Yuh Artik: Rahmi Turan

Coktan secmeli sinav yapiyorum, tek soru ama biraz uzun.

Bakin Ahmet Altan 7 Mayis 2007 tarihinde ne yazmis:

"Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Bu ülke korkulduğu gibi ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı.
Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeyle sakatlandı.
Cumhuriyet boyunca süren “kültürel bölünme” artık iyice keskinleşti.

Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısının önünde çıkaran, kadınlarının başını örttüğü, erkeklerinin sokağa pijamayla da çıkabildiği, erkek çocuklarının kahveye gittiği, kızlarının tam bir baskı altında yaşadığı, türküyle arabesk arası bir müzikten hoşlanan, belki de hiç kitap okumamış, hiç dansetmemiş, hiç karı koca birlikte lokantaya gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, evlerinde floresan lamba yakan, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli kalabalık bir kitle var.

Diğer yanda ise kız lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde eğitim görmüş, bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dansetmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okumuş, müzik zevki pop şarkılarla klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızların flörtüne izin verilmese bile göz yumulan, Allah’a inanan ama ibadete pek aldırmayan, kadınlarının başını örtmediği, şarabın kalitesinden pek anlamasa da kadın erkek bir arada gidilen bir gezmede içki de içmiş, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da okumuş yazmış, Batı standartlarına yakın bir grup var.

Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.
Onları, Batı’daki sınıflar arasında ortak bir zevk yaratan kilise müziği, dini resimler, İncil’in sinemalara bile yansımış hikayeleri gibi birleştirecek kültürel bir zemin yok.
Hayatları, zevkleri, inanışları birbirinden farklı.
Hatta birbirine düşmanca.
Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış.
Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar. Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık.
İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma ihtimalleri yok.
Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor. "


Bakin Rahmi Turan 19 Agustos 2007 tarihinde ne yazmis:

"BİR süre önce, Fransız Le Monde Gazetesi'nde, Türkiye ile ilgili önemli bir yazı çıktı...

Ülkemizin bugünkü durumuna adeta ayna tutan ilginç yorumdan bazı bölümleri beraber okuyalım:

"Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Bu ülke, korkulduğu gibi ırk ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı.
Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeyle sakatlandı.
Cumhuriyet boyunca süren 'kültürel bölünme' artık iyice keskinleşti.

Bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısının önünde çıkaran, kadınlarının başını örttüğü, erkeklerinin sokağa pijamayla da çıkabildiği, erkek çocuklarının kahveye gittiği, kızlarının tam bir baskı altında yaşadığı, türkü ile arabesk arası bir müzikten hoşlanan, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, karı-koca birlikte hiç lokantaya gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli, kalabalık bir kitle var.

Diğer yanda ise, kız lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde eğitim görmüş, bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dans etmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okumuş, müzik zevki pop şarkılarla klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızların flörtüne izin verilmese bile göz yumulan, Allah'a inanan ama ibadete pek aldırmayan, kadınlarının başını örtmediği, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da okumuş yazmış, Batı standartlarına yakın bir grup var.

Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.

Onları, Batı'daki sınıflar arasında ortak bir zevk yaratan kültürel bir zemin yok.
Hayatları, inanışları, zevkleri birbirinden farklı.Hatta birbirine düşmanca...
* * *
Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmıştır.Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Ve her seçimi kazanacak siyasi güçleri var.

İkinci grup ise azınlıkta...

Ve artık bir daha seçim kazanma ihtimalleri yok.

Bu noktada da tarihi bir çelişki ortaya çıkıyor."

Sorumuz geliyor.

