- Bazı insanlar hayat yarışına daha avantajlı bir noktadan başlar. Bazıları, diğerlerine göre daha zengin, daha güzel, daha akıllı, daha sağlıklı olarak dünyaya gelir. Bu farklılıkları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Hadi fakirlere sınavda ilave puan verip zenginlerle eşitledik diyelim. Peki, fırsat eşitliği adına çirkinlere estetik mi yaptıracağız? Aptalları dışardan müdahale ile akıllı yapmak mümkün olmadığına göre fırsat eşitliği adına zeki çocukların kafasına sopayla vurup aptal mı edelim?
- Yarışa önde başlamak avantaj sağlasa da önde bitirmeyi garanti etmez. Farkı yaratan fırsatlar değil fırsatları kullanabilme becerisidir. Dünya, hayat yarışına çok geride başlamış olmasına rağmen milyonlarca rakibine ‘tur bindirmiş’ örneklerle doludur.
- Hedef dışarıdan müdahalelerle farklılıkları ortadan kaldırmak değil, dışardan müdahalelerle suni farklılıklar yaratmamaktır. Çukurcalı öğrenciler için yapılması gereken tek şey, onların sadece Çukurcalı olmasından dolayı iyi okullara gitmesini engelleyecek uygulamaların oluşmasını önlemek, varsa ortadan kaldırmaktır. - Fırsat eşitliği tembelliği teşvik eder. Ben bugün çocuklarıma iyi bir eğitim sağlayabilmek için üç işte birden çalışıyorum. Hedefim çocuklarıma benim kadar çalışmayan babaların sunamadığı fırsatları sunmak ve onların önüne geçirmek. Devlet sürekli benim yaratmaya çalıştığım farkları kapatacaksa ben neden daha fazla çalışayım ki?
5 Yorum Var.:
"Devlet sürekli benim yaratmaya çalıştığım farkları kapatacaksa ben neden daha fazla çalışayım ki?"
iste tum yazı bu aslında...!
ustelik benim yaratmaya calistigim farki, yine benim emegimle kapatmaya calismak!
turkiye'nin tartisilacak meselesi pozitif ayrimcilik mi? bence once ona bir karar vermek lazim. turkiye genel olarak mureffeh bir ulke olsa, ortalama turk insaninin egitim sorunu olmasa, ama azinlikta kalan bir grup ulkenin geri kalanina gore dezavantajli durumda olsa, belki dezavantajli azinliga yonelik bir pozitif ayrimcilik cozum olarak dusunulebilir. ama turkiye'de ortalamanin uzerinde bir kalitede egitim alan insanlarin bile mutlak olculerde ne kadar iyi egitildikleri tartisilir. hal boyleyken, bu tip tartismalar bize luks gibi geliyor bana. bence enerjimizi, "egitimin genel duzeyini nasil yukseltiriz?" sorusunu tartismaya harcasak daha iyi ederiz.
"Devlet sürekli benim yaratmaya çalıştığım farkları kapatacaksa ben neden daha fazla çalışayım ki?"
Bence bakan sadece gunu kurtarmaya yonelik bir cozum uretmis.Sanki saymayi bilmeyen cocugu alip liseden sonra calculus ogretmeye kalkinca bir verim alabilecegini zannediyor.Cukurcadan alip bogazicine koyunca herseyin bir anda farkli olacagini dusunuyor.Eger hertarafta esit egitim saglayamiyorsan bu senin sucundur kalkip onu bir puan darbesiyle zaten cozemezsin.Zaten universite sinavini kusa dondurduler eskiden 2 basamakli gercek bir sinavdi sonra oss yaptilar ki cok basit sorulardan olusuyordu.Butun olay orta ogretim basari puanina kalmis idi.Ki bu cok zor liselerde fen lisesi gibi okuyanlari direk olarak cezalandirmak oldu.Cunku fen lisesinde 4.6 ortalamaya gelen puan
normal bir lisede 3.7 ortalamaya filan denk geliyordu.Normal lisede cok daha kolay puan alinmasi da cabasi.O zaman da denilen sey lisedeki alinan puanlarin universite sinavina etkisini artiracaz.Fakat liselerdeki egitim esit degil ki bu puanlarin bir kriteri olsun.Sonra parayla not veren ogretmenler filan turedi.Bu olay YOK eseri...komedi resmen...Eger oradaki egitim sartlari kotuyse ordaki politikalarin eseridir.Ogretmenler orada calismak istemiyorsa belli nedenleri vardir oncelikle bunlarin cozumu gerekir.Buralarinin bir sekilde cazip hale getirilmesi gerekir.
biri daha once dikkatimi su yoruma cekmisti, buraya ekleyeyim:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=pozitif+ayrimcilik%2F%40gerrain
Yorum Gönder