Küresel kriz ortamında kişi ve müesseseler üzerindeki kredilere dayalı borç yükünün tehlikeli bir boyuta geldiğini savunan Narin, “Hükümet kriz koşulları nedeniyle bir kereye mahsus bu borç yükünden vatandaşını kurtarmalı, onlara yeniden borçsuz olarak hayatlarını işlerini geliştirmelerine ve taze bir başlangıç yapmalarına fırsat tanınmalı. Hükümet bankalara bu parayı kendisi enjekte etsin” demiş.
What is Insider Trading Anomaly
Recent Academic Studies on Insider Trading
How to Profit Legally From Illegal Insider Trading
Insider Trading in Germany
Inside Information About the Massive Insider Trading Probe
Insider Trading Returns
Definition of Insider Trading
Is Insider Trading Legal?
How Insiders Use Private Information and Don’t Get Caught?
SEC Regulation on Insider Trading: Section 10b
Bu taze başlangıç kısmı benim çok hoşuma gitti. Harry Potter hükümet asasını kullansın ve bir büyü yapsın... Kimseciklerin borcu morcu kalmasın, aldıgımız herseyi de bedava almıs oluruz boylece...Ne guzel ya bir dusunsenize; en luks yemegi yemis ol, dizustu bilgisayar almis ol, cikletinden, cikolatana, arabandan, elbisene ve hatta ne halt etmissen etmis ol! Dunyada kriz var, eee bizde de hükümet var, asa da var, ne duruyorsun oyleyse harry potter büyü yapsana.
8 Yorum Var.:
Bu memlekette kimse vatandaşı kurtarmaz, ama bizim burjuva bozuntularının döviz borcu yüksek ya hükümet yapar bir hokus pokus kurtarır bunları yükü de sade vatandaş pardon kölelerin üzerine boşaltılır.
Allah aşkına ekonomik mucize var deyip büyümeden vatandaşa bir şey koklatmayanlar bunu yapar mı, akıl alıyor mu? Soğanın cücüğü vatandaşa, kendisi badem bıyıklı sermayeye...
devletin dış borcu bulunmaktadır.böyle bir kıyakçı bulunmuşsa arada bu borcuda ödesin.vatandaş olarak teşekkürlerimizi sunalım.
ulas,
aslında guzel soyluyorsun, soyleki;
"yükü de sade vatandaş" demissin...iste bende bunu soyluyorum, hukumetin ustlenmesi demek ister vatandasın ister şirketin olsun, aslında bu yuku vergisini veren sade vatandasın ustlenmesi demek! o yuzden hata yapan hatasını ceksin diyorum. sirket kurlar duserken iyi borclanmaktasın da, cıkarken niye agliyorsun, risk aldıgını bilmeyecek kadar aptalmısın zaten oyleyse yonetme sirketi. Benzer durum vatandas icin de gecerli, kartın bedava kullanım olmadıgını bir cocuk bile biliyorken sen neden onlarca borcun altına giriyorsun.
"büyümeden vatandaşa bir şey koklatmayanlar" demissin, buna katılmıyorum.cevrendeki araba sayısnın ev sayısının artmasından bunun dogru olmadıgını fark etmen gerek.
soganı yetistiren badem bıyıklı olduguna gore, cucugunu vatandasa vermesi de gayet normal. unutmaki sogan olmasaydı ac kalacak olan badem bıyıklı iken vatandas en son noktada sadece cucugunu kaybeder.
birde su yonuyle bak, cumhuriyet kuruldugunda herkes cucuk yiyordu, hatta onu bile yiyemiyordu. şimdi birçok kişinin soganı var, hatta şimdiki cucukler eski soganlara bedel:)
Ah be Rdynk, Türkiye BM raporuna göre gelir dağılımında en kötü durumdaki ikinci ülke sence bu durumda ekonomik büyümeden bunca sene geniş bir kesim yararlanabilmiş midir? Ev,araba alanlara mı bakayım yoksa BM raporuna mı, ne dersin?
Soğanı yetiştiren badem bıyıklı tabi ki soğanı o yiyecek demişsin. Ah be güzel kardeşim adamlar ihaleleri sence adil mi dağıtiyorlar ( İşte ben sizin bu biçimdeki liberal anlayışınıza kızıyorum, tamam en büyük riski alan sermayedarsa kazancı çok olacak ama Türk liberalizminde sence risk kazanç ilişkisi var mı, bence yok örnek mi Aydın Doğan alıyor Hilton arazisini öncesinde şöyle düşünüyor ben imar katsayısını bir değiştiririm paralar cebe, Türkiye'de işler böyle yürüyor, sence bu adil mi, liberalizm teoride en azından bu biçimde bir adaletsizliği barındırıyor mu?). Şartnameleri nasıl ayarlıyorlar biliyor musun? İett genel müdürlükte çalışan bir arkadaşım var sen şu otobüs ihalelerindeki rezillikleri duysan oturur ağlarsın. Ya Yahudiler'e kızıp kızıp onlar gibi cemaat şeklindeki işleyişleri... Badem bıyıklılar kendi dışındakilerle iş yapmamaya özen gösteriyorlar. Arkadaşım var ofis malzemeleri satıyor. Arıyor sürat kargo'yu "yok" diyorlar "biz dışarıdan almıyoruz". "Dışarıdan derken, herhalde bir yerden alıyorsunuz" diyor, zorluyor,cevap "NT'den alıyoruz". Yani Nt'den alırsan cemaat içi ticaret, benim arkadaştan alırsan ithalat...Allah aşkına bu serbest piyasa ekonomisinin neresinde var, bu kartel düzeni kurmak değil de nedir?
