Art Niyet mi Cehalet mi?

Daha once burada ekonomi gazetecilerinin yaptiklari yanlislari defalarca gundeme getirdik. Cogu zaman bu yanlislarin nedeninin cehalet oldugunu belirttik. Neticede gazeteciler bizim gibi doktora seviyesinde ekonomi dersleri almis kisiler degil, gazetecilik okulunda egitim gormus, temelde gazeteciligin temel prensibinin "dogrulari yazmak" ve "bir hikayenin iki tarafini da vermek" (tarafsizlik) oldugunu ogrenmis kisilerdir. Bugun gundeme getirecegimiz yazida biz Cigdem Toker isimli gazetecinin bilerek ve isteyerek (bu gazete yonetimi tarafindan kendisine dikte edilmis olabilir veya bu kisi kendi istegiyle bu eyleme girmis olabilir) yaniltici ve tarafli bir yazi kaleme aldigini dusunuyoruz.

"Devlet'in resmi rakamlari Erdogan'i oysuz birakacak" baslikli yazida Cigdem Toker resmi rakamlara gore vatandasin satin alma gucunde dusus oldugunu iddaa ediyor. Bu sonucu da "Tuketici Guven Endeksindeki" dususe bakarak cikardigini belirtiyor yazisinda. Bilmeyenler icin soyleyelim, Tuketici Guven Endeksi vatandasin gelecege yonelik beklentilerini olcen bir endekstir, satin alma gucundeki artisi veya azalisi olcmez. Satinalma gucundeki artisi olcmek istiyorsaniz IMF sayfasina gidip bu verilerin yillik degisimlerini gorebilirsiniz. Eger tembel bir gazeteciyseniz veya bu veriye nasil ulasilacagini bilmiyorsaniz onemli degil, ben rakamlari asagiya aktariyorum:

Year Gross domestic product based on purchasing-power-parity (PPP) per capita GDP
2001 $5928
2002 $6407
2003 $6807
2004 $7494
2005 $7950
2006 $8385

Satinalma gucu duzenli olarak artis gosteriyor, daha gerilere giderseniz satinalma gucunun dustugu iki yil gorebilirsiniz: 1999 ve 2001. Niye?

Yatırım Fonları Nedir?   Altın Fonu Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Satinalma gucundeki artis bizi sasirtmiyor. Ulke buyume rekorlari kirarken satinalma gucunde de artis gorursunuz. Bunu bilmeniz icin profesor olmaniza gerek yok. Bizi sasirtan bazi gazetecilerin cikip bunun aksini iddaa etmesi. Biz bunun bilmeden yapilmis bir hatadan ziyade bilincli olarak yapilmis bir hareket oldugunu dusunuyoruz. Turkiye'de boyle seyler ilk kez olmuyor, hatta secimler yaklastigi icin boyle seylerin frekansinin giderek artacagini dusunuyoruz. Biz de sesimiz ciktiginca dogrulari gostermeye gayret edecegiz.

19 Yorum Var.:

e-recep dedi ki...

Doktora sahibi olmayan gazetecilerden bahsetmişsiniz. Üniversite mezunu bile olmayan Bill Gates ve Steve Wozniak yazınızı okusaydı, yüzlerlerini bir tebessüm kaplardı herhalde. Çiğdem Toker ile hemfikir olan Profesör Doktor Ege Cansen, Profesör Doktor Güngor Uras ve Profesör Doktor Esfender Korkmaz’a bakalım ne kulp bulacaksınız?

Çiğdem Toker’i gazete yönetiminden talimat almakla suçlamışsınız, en azından böyle bir ihtimalin altını çizmişsiniz. Aynı şekilde Ercan Kumcu, Deniz Gökçe veya yurtdışında yatırım bankacılığı yapan Türk kökenli yazarlar banka yönetimlerinden talimatlar alıyor olamaz mı? Türk halkının sırtından yüksek reel faiz elde etme keyfinin kesintiye uğramaması için banka idareleri yazı yazdırtıyor olamaz mı?

Niye satınalma gücü paritesine göre gelir artışı görünüyor şeklinde bir soru yöneltmişsiniz. Niye olacak, YTL aşırı değerleniyor da ondan. Aynı parite Mayıs-Haziran dalgalanmasından sonra gerilemiştir. Yani bu parite ile tarif edilen gelir seviyesi gerçeği yansıtmamaktadır.

