Gorunmeyen El

Hayir, yanildiniz. A. Smith’in ‘gorunmeyen el’inden soz etmiyoruz. Bizim soz ettigimiz, Turkiye’den elini cekmeyen o hain gorunmeyen el.

Daha bir gun once “en iyi vatandas, olu vatandastir” anlayisini hicvederken, talihsizlige bakin ki; ayni saatlerde birileri de onlarca masum vatandasin canina kastetmek icin fitilin ucunu atesliyormis.

Daha cok televizyon ekranlarinda Bagdat’ta, Afganistan’da gormeye alistigimiz o feci sahneyi, Istanbul’un gobeginde gorunce yuregimize ates dustu. Hain el, hancerini cigerimize sapladi bu sefer. Teror!...

Hepimize gecmis olsun. Hepimize sabirlar diliyorum.

Konunun bir baska boyutuna deginecegiz simdi.

Olayla ilgili olarak bugunku gazete mansetleri (28 Temmuz 2008) dikkatimizi cekti.

Hurriyet’in manseti : PKK’dan Sivil Katliam

Sabah’in manseti : Katilleri Taniyoruz

Bugun Milliyet’in internet sitesindeki yer alan bir son dakika haberinde ise soyle deniyor :

' Kongra Gel Başkanı Zübeyir Aydar, İstanbul Güngören’de 17 kişinin ölümüne ve yaklaşık 150 kişinin yaralanmasına yol açan terör saldırısını kınadı. Aydar, PKK’nın olayla ilgisi olmadığını söyledi. '

Yaslaniyoruz galiba. Ben PKK’nin bir teror saldirisini, hem de ustlerine yikilan bir eylemi kinadigina ilk kez sahit oluyorum. Iyice yaslanip, onceki kinamalari (var ise eger) hatirlamiyor da olabiliriz. Yalanlamalari saymiyoruz tabi, burada apacik bir kinama var.

Sayin Turk de enteresan aciklamalarda bulunmus:

"(Kimden gelirse gelsin) demeyeceğim, bu olayı şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Bunu barışa, sürece, geleceğe vurulan bir darbe olarak değerlendiriyoruz" diyen Türk patlamaların ülkede gerginliğin gelişmesine neden olacak çok boyutlu bir olay olduğunu ifade etti. Olayın bütün boyutlarıyla ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Türk, "Peşinen adresler göstererek gerginlik yaratmanın bize göre hiç bir anlamı yok" dedi.

Benim kafam iyice karismaya basladi.

Sabah gazetesi kendi adina konussun. Ben –kendi adima soyleyeyim- katilleri felan tanimiyorum.

Hurriyet’e gelince, yaptiniz yine yapacaginizi.

Olayi hic bir orgut ustlenmeden, failler hakkinda resmi bir aciklama gelmeden once, adres gosterdiginize gore sizin bir bildiginiz olmali.

Oysa daha bugun, Sabah’tan Nazli Ilicak kosesinde, Hurriyet’in garip yayincilik anlayisiyla ilgili olarak bakin ne yazmis:

“...Daha önce de, bazı konularda iyi imtihan vermedi bu gazete. Hem Ahmet Taner Kışlalı, hem de Necip Hablemitoğlu cinayetlerinin ilk değerlendirmesi "derin devletin" parmak izlerini gösteriyordu. Ama birkaç gün sonra Hürriyet, tam aksi istikamette yayın yaptı. Taraf'tan Alper Görmüş gibi, ben de sormak istiyorum: "Kışlalı öldürülünce, 'Yine o meçhul fail' diye olayı değerlendiren Hürriyet, neden daha sonra faili meçhul cinayet izlenimini silecek şekilde haber yapmıştı? Hablemitoğlu cinayetinde, ilk gün 'Derin suikast' manşetini atmışken, niçin 5 gün sonra Kubilay ile Necip Hablemitoğlu'nu aynı çizgide göstermişti?"

Beyler, bakin bunlar ciddi meseleler. Ne biliyorsaniz, soyleyin. Elinizde konuyla ilgili bilgi, belge var ise eger, Savcilik orada, Emniyet orada. Elinizdekileri paylasin da bu teror belasindan hep birlikte kurtulalim.

0 Yorum Var.: