakir Davranmiyor?

Malumunuz, bizim kose yazarlarimizin gozunde Turk yatirimcisi saf ve bakirdir. O yuzden alcak yabancilar tarafindan soyulup durur. Yoneticilerimizin hepsi yabancilarin kontrolunde birer memurdur; gaflet, delalet, hatta hiyanet icindedir. Zaten gariban halkimiz, iyi at surup kilic kullansa da paradan pek anlamaz. Her gun faiz, borsa, dolar derken lokmasi elinden alinmaktadir.

O yuzden bu koyun surusu (pardon saf ve bakir) halkin nasil olup da asagidaki grafiklerde de goreceginiz sekilde dolar yukselirken panige kapilmayip dolar sattigini, dolar dususe gectiginde doviz stoklarini doldurup bekleyise gectigini, kisaca dolari dusuk kurdan alip yuksek kurdan satmayi becerdigini anlamis degilim.

Yatırım Fonları Nedir?   Altın Fonu Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Ilk sekilde, toplam doviz hesaplarindaki degismenin dolar kurundaki degisim ile olan iliskisi var (ikisi de 3 aylik hareketli ortalama). 2004 baharinda dunya borsalari karismis, dolar %20 cikmis, Turk yatirimcisi merak etmeyin demis, 3 milyar doviz satmis. Yil sonuna dogru dolar %10 inmis, 6 milyar dolar satin almis. 2005 baharinda dolar %7 cikmis, 3 milyar dolar satmis, yil ortasinda dolar dususe gecmis 4 milar dolar almis. 2006 baharinda piyasalar panik icinde dolar %25 cikmis, bizi millet gayet sakin 3 milyar dolar satmis. Yaza dogru piyasalar sakinlesmis, dolar %10 inmis, halkimiz 8 milyar dolar almis, bekleyise gecmis.

Ikinci sekilde sadece gercek kisilerin doviz mevduat hesabi dikkate alindi (tuzel kisiler, yani sirketler baska sebeplerde de doviz alip satabilir). Iliski ayni sekilde.

Son sekilde ise aylik dolar degisimi ile aylik doviz mevduat degisimi (gercek kisiler) karsilastirilmis. Aradaki korelasyon 0.60 gibi inanilmaz bir rakam. Dolarda aylik %10luk artis insanlarin 1 milyar dolar satmasina yol aciyormus.

Elbette rakamlar baska sekilde de yorumlanabilir, ama benim aklima gelmiyor. Halkimiz safligini kayip mi ediyor acaba?



18 Yorum Var.:

e-recep dedi ki...

Elbette rakamlar baska sekilde de yorumlanabilir, ama benim aklima gelmiyor. Halkimiz safligini kayip mi ediyor acaba?

Vallahi bilemem ama Deniz Gökçe'nin Ekodiyalog'tan mesai arkadaşı Asaf Savaş Akat "Artık döviz almaya başlayın" diyor.

"Gözlemlerim neler? İnsanları daha karamsar buldum. Bugünkü konjonktürün
sürdürülebilirliği konusundaki tereddütler artmış. Olumsuz beklentiler
yaygınlaşmış. Ekonomide bir kopma ya da kırılma korkusu güçlenmiş."

"Velhasıl, kısa dönemde dövizin tasarrufçu için ilginç olmaya başladığını
düşünüyorum. Portföyüme döviz enstrümanlar koymaya kendimi hazırlıyorum."


Asaf Hoca'nın yazısı için tıklayın.

Blog Sahibi dedi ki...

Bu analiz ozurlu adam cari acik sonsuza kadar surdurulur diyorsa kesin yanlistir, demek ki kriz cikacaaaaaak!!!!

Adsız dedi ki...

Ekonomix Bey,

Siz bloglarınızda hakaret görünce tepki veriyor, ya siliyor, ya da uyarıda bulunuyorsunuz. Ama görüyorum ki Ege Cansen'e özürlü diyerek hakaret etmekte beis görmüyorsunuz. "Burası benim blog'um, dilediğimi yaparım" mı demek istiyorsunuz?