Bir yanda İstanbul Dükalığı bir yanda Anadolu'nun Kalvinistleri Badem Bıyıklı Sermaye arada kalan köleler, bizler... Biz vergi verelim, hükümet alsın onların cebine koysun, adalet mi bu. En basiti yıllar yılı prim ödemiş emekliye büyümeden pay bile verme sadece enflasyon farkı ver, adalet mi bu?
Bana hiç onlar soğan yetiştiriyor deme, seneler senesi devletin kanatları altında sanayicilik oynayan ailelere bak. Sabancı, Koç ne yapar bunca sene, montaj otomotiv sanayi. Bunca destekle, sadece bunu yapabiliyorlarsa ben buna soğan yetiştirmek demem, bence hiçbirinde zerre sanayici ve işadamı olacak akıl yok derim ama milleti sömüren çakal zekası var derim. Ben stratejik sektörler açısından devletçilikten yanayım ama böylesinden yana değilim. Kore'de devletçilik yaptı, adamlar otomobil üretiyor, teknoloji üretiyor. Bizimki onca emek geldiği nokta, montaj...
Yukarıda türkiye hangi BM raporuna göre gelir dağılımında en kötü durumdaki ikinci ülke denilmiş ama kaynak verilmemiş. Türkiye'nin gelir dağılımına göre yeri şuradan bakılabilir (içinde BM sıralaması da var). Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde ortalarda bir yerde.
Burada sorun devletin sorumlu vatandaşından alıp sorumsuz vatandaşına vermesidir. Bu tür bir kredi borcu kapamak, vergi vermeyen adamı sürekli affederek vergi vereni enayi durumuna düşürmekten farklı değil. Ben iki yakam bir araya gelsin diye aldığım borca, harcadığım paraya dikkat edeceğim, sonra devlet benden aldığı vergiyi har vurup harman savurana, risk alana dağıtacak. Bu tür bir davranış sorumlu insanları da sorumsuzluğa teşvik etmekten başka bir işe yaramaz.
Benim de 150 lira borcum var,ben de yeni bir başlangıç yapmak istiyorum.
ulas,
kısaca sunu soyliyeyim ben senin o ornek verdigin seylerin hicbirine liberalizm diye bakmıyorum zaten. sen ithal ikameci donemi bir turlu sonlandırmassan adamlar teneke uretir tabi. acıklık, seffaflık ve HUKUK istiyorum ben. birde yazıda yazdıgım gibi durust insanların devamlı kandırılmamasını. hepsi bu.
ha birde su var"Biz vergi verelim, hükümet alsın onların cebine koysun, adalet mi bu. En basiti yıllar yılı prim ödemiş emekliye büyümeden pay bile verme sadece enflasyon farkı ver, adalet mi bu?" demissin ya ne guzel soyluyorsun işte. durust vatandasın vergilerini al, sonrada 45 yasında emekli ettigin emekliye ver adalet mi bu!
Sonunda bir konuda anlaştık, ne güzel...
Ah o Demirel'e ben ne diyeyim 45 yaşında emekliliğe kim iyi oldu diyebilir ki? Onun yüzünden sosyal güvenlik sistemi battı, millet şimdi mezarda emekli oluyor.
İthal ikameci dönemde onun gerektirdiği dinamikler içinde milleti soyan sermayemiz, ihracata dayalı sanayileşmede de yine onun dinamikleri içinde sömürmeye devam ediyor. Birinde gümrük duvarlarının arkasına saklandı, diğerinde de hayali ihracatlara, vergi iadeleri hokkabazlıklarına, doymamış pazara dışarıdan 1 liraya aldığını 10 liraya satarak vurgun yaptı.
Bunlar tabi ki teorideki liberalizme hiç uymuyor. Ama teorideki liberalizmin tarih boyunca pratikte yarattığı durum budur. Buna sebep olan şey, ahlak sisteminin hukuku, sonra ekonomiyi yaratması sürecinin tam tersi biçimde işleyerek ekonomik hayatın, hukuk sonra da paranın ahlakını yaratmasındandır. Yani teorideki ütopya olan tam rekabet piyasasına yakınlaşmayı bırakın tam uzağına düşerek tekeliyet yapısı hakim olmaktadır.
Yorum Gönder