Devletin harcamalari ebeveynlerin gayretlerinin yerini tutamaz.

Devletin sosyal harcamalarini, 'sosyal olmayanlardan' nasil ayirt edebiliriz ? Bir harcamanin sosyal olabilmesi için ekonomik (ekonomi nedir?) kaygilara dayanmamasi, harcamalarin geri dönüp dönmeyecegine bakilmamasi gerekir degil mi ? 'Çiktilari maksimize etme' kaygisiyla hareket edildiginde, esitlik sizin öncelikli hedefiniz olmayacaktir. Ayni sekilde esitlik politikalarini öne çikardiginiz ölçüde büyümeden vazgeçmeniz gerekmekte. Buradaki çikmazi görebiliyor musunuz ? Üretkenlikten aldiginiz vergilerin oranlarini artirip geri dönmeyecek alanlara dagittiginiz ölçüde ülkenin toplam milli hasilasini düsürüyorsunuz. Lütfen su denklemi hiç bir zaman unutmayalim; ''sosyal harcama=geri dönmeyen harcama'' demektir. Devleti ''yeniden dagitim'' mekanizmasi olarak gördügünüz ölçüde, dagitilanlarin orani büyüse bile mutlak olarak küçülecektir. Bu ''Esitlik'' ideolojisinin siyaseten neden kolay kolay savunulamadigini göstermez mi ? Vatandaslarimiza sorun: 'esitligi tesis etmek için zenginlerin gelirlerinin %50'sine el koyacagiz ama sizden de %5 gidecek'. ''Yasasin esitleniyoruz'' diye hoplayip ziplayan çikar mi dersiniz ?

Sosyal yaralarimiz çok fazlaysa, 'sosyal devlet' olmak için yeterinde gayret sarfetmedigimiz sonucuna otomatik olarak atlayamayiz. Tam tersine. Bütçemiz içinden 'egitime ve sosyal güvenlige' ayrilan pay Avrupa'nin anli sanli sosyal devletlerinden daha düsük degildir. Köylülerimize para pompalayalim derken her bir sehirliden oransal olarak çok daha fazlasini kesiyoruz (yogun kayitdisilik ortaminda vergi tahsilatindaki adaletsizligi de göz önüne alin). Avrupa'da %5'i besleyenler %95'ken, biz %35'imimizi %65'le ayakta tutmaya çalisiyoruz. Memurlarimizin, emeklilerimizin gelirleri kisi basina düsen GSMH ile karsilastirildiginda düsük sayilmaz. Buna ragmen köylümüz, emeklimiz, memurumuzun durumu Avrupa'li türdesleriyle karsilastirilamayacak oranda kötü. Egitim durumu içler acisi. Niye ? YETERINCE SOSYAL OLMADIGIMIZDAN DEGIL, MATEMATIK ILE ARAMIZ IYI OLMADIGINDAN.

Iflas Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Risk Nedir  Libor Nedir  Ikame Etkisi Nedir

Geçenlerde bir sosyalist arkadasimiz, Dünya Bankasinin alt gelirlilerin egitilmesi için devletlerin daha çok kaynak ayirmalarini öneren raporunu hatirlatti (Bu elbette orta kesimin fazladan vergilendirilmesi anlamina gelir). Transfer harcamalarinin belki de en az zararlisi egitime gidenler. Bütçesine bakarsaniz Türkiye Cumhuriyeti'nin bu konuda laf degil icraat yaptigini görürsünüz. Ancak yalnizca devletin egitim harcamalarini artirarak mucize sonuçlar elde edebilecegimizi düsünüyorsak çok yaniliyoruz.

Almanya'da genç Türk'ler arasindaki issizlerin orani %30'mus. Egitilmeye niyeti olanlar için daha fazla egitim verme imkanina sahip baska bir ülke var midir ? Alman'larin engelleyici olduklarini düsünmeyin. Aksine bizden farkli olarak hayli kalabalik olan Alman orta sinifinin 'egitilselerde üstümüze kalmasalar' psikolojisinde olduklarina emin olun. Artik görmeliyiz: Devlet ne kadar tesvik edici olursa olsun ebeveynlerin gayretlerinin yerine tutamaz. Ne maddi ne de manevi olarak.

Üstelik bu politikayi abartirsaniz sistem sorumsuz ebeveynleri sorumlululara karsi çok fazla kayirir hale gelir. Nüfusumuz ''enflasyonist'' oranlarda artiyor. Sonra kalkip issizlik orani niye düsmüyor diye hayiflanip duruyoruz. Erdogan yogun gündemi arasinda çok degil yalnizca ''bir dakikaligina düsünme molasi'' vermis olsaydi insanlari çok çocuk yapmaya tesvik etmenin Türkiye Cumhuriyet'ini bir felakete götürdügünü anlayabilecekti. Bu kosullarda sorumlu ebeveynlerin gelirlerinden hangi oranlarda kesinti yapip digerlerine transfer ettiginizde esitligi tesis edeceksiniz ? Üstelik çocuk sahibi olanlarin çogu gayet iyi bilir ki, çocuk yetistirme isinin manevi yani maddi yanindan daha önemlidir. Çocuk, maddi olarak hiç bir sey almasa bile en azindan anne ve babalari tarafindan 'önemsenmek', 'sevilmek' ister. Aslinda onlar için harcadiginiz para onlara verdiginiz degerin göstergelerinden yalnizca biridir. Devlet bu açigi nasil kapatacak ?

ahmet çavusoglu

0 Yorum Var.: