Disiplin Nedir: TCMB ve Enflasyon Tahmini

Merkez Bankası enflasyon tahminini gelsin benden alsın, aylarca beklemesine, onca para harcamasina gerek kalmaz. Daha bir kaç gün önce Merkez Bankasını ciddi şekilde eleştiren Ibrahim Turhan ve IMF başlıklı bir yazı yazmıştık. Ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Bundan 3 ay önce IMKB endeksi 50 bin seviyesinin altına doğru gerilerken biz ekonomik büyüme, enflasyon ve borsa endeksi hakkında bugün doğruluğu ortaya çıkan yorumlarda bulunduk. Söylediklerimiz özetle şuydu: Türkiye ekonomisi kendine ekonomist diyen tembeller güruhunun beklediğinden (daha doğrusu işkembeden salladığından) çok daha yüksek hızlarda büyüyor dedik ve o gün 2010 yılı büyümesi için ülkede yapılan en yüksek büyüme tahminini yapmıştık. O zamanlar diğer söylediğimiz şey de Merkez Bankasının faizleri enflasyon hedefiyle alakasız bir seviyede tuttuğu ve bu yüzden de 2010 yılı için cümle alem %7-7,5 enflasyon tahmini yaparken biz %8,5 enflasyon tahmini yaptığımızı açıklamıştık. Bunlar bugün olan şeyler değil, 3 ay önce olan şeyler. Merkez Bankası da o zamanlar %7 civarında enflasyon tahminini ağzında geveliyordu.

Bu tahminlerle paralel olarak borsanın 50 bin altındaki seviyesinin ucuz olduğunu, hedef olarak ise 2010 senesinde 60 bine ulaşacağımızı yine bundan 3 ay önce söyledik. Türkiye’de doğru ekonomi yorumuna pek kimse rağbet etmiyor, millet at pisliğine üşüşen sinek sürüsü gibi hareket edip Güngör Uras, Yiğit Bulut, Yaman Törüner gibi köşe yazarlarının peşinden gitmeyi tercih ediyor. Onca emek harcayıp insanlara ekonomi ve köşe yazarları konusunda eğriyle doğruyu gösterdiğimiz, ekonomi cehaleti çölünün ortasında şarıl şarıl akan bir vaha gibi olan Ekonomi Türk kitabımız bile onbinlerce satması gerekirken kitaba aslında ihtiyacı olmayan 1-2 bin kişi dışında kimse tarafından alınmayacak. Kitabı yazmaya başlarken bu durumun farkındaydık, yine de belki üç beş ekstradan kişiye faydamız olur temennisiyle bu işe giriştik. Ekonomik durumu doğru yorumlamanın karşılığını kitap satışları ile almasak da, borsada aldığımız hisselerin tahminlerimizin doğru çıkması neticesinde yükselmesiyle alıyoruz ama.

Türkiye ve Yunanistan gibi aynı kültüre, aynı insanlara, aynı mentaliteye sahip ülkelerin temel problemi disiplin ve ilkesizliktir. Sanıyor musunuz ki Merkez Bankasında enflasyonun bu sene sonunda %8,5’e yükseleceğini, yaz ortasında %12’lere geleceğini göremeyen bir Allah’ın kulu olmasın. Türkiye’de ekonomi bilgisi ve yeteneği en sağlam kadrolar Merkez Bankasındadır. Merkez Bankasında orta derece kademedeki bir ekonomist dahi bir çok devlet üniversitesinde ders veren bir çok hocadan, ve ekonominin direksiyonunda olan dinozor politikacılarla, Erdoğan’a karşı laf söylemeye yüreği yetmeyen genç gafillerden kat kat fazla ekonomi bilgisine sahiptir. Ben Ibrahim Turhan ve IMF başlıklı yazıda “IMF bir eğitim kurumu değil yaptırım kurumudur” derken kastettiğim doğru olanı bilemediğimiz değil, yapabilemediğimizdir. Problemin neden disiplin olduğunu anladınız mı şimdi?

Merkez Bankasında çalışanlar da faizlerin enflasyon hedefiyle alakasız olduğunu biliyorlar, Ibrahim Turhan da biliyor, Durmuş Yılmaz da. Ama adamlarda Erdoğan’a “Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarını sürdürmektir” diye cevap verecek yürek yok, 3 sene önce vardı, Erdoğan’la girdikleri dalaşı kaybettiler, IMF de gidince iyice pısırıklaştılar. Halbuki IMF zamanında kanunları zorla değiştirterek Merkez Bankasına kimsede olmayan bir güç verdi ve Erdoğan’ın bilgisiz ekonomi politikalarına karşı çıkılabilecek bir altyapı oluşturdu ama Durmuş Yılmaz bu gücü kullanmayı seçmiyor. Batıyı batı yapan disiplin ve kurallardır. Bir sistem oluşturursunuz, bir kural koyarsınız, ondan sonra herkes bu sistemi takip eder ve bu kurallara uyar. Sistemde yanlış olan veya işlemeyen kurallar varsa önce bu kurallar değiştirilir, ondan sonra uygulama. Türkiye’de kurulan sistemde Merkez Bankasının görevi enflasyonu indirmek olarak belirlenmiş. Durmuş Yılmaz ise “ekonomik büyümeye ve işsizliğe öncelik verelim, Erdoğan’ın seçimlerde oy kaybetmemesi bunlara daha çok bağlı, enflasyonla sonra ilgileniriz” mantığı ile hareket edip kanunları çiğnemekte sakınca görmüyor. Durmuş Yılmaz’ın başkan yardımcıları da bu duruma ses çıkarmıyorlar. Bir yanda disiplinsizlik, bir yanda kuralları hiçe sayma. Işte eleştirdiğimiz şey budur.

