1.Petrol-Altın-Dolar Fiyatları İlişkisi Hakkında
Petrol fiyatları ile diğer ekonomik malların,dövizin,ya da eknomik göstergelerin arasında ki bağlantılar hakkında bir şeyler söylemek gerekir.
*Herhangi bir ülkede enflasyon oranı yükseliyor ise yatırımcılar genellikle yatırımları belli bir terazide tutmak için altın alımı yaparlar.Tabi bu hareket devam ettikçe altın fiyatı yükselecektir.
*Bir ülkedeki ithal miktarının artması ülkenin dış ticaret açığını arttıracaktır,yüksek ticaret açığı ülkenin kurlarını yuakrı doğru taşıyacak,bu durum enflasyonu arttırcak.
Kısacası eğer ham petrol fiyatları tırmanışa geçerse altında yukarı doğru tırmanacaktır.
Bunların yanında bence asıl önemli olan global durumlardır.
Altının her zaman krizden beslendiği ve fiyatını bu şekilde arttırdığı gerçeği vardır,çünkü kriz anında insanlar global yatırım olarak dolar ya da kendi para birimini almaz.Çünkü kriz vardır.Keza ben aynı durumun petrol fiyatları için de geçerli olduğunu düşünüyorum.Her durumda ''acaba nasıl olurda fiyatımı arttırırım ülen''diye piyasada dolanan petrol en ufak şeyden kıllanmaktadır ve yukarı doğru tırmanmaktadır.
Bu duruma makro şekilde bakacak olursak zaten genel olarak bir enerji problemi yaşanan günümüz dünyasında enerji rezervlerinin artık yavaş yavaş son yüzyılına girildiğinin düşünülmesi,petrole alternatif olarak çok sağlam bir enerji bulunamaması,bulunsada petrol şirketlerinin bu bulunan teknolojilerin çok öne çıkmasına izin vermemesi gibi durumlar var.Sürekli bir artan talep azalan arz eğiliminde olan petrolün fiyatının yukarılarda olması bence bundan kaynaklanıyor.Aslında uzun vadede petrol yatırımı çok mantıklı.Fakat çok ürkek bir yatırımcı kimliği olan güzel ülkemde insanlar kendilerine empoze edilen hayal satılan dünyalarında köşelerden dönerken bazı gerçekeleri gözardı ediyorlar ve fena şekilde batıyorlar.
Malesef her seferinde dünyanın en zeki insanları biz türkleriz diyen arkadaşlarımızı aynı şekilde hesap yaparken bulmak kolay değil.Kısa vadede köşeyi dönerim hayaliyle yatırım dünyasına girenler gerçeğin böyle olmadığını, belki hayatını,belki eşini,belki ailesini kaybederek öğreniyor.Aslında burada çok yazılmış ama önce insanlarımızın uzun vadeli yatırımı öğrenmesi gerekiyor.Yoksa eminim bu yazıyı okuduktan sonra kızıp uzun vadeli yatırımı isteyen kim? diyen çok olacaktır.
ne ilginçtir ki ülkemizin güzel ve çok zeki insanları ev alırken uzun vadeli yatırım yapmayı kabul ediyor ama mesela adama git 5 senelik petrol al dediğimiz zaman yuh o kadar uzun vademi olur diyor.
Altın petrol ilişkisini yazı okumaktan sıkılan arkadaşlarımız için kısaca bir resimde göstermek gerek,şöyle ki
Görüldüğü gibi büyük kriz ve istisnalar durumunda genelde beraber hareket eden bir ikili var.Peki biz bu istisnaları yakalayıp nasıl kâr ederiz?
Aslında işin temeline gittiğimizde şöyle bir durum vardır.Emek sahibinin bir geliri vardır.Bir şey almak için ya da para kazanmak için bu emek sahibi gelirinin bir kısmını yatırıma bırakır.Bu noktada ilk görülen temel yatırım aracı altındır.Şöyle ki altının diğer yatırın araçlarına göre bir takım üstünlükleri vardır.Altın bütün yatırım araçlarından daha değerli ve kullanışlıdır.Hiç bir zaman popülaritesi düşmez.Her zaman alıcısı vardır.Çünkü doğa kanunları gereği arzı az olan şeyler değerlidir(bkz. su-elmas paradoksu).Bu nedenle temel uzun vadeli yatırım aracı altındır.Diğer yandan aynı arz ve talep benzerliğinde olanda bir petrol vardır.Petrolün altından farkı temel bir sanayileşme ihtiyacını karşılamasıdır.Ha bu durum altını değersiz kılmaz o ayrı mesele.Burada anlatılmak istenen bu iki malında benzer yapıda olmasıdır.Bir kriz durumunda insanlar altına kaçarlar,çünkü belirsizlik vardır.Eğer çok iyi bir tahminci değilseniz altına gidresiniz.Şöyle ki kriz durumunda ki bu krizin durumuna göre değişir belki kur çok yükselir belki çok düşer.Fakat altın en güvenli limandır.Hükümetler bazen para arzını arttırır bazen azaltır kurların fiyatı değişebilir fakat altını alırsanız çok büyük kayıplara uğramazsınız.