Asagidaki ifadelerden hangileri dogrudur:

a. Rahmi Turan bu yaziyi Le Monde Gazetesinden degil, Ahmet Altan'dan asirmistir.
b. Le Monde bu yaziyi Ahmet Altan'dan asirmis, sonra yaziyi Turkce basmistir. Rahmi Turan da bunu " " isareti arasinda gosterdigi icin ortada bir sorun yoktur.
c. Olay "b" sikkinda soylendigi gerceklesmistir ama Rahmi Turan bazi kelimeleri degistirdigi icin problem vardir.
ç. Le Monde bu yaziyi Ahmet Altan'dan asirmistir. Tesadufen Rahmi Turan da bu yaziyi neredeyse aynen Ahmet Altan'in yazdigi sekilde tercume etmistir. Tesaduf iste.
d. Rahmi Turan ve Ahmet Altan aslinda ayni kisilerdir, o yuzden problem yoktur.
e. Rahmi Turan ve Ahmet Altan ayni kisilerdir, ama Ahmet Altan kendi yazdigi yaziyi Le Monde gazetesinde gordugunu dusundugu icin bunamistir. Acilen doktora gorunmesi lazimdir.
f. Rahmi Turan aslinda bunamistir, Ahmet Altan'in yazisini okurken gozlerinin onune Le Monde yazisi geldiginden kazayla Ahmet Altan diyecegine Le Monde demistir.
g. Ortada bir problem yoktur cunku iki yazi ayni degildir. En son cumlede Ahmet Altan paradoks demistir, Rahmi Turan ise celiski demistir. Suclu turkce kelimeler kullanmayan Ahmet Altan'dir, hatasini duzelttigi icin Rahmi Turan'a tesekkur borcludur.
h. Rahmi Turan yer darligi cektigi icin yaziyi kisaltmistir, buna ragmen yer bollugu ceken yazarlarin kullandigi "* * *" paragraf ayiracini kullanarak yer israfi yaptigi icin hatalidir.
i. Aslinda bu yazinin orijinali Rahmi Turan tarafindan 1987 yilinda "Kara Murat: Olum Yolu" kitabinin 105. sayfasinda yayinlanmistir. Bu yaziyi asil Ahmet Altan asirmistir. Ayni zamanda arkadaslar arasinda Rahmi Turan'a "Nostradamus Rahmi" de denir.
j. Burasi Turkiye, iki tane ODTU'lu 40 tane makaleyi calip piskin piskin "biz yazmistik" derken Rahmi Turan'i yanlis kaynak gosterdigi ve yaziyi degistirdigi icin elestirmek elestirilecek bir davranistir. Rahmi Turan'a bu davranisindan oturu 10000 YTL prim verilmesi gerekir, en azindan digerleri gibi "kendim yazdim" demiyor. Alkis.

Dogru cevabi bilen okuyucularimiz arasinda yapilacak cekiliste 2 okuyucumuza ODTU Edebiyat Doktorasi derecesi verilecektir.

Bu arada okuyucularimizdan bir tanesi bu yaziyi Ahmet Altan, Ertugrul Ozkok ve Rahmi Turan'a gonderirse sevinirim; onlarin da bu konudaki goruslerini ogrenmek isterim.

Not: Bu yaziyi ben yazdim ama fikir (ya da bunu ortaya cikaran) Ekonomi Toplum blogundan Keynesian006 isimli okuyucumuza aittir. Tesekkur ediyoruz.

3 Yorum Var.:

Kansoy dedi ki...

hem güldüm hem düşündüm...ya da hem düşündüm hem güldüm.. darbe çığırtkanı ertuğrula...orjinal yazar rahmiye...ve elbette ahmet altana gönderdim...

e tabi okur temsilcisinede..

Kansoy dedi ki...

artı...basın konseyi başkanınada gönderdim...googlede şöyle araştırmada yaptım daha önce bunu kimse farketmedimi diye ben izine rastlamadım...hatta enteresan bilgilerede rastladım...öyleki rahmi turan hakkında "gazeteciliğin duayeni" şeklinde esprilere bile rastladım...gerçi bazı haber dergileri (aksiyon) bulvar gazetecilikte duayen desede...sonuca yeni bir duayen oldugu alanı keşfedildi bugün itibari ile...

Kenan SÖZBIR dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.