Petrol fiyatları

Aslında yazının konusu için doğru bir zamanlama olmadığını düşünebilirsiniz. Fakat bilmenizi isterim ki inovasyonun, teknolojinin, fikir üretmenin temel belirleyici olduğu günümüzde geçtiğimiz yüzyılın en önemli ekonomik unsurlarından birisi olan petrol hakkında onlarca yazı yazıldığı için tekrardan konuyu siyasi mevziden ele almak niyetinde değilim. Niyetim bir ürünün üretim maliyetlerindeki değişimin tüketiciye nasıl yansıdığı hakkında kafa yormak.
Ortalama bir imalat ürününün maliyet yapısı büyük oranda hammaddeden oluşur (ortalama %50 – 75) bunu işçilik, enerji, amortisman maliyetlerini içeren proses maliyeti(%10 – 25) ve firmanın genel giderleri takip eder. Ürünün satış fiyatı ise firmanın bu üründen elde etmek istediği kar oranını ürün maliyetine yedirmesi ile oluşur.
Bu maliyet yapısı düşünüldüğünde ortalama bir ürünün herhangi bir üretim girdisinin maliyet artışı toplam maliyet artışını artırmakla beraber satış fiyatına anında yansıması beklenen bir durum değildir. Ne söylemeye çalıştığımı aşağıdaki grafikten daha net bir şekilde anlayacaksınız.

Grafik1. ÜFE-TÜFE Değişimleri (Ref. DPT)

Yukarıda ki grafik 2007 yılının ilk ayından itibaren Türkiye’de üretici fiyat endeksi(ÜFE) ile Tüketici fiyat endeksi(TÜFE) değişimlerini gösteriyor. Grafikte görüldüğü gibi ÜFE’deki keskin iniş ve çıkışlar TÜFE’yi aynı keskinlikte etkilememiş ki bu da yukarıda bahsettiğim ürün maliyet yapısı düşünüldüğünde beklenen bir durumdur.

Peki her ürün için bu durum geçerli midir? Hayır.
ÜFE ve TÜFE arasındaki ilişki firmaların karlılıklarını belirleyen etkenlerden birisi olduğu için rekabetin nispeten az olduğu sektörlerde durum böyle değil. Mesela aynı dönem için benzin fiyatları ile benzinin hammaddesi petrol fiyatları arasında ki ilişki aşağıda ki grafikteki gibi olmuş:

Grafik 2. Hampetrol Fiyatları - Benzin Fiyatları Değişimi
Ref1 http://www.nyse.tv/crude-oil-price-history.htm
Ref2 http://www.opet.com.tr/tr/PompaFiyatlariArsiv.aspx?cat=4&id=34

Hammadde fiyatlarında yaşanan değişim son ürünün maliyetine etkisi çok daha keskin olmuş. Üretici fiyat artışını anında yansıtmış yani artışı en azından belli seviyeye kadar kompanse etmemiş görünüyor. Bu durumu piyasanın neredeyse tamamına Tüpraşın hakim olmasına ve dolayısı ile rekabetin olmamasına bağlamak üzereydim ki imdadıma Amerika yetişti. ABD’de de aynı dönemde ham petrol fiyatları ile perakende fiyatlar arasında bizdekine çok benzer bir ilişki söz konusu.


Grafik3. Ham Petrol - Perakende Fiyat Değişimi (ABD)

Sonuç olarak; öyle bir çağda yaşıyoruz ki 80 yıllık bir otomotiv şirketi olan Volvo 2 Milyar $ civarında Çinli Geely'ye satılırken (2010) evlerinin garajında arkadaşları ile eğlenmek için bir kaç yıl evvel kurulan bir internet sitesi de aynı fiyata talip bulabiliyor.İşte böyle bir çağda petrol fiyatlarını, böylesine önemli olmasını hatta bir politika aracı olarak kullanılmasını anlamakta zorlanıyorum.

0 Yorum Var.: