Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte takma isim kullanarak kendisini yatırım danışmanı olarak gösteren kişilere ve sitelere karşı yatırımcıları uyardı. İnternet ortamında yatırımcıların sanal danışman ve sanal yatırım danışmanlık şirketleri tarafından yanlış bilgilendirildiklerine dikkat çeken SPK, yetki belgesi olmadan yatırım danışmanlığı yapanların 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına ve elde edilen menfaatin üç katından az olmamak üzere para cezasına çaptırılacağını kaydetti. Site sahiplerinin ve forum yöneticilerinin site ve forumlarında yapılan yorumların yatırımcıları yönlendirici nitelikte olup olmadığına dikkat etmeleri gerektiği kaydedildi.
Yatırımcı mağdur oluyor
SPK'nın haftalık bülteninde, elektronik ortamdaki farklı kaynaklarda yer alan sermaye piyasası araçlarına ilişkin yorum ve tavsiyelere dayanarak işlem gerçekleştiren yatırımcıların mağduriyetlerine ilişkin şikâyetler geldiği vurgulanarak, bu nedenle yatırımcıların bir kez daha uyarılması ihtiyacı duyulduğu bildirildi. SPK, yatırımcıların yatırım kararlarını yatırım danışmanlığı yetki belgesine sahip aracı kuruluşlar veya diğer piyasa profesyonelleri tarafından yapılmış analiz ve araştırmaları değerlendirerek vermeleri gerektiğine dikkat çekti.
Göreceğiniz üzere izinsiz yatırım danışmanlığı yapmanın cezası 2-5 yıl arasında hapis cezası, maç sonrasında havaya kurşun sıkarak sağda solda çocuk öldüren magandaların bile 6 ay yatıp çıktığı, Merkez Bankası başkanıyken devalüasyon yapmadan heme önce parasını dolara çeviren Gazi Erçel’in bir gün bile hapis yatmadığı Türkiye’de SPK internet üzerinde yatırım danışmanlığı yaptığını iddia ettiği 8-9 tane site sahibini savcılığa vermiş. Ben de aynı akıbeti yaşamak istemiyorum, baştan söyleyeyim. O yüzden aranızda yaptığı $12’lık bağışın “yatırım danışmanlığı” hizmeti için ödendiğini düşünen varsa, benim yazdıklarımı tavsiye olarak alıp bir yatırım danışmanına danışmadan direkt yatırım kararı alacak olan varsa benimle hemen irtibata geçsin, yaptığı ödemeyi iade edeyim. Yaptığınız ödeme halka açık blogumuzda yayınlamadığımız, üzerinde çok emek harcamış olduğum yazıları okumak içindir. Hiç bir şekilde yatırım danışmanlığı yapmak gibi bir niyetim yoktur, sizin de bu tür bir beklentiniz olmasın.
Yazılarımda daha çok piyasalara ilişkin kendi analizlerimi ve kendi portföy kararlarımı sizlerle paylaşacağım. Bunu bir çeşit eğitim olarak kabul edebilirsiniz ama yatırım danışmanlığı olarak değil. Ben kendi hedeflerim, kendi risk toleransım, ve kendime ve analizlerime olan güvenimle paralel olarak portföy kararları alacağım. Benim için doğru olan bir karar sizin için doğru olmayabilir. O yüzden bir yatırım danışmanına danışmanızı tavsiye ediyorum. Benim yazdıklarımdan ancak bu konuda doktora yapmış ve Amerika’da $220 milyonluk bir hisse senedi portföyü yönetmiş ehil bir kişinin kendi yatırım kararlarını verirken nasıl davrandığını öğrenebilirsiniz. Daha fazlasını beklemeyin. Tekrar söylüyorum, bundan daha fazla ve farklı bir beklentiniz varsa burada yazılanları okumayın, yatırım kararlarınızı burada yazılanlara göre hiç vermeyin. Bu uyarıyı anladığınızı ve yatırımlarınızdan dolayı kaybedeceğiniz paralardan dolayı sorumlu olmadığımızı ve hiç bir şart altında sorumlu tutulamayacağımızı kabul ettiğinizi bize bu maile cevap vererek haber vermenizi bekliyorum.