Şunuda belirtmek gerekir ki altın ve petrol fiyatları birbirini tetiklemez.Altın fiyatları çıktı gidip petrol alayım gibi bir zihniyet çok iyi değildir.Bu iki malıda dürtükleyen ortak etken enflasyondur.Enflasyonuda faiz oranları ile takip etmek gerekir.Enflasyon ve faiz oranlarının artışı güvensizlik sinyalidir ki bu durumda altına kaçış başlamaktadır.Aynı durum petrol içinde geçerlidir.Fakat petrolde asıl etmen yada daha fazla etkisi olan etmen serbest piyasadır ki bu serbest piyasa durumlarına çoğu zaman siyasi etmenler damga vurmkatadır(bkz.OPEC in dünyaya çektirdikleri )
Enflasyonu arttıran bir etmeninde mb nın para arzı olduğunu ne olur ne olmaz diye de belirtmek gerek.
Bir de TL nin değer durmunu gözönüne almakta fayda var.Ne demiştik;mevcut para birimi değer kaybederse insanlar yatırıma yönelmektedir.Devlet artık o zaman hangi sermaye fraksiyonu baskın gelirse onun dediğini yaptıracaktır;ya kuru arttırır ya da azaltır;bu dış ticaret açık ya da fazlası durumuna göre değişmekle beraber genelde tüsiad,müsiad,tim,tobb gibi kurumların etkisi altında belirlenmektedir.Gündemi takip etmekte fayda var,ihracatçılar kur konusunda seslerini yükseltmeye başladıkları zaman, güne göre önlem alınıp belkide portföy bölünmeli.
Bir de herhangi bir kriz v.s. durumunda ya da piyasadan yatırımcı çekilmesi durumudna durum iyi gözlenmelidir.
Yapılan yatırımların yabancı yatırım olması durumunda eğer takip edilebiliyorsa piyasan çıkabilitesi yüksek olan firmalar takip edilmeli,bu firmaların kredi borcu olup olmadığı zaten bilinir genellikle.Bu borcun nereye olduğuda önemli yer taşımaktadır bu kur hadiselerinde.Bu arada en son baktığımda İMKB de yabancı yatırımcı payı %64 tü.Yani adam yüklü miktarda yatırım yaparken beklenmeyen bir durum olur ve parayı çekerse parayı avrupaya euro olarakmı yoksa dışarıya dolar olarak mı götürecek belkide japon yeni olarakda götürebilir.Bu durumları takip edip para birimini takip edip kuru da bu şekilde tahmin etmek gerekir.Çünkü genellikle piyasada kar satışları diye bahsedilen durum ters gelişebilecek pozisyonlarda bir anda domino etkisine dönüşebiliyor ve piyasadan kaçış başlıyor.
Sonuç olarak bir kaç kelam etmek gerekirse sürekli bağlantısı olduğu düşünülen bu iki malı beraber değerlendirmektense her bir birimi tek tek değerlendirmek ve ayrı ayrı eğilmek daha faydalı olacaktır.Keza petrol altından daha ziyade bir mal olup kendi fiyatını belirleyen etmenler daha nettir.
Bir daha petrole dönecek olursak en iyisi belkide petrolü makro anlamda takip ederken birinci sırayı gelişmekte olan ve gelişen ülkelerin enerji taleplerine göre değerlendirmek.
Dünyanın artan enerji ihtiyacı dolayısıyla sürekli gelişmekte olan ülkeler petrolün fiyatını arttırıyorlar.Aslında dünya ekonomisi iyi gittikçe petrolün fiyatı artmaktadır.Arap ülkelerinde herhangi bir kriz olduğunda da artmaktadır ve bunu bu yazıda başka bir başlıkta değerlendireceğiz.
2.Makro Veriler ve Piyasa Verilerini Nasıl Değerlendirmeli
Aslında yukarıda bahsetmiştik bu verilerden fakat bir kez dah bahsetmek gerek.
Şöyle ki petrol fiyatlarının dünyada ki büyüme ile benzer bir yapıda olduğunu bu durumunda aslında sanayileşme ve dolayısıyla artan enerji ihtiyacı ve artan petrol talebinden kaynaklandığını söylemiştik.
