Ikiyuzlu Dogan medyasi ve Colasan olayi

Normalde artik 'malum nedenlerle' bloga yazmama karari almisken oyle seyler oluyor ki istisna yapmak durumunda kaliyorsunuz. Bu acidan yokluguma alismis olanlari sasirttiysam pesinen ozur diliyorum. Bakarsiniz arada 'tarafli yazar' kadrosundan ilerideki gunlerde de sasirtici 'post'lar yapabilirim. Ikinci olarak, yazim yine 'ekonomi' ile ilgili olmayacak. Ekonomi konusunda yazmamaya kararliyim. (Aydin Dogan ucreti karsiligi bir gazetesinde ufak mufak bir kose teklif ederse o ayri tabiiki...)

Kismetse bir veya iki hafta icinde yeni cumhurbaskanimiza kavusuyoru. Gec oldu 'insallah' 'guc' olmaz. Ama bu konu ile de ilgili yazmayacagim.

Son gunlerin en onemli konusu Hurriyet gazetesinin kemiklesmis kalemsorlerinden, bir zamanlar Ozal'in oldugu gibi bugun de Erdogan ve AKP hukumetinin en acimasiz elestirmenlerinden Emin Colasan pek de ani olmayan bir operasyonla kosesinden uzaklastirildi. Bu son, eger bir sonsa, ne zamandir belli idi, zaten Colasan da ne zamandir kendini buna hazirliyordu. Ancak bu operasyon buz daginin sadece gorunen kismi.

Simdi filmi biraz geriye saralim:

28 Subat 1997'de baslayan surecin en buyuk, en onemli saksakcilarindan biri oldu Hurriyet ve Ertugrul Ozkok...

(Oooo baba fazla sardin geriye........ Oynat biraz Ugurcugum....)

Peki... ANAP'in ve Mesut Yilmaz'in iktidarin bir ucundan tuttugu donemler ayni zamanda Dogan Medya'sinin hem Turkiye'de hem de Almanya'da operasyon sahasini genislettigi donemler olmustu... (Yine olmadi, oynat Ugurcugum)

Yine peki.... 2006 yilinin ortalarindan itibaren Hurriyet gazetesi (ve Vatan gazetesi dahil Dogan Medyasi) tum stratejisini Recep Tayyip Erdogan'in cumhurbaskani olmasini engelleme hedefi uzerine kurdu. Bu planin bir bacagini AKP hukumetini zayiflatarak mumkunse bir koalisyon iktidarina donusturmek oldu. Hatirlayin once Mehmet Agar'i cilalamaya basladilar... (Hoppalaaaa simdide Mehmet Agar cikti. 'Agar Roman' akla Susurluk'u getiriyor. Sahi Susurluk'u unutturmaya calisan medya grubu hangisiydi. Ya da o donemde yurtdisinda burnundan yumruklanan bir siyasetci hatirliyor musunuz?)



Neyse.... Nisan ayi gelene kadar tum oyun Erdogan'in cumhurbaskani olmasini engelleme uzerine idi. (Bu plan bir partinin hedefi ile de tipatip ayni ama bak sen su rastlantiya...) Ama Nisan ayinda Erdogan herkesi ters koseye yatirip da Abdullah Gul'u cumhurbaskani adayi yapinca bir anda kisa bir saskinlik oldu. Ama alternatif plan hemen devreye sokuldu. 'Pasam Pasam kalksana, neler oluyor baksana' nakaratli yazilar Dogan medyasindan ardi ardina firina verilirken 27 Nisan muhtirasi geldi. (Leman dergisinin harika saptamasi ile Genelkurmay hukumete MSN titresimi gonderdi) Bu surecte Ertugrul Ozkok basta olmak uzere Hurriyet gazetesi ve Dogan medyasi acikca darbe yanlisi bir tutum izledi. Gundemi saptirdi. Plan bir anda, AKP'yi en zayif aninda yakalamisken bir kasik suda boguverelim planina donustu. Dort koldan ataga gecildi, secim sureci manipule edildi. Ancak secimler samar gibi Hurriyet gazetesinin ve Dogan medyanin yuzunde patladi. Secimin asil maglubu bu medya grubu ve bu medya grubunun haberlerine fazlaca inanan CHP'nin oldu.



Peki secim sonuclari sonrasinda Hurriyet gazetesi 'acaba nerede yanlis yaptik, neden secim sonuclarini ongoremedik, dogru analiz yapamadik' dedi mi? Demedi. Neden demedi? Iste zurnanin zirt dedigi yer burasi. Cunku Hurriyet gazetesinin olaylari analiz etme gibi bir derdi yok. Hurriyet gazetesinin asil amaci 'olaylari izlemek degil yonlendirmek'. Tabloit gazeteciligi yaptiklarini Ertugrul Ozkok kac kez itiraf etti. (Gerci Turkiyedeki gazetelerin yuzde 90'i tabloit yuzde 10'u da bulten niteliginde. Malum, Zaman, Cumhuriyet gibi bultenler angaje olduklari politik gorusler nedeni ile tabloit gazeteciligi yapamiyorlar. Ancak Star, Yeni Safak (ulusalcilarin tabloit gazetesinin adi neydi yahu?) gibi tabloit gazeteleri bunlarin acigini kapatiyor. Bu yuzden bir sene kadar once gunde 10'a yakin gazete okuyorum hepsi yarim saatimi aliyor dedigimde okuyucular benimle dalga gecmislerdi. Ama bence daha fazla zaman ayirmak israf...)

Neyse, konumuza donelim. Dedik ki Hurriyet gazetesinin olaylari analiz etme gibi bir derdi yok. Hurriyet gazetesinin asil amaci 'olaylari izlemek degil yonlendirmek'. Bunun icin de her yol mubah. Dolayisi ile secim yenilgisi Ertugrul Ozkok abimize 'viz geldi tiris gitti'. Ertugrul Ozkok ve korosu bu kez basbakan Erdogan'a ve cumurbaskanligi adayi Gul'e akil vermeye basladilar. Ulkeye 24 Temmuz gunu gelip de secim sonuclarindan haberi olmayan birisi "galiba Erdogan ve Gul secimi kaybettiler, bu gazete kosecileri de dogru analiz ettiler, simdi de akil veriyorlar" fikrine kapilabilirdi. Yahu secimin hemen birkac gun oncesinde yuzde 80'imiz CHP'ye oy verecek kalanlar da bagimsizlara demissin, secimden once yaptigin tum analizler yorumlar yuzseksen derece yanlis cikmis, azicik otur, dusun. De ki biz yanlis yol izledik okuyucularim, ozur dileriz, bu mevkide de kalamayiz fedakarlik yapip koltuklarimizi koselerimizi dogru analiz yapan arkadaslara ya da hic yapmamis olanlara doldursunlar. Yamadilar. Ne yaptilar: Halk dusmanligina devam, askeri kasimaya devam, aba altindan sopaya devam, akil vermeye devam. Uzlasma, fedakarlik, sovalyelik vs. Icini bosaltmadiklari kavram kalmadi.



Peki Emin Colasan bu resimde nereye oturuyor? Burada en onemli faktor hukumete en muhalif gibi gorunen yazarini kovarak hukumete yanastigi izlenimini verdi. Bu zokayi AKP ve Erdogan yutmaz. Zaten amac da onlara yutturmak degil. Amac halka yutturmak. Su anda AKP taraftarlarina (ulkenin yuzde 50'sini olusturuyor) sorarsaniz Dogan medyasi yalanci, tarafli ve AKP karsiti. Ancak AKP karsitlarina sorarsaniz bu defa Dogan medyasi en buyuk hukumet destekcisi. Iste butun denklemin sirri burada yatiyor. Herhalde Ertugrul Ozkok disinda kimse bunu basaramazdi. Amac AKP'ye en acimasiz elestiriyi yapip AKP yanlisi gibi gozukmek. Emin Colasan bu noktada tedavul degerini yitirmis bir isimdi. Bozuk para gibi harcanmasi gerekiyordu ve harcandi.