Bakınız, Türkiye ekonomisi şu sıralar %10 civarında hızlarla büyüyor, Haziran sonunda büyüme rakamları %13 olarak açıklandığı zaman göreceksiniz. Temmuz veya Ağustos’ta enflasyon oranı %12’yi geçtiği zaman ne dediğimi anlayacaksınız. Şimdi ya hükümetin çok hızlı ve keskin bir biçimde harcamları kısıp bütçe fazlası vermesi gerekiyor ya da Merkez Bankasının bunu hükümete dayatması, gerçekleşmemesi durumunda da faizleri enflasyon hedefiyle alakalı seviyelere yükseltmeye başlaması gerekiyor. Bunun böyle gerçekleşmeyeceğini ve Temmuz ayında ise yine başka bir “ben demiştim” yazısı yazacağımdan emin olduğumu da belirteyim. Saf değiliz.

Bu ekonomik durum içerisinde en ideal yatırım nedir, ekonomiyi doğru okuyan bir ekonomist nasıl yatırım yapıyor diye merak ediyorsanız Ekonomi Türk 2 bloguna üye olmanızı tavsiye ederim. Insanlarımız kitaba para harcamıyor ama nedense haftada bir iki yazı yazılan dandik görünümlü bir bloga $12 ödemekten çekinmiyorlar.

6 Yorum Var.:

tekeli71 dedi ki...

İnan Doğan'ın Turkishtime daki
"Küçük Yatırımcıya Tavsiyeler"
başlıklı yazısını herkesin okumasını tavsiye ediyorum.

DaesAgelmar dedi ki...

Sn Editör,

bildiğiniz gibi aziz milletimiz okumayı pek sevmiyor. Okuduğunu uzun uzun anlatan adamıda sevmiyor. Kitabınızı işe gelip giderken kullandığım servise herkesin okuması için bıraktım. Kimse eline alıp sayfasını bile çevirmedi.

Serkan dedi ki...

Insanımızın okumayı sevmediği bir gerçek ama Ekonomiturk'un tanıtımını yeterince yapamadığımız da bir gerçek. Yoksa bu kadar güzel bir kitabın en az 10 bin satması gerekiyor.

Cehaleti yenmek için ülkemize bir iyilik yapmak istiyorsak bu kitabı duyurmalıyız. Kitabı okuyabileceğini düşündüğüömüz tanıdıklarımıza bu kitabı hediye etmek, ekonomiturkbblogunu tanıdıklarımıza duyurmak ve facebookdaki gruba insanları davet etmek bu noktada çok etkili olacak. Desteğinizi bekliyoruz.

Blog Sahibi dedi ki...

DaesAgelmar,

Servise biraktiginiz kitabin uzerine "bu kitabi okumasi yasaktir" ibaresini yazarsaniz daha cok kisi ilgi gosterecektir :)

Ben ve diger arkadaslar bu kitabi yazarak ulkemize ve bizi okutan vergi veren vatandaslara karsi olan sorumlulugumuzu yerine getirdik kanaatindeyiz. Artik gece rahat uyuyoruz.

Kitabin ticari olarak 1 yil satilmasini ongorduk, 10 lira da cok pahali bir ucret sayilmaz. Bir yildan sonra ise kitabi Taksim'de bedava Incil dagitanlar gibi dagitma yolunu da secebiliriz. Bu konuda bir bagis kampanyasi vs. baslatabiliriz, ya da bir gazete veya dergiyle birlikte genis kitlelere dagitilmasi konusunda da gorusebiliriz. Alternatifler cok, zamani gelince konusulur.

Bu arada Editor hakikaten sitenin ziyaretci sayisini patlatti, tebrik ederim.

erol dedi ki...

Hocam birisi artık söylesin diye söylüyorum.2008 krizinde Yiğit Bulut dolarlamızı değer artışı ve inişinde yüzde onluk dilimler halinde sattırdı mevduata koydurdu sonra dolar yenıden 1.48 lere indiğinde mevduat faizi ile birlikte doları 1.80 den sattığımızı söyledi doğru hesaplayınca aşşağı yukarı tuttu ama o arada borsada 26binlerden 60binlere tırmandı ereğli gibi hisse bile 2-6 tl arası gezdi.Biz bunları seyrettik aradan geçen onca aylar sonunda bana 1.80 den dolar bozmus gibi olmasının ne anlamı var.Dikkatinizi çekerim sadece bir bozdurma işleminden bahsediyoruz para işlemiyor zaman geçiyor.Sayın Bulut Bugün ne dese beğenirsiniz hesaplamış bugün parasını bozanlar sanki 5tl den bğzmuş gibiler dedi.Hesaplara bakıyoruz oyle 2.5 kattan fazla bir artış olmamış.Belki bilmediğim birşey var diyemiyeceğim hesap ortada.

Editor dedi ki...

@erol,

Hata sende Yigit Bulut'un sozlerini dinliyorsun.