Yalcin Dogan

Benim okudugum kose yazari sayisi fazla degil, o yuzden olan biten herseyi goremiyorum. Adini birakmayan bir okuyucumuz Yalcin Dogan'in da gercekleri carpittigini belirtiyor. Okuyucumuzun yazisini asagiya aktariyorum, akabinde ben de bir kac yorum yapacagim:

Ben de dünkü (27.12.2006) Hürriyet'te bir gerçekleri çarpıtma örneği görmüştüm. Aşağıdaki satırlar Yalçın Doğan'ın yazısından:

"TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) elindeki rakamları siyasete alet ediyor. Ekonomik (ekonomi nedir?) verileri siyasetin hizmetine sunuyor.TÜİK 2005 yılı gelir dağılımını açıklıyor. Halkı gelir guruplarına göre, beşe ayırıyor, en üst yüzde yirmi, en alt yüzde yirmi, diye sıralıyor ( bkz. yüzde hesabı nasıl yapılır). En fakir yüzde yirmi nüfus ile en zengin yüzde yirmi nüfus arasındaki gelir farkını 7.3 kat olarak ilan ediyor. Bu eskiye göre bir düzelme. Gelir dağılımında belli bir iyileşme.Oysa, nüfus yüzde yirmilik dilimler yerine, yüzde beşlik dilimlere ayrıldığında, gerçek çok daha farklı.En alttaki 3.4 milyon kişi, toplam gelirden sadece iki milyar YTL'lik pay alıyor. Buna karşılık, en zengin 3.7 milyon kişi, toplam gelirin 47 milyar YTL'sini elde ediyor.En zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkı, TÜİK'in açıkladığı gibi, 7.3 kat değil, tam 23.5 kat.Uçurum derinleşiyor. Her türlü sosyal huzursuzluk ve şiddet bu uçurumdan besleniyor."

Benim bildiğim gelir dağılımı araştırmalarının sonuçları eskiden beri yüzde 20'lik gruplar bazında kamuoyuna açıklanır. Yani bu yıl rakamlar iyi görünsün diye bu şekilde açıklama yapılmış değil. Ayrıca yüzde 10'luk ve yüzde 5'lik dilimler bazındaki veriler de TÜİK'in haber bülteninde yer alıyor. Fakat esas bomba bunlar değil şu: Yalçın Doğan, yüzde 5'lik dilimler bazındaki en yüksek ile en düşük dilimler arasındaki farkı sadece 2005 yılı verilerine göre vermiş ve buna dayanarak uçurum derinleşiyor demiş. Böyle bir yorum yapmak için önceki yıllara ait verilere de bakmak gerekmez mi? O bakmamış ama biz bakıyoruz ve ne görüyoruz. Bu fark 1994 yılında 44.2, 2002 yılında 35.2, 2003 yılında 26.6, 2004 yılında 24.6 kat iken 2005 yılında 23.5 kata inmiş. Yani burada da geçmişe göre bir iyileşme var. Yani rakamları siyasete alet eden TÜİK değil bizzat Yalçın Doğan'ın kendisi. Bence bu yazdıklarımı ilk sayfaya taşıyın da herkes durumu görsün.

Bence uzerinde odaklanmamiz gereken onemli istatistik gelir dagilimi degil. Birisi bana gelir dagilimi duzelmis dedigi zaman bu iyi mi kotu mu bilemiyorum. Neden? Insanlar yoksullasirken de zenginlesirken de gelir dagilimi duzelebilir, bozuladabilir. Peki benim icin hangi istatistik onemli?

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Regülasyon Nedir    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Benim icin onemli olan istatistik gelirin reel eksendeki dagilimidir. TUIK'in yayinladigi aclik ve yoksulluk istatistikleri bize bu resimden bir kesit sunuyor mesela. Bu rakamlar her sene kendi enflasyonlari kadar ayarlaniyor ayrica. O yuzden sabit bir sepetin icerisindeki urunleri satin alabilen ve alamayan insanlarin sayisini her sene takip edebiliyoruz. O yuzden benim tercih ettigim istatistik bu.

Bu arada dolar bazinda yayinlanan istatistikleri dogru bulmuyoruz, zira reel doviz kurundaki artis ve azalislar resmi bulaniklastiriyor. Turk lirasi son yillarda deger kazandigi icin gunde 1 dolarin uzerinde harcama yapabilen Turklerin sayisinda ciddi artis oldu, ancak bu artisin ne kadarinin TL'nin deger kazanmasindan dolayi oldugunu bilmedigimiz icin resmi net goremiyoruz. O yuzden 2 sene sonra TL deger kaybettiginde bana gelip de bakin $1'in altinda para kazanan insanlarda artis var, demek ki yoksullastik demeyin.

0 Yorum Var.: