Tayyip'im kuheylanim, Turkiye'de kasitli olarak kriz cikarmaya veya mevcut krizleri korukleme gayretinde olanlar simdi de var, gecmiste de vardi, gelecekte de olacak. Unlu Romen dusunuru Lucescu "kopekler istedi diye atlar olmez" derken bir bakima bu grubun icerisindeki kisileri de kastediyordu.
Hal boyleyken, bariz bir krizin icerisinde, tum dunyada ekonomiler ya daralirken ya da yavaslarken kalkip da 'hamdolsun teget gecti" ya da "kriz psikolojik" gibi desteksiz incileri ortaliga sacarsan biz de seni burada sutunlarimiza tasiriz. Nasil zamaninda Yigit Bulut'la dalga gectiysek bugun de sira sana geldi.
Bu isler milleti gaza getirmekle olacak seyler degil. Millet arkasini kollama derdine dusmus, bu krizden nasil en az hasarla kurtuluruz diye kara kara dusunurken, sen cikip "kriz psikolojik" dersen kimse sana inanmaz.
Bunu soyledin diye seviyesiz Hurriyet gazetesinin bile diline dusersin, ki bu Hurriyet daha 3-4 gun once "otomobil almanin tam zamani" ya da "ev almanin tam zamani" tadinda haberleri ekonomi kosesine tasiyordu. Anlayacagin kurtlar kocayinca kopeklerin maskarasi olurmus sozu bir kez daha dogru cikiyor.
What is Insider Trading Anomaly
Recent Academic Studies on Insider Trading
How to Profit Legally From Illegal Insider Trading
Insider Trading in Netherlands
Insider Trading Returns
Inside Information About the Massive Insider Trading Probe
Definition of Insider Trading
Is Insider Trading Legal?
How Insiders Use Private Information and Don’t Get Caught?
SEC Regulation on Insider Trading: Section 10b
Kasim ayinda Turkiye'nin buyumesinin lokomotifi olan otomotiv sektorunde ic pazarda talep %58 dusmus, uretim %50 gerilemis, ihracat %42 azalmis. Hadi bunun 3-5 puani "psikolojik" olsun, geriye kalan %55'ini nasil acikliyorsun jokeyim Erdogan'im (Not'u okuyun)? Hadi iceridekilerin psikolojisini Yigit Bulut bozdu, yurtdisindaki tuketicilerin kimyasini kim bozdu? Dunya 70 yildir boyle kriz gormedi sen hala cikmissin yok teget gecti, yok psikolojik diye akla mantiga sigmayan laflar ediyorsun.
Ben Deniz Baykal'in yerinde olsam hazir krizde reklam fiyatlari da dusmusken "Hamdolsun Teget Gecti" baslikli bir reklam kampanyasi baslatir, yerel secimlere kadar iktidar partisini maymuna cevirirdim. Ama zaten onlarda bir dirhem akil olsaydi, AKP de %47 ile ulkenin basinda olmazdi. Zavalli vatandas da ne yapsin? Asagi tukurse sakal yukari tukurse biyik.
Not: Erdogan'in bu durumu bana 15 sene once gordugum bir karikaturu hatirlatti. Adam karisini yatakta aralarinda zenci ve asyalilarinda bulundugu 4-5 adamla yakaliyor. Karisi da "Dur Necmi aciklayabilirim" diyor. Adam da hemen "Iyi, tamam, acikla bakayim, zenciyi acikla, asyaliyi acikla" diye cevap veriyor.
Ben Necmi'ni karisinin yerinde olsam "hamdolsun teget gecti" diye aciklardim herhalde (hehehehehehehe)
12 Yorum Var.:
SAYIN EKONOMİX,
TÜRKİYEDE DÖVİZ KURLARI PATLAMADIĞI SÜRECE,
BU KRİZ TEĞET DE GEÇER,PSİKOLOJİK DE OLUR,BİZE BİR ŞEY OLMAZ DA OLUR...
HAAA NE ZAMAN DÖVİZ KURLARI PATLAR. İŞTE O ZAMAN KİMSE'NİN SESİ ÇIKMAZ.2001 KRİZİNİ HATIRLAYALIM, GECELİK FAİZLER %7000 OLDU HÜKÜMET YOLUNA DEVAM ETTİ.
SONRA 1$ 600 000'DEN 1 700 000'E ÇIKTI. ERKEN SEÇİM OLDU. SONUÇ: İKTİDAR PARTİSİ %2 OY ALDI.
Tayyip Bey'in şu sayfaya bir bakmasını isterim.
http://www.marineandcommerce.com/files/MC1108ikinciel.pdf
burada gemi kiraları gözüküyor.Görüldügü üzere kuruyuk gemilerin piyasası ölmüş durumda.Tankerler gene bir nebze piyasada ilgi görürken kuruyuklerin durumu çokı kötü.
http://www.persemberotasi.com/?bolum=detay&konu_id=455
Buradan da gördügümüz üzere kuruyükler çok kötü.
Cargill gibi dünyaca meşhur tarım ürünleri ihracatçısı firmanın "
Cargill ayrıca 12 yaşındaki 161.000 dwt’lik capesize M/V Iron King’i ve 4 yaşındaki 177.000 dwt’lik M/V Lowlands Phoenix’i bir yıllığına günlük 17 bin 500 dolardan kiraladı." 177.000dwt gibi büyük sayılabilecek bir gemiyi bu fiyata kapatması bence düşünülecek durum.
Ayrıca Norden'in 27 milyon dolara sattıgı gemiyi düşünürsek.
http://www.persemberotasi.com/index.php?bolum=detay&konu_id=435
tüm bunları birleştirince deniz ticaretinin şu sıralarda eyrlerde süründügünü görebiliriz.Ha keş parası olup buradan ucuza gemi kapatmak gibi bir stratejileri olabilir ama bu da zor.
Deniz ticareti direk dünya ticareti ile alakalı oldugunu görünce dünyada ki krizin ne denli bir durumda oldugunu görebiliriz.
Kriz kazandığınız parayı azaltacak mı?
Hayır, ben öyle görmüyorum. Rakamsal olarak 100 değil, belki artık 50 dolar kazanacağız. Ama o 50 dolar 150 dolar değerinde olacak.
http://www.denizhaber.com.tr/SEKTORDEN/16802/Denizhaber-armator-Palmali-gemi-BTC-deniz-yuk.html
Bu adreste azeri bir gemicinin sözleir var.
Sayın EkonomiX boyle mi düşünüyorsunuz ? Belki gelirler tutar olarak düşecek ama bu düşen tutarların değerleri oldugundan daha fazla mı olacak ?
Yeni evli cift ilk gecelerinde beraber olacaktir, fakat erkek iktidarsizlik problemi yasar.
Kizin yorumu: Tamamen psikolojik bu di mi askim?
Gerci bizde devlet-millet iliskisi biraz kartlasmis bir cift ama neyse :)
Bence akp iktidarda olduğu icin psikolojiniz yerinde ve böyle eğlenceli yazılar yazabiliyorsunuz. Ya chp iktidar olsaydı? Şimdi avrupa birliğine ders vermek için üyelik başvurumuzu geri çekmiş (baykal askıya alalım demişti) prim ödeme gün sayısını düşürerek sgk yı batırmış (dahada batırmış), mazotu 1 YTL yaparak bütçeyi göçürmüş, özelleştirmeyi durdurarak cari açığı cartlatmış, kitleri arpalık olarak kullanmaktan maliyenin beli kırılmış, kamu bankalarının görev zararı yazmaktan eli tutulmuş, vs. vs. Diğer parti olsaydı yani mhp şu anda kuzey ırak a girmiş tampon bölge oluşturmuş,barzani ve onu desdekçileriyle bombalamaca oynuyorduk ekonominin durumunu hiç söylemiyim onu sen bile tahmin edersin. Sonra Hamdolsun akp var dersinde ağzın mağzın yanar. Düzgün senin psikolajin düzgün.
sayın havzalı;
2002-2007 yılları arası ve şimdi chp iktidar olsada durumçok değişmeyecekti(2002 yıllında hazinede mesela kemal derviş olacaktı,hani akpnin ekonomik başarısının mimarlarından)ayriyetten baykal'ın her dediğini ciddiyete almamak gerekir.Neyse bakalım sanayi verileri aralık ayında ne olacak.
Ya başbakanlar da "Battık, bittik" diye konuşsalardı... yazıyı öneriyorum. Linki; http://www.sabah.com.tr/haber,D1CBF4C245714A55A4039D9FB1B2B71C.html
Ya arkadaşlar kriz geometiyle, felsefe ile çözülmez ki. O zaman psikologlarımız biraz daha fazla çalışarak krizi çözerler di. Her işin uzmanı var ama siyasetçiler o kadar rahat hareket ediyorlar ki uzmanlar her seferinde şaşırıp Ülkeden soğuyorlar. Artık siyaset cahillerin elinden kurtulmalı.
Küresel rüzgarlar açısından bakıldığında Erdoğan kazanın doğurduğuna inanıp,öldüğüne inanmayan Nasrettin Hocazede komşu olarak görünüyor.
krizin bütün ülkeler üstünde ve finans ile ilgilenen herkes üstünde oldukça tahripkar bir etkisi var.
fakat benim en cok üzüldüğüm nokta krizin Ekonomix üstündeki etkisi,
gittikçe asabileşiyor
ve üslübu Bekir Çoşkuna benzemeye başlıyor.
biz eski sakin, soğukkanlı ve aklı başında değerlendirmeler yapan Ekonomix hocamızı özlüyoruz.
Not: ekim-kasım aylarında bu sinirli trend başladı.
herhalde o aylarda ciddi bir kayıp yaşadınız.
Sayin molgu,
Gecen sene bu zamanlarda da ben Merkez Bankasinin %3 enflasyon tahmininin gerceklerle alakasi olmadigini soyleyip onlari aci bir sekilde elestirmeye baslamistim. Siz de o zaman neden boyle bir uslup takindigimi merak etmistiniz. Bu sene icerisinde enflasyonun %12'e kadar cikmasi umarim size benim gecen sene Merkez Bankasina yuklenerek ne kadar hakli oldugumu gostermistir.
Simdi de hukumete haksiz bir sekilde yuklendigimi dusunuyorsunuz anladigim kadariyla. Ortada cok ciddi riskler var, icerisinde bulundugumuz kriz "suni" bir kriz degil. O yuzden de AKP'nin yaptigi gibi krizi onemsememek cok yanlis. Obama'nin gelecek ay aciklayacagi 1 trilyonluk harcama paketi de krizin onune gecemezse olacaklari dusunmek bile istemiyorum. Isin riski olasiliginin buyuklugunden degil, sonuclarinin buyuklugunden kaynaklaniyor ama. Olmaz ama olursa sonuclari cok dramatik olur.
Not: Pek farkinda degilsiniz ama burada olaylarin hep 2-3 ay onunde gidiyoruz. Agustos'ta borsa 43000'deyken satin dedik. Borsa 32000'e dustugunde (ekim basi) %20 daha dusecek dedik. Ciddi bir kayip yasadigimi iddia ederek yine desteksiz bir laf etmissiniz, teessuf ederim.
Sayın Ekonomix,
ben hükümete yüklenirken haksız olduğunuzu düşünmüyorum, sadece üslubunuza fazlasıyla agresif buldum.
kendi blogumunda "kriz psikolojiktir" özdeyişi! hakkında görüşlerimi yazdım zaten.
Hükümetin yapabileceği çok fazla bir şey yok şu an. Kamu harcamaları mı artıracaklar? mali disiplin gevşetilince bir daha toparlamak bizim için çok zor. Bazı yapısal reformlar yapabilirler ama bunlarda kısa vadede etkili olmaz.
Diğer seçenek vergileri düşürmek olabilir ama burda secici olmak gerekir. Bunun da uzun vadede bütçe üstünde oldukça olumsuz etkileri olur. Düşürdükten sonra yükseltecek babayigit bulunmaz bu topraklarda.
Yada Bankalar Birliği başkanının dediği gibi sabir kura mı geçilsin. Merkez Bankasının rezervi bu ortamda sabit kurda hemen erir. Bu risk primini artırır ve reel faizlerine yükselmesine neden olur.
Ya da TÜSİAD'ın dediği gibi IMF'ten gelecek kredi istanbul sermayesine mi dağıtılsın. Bu kredi onların Fannie ve Freddie'de bazı fonlarda kaybettikleri paraları karşılamaz bile.
Fehmi Karunun kriz ile ilgili yazısı, Bende krizden önce sorduğum maalle arasında hiçbir yeşil alan vb sosyal özelliği olmayan dairenin 220 bir ytl fiyatının krizden sonra 10 gün önce 250 ytl olduğunu öğrenince öğrnemiştim krizin büyüklüğünü.
İstanbul'a yeni yeni alışan bir dostum, zenginlerin görünmeyi sevdiği mekânda akşam yemeğine davet ettiğinde, aklımda Vanity Fair dergisinde taze okuduğum 'Kriz döneminde New York' manzaraları olduğu için, “Hâlâ gidiliyor mu oraya?” merakına düştüm...
Vanity Fair'in son (Ocak 2009) sayısında 'Panikten portreler' başlıklı bir yazı var. Yazıya eşlik eden el-çizimi resimler yeterince ürkütücü, anlatılan kişisel öyküler ise bayağı iç karartıyor. “Herkes bir şeyler kaybetti” diyor yazar, “İşini değilse bile tasarruflarının yüzde 25 veya 50'sini; hemen herkes ekşi yüzlü, endişeli, neşesiz... 'Basiret' ve 'ihtiyat' sözcükleri modalaştı.”
Lehman Brothers'ın çöküşünün ertesi günü Manhattan'daki pahalı eşyalar satan bir mağaza tarihinin en fazla ürün iade edilen gününü yaşamış...
Hâlâ yeterinden fazla serveti bulunanlar bile harcamalarını durdurmuş... Öğle yemeği için gidilen pahalı restoranlar sinek avlıyormuş... Akşam yemekleri evde yenmeye başlamış... “Zenginler ucuzun da tatlı ve keyifli olabileceğini yeniden keşfediyor” diyor yazar... Şarap düşkünü krize-uğramış zenginlerin 15 dolarlık şişelere talim ettiğini de yazıyor Vanity Fair...
