1- Daha önce de bir kaç kez dile getirmiştim. Kamunun gelirlerinden fazla harcayıp bunu borçlanarak finanse etmesi nesiller arası gelir transferi anlamına gelir. Faiz de bunun maliyetidir. Bugün ne kadar açık veriyorsam, borçlanacağım miktar da ona göre değişir. Bu da ileride ödeyeceğim faizi belirler.
2- Gelir ve gider akım (flow) kavramlarıdır. Borç ve servet ise stok. Akım ile stok arasındaki farkı anlayamazsanız saçma sapan çıkarımlarda bulunursunuz. Örneğin 1975 yılından 2006 yılına kadar toplam 344 milyar YTL civarında faiz harcaması olmuş diyerek bunu bir stok haline getirmek 1975 yılında doğmuş bir kişinin "her sene içinde bulunduğum yaşı toplarsam 528 yıl yaşamışım" demesi gibidir. Saçmalığı anladınız umarım.
3- İleride daha az faiz ödemek istiyorsanız, bütçe açıklarını kapatırsınız. Tavukçulara, fındıkçılara, para dağıtmazsınız. Şu anda ödediğimiz faizler geçmişte yediğimiz nanelerin, savurganlıkların bir sonucudur. Gökten zenbille inmemiştir. Hem bütçe açığı vermek istiyor hem de faizi düşürmek gibi bir hülyaya kapılırsanız, (geçmişte deneyenler oldu) o açıklar bir yerlerde patlar.
Şimdilik bu kadar. Tuğrul'un yapacağı analiz benimkinden daha düzgün olacaktır.
12 Yorum Var.:
Merhaba,
Üslubunuz berbat. Icerik olarak gayet güzel bir blogunuz var, lâkin kullandiginiz ukala ve tepeden bakan uslubunuz blogunuzun bütün cazibesini alip götürüyor.
Unutmayin: Uslûb-u beyân, ayniyle insan.
Selamlar,
Cüneyt
Cuneyt Bey,
Neyi anlattığımdansa nasıl anlattığım sizin için sorun oluyorsa benim yazılarımı okumayınız. Sizin sert bulduğunuz üslubuma yansıyan tepkim kişisel değil kollektif cehalete karşıdır ki, nedensiz değildir. Cehaletin hiç bir türüne karşı tolerans gösteremem. Sonuçta kimseyi aşağıladığım falan da yok. Bilmiyorsanız, "gidin kitap okuyun" diyorum. Kusura bakmayın ama bilmeyen, bilmediğinin de farkında olmayan insanların gazetelerde köşe yazarlığı bile yaptığı bir toplumda müsamahakar davranamam. Çok rahatsız oluyorsanız, onları okuyun. Beni okumayın.
Sevgiyle,
Baris
Sen hiç değişmeyeceksin.
Cüneyt Bey,
Haklı olduğunuz noktalar çoğunlukta. Ancak, eğer eskiden beri yazdıklarımızı izliyorsanız, siz de bana hak verceksiniz. Bir çok kez meseleleri basitleştirerek anlatma yoluna gitmişimdir. Hatta örneğin, para biriminin omadığı koşullar varsayarak birşeyler anlatmaya çalıştığımda bile "yüksek faiz düşük kur" kakafonisi ile karşı karşıya kaldığımıza şahit olmuşsunuzdur. Meşhur olan diğer bir kakafonik-itiraz yöntemi de neden nominal değer değil de GSMH yüzdesi alınıyormuş şeklinde itirazlar. Ki bunun neden yapıldığını bir değil, birkaç kez anlatmaya çalıştık.
Burada yazı yazarken kur-faiz ekseninde tıkanıp kalmayı istemiyorum. Sürekli kur-faiz yazmayı da sevmiyorum. Mümkün olduğunca verimlilik, üretim, yatırım, bütçe açığı gibi daha önemli bulduğum konularda yazmak istiyorum. Ancak bahsettiğim kakafonik ortam nedeni ile bu mümkün olamıyor. Bunun da cehaletten kaynaklandığını düşünüyorum. Kullandığım sert üslup -ki haksızlık etmeyin her zaman o uslupta yazmıyorum-, biraz da gelebilecek saçma sapan itirazları daha başından engelleme amacı güdüyor. Benzer üslubu özellikle yorumlar konusunda kullanıyor, kaale almaya değer görmediğim yorumları görmezden geliyorum. Burasının da bir "discussion forum" olmadığını, kişisel birkaç blogun birleşiminden oluşmuş, ama kişiselliğini muhaza eden bir blog olduğunu özellikle aklımda tutuyorum. Bu cevabı da şahsi bir polemik olarak değil, haklı tespitleriniz ışığında, aslında herkese hitap eden "maruzat" olarak görürseniz sevinirim.
Yine de yorumlarınız için teşekkür ederim. Tekrar söylüyorum:haksız değilsiniz. Ancak cehalete müsamaha beklenmemeli.
Sevgiyle,
Baris
Hasan Cemal ekonomi köşeyazarı mı?
baris bey, yazdıklarınız hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dilde.. lakin son yazınızda üslup bence de sert idi.. yazdıklarınız ekonomi bilmeyenlere de çok şey hakkında fikir veriyor, e sitenizi de yalnızca deniz gökçe okumadığına göreee...
hasan cemal degil, hasan pulur'dan bahsedilmis..
usluba gelince, ben boyle seylere takilmiyorum ama takilanlar olabilir ve bu soylediklerinizi genis kitlelere aktarmanizi engeller. bir yandan hakaretvari cumleler ederken ayni anda o insanlari aydinlatacaginizi dusunmek makul degil.
blogunuzu ilgiyle takip ettigimi de belirtmek isterim.
iyi calismalar, sevgiler..
salağa salak ,saçmaya saçma demek ne zaman suç yada yanlış oldu ki. lütfen gereksiz "halk koruyuculuğuna" girmeyiniz.SALAK SALAKTIR VE SAÇMLIK YAPAN SAÇMALAMIŞ OLUR VE BUNU SÖYLEMEK, ORTAYA KOYMAK ÜSLUB HATASI OLARAK DİLLENDİRELEMEZ
yoksa alınganlık yaptığınızı sanacaklar.
bende son yazan arkadas gibi dusunuyorum,baris hakaret etmeye devam etsin. okudukca zevk aliyorum.
yeryüzünde hiçbir faydası olmayan şey "aptal insandır" tabii bir an önce ölüp topraga gerekli verimi vermedikleri sürece. bundan meczup veya zihinsel özürlüleri kastetmiyorum. gövdesinin üzerinde taşıdığı şeyin klozete bıraktığı şeyle eşdeğer olduğu farketmeyen,üstüne üstlük gazetelerde yazı yazma cahil cesaretine sahip bu aşşalık kişilere en "aşşalık derecede"(şekilde demiyorum) hadleri bildirilmelidir.
tşlkr Barış
bence de barıs haklı,
bu cok bilmiş kendini aydın zanneden zevatın artık hayatımızın vazgecilmez aydınlarıymıs gibi her konuda malumat serdetmelerine tahammul edemiyorum.
hatta medyada cıkan yalan haberlerin cetelesini tutan internet siteleri oldugunu gibi ekonomi konusunda ahkam kesen sozde kose yazarlarının yanlıslarının cetelesini tutan bir internet sitesi yada blog olsa bu zevatın kendine ceki duzen vermesine bir katkısı olabilecegini dusunuyorum
selamlar
habib
Yorum Gönder