Borsalarda son bir aydır ne yaptığımdan bahsetmek istiyorum. Geçen senenin Ağustos ayından itibaren (aslına bakarsanız Temmuz ayında borsalar 40 binin altında iken dahi bu şekilde düşünüyordum) IMKB’nin ucuz olduğunu ve 2010 senesinde 65-70 bin seviyesine yükselmesini bekliyordum. Turkishtime’da yazdığım yazıda da bundan bahsettim. O zamanlar enflasyon problemimiz yoktu ve Merkez Bankası da faizleri agresif bir şekilde indiriyor, piyasa da buna cevap veriyordu. Bu görüşümü neredeyse sene sonuna kadar korudum. Ancak yapılan zamlarla ve enflasyonun seneyi %6,5 ile kapatmasından sonra, ve yeni yıla da yeni zamlarla girmemizle enflasyonun Ocak ayında %1,5 civarinda çıkacağı Ocak ayı ortasında belli olunca ben de enflasyon beklentilerimi yukarı çektim. Enflasyonun yükselmesi demek orta vadede faizlerin yükselmesi demektir. Faizlerin yükselmesi demek, borsanın düşmesi anlamına gelir. Ben bu gelişmeler neticesinde borsadaki beklentilerimi %10 aşağı çektim ve 2010 içerisinde IMKB’nin 60,000 seviyesini göreceği şeklinde görüşlerimi güncelledim.
Problem Ocak ayı ortasında borsanın 55 bin civarında olması idi. Yani elimdeki kağıtları tutarsam sene sonuna kadar %10 civarında bir getiri sağlayabileceğim. Öte taraftan paramı bozdurup faize koysam sene sonuna kadar %7 civarında bir getiriyi (vergi ve komisyonlardan sonra) neredeyse risksiz bir şekilde elde edebileceğim. Türkiye’de borsaya yatırım yapıyorsanız borsadan elde edeceğiniz getirinin faizden elde edeceğiniz nominal getirinin iki katı olmasına bakarsınız. Aksi taktirde borsa çok riskli. O yüzden de ben o gün portföyümde en yüksek paya sahip TKF (The Turkish Fund) hisselerinin tamamını elden çıkardım.
Burada bir parantez açıp portfoyümde 50 birimlik hisse senedi tuttuğumu belirteyim. Normalde bir hisseye 2 birim yer veririm. TKF’nin portföyümdeki payı 5 idi. Bir hisseye 5’ten fazla payı vermem çünkü yeterince çeşitlendirme yapamam aksi taktirde. Eğer bir hisseye fazla pay verirseniz ve işler beklediğiniz gibi gitmezse çok büyük paralar kaybedebilirsiniz. Tam tersi durum da olabilir ama yatırım yapmanın bir numaralı kuralı para kaybetmemektir. Yaşlandığımda hesabımda 1 milyon dolar olmasını %50 olasılıkla 3 milyon, %50 olasılıkla da sıfır olmasına tercih ederim. O yüzden yatırımlarımı yaparken kendimi sağlama almaya çalışırım.
Ocak ayı ortasında TKF hisselerinin tamamını sattım. Bu arada TKF Morgan Stanley firmasının borsada işlem gören yatırım ortaklığı fonu. Içerisinde Garanti Bankası, Turkcell, vs. gibi kendi seçtikleri hisseler var. Yönetim giderleri çok fazla değil, vergilendirme açısından ve işlemler açısından kolaylık sağladığı için ben bu kağıdı Türkiye piyasalarında yatırım yaparken kullanıyorum.
Ocak ortasından sonra tüm dünyada borsalar düşmeye başladı, bizim borsa ise benim beklentilerimin aksine bayağı sağlam durdu, son bir kaç güne kadar. Muhtemelen Pazartesi de bir miktar daha düşecek. Ben TKF hisselerini $14.10’dan satmıştım. Cuma günü 1 birim TKF hissesini $12.20’den satın aldım. Borsalardaki düşüş nereye kadar gider bilemiyorum, kahin de değilim. Ancak gösterge bonoların faizi %9,4 seviyelerine yükseldi, bundan sonra 1 puan daha yükselebilir ve bu da %10’luk bir düşüşe daha karşılık gelebilir. Ama piyasalarda pozitif gelişmeler de olabilir. Neticede bu yılki 60 bin hedefime kıyasla borsanın beklediğim getirisi %20’ye yaklaştı ve faizlerden elde edeceğim getirinin iki katına yükseldi. Bu da benim başlangıç pozisyonu açmak için yeterli bir sebep. Eğer borsadaki düşüş devam ederse Türk hisselerine ayıracağım payı arttırabilirim.
Türkiye hakkındaki görüşlerim bu kadar. Amerika’ya yönelik yatırım yaparken kullandığım yöntemlerden bir tanesi diğer hedge fonların yaptıkları yatırımları takip ederek benim yatırım felsefeme uyan kağıtları incelemek oluyor. Geçenlerde David Einhorn’un Vodafone şirketi hakkında yaptığı analizi blogda paylaşmıştım. Neticede 2 birim Vodafone hissesini portföyüme ekledim. Bu haftasonu da Warren Buffett’ın şirketi BRK hakkında yapılan şu analizi gördüm. Biraz daha araştırdıktan sonra bu konuda da karar vereceğim. Ilgilenenler verdiğim linki okuyabilirler.
Read More!