Maalesef harcandi. Maalesef diyorum, cunku Emin Colasan bunu haketmedi. Sayin Colasan'in yazilarini okumam. Kendisinden hazzetmem. Ancak 24 Ocak kararlarinin perde arkasini anlattigi kitabi dolayisiyla kendisine borcum vardir. Emin Colasan bu ulkenin olaylari en manipule eden ve carptirarak yazan yazarlarindan biridir. Ancak bu sekilde yazmasini dogru bulmasam da bu sekilde yazma hakkini sonuna kadar savunurum. Emin Colasan'in Hurriyet gazetesinden sik olmayan bir sekilde kovulmasi uzuntuyle karsilanacak olan bir olaydir. Protesto edilmelidir, tepki gosterilmelidir. Bu yaziyi yazmaktaki amacim da sayin Colasan'a destek vermek. (Kendisinin umurunda mi bilmiyorum).

Dileyen Colasan'in stepnesi olarak gazeteye alindigi dusunulen Yilmaz Ozdil'le bir kiyaslama yapsin. Bir defa sayin Colasan bilgili bir adamdir. Ozdil gibi kara cahil kahvehane uzmani degildir. Ikincisi Colasan aciktan yalan yazmaz. Yanlis yazarsa duzeltir. Dogrulari da kismen vererek carpitma yoluna gider. Ama aciktan yalan yazmaz. Ozdil icin ise yalanin bini bir paradir. Hemen hemen her yazisinda aciktan yalan soylemekte karsisindakini enayi yerine koymaktadir. Ucuncusu, ben Colasan'in kendi vatandasina bidon kafa, salak, dangalak gibi hakaret ettigini duymadim. Ozdil hakaretin nasil yapilacagi konusunda sokak kabadayilarina rehber olabilir.

Sayin Colasan'a ayip yapildi. Dileriz sesimizi buradan duyarabiliriz kendisine.

Not: Yaziyi aceleyle yazdim, post ettikten sonra baktim ki cok yazim hatasi var. Ama zamanim yok, o yuzden duzeltmedim. Ozur diliyorum.

9 Yorum Var.:

T'Pol dedi ki...

Emin Colasan'a ben de bayilmam ama takdir ederim. Ozellikle de arastirma ve belge toplama aliskanligini cok begenirim. Sizin soylediginiz gibi bazi konulari carpitsa dahi, iskembeden sallamayan bir gazeteci olmasi kendisini digerlerinden ayri bir yere koyar. Umuyorum ki, kitap yazarak ve sahilde bir yerlerde sakin bir hayat surerek, bundan boyle kendisi icin de birseyler yapar.

Her ne kadar bazilari beni ayiplayacak olsa da icerik olarak olarak bana birsey vermeyen gazetelere ben de para vermiyorum, onlari internetten okuyorum. Bugunku Ertugrul Ozkok yazisina cok guldum. Halkin tepkisinden bile kendine pay cikarmis. Kendisini hic sevmem, yazilarini da ne zaman okusam irite olurum. Hicbir konuda tek bir goruse sahip degildir. Yaziya basladigi zaman ortaya koydugu gorusle ilgili olarak sonlarda bir yerde mutlaka "acaba mi ki" tadinda birseyler sokusturup, ne sis yansin, ne kebap turu yazar. Aksam ve Cumhuriyet haricinde Dogan grubuna ait olmayan gazete kaldi mi? Sabah'i saymiyorum, onun durumu belirsiz. Varsa, okuyayim. Aksam gazetesini de Serdar Turgut, Deniz Gokce, Oray Egin ve Engin Ardic icin okuyorum. Ozellikle Engin Ardic dusunce tarzi olarak bana cok benziyor. Ben de onun yasina geldigimde ayni olcude huysuz olacagim:) Cok hos...

Serhad dedi ki...

Merhaba Baris Bey;

Oncelikle yazilarinizi ozledigimi belirteyim. Colasan olayinda fikirlerinize katiliyorum.

Ertugrul Ozkok'den de hic haz etmedigimi belirtmek istiyorum. Bugunku yazisidna bile kendisini kurtarma calismalarina girismis.

