Fiyat deflasyonunu tanımlamadan önce birkaç ön tanım yapalım.
Öncelikle para talebi nedir? Para talebi senin, benim cebimizde ya da bankadaki çek hesabı gibi likit varlıklarda tuttuğumuz paradır. İnsanlar servetlerinin portföyünü çeşitli şekillerde oluştururlar. Misal birisi giyim, yiyecek, konut ve para şeklinde tutabilir. Burada tuttuğumuz para aslında bizim paraya olan talebimizdir. Para harcadığımız zaman elimizdeki bakiye azalır ve tüketim ya da yatırıma dönüşür.
Para talebini doğru öğrenmek için şu soruya cevap vermemiz gerekir: İnsanlar neden belli zamanlarda daha fazla para tutarlar ya da daha az para tutarlar. Mesela enflasyon dönemlerinde hükümet ya da merkez bankası mevcut fiyat sepetinde insanların daha az para tutacağını göz önüne alamazlar. Yani fiyatların sürekli arttığını düşünün, siz bu durumda elinizde para tutar mısınız yoksa tutmaz mısınız? Ve insanlar ellerindeki fazla parayı tüketime yönlendirerek enflasyonu yaratır.
İyi bir parasal sistem insanların o gün oluşan fiyat seviyesinde tutmak istedikleri para miktarı kadar piyasaya para süren bir sistemdir.
Gelelim fiyat deflasyonuna. Fiyat deflasyonu tanım olarak ekonominin genelindeki verimliliğin artması yani bazı malların göreceli olarak kıt olma durumunda çıkması sonucunda oluşur. Fiyat deflasyonu iyidir aslında. Eğer parasal sistem işini yapıyorsa ve ekonomi büyüyorsa fiyatlar genel seviyesi aşağıya doğru çekilecektir. Çünkü verimlilik maliyetleri düşürür, düşen maliyetler fiyatlara yansır. Yani hayat pahalılığı düşmektedir.
1800' lü yılların sonlarına doğru abd' de yaşanan durum da tam olarak budur. Yalnız burada şöyle bir sorun var; eğer üretim artışları %10 düşüyor, piyasaya %10 para sürülüyorsa genel olarak indekslerde %0 enflasyon görülür. ama fiyatların %10 düşmesi gerekmektedir. ama bu saklanmıştır. Genel olarak fiyatların verimlilik sayesinde düşmesi iyidir ve sorun değildir.
0 Yorum Var.:
Yorum Gönder