Pazar yazısında, pop sosyologun, ocak söndüren fiyatlı Romanee Conti şarabı övgüsünü okuduğumda bizde durumun hayli farklı olduğunu tahmin etmiştim aslında. Nitekim, dostumun davetiyle zenginlerimizin buluşma mekânına gittiğimde, her zamanki kalabalığın arttığını fark ettim. Bardaki fıskos koltuklarını bile kaldırıp yerlerine masa koymuşlar...
Daha önce, “Kriz dönemlerinde zengin ortamları seyrekleşmez; 'kriz bizi vurmadı' mesajını vermek üzere daha önce ortalıkta görünmeyenler bile ayaklarını yeniden alıştırırlar” diye kulağımı bükenler olmuştu. Köşede oturmuş davet sahibi dostumun gelmesini beklerken sohbet ettiğim işadamları, neredeyse koro halinde, “Bizde kriz-mriz yok” dediler...
Bir milyar dolarlık cirosu bulunan bir işin sahibi, “Tek bir işçi bile çıkarmadım” diye yemin de etti.
Kriz yüzünden inşaatlarını durdurduğunu sandığım bir başka işadamı, “Biz inşaatlarımızı başkalarına satmak için yapmıyoruz; düşen fiyatlar sebebiyle ayırdığımız kaynaktan yüzde 30 tasarruf sağlama fırsatını bile bulduk” dedi.
Gördüğüm kadarıyla sorun, hep bir başkalarının sorunu...
İyi de, Romanee Conti marka şarap düşkünü olanlar, ısrarla bunun tam tersine bir tablo çizip duruyorlar gazetelerinde. Okuduğunuzda, batması mukadder Titanik gemisinde seyahat ettiğinizi düşünmemeniz imkânsız... Onlara göre piyasalarda yaprak kımıldamıyor... Onlara inanan patronlar, fazla olduğunu düşündükleri çalışanlarını kapı önüne koyuyor; okuyucuları ise ellerini ceplerine sokmuyor, alış-veriş etmiyorlar...
Bilgiç bir edayla, “Kriz olmasaydı, yabancı sermaye kaçar mıydı hiç?” diyenler ve “Özel kesim dış borçlarını ödeyemiyor” alarmist görüşünü seslendirenlerden geçilmiyor ortalık. Ben de, “Onlar diyorsa doğrudur; onlar bilmeyecekse ben mi bileceğim?” endişesiyle karalar bağlıyorum...
Şu alarmist satırları bir ekonomi yazarının köşesinde okudum: “10 ayda 30 milyar dolar ödenecek- Önümüzdeki 10 ayda (ocaktan itibaren) reel kesimin 29.8 milyar dolar uzun vadeli dış borç ödeyeceği anlaşılıyor. 1 milyar dolar kadar da kısa vadeli dış borç ödeneceğine göre, hemen her ay 3 milyar dolara yakın dış borç ödemesi gerekiyor. Az değil.”
Elbette az değil, ama tıkır tıkır ödenebiliyorsa bunu dert etmeye değer mi?
Sorunun cevabını Taraf'ın ekonomi yazarı Süleyman Yaşar versin, isterseniz: “Özel sektör 2008'in ekim, kasım ve aralık aylarında toplam olarak 10 milyar 438 milyon dolar dış borç anapara ve faiz ödemesi yaptı. Bu ödemeler yapılırken yaşanan kriz ortamına rağmen sorun çıkmadığı gibi Türk parası değer de kaybetmedi. Eğer özel sektör dış borcunu ödeyebilmek için piyasadan döviz alımı yapmış olsaydı, döviz fiyatlarının yükselmesi gerekirdi. /_Beklenen olmadı. Aksine aralık ayında 4,7 milyar dolarlık yılın en yüksek dış borç ödemesine rağmen, Amerikan Doları Türk parası karşısında değer kaybederek 1 lira 70 kuruştan 1 lira 50 kuruş seviyesine geriledi. Üstelik Merkez Bankası'nın politika faizlerini düşürmesine rağmen Türk parasının değer kazanması, kriz lobisinin söylediği gibi işlerin kötü olmadığını gösteriyor.”
Peki ya 'doğrudan yabancı sermaye' (DYS) girişi?
Merkez Bankası rakamları “Kriz var, kriz” tamtam seslerinin eksik olmadığı son üç ay içerisinde DYS girişinin azalmayıp geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 74 arttığını gösteriyor. Son üç ayda 4 milyar dolarlık yabancı sermaye akışı olmuş Türkiye'ye...
Birileri büyük bir oyun oynuyorlar, hem de çok büyük...
Yorum Gönder