Belli ki bankacılar IMF’nin Türkiye’ye monte ettiği ‘yüksek faiz-düşük kur’ sisteminden pek memnunlar. Okuyucunun dikkatine sunmak isterim ki, Türk ekonomisine, uluslararası finans kuruluşları tarafından zarar verilmesi IMF’in öncelikli hedefidir.

“Biz de sesimiz ciktiginca dogrulari gostermeye gayret edecegiz.” demişsiniz. Türkiye’de yaşayan Türk halkı, kendi alımgücünün artıp artmadığını ABD’de yatırım bankacılığı yapan ve Türk halkının sırtından carry trade yaparak milyonlarca dolar kazanan Türk kökenli ABD’lilerden mi öğrenecek yani? Allah sizden razı olsun. :)

Adsız dedi ki...

Ekonomix merhaba!

Okur sayisi gittikce artmakta! Bu karmasadan tez + antitez = sentez çıkar mi bilmiyorum ama ( cikmasi da gerekli mi o da tartisilir!?) gidisat gayet guzel gozukmekte.

Bloguma link yaptigin icin cok tesekkurler, yalniz senden ufak bi duzeltme rica edicem blog adini le chemins... degil les chemins...seklinde duzeltirsen sevinirim.

Istanbul'dan New York'a sevgiler, iyi calismalar...

Ozge

e-recep dedi ki...

Katılımcıların bloglarına link veriliyor demek. Eh, benim de blog'um bir link hakediyor herhalde. Bakalım 'Ekonomi Turk'ün tutumu ne yönde olacak? ;-)


Adsız dedi ki...

Recep sayfayı iyicene bir okuyun daha neler göreceksiniz. Deniz Gökçe gibi birinin tanıtması da manidar zaten. Vülger ekonomi politik işte... Her zaman her yerde aynı, değişmez... Piyasayı fizikçilerin atomu incelemesi gibi incelerler. Kapitalizm ile "pazar ekonomisi"nin farkını ayırt edemedikten sonra bir de üstüne bunları kutsallaştırırsanız vülger ekonomi politiği(ya da burjuva ekonomi politiği) yapmış olursunuz. Ondan sonra sayfalarca yazın, ne olacak...

tersaci dedi ki...

e-recep bey,

"Profesör Doktor Ege Cansen, Profesör Doktor Güngor Uras ve Profesör Doktor Esfender Korkmaz"
demişsiniz.

1. Bu kadar ısrarla vurguladığınıza göre bir önemi olmalı. Profesör ve doktor nedir, arasında ne fark vardır, bizi aydınlatır mısınız?

2. Cansen, Uras ve Korkmaz nerede doktor, nerede profesör olmuşlar, bunları da anlatıp bizi aydınlatır mısınız?

Sevgiyle,
Baris

e-recep dedi ki...

Vurgumun sebebi belli. Makalenin yazarı, doktorası olmayanı açıkça ‘cehalet’ ile suçlanmış.

Bakın şu bölüm :

“Cogu zaman bu yanlislarin nedeninin cehalet oldugunu belirttik. Neticede gazeteciler bizim gibi doktora seviyesinde ekonomi dersleri almis kisiler degil, gazetecilik okulunda egitim gormus, temelde gazeteciligin temel prensibinin "dogrulari yazmak" ve "bir hikayenin iki tarafini da vermek" (tarafsizlik) oldugunu ogrenmis kisilerdir."

Önemli olduğu benim düşüncem değil. Herhalde makalenin yazarı bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyor ki böyle bir saldırıda bulunmakta beis görmemiş.

Benim için önemli olan nedir, bilmek ister misiniz?

Yerli ve yabancı yatırım fonlarından beslenen ekonomistlerin mevcut para politikasını öve öve bitiremezken dürüst davranıp davranmadıklarıdır.

Acaba yanıltıcı ve taraflı yazıları yazan sıcak para baronlarına çalışan banka ekonomistleri olmasın?

Blog Sahibi dedi ki...

Recep Bey, leb demeden antepfistigini anliyorsunuz. Neleri yanlis anlamissiniz veya yanlis sonuclar cikarmissiniz bir bakalim.

1. Katilimclarin bloglarina link verildigini zannetmissiniz. Herhangi bir yere link vermemiz icin kosulumuz o yerin bize link vermesi, bize link vermedigi durumlarda ise bizim siteyi "ilginc" bulmamiz.

2. ABD'de yatirim bankaciligi yaptigimi zannetmissiniz. Yatirim bankaciligi ve hedge fon yoneticiligi farkli seylerdir.

3. Turk halkinin sirtindan carry trade yaptigimi zannetmissiniz. Yine yanilmissiniz, Turkiye ile ilgili dolayli ve direkt yaptigim tum islemleri burada okurlarimla paylasiyorum zaten.

4. Milyonlarca dolar kazandigimi zannetmissiniz. Nerden cikardiniz bunu Allahaskina?

5. Doktorasi olmayani cehaletle sucladigimi zannetmissiniz. Oyle bir genelleme yapmadim. Her seferinde ornek vererek kisi bazinda BAZI gazetecilerin cahil oldugunu, neden cahil olduklarini da gostererek belirttim. Cigdem Toker'in ise cahil olmadigini aksine KONUYU BILMESINE ragmen art niyetli oldugunu soyluyorum.

Hakkimizda ithamlarda bulunmadan once daha once yazdigimiz yazilari okuyun.

e-recep dedi ki...

Aslında yazdıklarım 'ekonomix' nick'li şahsiyeti hedef almamamıştı. Genel konuşuyordum. Ancak yazdığım bir paragraftan sanki sizi kastetmişim gibi bir mana çıkıyor. Bu yüzden verdiğiniz tepki anlaşılır, kabul edilebilir. Daha dikkatli olurum.

Bakalım siz benim 'blog'umu "ilginç" bulacak mısınız? Yoksa yazdıklarım sıradan, herkesin bildiği, düşündüğü şeyler mi? :)

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Ayni cizgide olmadigim halde farkli bir bakis acisi verdiginiz (ve yazilan cizileni sorguladiginiz) icin yazilarinizi keyifle takip ediyorum. Ancak yazilarinizdaki kimi zaman asagilamaya varan hitaplar beni rahatsiz ediyor. Kanimca iceriginizi daha uygun bir dille ele alirsaniz, blogunuz cok daha basarili olur.

Ufak elestirimi aradan cikarttiktan sonra -ekonomi konusunda yeteri kadar bilgili olmadigimin altini cizerek- bir de soru yoneltmek istiyorum: GDP ve GDP`den turetilen verilerde dolardaki deger kaybi dikkate alinir mi? Bir ornekle soracak olursam: Turkiye`nin toplam uretimi/geliri degismez, dolarin degeri duserse Turkiye`nin GDPsi yukselmis gozukur mu?

Saygilarimla,
L.A

e-recep dedi ki...

L.A.'nın bunu tekrar gündeme taşıması çok yerinde. Dolar bazında yükselen kişi başı gelir seviyesinin yükselmesinin asıl nedeninin YTL'nin zaman içinde aşırı değerlenmesi şeklinde bir iddiada bulunmuştum. Yani düşük kur yüzünden dolar bazında gelirimiz şişmiş gözüküyor. YTL'nin aşırı değerliliği sona erdiğinde de gerçek satınalma gücümüz ortaya çıkacak. Aynı makyajın akıp, yüzün doğal halinin görünmesi gibi...

tersaci dedi ki...

Sayın e-recep bey,

Sorularımın gayet açık olduğunu düşünüyordum ama siz açıklama yapmak yerine "vurgumun nedeni.." şeklinde başlayarak bir sürü tefsir ve tafsilata girişmişsiniz, ki benim ilgimi çekmedi. Ben haklısınız ya da haksızsınız gibi bir yargıda da bulunmadım. Savunma yapmanıza ya da birşey ispat etmenize gerek yok. Cevaplarını biliyorsanız aslında gayet basit sorular. İsterseniz sorularımı tekrar edeyim:

1. Profesör ve doktor nedir, arasında ne fark vardır, bizi aydınlatır mısınız?

2. Cansen, Uras ve Korkmaz nerede doktor, nerede profesör olmuşlar, bunları da anlatıp bizi aydınlatır mısınız?

Sevgiyle,
Baris

tersaci dedi ki...

Sayın L.A.,
Uygun görürseniz ben cevap vereyim. GDP ve GNP (GSYH ve GSMH)istatistikleri her ekonomide kendi para biriminde hesaplanır. Türkiye'de lira, ABD'de dolar, İngilterede sterlin, vs.. Dolayısı ile döviz kurunun doğrudan ya da dolaylı bir etkisi yoktur. GDP büyüme rakamları da dolar üzerinden değil, enflasyon etkisi de arındırılarak mahalli para cinsinden hesaplanır.

Umarım açıklayıcı olmuştur.

Sevgiyle,
Baris

e-recep dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
e-recep dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Blog Sahibi dedi ki...

Yorumlarin cogunlugu dusunce belirtmekten cok polemik yaratmaya yonelik olmaya basladigi icin yorumlarin yonetimini (moderation) gecici olarak ele aliyorum.

Bu durumdan olumsuz etkilenecek okuyucularimdan simdidien ozur diliyorum.

Adsız dedi ki...

Merhaba Baris,

Cevap icin tesekkur ederim. Soruyu biraz eksik sormusum. Merak ettigim dolar bazinda gordugum rakamlarin nasil hesaplandigi idi. Ornegin bugunku yazinizda IMF`ten dolar bazinda verilere yer vermissiniz. GDP YTL cinsinden hesaplandigina gore, dolar bazinda verilere ulasilirken nasil bir yontem uygulaniyor?

Saygilarimla,
L.A


Year Gross domestic product based on purchasing-power-parity (PPP) per capita GDP
2001 $5928
2002 $6407
2003 $6807
2004 $7494
2005 $7950
2006 $8385

Blog Sahibi dedi ki...

Sayin L.A.

Yazinin icerisinde verilen IMF linkini takip ederseniz karsiniza cikacak sayfada bu hesaplama yapilirken kullanilan doviz kurlarina da ulasabilirsiniz.

Ancak bunu yapmadan da kisi basina dusen satinalma gucunun arttigini soyleyebilirsiniz. Nasil mi? Son 4 yillik surede sabit fiyatlarla GSYIH %30'un uzerinde bir artis gosterdi. Eger bu sure icerisinde Turkiye nufusu %30'un altinda artis gostermis ise kisi basina dusen miktar artmis olacaktir. Eger nufus artisi GSYIH kadar artmis ise satinalma gucu sabit, eger nufusumuz %30'dan fazla artmis ise satinalma gucu azalmis olacaktir. Turkiye'nin 4 yillik nufus artis orani %5 civarinda olduguna gore satinalma gucu artmistir.

Benim soyledigim pasta son 4 yildir %7'nin uzerinde buyurken insanlar kalkip da "pastadan aldigimiz pay azaldi" diyebiliyorlarsa (gelir gruplarini kastediyorum) yalan soyluyorlardir. Bu konuda gelir dagilimi uzerine yazdigimiz 28 Subat tarihli yaziyi okumanizi tavsiye ederim.

Adsız dedi ki...

Merhaba Ekonomix,

Bence yorumları silme kararını gözden geçirmelisin. Hakaret içermedikçe bırak dileyen dilediğini yazsın. E-recep adlı arkadaşın yazdıkları kışkırtma amaçlı olmakla birlikte görmezden gelmek yeterli. Neticede seviyeyi düşüren kendi kaybeder, bakarsınız cevap verecek birileri de çıkar. Sansürün etkisi daha olumsuz olacaktır. Benim kanaatim bu, takdir senin tabii.

Bu arada L.A. nickli yorumcunun söylediğinde de haklılık payı var, yazı üslubunuz çok güzel, ancak yazılarda bazen gereksiz doz aşımı olabiliyor, halbuki buna gerek yok, siz meramınızı ince bir mizahla anlatma yeteneğine zaten sahipsiniz.

En iyi dileklerle.

İzlenimler

Blog Sahibi dedi ki...

Fethi bey,

Haklisiniz, uslubu biraz yumusatmaya calisiyorum artik. genelde yazilari bir seferde icimden geldigi gibi yazdigim icin bazen dozunu kaciriyorum, ayrica Turkce yanlislari da yapiyorum.

Tartisilan konular hakkinda yapilan yorumlari silmiyorum, sildiklerim hakaret veya desteksiz suclama iceren yorumlar ile spam mesajlaridir.

Tesekkurler