Mesela birisi de Deniz Gökçe için "banka patronlarından para yiyor onun için bile bile kamuoyuna ve resmi iktisatçılara yalan söylüyor" dese buna müsaade eder misiniz?

Sevgiler,
Nilufer

Blog Sahibi dedi ki...

Recep Bey, pardon Nilufer Hanim, Ege Cansen'e ozurlu demiyorum, analiz ozurlu diyorum arada fark var.

Islami yazarlardan (sair de olabilir) bir tanesini zamaninda mahkemeye cikarmislar, adini hatirlamiyorum Kisakurek olabilir, soyle bir ifade de bulunmus:"Hakim Bey, kanunlar izin verseydi size gerizekali derdim ama maalesef kanunlar buna musaade etmiyor" demis. Siz de ayni yontemi kullaniyorsunuz bakiyorum.

Deniz Gokce icin soyledikleriniz bizi baglamaz, daha once de yazarlarimizdan bir tanesinin Deniz Gokce oldugu konusunda tahminlerde bulunmustunuz (3 Ekim 2006: e-recep :"Barış Bey, sizi TV'de yayınlanan bir ekonomi programını sunuyor musunuz? Gözlük kullanıyor musunuz? Sakalınız da var mı? :))

Adam tonla para kazaniyor, benim "sifir" YTL odedigim blogumda gunde 30 kisiye seslenmek icin neden gelip yazmayi istesin, adam topluma hem TV'den hem basindan ulasiyor zaten. Biraz kafanizi kullanin Allah askina. Allahtan Friedman oldu de kimse cikip bana "Ekonomix rumuzuyla Milton Friedman sizin blogda yaziyormus" demeyecek diye rahatladim biraz.

tugrul dedi ki...

Nilufer Hanim,

"Mesela birisi de Deniz Gökçe için "banka patronlarından para yiyor onun için bile bile kamuoyuna ve resmi iktisatçılara yalan söylüyor" dese buna müsaade eder misiniz?

Cok haklisiniz. Burada basta Deniz Gokce olmak uzere hicbir Ekonomi Turk yazarina hakaret eden bir yorum bulamazsiniz. Hepsi sansurlenir. Isterseniz "comment" denen linkleri bir tiklayin. Bakalim ne goreceksiniz?

tugrul dedi ki...

Bak su ise. Ekonomix'in aslinda Deniz Gokce oldugunu ifsa ettim!!! Kusura bakma Deniz, pardon Ekonomix.

Blog Sahibi dedi ki...

Tugrul, Ya Nilufer66 diye birisi yok ya da recep. Kayitlara baktim, ikisi de ayni IP numarasina sahip:
85.106.137.55

Istanbul'dan baglanip, Turk Telekom ADSL ve Firefox 1.5.0 kullaniyorlar. Recep Bey en son cookieleri temizlediginden beri 104 sefer sitemizi ziyaret etmis (senden daha fazla maalesef).

Bu bilgilere nereden mi ulasiyorum? Komplo teorileri uretmeye baslayin. Bir ipucu vereyim, ben aslinda uzayliyim, Mustafa Topaloglu'nun kayincosu olurum. Gerisini siz bulun.

e-recep dedi ki...

Kemal Bey,

Zamanlama konusunda yanılan sadece Ege Bey değil, The Economist country reports'da 2004'te bir finansal erime bekliyordu. Ama olmadı. Neden olmadı çünkü

1-AKP, IMF'nin verdiği reçetelere, halkın fakirleşmesi pahasına sadık kaldı. Belki kamuoyu ile paylaşmadıkları emelleri var, belki de işten anlamıyorlar. Ali Babacan hep aynı şeyleri tekrarladığı için anlamak zor.