Emin Colasan'i yazdigi kose yazilarindan cok kitaplari nedeniyle seviyordum. Ayrica arastirmaci gazetecilikte gencleri yureklendirmesini takdir ediyordum.

Son zamanlarda kendisini okumadığım halde, maillerde yazilarina surekli rastliyordum. Gercekten genclik uzerinde etki birakabilen bir yazardi kendisi. Kendim adina olmasada Turk Medyası adına uzuldum.

Ayrica bugun Bekir Coskun'da bizlere soruyor,

"Söyleyin dostlarım...

Ne yapmalıyım, ne?.." diye...

bence kendisine de cevap vermeliyiz :)
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar
/7093759.asp?yazarid=2&gid=61&a=879625

Özkan D. dedi ki...

barış bey gerçekten özlemişiz yazılarınızı...

Hakkaten hazzetmiyorum Emin Çölaşandan, ama her dönemdeki muhalefeti, hiç bir iktidara yakın olmayışı, bardağın dolu kısmını herkes yazar, ben boşları yazayım türünden yaklaşımı, ve bu konudaki tutarlılığı, değişmezliği gerçekten takdire değer..

Bekir Coşun da soruyor gazetede kalmalı mıyım diye, bu kayığın küreklerini tek başıma çekmelimiyim diye..

Önemli olan bu tip yazarların yazılarını yazmasıdır, yazılarını nerede yazdıkları değildir önemli olan.. Yılmaz özdil bile 3 satırdan oluşan yazılarıyla köşesiz kalmıyor bu ülkede.. Dedim ya ,önemli olan Sn çölaşanın da doğru bildiklerini yazmasıdır, nerede olursa olsun..

Hiç olmadı, fatih altaylının boştayken yaptığı gibi bir internet sitesi kurar, orada yazar diye düşünüyorum..

Adsız dedi ki...

Bu memlekette olanları gördükçe üzülüyorum...

Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı gerçek bir saçmalık! Karşısında salak var şeklinde yazılmış!

Hürriyet Gazetesinin büyüklüğü yüzündenmiş bu kadar tantana! Millet kıçıyla güler!

Bi bok düzelmez bu memlekette.

Özge

Mister No dedi ki...

Liberalsek veya demokrasi yanlısıysak başkalarının düşüncelerinden hoşlanmasak, hatta nefret etsek de onların düşüncelerini savunabilme haklarını savunmalıyız. Teşekkürler Barış Bey. Siz yazmaya devam edin lütfen.

isimsiz dedi ki...

bir kere hurriyet gazetesi toplumun tumunu kusattigini iddia eden bir gazete ama sadece kentli ve egitimli kesim okuyor ve ekonomide liberal gibi gozukse politik alanda aciktan kentli ve dindar olmayan kesimin haklarini savunan bir cizgide oldu her zaman. bu yuzden zamaninda anap dyp dsp ve son 5 yildirda chp yi destekliyor ve okur profilinin oylarini yonlendirmede basarili oluyor. bunu yaparkende genis halk kitlelerine gerek mansetleriyle gerekse kose yazarlari yoluyla hakeret etmeyi bir marifet zannediyor. emin colasan disindaki yazarlarin tumu kimisi yumusak tonda kimisi sert bir bicimde bunu yapiyor (hadi uluengin haric, liberal diye kendini taktim eden cuneyt ulsever de dahil). emin colasan olayina ise uzulmuyorum. bir kere kendisini dokunulmaz` zannederek her gun insanlara hakeret ediyor (bu konuda yilmaz ozdil onu gecti). ikincisi insaniyet vasfi nemrut duzeyinde. ucuncusu kendisi en zengin kose yazaridir, ertugrul ozkokten de zengindir. bunu 20 yillik 10 bin dolar yazar maasiyla yaptigini iddia etmesin kargalar bile guler. en hafif tabiriyle birileri tarafindan finanse edilmektedir ve danistay baskanvekili ve yillardir ust duzey yargi uyesi olan esine de bakmak lazim. danistay uyelerinin kendilerine gelen davalarla ilgili uzun yillardir cikar sagladiklarina iliskin muhtelif rivayetler piyasada dolasmaktadir. diger taraftan kovuldugunun aksami hemen kanalturke baglanip magduriyet ayaklarina yatmaya calismasi da diger bir garipliktir. kardesim patronun istemiyor seni efendi efendi cekil kosene.
diger bir sehir efsanesi ise emin colasanin turkiyenin en cok okunan ve en sevilen kose yazari oldugudur. bu palavra da ayni zamanda chp nin temmuz secimlerini kazanmasini iddia etmek gibidir. kendisine surekli birileri tarafindan odul verilmesi cok begenildigini gostermez. cok yazdim neyse. hurriyet yazarlari da sevmez emin colasani bekir coskun haric.
kendisi cumhuriyet gazetesine yakisir. vakit gazetesi yazarlarinin laik versiyonunun hurriyet gibi bir gazetede 20 yildir yazmasiydi garip olan. bu gariplik duzeltilmis oldu.

