Eskiden AKP kotunun iyisi derdik, elestirsek de yine de destek cikardik. Artik o gunler de geride kalmis gibi gorunuyor. Son zamanlarda AKP artik kotunun iyisi degil, sadece kotu olmaya basladi. Endiseyle izliyorum.
Ugur Gurses bugunku yazisinda hem Sanayi Bakani Caglayan'a hem de Ali Babacan'a iki buyuk tas atmis. Ote taraftan Merkez Bankasi baskani Yilmaz'in yaklasimini one cikarmis. Bizim de cok uzun sureden beri belirttigimiz gibi bu ulkede ekonominin direksiyonundaki en yetenekli kurum Merkez Bankasi. Kendilerine tesekkur ediyorum. Ugur Gurses'in yazisini ise mutlaka okumanizi oneriyorum. Bir kac satirbasi soyle:
Reeskont Nedir Bütçe Nedir Aritmetik Ortalama Nedir Hisse Senedi Nedir Bilanço Nedir Akreditif Nedir Tahvil Nedir Broker Nedir Portföy Nedir Tutumluluk Nedir Varlık Barışı Nedir Evrim Teorisi Nedir Reyting Nedir
"Firmalara ilişkin anket verileri, ithalat bağımlılığını artıran temel unsurun fiyat olmadığını, kaliteli ürün eksikliği ile yurtiçi üretimin olmaması ya da yetersiz olması gibi nedenlerin ara ve yatırım malı temininde firmaları ithalata yönelten esas unsurlar olduğunu göstermiş. İkinci sürece ilişkin bulgular da, sanayi sektörlerindeki uzmanlaşma yapısındaki değişimin, ithalata bağımlılık oranının artmasında temel nedenlerin başında geldiğini göstermiş.
Araştırma, ‘ithalat bağımlılığında fiyat temel unsur değil, başta kalite olmak üzere yapısal unsurlar belirleyici’ diyor. Bu bulguları toplantının açılış konuşmasında aktaran Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Türkiye’nin küresel rekabet gücünün kalıcı artışı için döviz kuruna dayalı kısa vadeli politikalardan ziyade, mikro reformları içeren uzun vadeli bir bakış açısına ihtiyaç duyulduğunu” söylüyor. Aynı toplantıda bulunan Bakan Çağlayan ise bilimi bir tarafa bırakıp, Merkez Bankası’nın kur ve faizi ayarlayarak sanayiciyi kurtarması gerektiğini söylüyor!
Reeskont Nedir Bütçe Nedir Aritmetik Ortalama Nedir Hisse Senedi Nedir Bilanço Nedir Akreditif Nedir Tahvil Nedir Broker Nedir Portföy Nedir Tutumluluk Nedir Varlık Barışı Nedir Evrim Teorisi Nedir Reyting Nedir
"Firmalara ilişkin anket verileri, ithalat bağımlılığını artıran temel unsurun fiyat olmadığını, kaliteli ürün eksikliği ile yurtiçi üretimin olmaması ya da yetersiz olması gibi nedenlerin ara ve yatırım malı temininde firmaları ithalata yönelten esas unsurlar olduğunu göstermiş. İkinci sürece ilişkin bulgular da, sanayi sektörlerindeki uzmanlaşma yapısındaki değişimin, ithalata bağımlılık oranının artmasında temel nedenlerin başında geldiğini göstermiş.
Araştırma, ‘ithalat bağımlılığında fiyat temel unsur değil, başta kalite olmak üzere yapısal unsurlar belirleyici’ diyor. Bu bulguları toplantının açılış konuşmasında aktaran Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “Türkiye’nin küresel rekabet gücünün kalıcı artışı için döviz kuruna dayalı kısa vadeli politikalardan ziyade, mikro reformları içeren uzun vadeli bir bakış açısına ihtiyaç duyulduğunu” söylüyor. Aynı toplantıda bulunan Bakan Çağlayan ise bilimi bir tarafa bırakıp, Merkez Bankası’nın kur ve faizi ayarlayarak sanayiciyi kurtarması gerektiğini söylüyor!
Merkez Bankası araştırması, çeşitli sektörleri içeren ve imalat sanayini temsil eden bir yelpazede 145 firmadan derlenen bilgilerden bilimsel sonuç çıkarıyor; Bakan Çağlayan ise ‘27 yıllık sanayiciliği ile’ ayaküstü bir sonuç çıkarıyor!
Aslında ister ihracatçıların temsilcilerinin, isterse Bakan Çağlayan’ın bu yaklaşımı, bize PISA (uluslararası öğrenci değerlendirme programı) test sonuçlarını anımsattı. Bu sonuçlar ki, bilime neden itibar etmediğimizi, bilimden neden uzak olduğumuzu anlatıyor.
2006 PISA test sonuçları gösteriyor ki, bilim alanında 30 ülkenin bulunduğu OECD sıralamasında Kore 5. sırada, Türkiye ise 29. sırada. Okuma alanında Kore 1. sırada, Türkiye 28. sırada. Matematikte Kore 1. sırada, Türkiye 29. sırada.
Neden bu karşılaştırmayı Kore ile yaptık? Şundan: Önceki gün Ankara Sanayi Odası’nda uzun bir konuşma yaparak (14 sayfa), ekonomideki kötü gidişatın hükümet dışında her şeye ait olduğunu anlatmaya çalışan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, Türkiye ile Kore’nin pek farklarının bulunmadığını, ama Kore’nin arayı açtığını anlatıyordu. Bunun ardındaki temel nedenin de ülkemizdeki siyasal istikrarsızlık olduğunu vurguluyordu. Bu konuşmadan aklımızda kalmış! "