2-2003 başında dünyada korkunç bir global likidite fazlası belirdi. Bu çılgın akım hala devam ediyor ve ne zaman biteceği de belli değil. Ben biliyorum diyenin alnını karışlarım. Bu akım dur durak bilmiyor. Bazı ekonomistler bunu 'dolardan' veya 'nakitten' kaçış' olarak görüyorlar. Bu akım zayıfladığı veya tersine döndüğünde Ege Bey ve The Economist'in tahminleri de gerçek olacak. Bence prensipte bir hatası yok.

Adsız dedi ki...

benim bir saatim var. hep 12'yi gosterir. pili bitmis, n'apalim. 12 saat boyunca benimle alay ederler, saatin yanlis diye. ama saat 12 olunca karsilarina cikip bakin derim, ben hakliydim en bastan beri. nasil da dedigim cikti?

Adsız dedi ki...

sen o saati bana ver, ben sana bir yepyeni bir rolex vereyim, 24 ay taksitle yılda %20 net dolar faizi ile geri odersin, odeyemezsen hem saati alirim, hem de donunu.

e-recep dedi ki...

Dolar bazında gelir birşey ifade etmiyor. The Economist'in BigMac index'i gibi bir saçmalık.

Reel ücretler ilerliyor mu, geriliyor mu? Bana onu anlatın.

Ayrıca şu "yıl seçme" huyunuza hastayım. Tuğrul Bey'in kulakları çınlasın.

e-recep dedi ki...

Tekrar edeyim. Galiba kendimi ifade edemedim.

"Reel ücretler" artıyor mu, yoksa geriliyor mu?

Tuğrul Bey gibi Washington'dan Türkiye'yi kurtaran bir arkadaşın her verisi var da bu verisi mi yok?

e-recep dedi ki...

Hahahaha, yine işlerine gelen tarihleri seçiyorlar.

'Koçum', IMF Türkiye'ye 2001'de değil, 1999'da girdi ve abuk programını dayatmaya başladı. Bak da gözün rakam görsün :

1999Q1 112.00000
1999Q2 110.20000
1999Q3 115.40000
1999Q4 106.10000
2000Q1 111.60000
2000Q2 109.40000
2000Q3 113.20000
2000Q4 111.10000
2001Q1 107.00000
2001Q2 93.40000
2001Q3 95.30000
2001Q4 88.30000
2002Q1 90.00000
2002Q2 89.50000
2002Q3 92.70000
2002Q4 87.90000
2003Q1 89.20000
2003Q2 84.80000
2003Q3 89.20000
2003Q4 90.00000
2004Q1 89.40000
2004Q2 89.10000
2004Q3 92.20000
2004Q4 91.40000
2005Q1 92.30000
2005Q2 91.00000
2005Q3 93.70000
2005Q4 92.00000
2006Q1 92.60000
2006Q2 91.50000

İşte IMF ve Dünya Bankası'nın başarısını izliyorsunuz. Kemal Derviş ve onun gibiler bu manzara için para alıyorlar. Operasyon 7 yıldır son derece başarı ile ilerliyor.

Aslında bu rakamları grafik halinde görüntüleyebilirseniz, düşüşün ve düzelemeyişin ne kadar dramatik olduğunu görürsünüz.

Peki bunu nasıl yapacaksınız?

İzah edeyim :

Merkez Bankasının şu sayfasına girin. Sağ altta "Ücret Endeksi(Reel)-İmalat Sanayi-Üretimde Çalışılan Saat Başına (1997=100) (TÜİK)" linkini tıklayın. Solda "Toplam İmalat Sanayi"ni seçin. Sağda da dilediğiniz tarih aralığını seçin ve Grafik tuşuna basın. Eğer Rapor tuşuna basarsanız sadece yukarıdaki gibi rakam serisi alırsınız.

Arjantin 2002 yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Teşekkürler IMF! Teşekkürler Dünya Bankası!

Adsız dedi ki...

Merkez Bankasi rakamlari TUIK gibi carpitiyor. Reel ucretler 3 kat artmistir ama IMF uyanmasin diye rakamlarla oynuyorlar. Zaten artan vergilere karsilik isletmelerin Merkez Bankasina dogru rakamlari vermesini beklemeyiz. Adamlar ucretlri dusuk gosteriyor ki vergiler de dusuk olsun.