Peki ben dünya ekonomisini nasıl takip edeceğim ya da makro verileri nasıl değerlendireceğim?.Belki bunlar hepimizin bildiği mevzular ama bir yerde toplayıp yazmakta fayda var.
Öncelikle genel verileri değerlendirmekte fayda var.Petrole etki eden faktörlerin gelişme olduğunu söylemiştim.Bu konuda özellikle kendi enerjisini üretmekte güçlük çeken ve bu nedenle genellikle az gelişmişlikten gelişmekte olan ülke olmaya yeni geçmiş ülkelerde artan sanayileşme rakamları önemlidir.
Bu ülkelere gavurlar ''emerging markets'' demişler.Hemen global bilgi kaynağı wikipediaya emerging markets yazıp hangileri olduğunu tespit ediyorum.Nedir bu ülkeler?
Wikipedia'da bu durum 3 şirketin ayırmasına bırakılmış FTSE,MSCI ve Dow Jones ayırmış.Ben iki kademeli olduğu için FTSE yi seçiyorum.
FTSE ne demiş''advanced markets,birincil gelişmekte olan piyasalar''Brezilya,Macaristan,Meksika,Polonya,Güney Afrika ve Tayvan demiş.''Secondary'' ikincil olarak ise Şili, Çin, Kolombiya ,Çek cumhuriyeti ,Mısır ,Hindistan ,Endonezya ,Malezya,Fas,Pakistan,Peru,Filipinler,Rusya ,Tayland,Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak geçmiş.
Fakat bu sayıyı biraz azaltmak gerek,bunu nasıl yapacağız,petrol için değerlendireceğimiz ülkeleri zaten bu yazıda başka bir başlıkta incelediğimizden direk ülke ekonomilerinin büyüklüklerine ve global ekonomiye olan makro katkılarına göre değerlendireceğiz.
öncelikle şunu yazmam gerek Goldman Sach'sın değer yöneticisi Jim O'neall'a kulak verip 4 büyük gelişmekte olan ülkeyi göz önüne alacağız,bunlar:Meksika,Türkiye,Güney Kore,ve Endonezya.
Elimizde bir güçlü kaynak daha var bunlarda BRIC ülkeleri olan; Brezilya Rusya Hindistan ve Çin.
Ben kendi adıma bu 8 ülkenin makro ekonomik verilerini takip etmenin yeterli olacağını düşünüyorum.
Hemen bu ülkelerin sanayileşme oranlarını ve problemlerini ve geleceklerine dair tahminlerimizi yazıp değerlendirme yapacağız.
Bu ülkeleri Moody's ,Fitch ya da Standart and Poors'Un notlarına göre değerlendirirsek hataya düşeriz çünkü bu değerlendirme kurluşları hakkında ki kaos teorileri benim bu kuruluşlara olan inancımı azalttı.(bkz.bir ekonomi tetikçisinin itirafları).Eğer örnek oalrak Meksika'yı ele alacak olursak;
Meksikanın gsmh sinin %70.5 i hizmet sektörü,%25.7 si sanayi sektörü ve %3.9 u da tarım sektöründen oluşan bir ülke.2007 yılında enflasyon oranı %3 lerde gezinen bir ülke Meksika.Peki buradan ne çıkmakta?Gsmh dağılım oranları ile tipik bir gelişmkete olan ülke görüntüsü çizen Meksikada sanayi üretimine kayış hızla devam etmekte.Meksikanın en önemli üretim alanları: hava aracı üretimi,otomobil endüstrisi,petro kimya ürünleri vs.
Ve en önemlisi bu ülkenini industrial growth rate diye bahsi geçen endüstriyel büyüme oranı %3.6(2006 yılı için)
Ülkelerin sanayi büyüme oranları dikkate alınarak,enflasyon oranları dikkate alınarak ve o ülkenin mb sının hedefleri göz önüne alınarak enerji ihtiyaçları takip edilmeli.Buna göre hareket edilmelidir.Serbest piyasa ekonomisinde arz talep dengesi olduğunu biliyoruz.Gelişmekte olan ekonomilerin petrol piyasasında en büyük tüketiciler olduğunu biliyoruz.(ABD yi göz ardı etmiyorum,bu sıralamada abd yi ayrı olarak değerlendirmek gerekir)Verileri bunlara göre değerlendirmek oldukça yararlı olacaktır.
Değerlendireceğimiz bir başka makro ekonomik hususta şu;bu petrolü tüketen ülkeler ve bunların tüketirken ki ağırlıkları nelerdir?
2008 verilerine göre;(veriler varil/gün şeklindedir)
abd ;19497
Çin ;7831
Japonya ;4784
Hindistan ;2962
Rusya ;2916
Almanya ;2569
Brezilya ;2485
Suudi Arabistan;2376
Kanada ;2261
Güney kore ;2174
Meksika ;2128
Fransa ;1986
İran ;1741
Birleşik Kral. ;1709
İtalya ;1639
Bu veriler ile birlikte ve ülklerede petrol tüketimin azaltacak ya da artıracak etmenler takip etmek gerek,kararları ona göre almak gerek.
Peki kardeşim bunlar tüketen, üreten kim diye sorarsanız ağırlıklarıyla onlarda geliyor ve yine 2008 rakamları ile 10metre küp varil/gün hesabı ile
Suudi Arabistan ;10 782
Rusya ;9789
ABD ;8514
İran ;4174
Çin ;3973
Kanada ;3350
Meksika ;3185
BAE ;3046
Kuveyt ;2675
Venezuela ;2643
Norveç ;2466
Brezilya ;2401
Irak ;2385
Cezayir ;2179
Nijerya ;2169
Angola ;2014
Libya ;1875
Şeklinde devam ederken daha fazla ülke var fakat en etkili olacak ülkeler bunlar gibi gözüküyor
Birde OPEC yani petrol üreten ülkeler birliğinde bahsetmek gerek ki bu ülkelerin beraber hareket ettikleri göz önüne alınmalıdır.
OPEC ülkeleri:Cezayir,Angola,Ekvador,İran,Irak,Kuveyt,Libya,
Nijerya,Katar,Suudi Arabistan,BAE,Venezuela
Bu ülkelerin birlik halinde hareket etmesi çoğu zaman petrol fyatlarını değiştirmektedir.
Misalen;
bu ülekler 1973 te Arap İsrail çatışması nedeniyle 1973 petrol ambargosu uygulamıştır.1980 de ise yine tepki olarak beraber hareket etmişlerdir.
Şimdide ihraç eden ve ithal eden ülkeler sıralamasını vermek gerekir;
İhraç eden ülkeler;yine 10 küp varil gün başı hesap ile(2006 miktarları)
Suudi Arabistan ;8561
Rusya ;6565
Norveç ;2542
İran ;2519
BAE ;2515
Venezuela ;2203
Kuveyt ;2150
Nijerya ;2146
Cezayir ;1847
Meksika ;1676
Libya ;1525
Irak ;1438
Angola ;1363
Kazakistan ;1114
Kanada ;1071
Şimdide ithal eden ülekelere bakalım,yine aynı şekilde 10 küp varil /gün şeklinde
ABD ;12220
Japonya ;5097
Çin ;3438
Almanya ;2483
Güney Kore ;2150
Fransa ;1893
Hindistan ;1687
İtalya ;1558
İspanya ;1555
Tayvan ;942
Hollanada ;936
Singapur ;787
Tayland ;606
Turkiye ;576
Belçika ;546
Son olarak geleceğie dair belki fikir verir diye resmi açıklanan petrol reservleri sıralamasını vermek istiyorum
suudi arabistan ;264.3
iran ;137.5
ırak ;115
kuveyt ;101.5
bae ;97.8
venezuela ;80
rusya ;79.5
libya ;41.5
kazakistan ;39.8
nijerya ;36.2
Bu veriler bb şeklindedir.(milyon varil)
Kardeşim dünya iyice kapitalistleşiyor,geç bu keynesyen ayaklarını, şirketlerden haber ver bize diyen arkadaşları duyuyorum,hemen isteğinizi yerine getiriyorum
dünyanın en geniş petrol ve gaz şirketleri(2009 verileri ile)(milyon varil petrol)
Ulusal iran petrol şirketi -325 000
Suudi arabistan petrol şirketi -300 000
Katar genel petrol şirketi -175 000
Irak ulusal petrol şirketi -125 000
Venezuela(petroles de venezuela)-120 000
şeklinde sıralanıp giderken;
Dünyanın en geniş rafinerileri yine 2009 yılı verileri bin varil ham kapasitesi günlük için
Exxon Mobil 5783
Royal Dutch Shell(hollanda) 4509
Sinopec(çin) 3971
BP(birleşik krallık) 3325
Conocophillips 2778
Chevron 2756
Venezuela 2678
Çin ulusal petrol şirketi 2615
Total (fransa) 2451
by DEDİLİ
George Soros Portfolio Holdings
Warren Buffett Stock Sales
William Ackman Pershing Square
David Tepper Appaloosa
Roberto Mignone Bridger Management
1 Yorum Var.:
çok güzel bir yazı olmuş,elnize sağlık,altın ile petrolün bu kadar yakın seyir aldığıını bilmiyordum..
Yorum Gönder