Sanayi Bakanı olarak Almanya'ya gitmiş, orada Türkiye'den götürdüğü yağcılık alışkanlığı ile "Hannover'in Türkiye'nin sanayileşmesinde çok önemli bir rol oynadığını ifade etmiş. Muhtemelen Hannover'li hemşehrilerimiz ve Hans kardeşlerimiz de kendisini alkışlamışlardır. Sayın bakan gazetecilerle sohbet ederken konu doğal olarak AB kriterlerine, Kopenhag ve Maastricht şehirlerine gelmiş. Bakan söylememiş ama Kopenhag ve Maastricht'in Türk siyasi hayatında çok önemli bir rol oynadığını (+ oynayacağını) ben söyleyebilirim.
Şimdi, ekonomi iyi gidiyor ya, bakan da havasını atacak. Başlamış konuşmaya:
''Kamunun toplam borçlarının GSMH'ye oranının yüzde 60'ın altında olması lazım."
Hoppala. Dakika bir gol bir. Sayın bakan, GSMH nerden çıktı. Sakın GSYH olmasın? Tamam oranlar çok oynamaz ama bir bakan olarak yakışıyor mu?
Devam edelim:
"Biz yüzde 92'lerden aldık. Geçen yıl sonu itibariyle yüzde 57,4'tür. Şimdi 55'ler seviyesine indi."
Etti iki! Sayın Bakan, bilmiyorsanız öğretelim. Maastricht kriterlerinde kamu borcu hesaplanırken brüt stoğa bakılır, net orana değil. İşsizlik fonunda biriken para hangi mantıkla borçtan düşülür ki? O zaman sosyal güvenlik kurumunda kayıtlı herkese vereceğiniz ikramiye ve maaşları da borç stokuna ekleyin diyeceğim, o zaman da borç stoğu 1 trilyon doları geçecek. Bu bahsedilen oran, yani brüt kamu borcunun GSYH'ya oranı da 2005 sonu itibarı ile yüzde 71.5'tir. Geçen yıl sonu itibariyle de yüzde 77.1 . 2001 yılında yüzde 106.4 ile zirve yaptığını da ekleyelim. Yani kriterleri tutturmamız için en az iki yıl gerekiyor. Babacan ikide bir 2007 sonu diye boşuna demiyor. Tabi bütçe disiplini ve özelleştirmeler devam etmek şartıyla. Yoksa kendi kendine düşmez tabiki.
(Konuya girmişken, kamunun dış borcu 90.8 milyar YTL (yaklaşık 67 milyar dolar), iç borcu da 257.5 milyar YTL. )
Maastricht kriterleri hakkında özet bilgiyi AB'nin sitesinden bulabilirsiniz.
Mesele önemsiz diyenler olabilir. Ama bir Bakan'ın Avrupa'nın göbeğinde bilgisizce konuşmasının maliyeti hiç de azımsanacak ölçüde değildir, hatırlatalım. Kredibilite meselesi!
0 Yorum Var.:
Yorum Gönder