Uyandirin milleti.

e-cabbar

e-recep dedi ki...

Bugün bir yoruma rastladım.

"Üreten kesimler yaşandığı söylenen değişime katlanamıyor; kolay değil, reel ücretlerin son altı yılda yarı yarıya azalması ve borçlu sayısının beş katına çıkması sindirilebilir bir durum gibi görünmüyor. Sokaktaki insanı dinlemeyenler, onların kendilerini anlamasını bekleyemez.." - Uğur Civelek

e-recep dedi ki...

Gayet tabii ki 2000-2001 krizi IMF'nin dayattığı "kur çıpası" programının ürünüdür. Aynı Arjantin'de olduğu gibi yüksek reel faiz ve ucuz döviz politikası sert bir "kapital kaçışı" ile sonuçlanmış, sonunda da Merkez Bankası kurlarıın dalgalanmasına müsaade etmiştir. Netice yerel para biriminin son derece sert bir şekilde değer yitirmesidir.

Ocak 2001 Arjantin
Şubat 2001 Türkiye

Her iki ülke de IMF programının ve kendi Merkez Bankalarının kurbanı olmuştur.

Arjantin uyanmıştır ve yüksek reel faiz - düşük kur işine son vermiştir.

Türkiye hala uyanamamıştır ve yüksek reel faiz - düşük kur işine devam etmektedir.

e-recep dedi ki...

Varlığını asla ispat edemeyeceğim bir grup, "ikna" edebildikleri ülke yöneticilerini satınalır. Bu ülke yöneticileri -bir daha seçilemeyeceklerini bile bile- ülkeye uzun vadede çok zarar verecek ekonomi politikaları güderler.

Az gelişmiş toplumda, hem eğitim seviyesi , hem de sosyal bilinç zayıf olduğu için uzun süre tepki verilmez. Ülke ekonomisi hızla (dış borca) batar.

Daha sonra yine varlığını ispat edemeyeceğim aynı grup, kendi kontrolünde olan IMF ve Dünya Bankası'nı, ülkeyi "suni olarak yaratılmış olan" ekonomik bataklıktan kurtarmak için davet ettirir/görevlendirir. Joseph Stiglitz'i IMF'den kovduran büyük patronlardan bahsediyorum. (IMF, WB, WEF, OECD, UN onların truva atlarıdır.) Başbakanlık yapmakta olan bir ekonomi profesörüne bile, karşılıksız para bastırtabilecek kadar güçlü olan insanlardan bahsediyorum.

e-recep dedi ki...

Having acquired a handful of World Bank documents from undisclosed sources marked "confidential," "restricted," and "not otherwise (to be) disclosed without World Bank authorization," Stiglitz began to document the real effects and aims of the World Bank's four step, one-size-fits-all, economic restructuring package imposed on less industrialized countries.

The first step, according to Stiglitz, is the promotion of state-level corruption as the facilitator of the "privatization" requirement which often also serves U.S. political goals — a process that Stiglitz says would more be accurately called "briberization." This is followed by step two, "Capital Market Liberalization" which sets up predictable cycles of "hot money" speculation in non-productive assets that ultimately leaves the national economy hemorrhaging from loss of controls on capital.

Step three is "'Market-Based Pricing', a fancy term for raising prices on food, water and cooking gas. This leads, predictably, to Step-Three-and-a-Half: what Stiglitz calls, 'The IMF riot.'" An outraged populace predictably reacts to the fact that they can no longer afford to feed themselves. According to the documents obtained from the WB, these "IMF riots" are predicted and documented, stating that the resulting "social unrest" and civil strife has to met with "political resolve." Yet, as Gregory Palast points out, this process has one positive outcome "for foreign corporations, who can then pick off remaining assets, such as the odd mining concession or port, at fire sale prices." Step four is not far behind: the "poverty reduction strategy" called "Free Trade."


Kaynak