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Ismail Bey,

Colasan'in Türkiye'nin en zengin yazari oldugu, Özkök'ten bile daha zengin oldugu konusunda eminim elinizde kanit vardir, degil mi? Yoksa camur at izi kalsin...

Cölasan'i savunmak icin söylemiyorum ama bu komplo teorisyeni kokan, "piyasada dolasan muhtelif rivayetlere" dayanan iftiralara da dayanmak mümkün degil. Özellikle islamci-sagci güruhta bu komplo teorisyenligi ile istigal etme takintisi niye bu kadar yüksek, anlayabilmis degilim.

Cölasan iyisiyle, kötüsüyle, cok okumadigim, falan Türkiye'de köse dolduranlarin cogunlugundan daha okunasi buldugum bir yazar, bunu da belirteyim. Türkiye'nin en cok sevilen yazari olmasi mümkün degil, bu kadar kutuplasma üzerine kurulu bir kariyer haliyle cok nefret edilen bir kimlik doguruyor. Fakat cok okunan olduguna eminim.

Bugünkü Star'da A. Kekec'in güzel bir yazisi var Cölasan hakkinda, tavsiye ederim.

Selamlar,
Cüneyt

Dr.Firma dedi ki...

Sn.Emin Çölaşan Ekonomitürk 'te yazsa iyi olurdu.

kurmay dedi ki...

"Emin Colasan bu ulkenin olaylari en manipule eden ve carptirarak yazan yazarlarindan biridir. Ancak bu sekilde yazmasini dogru bulmasam da bu sekilde yazma hakkini sonuna kadar savunurum."

Bu biraz garip olmamış mı?... manipülasyon+çarpıtma eşittir yalan değilse, nedir.. Blogda bir yazı vardı; açılan ve kapanan iş yerleri sayısı hakkındaki bir haber... rakamları ve tarihi sallıyorum... geçen yıl ocakta 250 iş yeri kapanmış, 300 iş yeri açılmış...bu yıl ocakta 500 iş yeri kapanmış, 1500 iş yeri açılmış... gazetenin manşeti...Kapanan iş yeri sayısı %100 arttı... Bu ifade teknik olarak yalan değil tabiii. ama o 4 rakamın söylediğine bakarsak, bu manşet ve haber düpedüz yalan... Emin Çölaşan'ın da uslubu bundan farklı değildi yani... Hiç bir gazetecinin bu şekilde yazma hakkını kusura bakmayın savunulabilecek bulmuyorum...
Kıyas konusunda haklı olmanız, ayrı bir konu, kötünün kötüsü, kötüyü iyi yapmazki kötü yine kötüdür... Yılmaz Özdil 10 üzerinden 1 ise, o da hadi 3 olsun, sonuçta ikisi de sınıfta kalır bence...
Medyanın özellikle Doğan Medyası'nın %80-90'nını ben patronları olsaydım kovardım... Düşüncelerine katılmadığım için değil, gazeteciliğin temel ilkelerinden başka her b.ku yaptıkları için... Ama,bu kovulmanın da benim bakış açımla hiç bir alakası olmadığı için ; sevindim de diyemem kovulmasına, umursamadım diyelim...