Bulun bir milyonu...

Sabah Gazetesi’nin haberine göre Deniz Baykal meşhur sine-i millet şartını açıklamış: “Bir milyon kişi Meclis’in önüne gelirse [sine-i millete] döneriz

Meselenin politik boyutlarını, olası sonuçlarını İzlenimler’e bırakıp rakamlara dalıyorum. Önce bilinen bir fıkra ile başlayayım. Vaktiyle Timur, Nasrettin Hoca’ya üç bin kırbaç cezası vermiş. Hoca’nın cevabı “ya siz sayı saymasını bilmiyorsunuz ya da hiç kırbaç yememişsiniz” olmuş Bu durum ona benziyor biraz.

Ben Ankara’yı fazla bilmem. TBMM’ye de hiç gitmedim. Dolayısıyla önünde ne genişlikte bir alan olduğu konusunda bir fikrim yok. Ama Baykal’ın bu konuda fikir sahibi olduğuna eminim. Normal şartlarda, aşırı kilolu olmayan dört kişinin bir metrekareye ayakta durarak sığdığını varsayalım. Bu şartlarda bir milyon kişinin toplanması için 250,000 metrekarelik bir alana ihtiyaç vardır. Yani iki yüz elli dönüm. Normal ölçülerde bir futbol sahası (50x100m) yaklaşık 5,000 metrekaredir. Yani bir milyon kişinin toplanması için elli adet futbol sahası genişliğinde bir alana ihtiyaç duyulacaktır. Meclisin önünde bu genişlikte bir alan var mı yok mu merak ettim şimdi. Bilenler yorumlarını ekler beni aydınlatırsa sevinirim.

Bir de okur portföyümüz ne ölçüde genişledi bilmiyorum ama mesela aranızda deprem uzmanı falan varsa, bu bir milyon kişi aynı anda ayaklarını üç defa yere vurursa bu ne kadarlık bir sismik güç oluşturabilir?

Bu olay kimi girişimcilerimiz, ve özellikle işsizlerimiz için bir fırsat olabilir. Örneğin, yarım litrelik pet şişe sulardan tanesi bir liradan (1 YTL) herkese birer adet satılsa toplam 1,000,000 YTL’lik satış hasılatı elde edilir. Dia’dan baktım bu pet şişelerin tanesi 0.4 YTL. Yani her şişede 60 YKr cebinize kalacak. Toplamda 600,000 YTL’lik bir kar fırsatı. Daha sandviç, köfte, kola, ayran, dondurma gibi ürünlerin hesabını yapmadım. Üstelik oraya gelen kişilerin çoğunlukla gelir seviyesi yüksek, seçkinci elit kesimden olacağı düşünülürse yukarıdaki potansiyel kar hesabının nasıl minimal kaldığı anlaşılacaktır.

Bu açıdan bakınca sayın Baykal’ın alternatif istihdam ve milli refah politikasının gizli şifrelerini çözdüğümü düşünüyorum. Eh, Türk işi “Da Vinci Code” da bu kadar olur.

Bitmedi. Baykal’ın hayal gücüne saygı duymaya devam ediyorum. 2002 seçim sonuçlarına baktım. CHP’nin Ankara’da aldığı oy sayısı toplam 603,385 kişi. Yani Ankara’daki CHP’liler sine-i millet için yetmeyecek. CHP’nin Türkiye genelinde aldığı oy sayısı ise 6,113,352. Bu demektir ki sayın Baykal Türkiye’de CHP’ye oy veren her 6 kişiden birini Ankara’ya Meclis’e bekliyor. Yine kabaca hesaplarsak, Ankara dışındaki 80 ilin her birinden ortalama 5,000 kişinin aynı gün aynı saatte Ankara’ya gelmesi gerek (Ankara’dakilerin tamamının hazır ve nazır bulunacağını varsayıyorum). Burada bir lojistik sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Beş bin kişi demek her şehirden 100 adet otobüsün Ankara’ya sefer düzenlemesi demek (Malum her ilimizde havaalanı ve uçak seferi yok). Bu otobüsler CHP tarafından mı ayarlanacak? Yoksa herkes ÖzBilmemne Turizm’den kendisi mi gidip yer ayırtacak? Bu kapasiteyi karşılayabilecek bir turizm şirketi var mıdır? Eğer lojistik meselesi CHP tarafından karşılanacaksa bunun CHP’ye maliyeti ne olacaktır?

Soruları çoğaltabiliriz. Ama benim sayın ana muhalefet liderine naçizane bir teklifim olacak. Oldu olacak, meclis önü yerine Konya ovasında 72 milyonu toplayalım, doğrudan demokrasiye geçelim. Demokrasi neymiş bütün dünya görsün.

Bu hesapları yaptıktan sonra “bulun 226’yı” özdeyişinin sahibi devlet büyüğümüzün değerini bir kez daha anlıyor, önünde saygıyla eğiliyorum.

Fıkra ile bitirelim: Sayın Baykal, insanlar üçe ayrılır. 1- Sayı saymasını bilenler, 2- Sayı saymasını bilmeyenler...

Fraktallar
Fraktal nedir?

1 Yorum Var.:

BAHADIR AKIN dedi ki...

Muhterem Ekonomi Turk ekibi,

Yazınız gafleten gözümden kaçmış, mecburi tatilime rastladığından olsa gerek. Hakikaten güzel malzeme ama Allahtan siz mükemmel konuyu işlemişsiniz. Ben bu kadar yapamazdım.

Selam ve sevgiler.

FST, İzlenimler